162
Şeref Kocakaya
milliyetçi şahıslar işkence hapis cezasına çarptırılmış, kimi de Irak ‘ın güneyine sürgün
edilmiştir. Bunlardan Ömer Namık Ağa, Karahacı Emin Neftçi,Kemal Hasan, Sıdık Bey
Aslan örnektir.
1925 yılında yayınlanan Irak anayasasında eşit adalet yazılmışken, Türkmenlerin herhangi
bir milli hakları yer almamıştır. Araplar ve Kürtler siyasi örgütlenme yaparken, Türkmenlere
yasak getirilmiştir. 1936 yılında Arapça, 1948 de Kürtçe radyo yayını yapılırken, Türkmenlerin
yayın isteği reddedilmiştir. Artık bu krallık ikinci dönem olarak Türkmenlerin milli ve
kültürel haklarını yasaklamıştır. Daha sonra Türkmeneli bölgesi demografik değişikliğe
uğramıştır. Bölge dışından göçler, yeni yerleşim merkezleri yapılmaya başlamıştır. 192ve
-1946 yıllarında Türkmenlere toplu kıyımlar yapılmıştır. Nüfus sayımlarında Türkmenler
%13’ken % 10 olarak gösterilmiştir.
3. dönem ise Cumhuriyet dönemi olarak, askeri darbe ile gerçekleştirilmiştir. General
Abdülkerim Kasım başkanlığında kurulan cumhuriyet yönetimi Türkmenler tarafından
resmi bir heyet ile kutlanmıştır. Türkmenlere yakınlık gösteren Kasım rejimi,1958 yılında
Türkmen radyo yayınını kabul ederek mazlumiyetin giderilmesine söz vermiştir. Fakat bu
durumu kıskanan kimi siyasi gruplar kanlı planlar hazırlayarak,14 Temmuz 1959 tarihinde
Kerkük’te önemli şahsiyetlerini şehit etmişlerdir. Bunlardan tanınmış lider Ata Hayrullah bir
örnektir, .Bu kasaplıktan sonra Türkmenlerde milli duygu artmış ve gizli olarak örgütlenmeye
başlamışlardır. Kasım rejimimden sonra gelen Arif dönemi Türkmenlere yakınlık göstererek
moral vermiştir. Fakat yine siyasi haklar tanınmamış, mazlumiyet durdurulmuştur.
Çok sürmeyen Arif dönemi ardından Saddam rejimi 1968 yılında yönetimi askeri
darbe ile elde etmiş, Irak ve özellikle Türkmenlere kanlı bir dönem başlamıştır. Koyu bir
ırkçı olan Saddam Türkmenlere, toplu idam, hapis ,sürgün, işkence ve değişik siyasi, idari
baskılar uygulamaya başlamıştır.1970 yılkında kültürel haklar tanımak zorunda kalmışsada
siyasi bir manevra olarak uygulamıştır. Biçimsel olan bu haklar, bir yıl geçmeden ortadan
kalkmıştır. Türkmenlerin en ağır mazlumiyeti bu dönemde olmuştur. Buna karşın Türkmenler
milli varlıklarını korumak amacıyla gizli siyasi örgütlere geçmiştir. 1971 yılında silahlı bir
Türkmen örgüt oluşturan halk, lider İzzettin Kocova, Irak’ın kuzey dağlarında Kürt silahlı
grupları ile yan yana Saddam rejimine karşı harekete geçmiştir. Bundan büyük korku
duyan rejim, baskılarını kısmen azaltmak zorunda kalmıştır. 1980 yılında Saddam rejimi
Türkmenlerin en başta gelen liderlerinden emekli albay Türkmen Kardeşlik Ocağı başkanı
Abdullah Abdurrahman ile diğer mücadeleci arkadaşları Necdet Koçak, Rıza demirci, Adil
Şerif ve diğerlerine toplu idam ve hapis cezaları vermiştir. Bu idamlar 1980 yılında Irak-İran
savaşı sırasında Türkmen subaylara da uygulanmıştır. Başta General İsmet Sabır ve diğerleri.
1991 yılında Irak’ta rejim karşıtı yapılan büyük ayaklanma sonrası Kuzey Irak’ta
kurulan güvenli bölgede Irak muhalefet grupları ile birlikte Türkmenlerde siyasi harekete
geçmiştir. Irak Milli Türkmen Partisi önderliğinde olan bu milli hareket, siyasi, askeri
ve kültürel etkinlikler yaparak Türkmenlere büyük moral vermiştir. Ardından çok sayıda
kuruluş ve hareketler kurulmuştur.
Kanlı diktatör Saddam rejimi, 2003 yılında uluslararası güçler tarafından yok
edildikten sonra Türkmenlerin beşinci dönemi, demokrasi dönemi başlamıştır. Burada
Irak’ta siyasi kararlarda ağır basan ABD temsilciliği yine Türkmenleri göz ardı etmiştir.
Bir kaç yönetim değiştiren Irak Devleti, Türkmenlere demokratik düzeyde yeterince hak
tanımamaktadır. Maddi ve manevi bakımdan cılız kalan Türkmenler, uluslararası destek
bulamamaktadır.
Bunda iki, ana neden vardır.
Birisi Irak yönetimini adaletten yoksun bir yöntem olarak kullandığı, sürekli
olarak Türkmenleri yönetimden dışlamasıdır. İkinci neden ise, bizzat Türkmenlerden
kaynaklanmaktadır. Çok sayıda siyasi sahada olan Türkmen parti ve kuruluşları bir araya
163
Türk Birliği Yolunda
Avşar Türkmenleri Sempozyumu
gelememekte, tek ortak yönetim kurmakta zorlanmaktadırlar. Ayrıca deneyimli,ciddi
yöneticilere fırsat tanımamaktadırlar.
Bugün Türkmenlerin ihtiyaç duyduğu konu, uluslararası desteğin verilmesi, tüm
Türk devlerinin Irak Türkmen sorununu bir milli görev olarak gündemde tutarak yakından
destek sağlamasıdır. Bu konuda özel bir çalışma programımın hazırlanması gerekir.
Kurultay üzerime dilek ve temennilerimize gelince, Türk’ün dostu yalnız Türk iken,
birleşmenin yollarını bulmalıyız. Türk’ün dostu yokken kardeşi çoktur. Dosta ne ihtiyaç.
Maşallah 7 devlet varken Avrupa Birliği kapısında beklemeye ne gerek. Topraklarımız,
yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz ile neden birlik olmayalım. Bugün anavatan Türkiye
Cumhuriyeti, süper ülkeler düzeyindeyken, bir Türk olarak arkasında gerçekçe durmalı
ve işbirliği içinde olmalıyız. Aramızda insani bir sınır yokken, coğrafi sınırın herhangi bir
anlamı yok. Artık bu devlet başkanlarına düşen bir görev. İnşallah en yakın bir sürede bu
birlik gerçekleşecektir.
Diğer bir konu ise, yazı dilimiz artık birleşmeli ve Türkiye Cumhuriyetinin kullanmakta
olduğu yazı dili 400 milyonluk Türk ulusunun ortak dili olmasını benimsemektir.
Son olarak Kurultayı düzenleyen, destekleyen ve izleyenlere şükranlarımızı sunar,
Ulu Tanrı’dan kararlarının uygulanmasını dileriz.
Hepinizi Yüce Tanrıya ısmarlar ve hoşça kalın.
Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin.
1
‘Alî-rızâ, Sarrâfî, “İran Türklerinin Dili ve Folkloru”, s. 61; Bu tahminlerin tam gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Her şeyden önce
ülkede etnik kökene dayalı nüfus sayımının yapılmaması araştırmacıların gerçeğe ulaşmasını engellemektedir. En doğru ve kesin sonuçlar
nüfusu tamamıyla Türklerden oluşan özellikle ülkenin kuzeybatısındaki yerleşim birimlerindeki nüfus sayımlarının toplamıdır. Değişik
etnik grupların bir arada yaşadığı, özellikle ülkenin orta, güneybatı ve kuzeydoğusundaki yerleşim birimlerindeki nüfus oranı ve yüzdeleri
ise tam olarak bilinmemektedir. Ancak Türklerin nüfusunun, toplam ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturduğunu tahmin etmek
gerçekçi ve doğru bir yaklaşım olsa gerek.
2
İrec, Afşar Sîstânî, Muⱪaddemé-yi Ber Şinaḫt-i
İlhâ, Çadur-nişînân ve Tavâ’if-i ‘Aşâ‘irî-i İran, c. 1, Baskı: 2, Müassesé-yi Âmûziş ve
İntişârât-i Nesl-i Dâniş, Tahran, 1368, s. 94-95; Şahsévenler, Erdebil İli’nin kuzeyi, Méşkin-şehr ve Muġan bölgelerinde yaşamaktadırlar.
Erdebil kenti yöresindeki Şahsévenler genelde yerleşmiş durumdalar. Geri kalanları ise Méşkin-şehr göçebeleri ile yaklaşık 30-40 boyu
oluşturmaktalar. Araştırmacılara göre Şahséven Éli (Boybirliği) başlangıçta 32 boydan oluşmaktaydı. Ancak zaman geçtikçe büyük boyların
parçalanması ve her boyu oluşturan küçük altboyların genişlemesiyle, yeni oluşan kollar, zamanla gelişerek, yeni boyları oluşturmuşlardır.
Doğu Azerbaycan ilindeki Şahsévenler genelde iki ayrı gruptan oluşmaktadırlar:
1. Méşkin Şahsévenleri: Méşkin Şahsévenleri şu tayfalardan oluşmaktadır:Hacı Ḫocalı, Ecirli, Cavatlı, Cilov-darlı, Coruḫlu,
Gebeyli, Géyikli, Matsal-beyli, Sarḫran Beyli, Muradlı, Canı-yarlı, Demirçili, Talmişkéyilli (Talış Mikayıllı), Homunlu,
Ⱪurtlar, İsalı, Kor-abazlı, Ⱪoca-beyli, Muġanlı, Piréyvatlı, Ⱪara Ⱪasımlı, Sarı Ceferli (Sarı Caferli), Erepli, Ḫelfeli, Udulu,
Zergerli, Beğdili,
Sarvanlar, Hüséyin Ḫan Beyli, Albabalı, Séyitli ve Ceferli (Caferli).
2. Erdebil Şahsévenleri: Erdebil Şahsévenleri 13 tayfadan oluşmaktadırlar. Bu tayfalar şunlardır:
İrza-beyli, Bey-baġlı, Novruz Eli Beyli (Novruz Ali Beyli), Dursun Ḫocalı, Ⱪozatlı, Ḫamıslı,
Talmışkéyilli (Talış Mikayıllı) ve Cahan Ḫatunlu. Bu boylardan Cahan Ḫatunlu tayfası (oymağı) 7
tire’ye ayrılmaktadır: Şah Muradlı, Aġa Hesenli (Aġa Hasanlı), Şamlı, Ⱪarovullu, Hesenli (Hasanlı),
Ahmedli ve Korlar. bkz. İrec, Afşar Sîstânî,
İlhâ, Çadur-nişînân ve Tavâ’if-i ‘Aşâ‘irî-i İran, c. 1, s.
94-95.
3
Ⱪaraçorlular’ın yaylaⱪ ve ⱪışlaⱪları, Ⱪaşⱪa Dağ ve Ⱪuru Çay bölgelerinde yerleşmektedir. Genelde 3 ayrı altboydan oluşmaktalar.
Bunlar: Kiçikli, Ⱪorçlu ve Atmiyanlı (Gön Papaⱪ)lardır.
4
İrec, Afşar Sîstânî,
İlhâ, Çadur-nişînân ve Tavâ’if-i ‘Aşâ‘irî-i İran, c. 1, s. 110-115.
5
Genellikle sınır bölgelerinde (Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları boyunca) yaşamaktalar. Yaylaⱪları, Şiver dağları, ⱪışlaⱪları ise, Aras
Irmağı kıyısında, Lârican’dan yukarıdaki bölgelerde yer almaktadır.
6
Bu boyun yaylaġı Mişgber yükseklikleri, ⱪışlaⱪları ise Aras Irmağı’nın kıyısı, Ḫudâferin çevresindedir. Hacalılı tayfasının önemli
tireleri şunlardır: Ⱪaraḫanlı, Yaġ Bestili ve Mıġadem.
7
Bu boy Çelebiyanlılar’dan ayrılmış ve Keléyber’in kuzey dağlık bölgelerinde yaylaⱪlarını geçirmekte, Aras Irmağı kıyısında da
ⱪışlaⱪlamaktadırlar. Günümüzde bu boy genellikle Ḫudâferin bölgesi, sınır köylerinde yerleşmişlerdir. Adı geçen ⱪışlaⱪlar onların kendi
adıyla da anılmaktadır.
8
Bu boy da köken olarak Ⱪaraçorlular’dan sayılır, fakat daha sonra onlardan ayrılmış ve Yaft bölgesinde ⱪışlaⱪlarını geçirmektedirler.
9
Bu boy Eşgber çevresinde yaylaⱪ, Aras Irmağı kıyısında da ⱪışlaⱪlarını geçirmektedir.
10
Bu boy da Eşgber çevresinde yaylaⱪ, Aras Irmağı kıyısında da ⱪışlaġını geçirmektedir.