Türk diLİ tariHİ Başlangıcından Yirminci Yüzyıla



Yüklə 4,22 Mb.
səhifə24/181
tarix13.10.2023
ölçüsü4,22 Mb.
#127472
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   181
0260-Turk Dili Tarihi-Bashlangicinda Yirminci Yuzyila(Ahmet B. Ercilasun)

DOKUZUNCU BÖLÜM
1. KÖKTÜRKLER
M.S. 401 yılında Kansu bölgesinde kurulan Kuzey Liang devletinin Türk tarihinde özel bir önemi vardır. Devleti kuran Meng Hsün'ün ataları, Asya Hun devletinde önemli bir mevki olan "sol cü-çü" mevkiini işgal edi­yorlardı. Çin kaynaklarına göre M.S. 200'lerde Cü-çü'ler 19 Hun boyunun en asili idi (Gömeç 1997: 10). Meng Hsün, Kansu'da devletini kurarken "dedelerinin bu topraklarda oturmuş olduklarından ve kendilerinin de bura­larda doğup büyüdüklerinden" bahsetmiştir (Onat 1987: 32). Bu ifadelere göre Cü-çü ailesi uzun zamandan beri Kansu'da oturuyordu. Kuzey Liang devleti, Tabgaç hükümdarı Tay-wu tarafından 439 yılında yıkıldı (Taşağıl 2002: 654). Bunun üzerine Aşina önderliğinde 500 ailelik bir grup Juan-juanlara sığındı ve bir süre sonra Altay dağlarına yerleşti (Kafesoğlu 1996: 92; Taşağıl 2002: 654). Tay-wu tarafından 439'da Kuzey Liang devletinin yıkılışını ve Aşina önderliğinde 500 ailelik bir grubun kaçarak Altay dağla­rına yerleşmesini tarihçilerin bir bölümü Bozkurt efsanesiyle birleştirir.
Aşina önderliğindeki grup, Altay dağları civarında yaşayan çeşitli Türk boylarıyla genişleyerek Köktürkleri oluşturdu. Köktürkler Juan-juanlara tâbi idi ve onlar için demir silâhlar üretiyorlardı. 534 yılında başlarında Bumın bulunuyordu. Bumın, büyük yabgu Tu-wu'nun oğlu idi. Tu-wu'nun babası ise A-hsien-şi (Bilge Şad) unvanını taşıyordu (Kafesoğlu 1996: 93; Golden 2002: 96).
Bumm 534'te Batı Tabgaç devletiyle ilişki kurmuş, 542'de Çin'e akın yapmıştı. Batı Tabgaç devleti 545'te Köktürklere Soğdak asıllı bir elçi gön­derdi. Köktürkler bundan büyük bir memnuniyet duyarak elçiyi "imparator­luktan nezdimize heyet geldi, devletimiz bundan gurur duyar" sözleriyle karşıladılar. Ertesi yıl kendileri de Tabgaçlara elçi gönderdiler (Kafesoğlu 1996: 93; Taşağıl 2002: 655). Böylece Köktürkler bölgelerinde uluslar arası ilişkilere girmiş bulunuyorlardı. Bu sırada Tölisler, Juan-juanlara baş kal­dırmıştı. Bumın bu ayaklanmayı 546 yılında bastırdı ve 50 000 ailelik bir Tölis grubunu kendine bağladı. Juan-juan hükümdarı A-na-kuey'e elçi gön­dererek kızını istedi. Bu hareket A-na-kuey'i çok öfkelendirdi; "sen benim demir işlerimde çalışan bir kölemsin, nasıl böyle bir teklifte bulunabilirsin?" mesajıyla Bumm'a elçi gönderdi. Bumm elçiyi derhal öldürdü ve Juan-juanlarla ilişkisini kesti (Taşağıl 2002: 655). 552 baharında âni bir baskınla Juan-juan devletini ortadan kaldırdı. İl Kağan unvanıyla Ötüken'de impara-
80 Ahmet B. ERCİLASUN
Juan-juan devletini ortadan kaldırdı. İl Kağan unvanıyla Ötüken'de impara­torluğunu ilân etti. Ancak Bumın aynı yıl vefat etti. Yerine geçen oğlu Kara Kağan da uzun yaşamadı. 553'te kağan olan Bumın'ın diğer oğlu Mukan ve Batı'da devleti idare eden Bumın'ın kardeşi İstemi zamanında Köktürk Ka­ğanlığı gücünün zirvesine ulaştı (Kafesoğlu 1996: 93 vd; Taşağıl 2002: 655-656); Çin, Sâsânî ve Bizans gibi, Orta Çağ başlarının en büyük üç yerleşik gücünün kuzeyinde, Mançurya'dan Karadeniz kıyılarına dek uzanan büyük bir imparatorluk hâline geldi.
Köktürk anıtlarında Bumın olarak geçen kurucu kağanın adı Çin kay­raklarında Turnen şeklindedir. Bu, büyük bir ihtimalle Türkçe Tuman (du­man) kelimesidir. Tuman Kağan'ın oğlu Mukan/Muhan ise Türkçe Buka+n (boğa) olmalıdır. Köktürk tarihçisi Klyaştomi'nin fikrine göre Bukan ile Tümen kelimeleri, bu kağanların 160-180 yıl sonraki torunları (Bilge Kağan ve çağdaşları) tarafından karıştırılmış ve anıttaki Bumın adı bu karıştırma sonucu ortaya çıkmıştır. Köktürk anıtlarında Bumın ve Mukan'ın ayrı ayrı adlarının geçmemesi bu fikri desteklemektedir. Çünkü biri kurucu, diğeri kağanlığı zirveye ulaştıran bu şahsiyetlerin ikisinin de anıtlara yansı­ması beklenirdi. Öyle anlaşılıyor ki 160-180 yıllık sözlü gelenek iki büyük şahsı, tek bir Bumın isminde birleştirmiştir. Tuman (duman) ve Bukan adlarının, Asya Hunlarının iki büyük hükümdarı Teoman (Tuman) ve Motun (Boğa+tur) ile aynı olması da Türk kültür devamlılığı açısından son derece dikkat çekicidir. Müslümanlıktan önceki Orhun merkezli iki büyük hanedanın kurucu baba ve oğulu, Tuman ve Boğa adlarını taşımışlardır.
Kağanlığın batı kanadını Tanrı Dağlarındaki Ak Dağ (Ek Tag) bölge­sinde oturan (Kafesoğlu 1996: 95) İstemi Yabgu yönetiyordu. Köktürk anıt­larında adı İstemi (İştemi ?) şeklinde geçen bu büyük devlet adamı, Arap kaynaklarında Sincibû Hâkan, Bizans kaynaklarında Silzibul olarak geçer (Golden 2002: 103). Arap ve Bizans kaynaklarındaki şekil, Türkçe Sir Yabgu'nun karşılığıdır. Sir/Sır kelimesi sı- fiilinden gelir ve "kıran, muzaf­fer" demektir (Ercilasun 2002: 28). Reşideddin Oğuznâmesindeki İnal Sır Yavkuy Han, Şecere-i Terâkime'deki İnal Yavı Han, Bumın'ın kardeşi İstemi Yabgu ile aynı şahsiyettir (Ercilasun 2002: 28). Anıtlardaki İstemi adı, Sir Yabgu'nun Çinceleşmiş biçimi olabilir. Esasen İstemi kelimesi Çin kaynaklarında, benzer şekilde Şi-tien-mi ve Se-ti-mi olarak geçmektedir (Taşağıl 2002: 703).
İstemi, önce Sâsânîlerle ittifak yaparak 557 yılında Akhun devletini yıktı; Akhunlardan alınan toprakların Ceyhun'a kadar olan bölümüne Köktürkler sahip oldular. İttifak dolayısıyla İstemi'nin kızı Fakim (Taşağıl 2002: 671), Sâsânîlerin ünlü hükümdarı Nûşirevan'la evlendi. Fakim keli-
TÜRK DİLİ TARİHİ 81
mesi Türkçe Begim olmalıdır. Bu evlilikten doğan Sâsânî hükümdarı Hür­müz, Türkzâd (Türk'ten doğma) lâkabıyla anıldı. Fars ve Türk edebiyatının ünlü mesnevilerinden Hüsrev ü Şîrin'in kahramanı Hüsrev, Hürmüz'ün oğludur. Hürmüz'ün ana tarafından dedesi İstemi Kağan olmaktadır.
Sâsânîlerle Köktürkler arasındaki ittifak uzun sürmedi. Nûşirevan, İs-temi'nin elçilerini öldürtünce İstemi bu defa Bizans'la ilişki kurdu. 567 yı­lında İstanbul'a, Soğdak tüccar Maniak başkanlığında bir elçilik heyeti ve bu heyetle birlikte İskitçe (Türkçe) bir mektup gönderdi (Kafesoğlu 1996: 95). Elçilik heyetindeki Türk atlıları 567 sonlarında İstanbul sokaklarında dolaştı. 569 yılında Bizans da Zemarkos başkanlığında bir elçilik heyetini İstemi Kağan'a gönderdi. Zemarkos'la İstanbul'a giden Köktürklerin ikinci elçilik heyetinin başkanı Tagma Tarkan idi (Golden 2002: 105). Tagma Tarkan, İstanbul'da, Türkçe adını bildiğimiz ilk Türk elçisidir.
Bizans'la İstemi Kağan arasındaki diplomatik münasebetler kısa za­manda meyvasını verdi. Sâsânîlerle Bizans arasında 20 yıl sürecek olan (571-591) savaşlar başladı (Grousset 1980: 96). Güneybatıda Ceyhun ırma­ğına dayanan İstemi Kağan, kuzeybatıda da Sabir ve Bulgar Türklerini hâ­kimiyeti altına alarak Kırım yarımadasına dayanmıştı. 572'de doğudaki bü­yük kağan Mukan, 576'da İstemi öldü.
İstemi'nin ölümü sırasında Bizans imparatoru 2. Tiberius Köktürklere, Valentinos başkanlığında bir elçilik heyeti göndermişti. Valentinos'u Aral gölü civarında Türk Şad adlı bir Köktürk şehzadesi (muhtemelen İstemi'nin oğlu) karşılar. Ancak Bizanslılar Köktürklerle yaptıkları anlaşmaya aykırı olarak Avarların Panonya'ya (Doğu Macaristan'a) yerleşmelerine müsaade etmişler ve Kafkasların güneyinde de Sabirleri dağıtmışlardı. Bu sebeple Türk Şad, Valentinos'u ağır hakaretlerle karşıladı. Parmağını ağzına sokarak "on diliniz var ama hileniz bir" dedi. "Kılıçlanarak değil, atların ayakları altında karınca gibi ezilerek öldürülmeyi hak eden" Avarlara nasıl barınacak yer verdiklerinin ve Sabirleri dağıtmalarının hesabını sordu ve şöyle devam etti: "Ben, esirlerimiz olan Uar-Huni'lerin (Avarların) hangi yoldan Bizans'a gittiklerini biliyorum. Dinyeper'in, Meriç'in nerede olduğunu, Tuna'nın nereye aktığını da biliyorum. Gün doğusundan gün batısına kadar ülkeler bize diz çökmüştür, Bize karşı gelmek cesaretini gösteren Alanları, On-Ogurlan görüyorsunuz. Roma'ya da geleceğiz." Üstelik Valentinos ve heyeti İstemi Kağan'ın ölümü dolayısıyla Türklerin yas içinde olduğunu da düşün­memiş ve saygısızlık etmişti. Türk Şad onlara zorla yoğ törenini izletti. Son­ra da Ek Tağ'da bulunan ve İstemi'nin yerine geçmiş olan Tardu'nun yanına gönderdi. Valentinos'un dönüşünde de Türk Şad'ın kumandanlarından Bukan (Boğa), Kırım'da Bizans'a ait Kerç kalesini zaptetti (Kafesoğlu 1996:
Ahmet B. ERCİLASUN
96, 98; Taşağıl 2002: 663; Golden: 2002: 105-106). Bu, anlaşmaya uymayan Bizans'a ciddî bir gözdağı idi.
Türk Şad'ın 576 yılındaki bu sözleri Türklerin hâkimiyet anlayışını ve geniş ufukluluğunu (vizyonunu) göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Hele "gün doğusundan gün batısına kadar ülkeler bize diz çökmüştür" cüm­lesinin 156 yıl sonra Köktürk anıtlarında, kuzey ve güney yönlerini de içine alacak şekilde aynen tekrar edilmesi, Türk hâkimiyet anlayışının devamlılığı açısından hayret vericidir. 732 yılında, Köl Tigin bengü taşında, Bilge Kağan aynen şöyle diyor: "İlgerü kün togsıkka - Doğuda gün doğusuna, birigerü kün ortusıŋaru - güneyde gün ortasına, kurıgaru kün batsıkıŋa - batıda gün batısına, yırıgaru tün ortusıŋaru - kuzeyde gece ortasına kadar, anta içreki bodun - bu sınırlar içindeki milletler, kop maŋa körür - hep bana itaat eder." (KT G 2).
553-572 yılları arasında ülkenin asıl (doğu) kanadını idare eden büyük kağan Mukan 555'te Juan-juanlara son darbeyi vurmuş, doğudaki Moğol­larla kuzeydeki Kırgızları kendisine bağlamış, 558'de Tibet'in kuzeydoğu­sundaki Tu-yü-hun'ları yağmalamıştı (Kafesoğlu 1996: 94; Taşağıl 2002: 657; Golden 2002: 103). Çi ve Batı Wei (557'den sonra Cou) olarak parça­lanmış bulunan Çin devletlerine sürekli akınlar yaparak onları baskı altında tutmuş, Cou devletini yılda 100 000 top vergiye bağlamış ve Cou başkentin­de 1000 kişilik bir askerî üs bulundurmuştur (Taşağıl 2002: 658-659).
Çin kaynaklarına göre Mukan "zeki, bilgili, sert tabiatlı... askerî müca­delelerde çok haşin" bir kişiliğe sahipti. Yüzü geniş ve kızıl renkli, gözleri cam gibi donuk gri idi (Taşağıl 2002: 659).
Köktürk bengü taşlarında Bumın (Tuman), İstemi (İnal Sir Yabgu) ve Mukan (Bukan=Boğa) dönemi şöyle anlatılır:

Yüklə 4,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə