TüRKİye büYÜk millet mecliSİ fethullahçi teröR ÖRGÜTÜNÜN (fetö/pdy) 15 temmuz 2016 tariHLİ darbe giRİŞİMİ İle bu teröR ÖRGÜTÜNÜn faaliyetleriNİn tüm yönleriyle



Yüklə 5,1 Mb.
səhifə25/51
tarix14.06.2018
ölçüsü5,1 Mb.
#48487
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   51

2.1.1.1. Türkiye’de Genel Durum

15 Temmuz Darbe Girişimine gidilen süreçte, darbecilerin darbeye uygun ortam olarak göstermeye çalıştıkları husus ülkemizin istikrarına kasteden birden fazla terör örgütüyle aynı anda mücadele etmekte olmasıdır. 2015 Temmuz ayında çözüm sürecini bitirerek “ateşkesi bozduğunu” açıklayan ve saldırılarını arttıran PKK terör örgütü, güvenlik güçleri ve sivil can kayıplarına neden olan eylemler düzenlemekte, bazı ilçelerde “özyönetim” adı altında ayaklanma provaları yapmakta ve bunlara karşı güvenlik operasyonları düzenlenmektedir.

DEAŞ ise darbe girişimine giden süreçte ülkemizin istikrar ve güvenliğini hedef alan diğer bir terör örgütü olarak karşımıza çıkmakta ve sivillerin hedef alındığı kanlı saldırılar düzenlemektedir. Bu örgütle mücadele de ülkemizin enerjisini hasrettiği bir diğer alandır.

Keza, FETÖ’ye karşı mücadele bu dönemde hız kazanmış, kamu kurumlarına sızdığı tespit edilen örgüt üyelerinin tasfiyesine başlanmış olup, ayrıca örgütün yurtiçi ve yurtdışındaki finans ve beşeri sermaye kaynakları zayıflatılması için hukuki ve idari önlemler alınmaktadır.

Örgütle iltisaklı kamu görevlilerince 7 Şubat’ta MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması hadisesinden itibaren, FETÖ’nün siyasal iktidarı ele geçirme hedefinin nispeten açığa çıktığı, dershanelerin kapatılması süreciyle örgütün açıkça hükümete karşı cephe aldığı, bu bağlamda, kendisine müzahir basın yayın kanallarında ükenin ekonomik durumunun kötüleştiğine dair yayınlar yaptığı, “darbe olabileceğine” dair tartışma ve yorumlarda bulunulduğu, “hükümetin-siyasal iktidarın meşruiyetini kaybettiğine”, “yolsuzluk ve hukuksuzluğun arttığı” yönünde algı oluşturulmaya çalışıldığı açıktır.

Bu süreçte özellikle 17-25 Aralık 2013 “operasyonları” sonrası Hükümet, FETÖ’nün tasfiyesi için öncelikle emniyet ve yargı kadrolarında örgüt mensuplarını tasfiye çalışmalarına başlamıştır. Ancak, 15 Temmuz Darbe Girişimi, bu mücadelenin yeterli olmadığını, askeri kurumlar başta olmak üzere, kamunun her alanında bu mücadelenin yeteri kadar verilmediğini gözler önüne sermiştir. 17 Aralık 2013 darbe teşebbüsü sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı organları ve güvenlik kurumları başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında FETÖ’ye mensup ya da iltisaklı personelin tasfiyesinde güçlükler yaşanmıştır. Mevzuatın çıkardığı güçlükler ve kurumlarda yerleşik yönetim kademesindeki FETÖ mensuplarının gösterdiği direnç bunun başlıca sebeplerinden olmakla birlikte, FETÖ’nün illegal yapı niteliğini teşhis konusunda yaşanan gecikme ve ihmaller de mücadelenin yetersizliğinde önemli rol oynamıştır.  

Son olarak, darbe girişimi öncesinde MİT başta olmak üzere güvenlik ve istihbarat kurumlarından elde edilen bilgilerle TSK’da kadrolaşmış FETÖ mensuplarının tespit edilerek 3-5 Ağustos 2016 tarihlerinde yapılması öngörülen YAŞ toplantısında ihraç edilmeleri yönünde çalışmalar yapıldığı, örgütün bunun farkında olduğu ve son bir hamleyle 15 Temmuz Darbe Girişiminde bulunduğu yönünde kanaat ve değerlendirmelerin de yaygın olduğu gözlenmektedir.266

Bu konuya ilişkin Eski Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu Komisyon’a göndermiş olsuğu cevabi yazıda şunu ifade etmiştir:

Bu örgütün TSK bünyesinden tasfiyesi için en önemli mekanizma niteliğindeki atamalı YAŞ toplantıları benim Başbakanlık dönemimde bir kez, 3 Ağustos 2015’te gerçekleştirilmiştir. Bilindiği gibi Aralık YAŞ toplantılarında atama işlemi yapılmamaktadır. 2015 YAŞ toplantısında bana ve Sayın Cumhurbaşkanımıza intikal eden bilgiler, birlikte yaptığımız istişarî görüşmelerde değerlendirilmiş ve TSK’nin teamül ve kuralları da göz önünde bulundurularak bu güzide ve stratejik kurumumuzun bu tür yıkıcı unsurlardan arındırılması için kapsamlı adımlar atılmıştır. Haklarında yeterli istihbarî veri olmayan ancak şüphe izhar edilen unsurların, karşı karşıya kalınan tehlikenin bertaraf edilmesi amacı ile bu toplantı sonrasında tarafımca devletimizin idari ve istihbari birimlerine vermiş olduğum talimat çerçevesinde, TSK içindeki FETÖ mensuplarına yönelik daha derin bir çalışma başlatılmıştır. Nihayetinde, bu çalışmalar sonrası hazırlanan liste, darbe girişiminde ortaya çıkan gerçeklerin de ışığında 2016 YAŞ toplantısında karara bağlanarak çok ciddi sayıda FETÖ mensubu, TSK’dan uzaklaştırılmıştır. Kanaatimce ve 15 Temmuz sonrasında darbe hazırlıklarına ilişkin ulusal medyamıza da yansıyan, darbeye katılmış askeri ve sivil unsurların yargı makamlarımız önünde vermiş oldukları ifadelerin de teyit ettiği üzere, örgütü telaşlı bir şekilde 15 Temmuz darbe girişimine yönelten ana saiklerden biri de, 2015 YAŞ toplantısında yapılan tasfiyeden yara almış olan örgütün 2016 YAŞ toplantısı çerçevesinde yapılması planlanan ve hazırlıkları benim başbakanlığım döneminde başlatılmış, devletimizin idari ve istihbarî birimlerinin bu bağlamda yaptığı çalışmalardan duyduğu kaygıdır. Bahar aylarına girdiğimizde Genelkurmay Başkanımıza 2016 YAŞ’ı için yürütülen çalışmaların hızlandırılması talimatını vermiştim. Genelkurmay Başkanımız da MİT Müsteşarımız ve bu konuda ilgi ve bilgi sahibi bütün kaynaklarla yoğun bir çalışma içinde olduklarını tarafıma ifade etmiştir.”

2.1.1.2. Dünyada ve Bölgede Genel Durum

15 Temmuz sürecine yaklaşılırken yurtdışındaki ilişkilerimize bakıldığında, Avrupa Birliği ile ilişkilerin iyi durumda olduğu, AB’ye üyelik sürecimizde yeni fasıl açılmasının gündemde bulunduğu, keza vatandaşlarımızın AB/Schengen ülkelerine vizesiz seyahat edebilmelerine olanak tanıyan bir andlaşmanın yapıldığı, ayrıca, Avrupa ülkelerinin büyük önem atfettiği düzensiz göçün önlenmesi konusunda AB ile mutabakata varıldığı bir dönemden geçilmiştir.

Bu süreçte FETÖ yurtdışına yönelik propagandasında ülkemizde basın özgürlüğü konusundaki uygulamaları eleştirmekte, FETÖ’ye finansman sağlayan şirketlere yönelik alınan idari ve hukuki tedbirleri “girişim hürriyetine aykırılık” bağlamında yansıtmaya gayret etmektedir.

Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaşın neden olduğu terör, ülkemizi de hedef almakta, buna karşın, 3 milyona yakın Suriyeli yaşanan insanlık dramından kaçarak ülkemizin istikrar ve güven ortamına sığınmaktadır. Halkımız bu göçmenleri büyük özveriyle kabul etmiş ve Hükümetin bu yöndeki insancıl politikasına destek vermiştir.

Amerika Birleşik Devletleri’nin, bu dönemde bölgedeki DEAŞ unsurlarıyla savaşma konusunda piyade gücü olarak PYD/YPG unsurlarını kullanma eğiliminde olduğu görülmektedir. Ülkemizce ABD’nin bu politikasına karşı çıkılmakta, PYD/YPG’nin PKK’nın bölgede isim değiştirmiş bir uzantısı olduğu, bir terör örgütnün başka bir terör örgütüyle mücadele ediyor olmasının kendisinin terörist niteliğini değiştirmeyeceği vurgulanmaktadır. Yurtiçinde yapılan güvenlik operasyonlarında, PKK terör örgütünün ülkemizde kullandığı ağır silahların ele geçirildiği, bu silahların piyasadan satın alınamayacak nitelikte olduğu, dolayısıyla PYD/YPG’ye DEAŞ ile savaşması için yapılan lojistik yardımın ülkemize karşı kullanıldığına ülkemizce işaret edilmektedir.

Rusya Federasyonu, sınır ihlali nedeniyle güvenlik birimlerimizce düşürülen savaş uçağı nedeniyle ülkemizle ilişkilerini sınırlamış, ancak 15 Temmuz’a yaklaşılan süreçte ikili ilişkilerdeki bu badire de atlatılmaya başlanmış ve karşılıklı güven arttırıcı adımlar atılmıştır. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şangay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerin yoğunlaştırılabileceği yönünde mesajlar vermiştir.



2.1.1.3. Darbe Öncesi Genel Kronoloji

Gelişen süreçte yurt içi ve dışında yaşananlara kronolojik sırasıyla bakıldığında;

2009 yılında Başbakan sıfatıyla Davos Zirvesine katılan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ocak 2009 tarihinde İsrail Devlet Başkanı Simon Peres, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve Arap Konseyi Genel Sekreteri Amr Musa’nın katıldığı “Gazze: Ortadoğu’da Barış” konulu oturumda “one minute” çıkışını yaptı.

17 Eylül 2010’da ÖSYM Başkanlığınca, 10-11 Temmuz 2010 tarihinde yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Testi, sınav sürecinde bazı usulsüzlüklerin yapıldığı kanaati ile iptal edildi.267

14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6110 sayılı kanun ile yargıtay hukuk dairesi sayısı 23, ceza dairesi sayısı ise 15’e çıkartıldı.268 Böylece Yargıtay için 137 yeni kadro ihdas edildi. Sonrasında, boş bulunan üyeliklerle birlikte toplam 160 yeni üye seçildi.

15 Mart 2011’de Suriye’de gerçekleşen kitlesel gösteriler, halen devam etmekte olan Suriye Krizinin başlangıç noktası oldu.269

6 Ocak 2012’de TSK 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklandı.

7 Şubat 2012’de İstanbul Özel Yetkili Savcısı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifade vermeye çağırdı.

3 Temmuz 2013’de, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı bir gazetecinin kendisine sorduğu “SBS kalkıyor mu, dershaneler kapatılacak mı” sorusuna, “Çok kısa, SBS kalkıyor, dershaneler kapanıyor” yanıtını verdi.

Aynı yıl Kasım Ayı ortalarında Milli Eğitim Bakanlığının dershanelere ilişkin düzenleme taslağı üzerinde tartışmalar yoğunlaştı. Zaman Gazetesi “Eğitime Büyük Darbe” (14 Kasım 2013) ve “Böyle Bir Yasa Darbe Döneminde Bile Uygulanamadı” (15 Kasım 2013) manşetlerini kullandı.

17 Aralık 2013 sabahı, Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç'in talimatıyla, birçok kişinin gözaltına alındığı büyük bir operasyon başlatıldı.

Gözaltına alınan kişilere, 'rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' gibi suçlamalarının yöneltildiği operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz koordine etti.

O dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alındı. Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, işadamı Rıza Sarraf ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında bulunduğu 26 kişi tutuklandı.

Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı hazırladı. Ancak Emniyet, Savcı'nın talimatlarını yerine getirmedi.

2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamında devlet sırrı niteliğindeki faaliyetlerin deşifre edilmesi suretiyle Milli İstihbarat Teşkilatı üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni teröre yardım eden ülke konumuna sokmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yurtiçinde ve uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmak amacıyla sahte ihbarlarla 1 Ocak 2014 günü Hatay Kırıkhan’da MİT’e ait bir tır ve bir binek oto aranmaya çalışıldı.

6 Mart 2014’te Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri kaldırıldı.270

10 Ağustos 2014’te 12. Cumhurbaşkanı Seçimi yapıldı. Geçerli oyların % 51.79’unu alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin 12. Cumhurbaşkanı seçildi.271

27 Ağustos 2014’te yapılan AK Parti 1. Olağanüstü Kongresinde Ahmet Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı seçildi.

14 Aralık 2014’te İstanbul merkezli yapılan operasyonda Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, İstanbul Terörle Mücadele Şube Eski Müdürü Tufan Ergüder gözaltına alındı. Hidayet Karaca ve Tufan Ergüder tutuklanırken, Ekrem Dumanlı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

13 Temmuz 2015’de 1 Eylül itibariyle dershaneleri kapatılmasını öngören kanun hükmü Anayasa Mahkemesince oyçokluğu ile iptal edildi.

10 Ağustos 2015’de tarihinde 17-25 Aralık Savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara Artvin Sarp Sınır Kapısından Gürcistan’a kaçtı.

12 Ağustos 2015’de PKK/KCK sözde yürütme konseyi eş başkanlığı "Silopi, Cizre, Nusaybin ve Şırnak halk meclisleri bundan sonra devlet kurumlarını tanımayacaklarını ve onlarla hiçbir işlerinin olmadığını, kendi işlerini kendilerinin yapacağını; kendi öz yönetimlerini kuracaklarını ilan etmişlerdir.” açıklamasını yaptı. Bunun ardından muhtelif il ve ilçelerde sözde halk meclisleri tarafından sözde özyönetim ilan edildi. Buralarda terör örgütü militanlarınca barikatlar oluşturuldu, hendekler kazıldı, bombalı tuzaklamalar yapıldı, yaşayanların güvenli alanlara gitmeleri engellendi. Halkın güvenliğini sağlamak ve PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Güçleri tarafından müşterek operasyonlar yapıldı.

26 Ekim 2015’de Koza İpek Grubuna kayyum atandı.

1 Kasım 2015’de 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi 317 (%49,50), Cumhuriyet Halk Partisi 134 (%25.32), Halkların Demokratik Partisi 59 (%10,76) ve Milliyetçi Hareket Partisi 40 (%11.90) milletvekili çıkardı.

4 Mart 2016’da Zaman Gazetesine kayyum atandı.

17 Aralık 2013 darbe teşebbüsü sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı organları ve güvenlik kurumları başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında FETÖ’ye mensup ya da iltisaklı personelin tasfiyesinde güçlükler yaşandı. Mevzuatın çıkardığı güçlükler ve kurumlarda yerleşik yönetim kademesindeki FETÖ mensuplarının gösterdiği direnç bunun başlıca sebeplerinden olmakla birlikte, FETÖ’nÜn illegal yapı niteliğini görme konusundaki isteksizlik de önemli rol oynadı.

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, 17-25 Aralık 2013 sonrasında 4 Genel Müdür Yardımcısı, 36 Daire Başkanı, 74 İl Emniyet Müdürü görevden uzaklaştırıldı, istihbarat, terörle mücadele, kaçakçılık ve organize suçlar, özel harekât başta olmak üzere operasyonel birimlerde görevli 34775 kişinin görev yeri değişti, suça karışan personel hakkında gerekli soruşturmalar yapıldı ve 901 kişi ihraç edildi, 27.03.2015 tarih ve 6638 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda yapılan düzenlemeler ile özellikle müdür rütbesinde bir kısım personel resen emekliye sevkedildi, bazı personelin ise başka kurumlarda görevlendirilmesi sağlandı. Meslekten ihraç edilen kimi personel idari yargı kararlarıyla tekrar göreve iade edildi. Gezi Olayları döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünde görev yapan ve 2014 yılı içerisinde meslekten ihraç edilip sonrasında mahkeme kararı ile göreve iade edilen Mithat Aynacı da bunlardan biriydi. Aynacı, 15 Temmuz gecesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde askeri zırhlı personel taşıyıcı içerisinde askeri kamuflaj üniforma ile darbeciler safında eylem halinde yakalandı. Polis Koleji kapatıldı, Polis Akademisinin 4 yıllık lisans eğitimi veren Güvenlik Bilimleri Fakültesi Polis Amirleri Eğitimi Merkezine dönüştürüldü. 15 Temmuz 2016 öncesi gerçekleştirilen tüm bu düzenlemeler sayesinde emniyet teşkilatı halkla bütünleşerek darbecilerin karşısında durdu.

Yine kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen 6638 sayılı Kanun ile Jandarma Genel Komutanlığına yönelik düzenlemeler de yapıldı. Özellikle atama işlemlerine yönelik İçişleri Bakanının yetkisi artırıldı. Bu sayede yapılan kritik atama ve yer değişiklikleri ile FETÖ’nÜn jandarma içerisindeki etkinliği azaltıldı ve jandarma kuvvetleri 15 Temmuz gecesi darbecilerin işgal ettikleri yerlerin geri alınmasında etkili rol oynadı.

FETÖ’nün neden 15 Temmuz 2016 tarihini seçtiğini anlamlandırabilmek için, hemen öncesinde yaşanan aşağıdaki gelişmeler özellikle dikkat çekmektedir:

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve yüksek yargıda değişiklikler içeren “Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” 2016 Haziran Ayı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunuldu ve 6723 sayılı “Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 1 Temmuz 2016’da Genel Kurulca kabul edildi. Bu yasayla, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevlerinin sona erdirilmesi, sadece Yargıtay ve Danıştay başkanları, başkanvekilleri, başsavcılar ve daire başkanlarının görevlerine devam edebilmesi, Yargıtay ve Danıştay'da hem daire sayısı hem de üye sayısının azaltılması, Yargıtay'da daire sayısı 46'dan 24'e üye sayısının ise 516'dan 200'e düşürülmesi, Danıştay'da ise daire sayısı 17'den 10'a, üye sayısının ise 195'den 90'a indirilmesi öngörüldü.

Yasanın Cumhurbaşkanınca onaylanarak yürürlüğe girmesi halinde yüksek yargıya yerleşmiş FETÖ mensuplarının tasfiye edilecek olması örgüt adına telafi edilemez sonuçlar doğuracaktı. 15 Temmuz Darbe Girişimi başarılı olsaydı henüz yüksek yargıda tasfiyeler gerçekleştirilemediği için FETÖ kan kaybı yaşamayacaktı. Nitekim darbe girişiminin atlatılması sonrası Yasa 23 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanınca onaylandı ve aynı gün Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. 272

Bu arada, 26 Mayıs 2016 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısında da FETÖ’nün milli güvenliği tehdit eden bir terör örgütü olduğu vurgulandı.273 274 1-4 Ağustos 2016 tarihleri arasında yapılacak olan Yüksek Askeri Şura Toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ mensuplarının tasfiye edileceğine dair haberler basında yer aldı.275

Tüm bu gelişmeler, örgütü bir an evvel harekete geçmeye itmiştir. Harekete geçme tarihi olarak 15 Temmuz gecesi seçilmiştir.


      1. Darbe Girişimi Gecesi Türkiye’de Yaşananlar

Bu bölüm, İçişleri Bakanlığınca Komisyona sunulan 06.12.2016 tarih ve 61588286.534/669 sayılı cevabi yazı ekinde tüm il valiliklerince ayrı ayrı tanzim edilerek gönderilen bilgiler ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca Komisyona sunulan 29.11.2016 tarih ve 44096195-622.03-E.30594 sayılı cevabi yazı, İçişleri Bakanlığınca Komisyona sunulan 25.11.2016 tarihli ve 46668477-68875.(63044)-557/731 sayılı cevabi yazı, Komisyonun 03.11.2016 tarihli toplantısına katılan ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Dr. Ergin Ergül, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Özer Kontoğlu, Personel ve Prensipler Genel Müdürü Metin Yener ile Güvenlik İşleri Genel Müdürü Bilal Durdalı’dan oluşan Başbakanlık Heyeti ile muhtelif tarihlerde Komisyon toplantılarına katılan İstanbul Valisi Vasip Şahin, Emniyet E. Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, Jandarma E. Genel Komutanı Galip Mendi ile İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan tarafından Komisyona arz edilen takdim içeriği doğrultusunda belgelendirilmiş olup ayrıca söz konusu resmi kaynaklı bilgilerin dışında muhtelif açık kaynaklardan derlenen bilgilerden de faydalanılmak suretiyle 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi süreci adım adım ortaya konulmuştur.

Olayların kronolojik seyri, darbe girişiminin kronolojisi ile bu girişimin bastırılması kapsamında yürütülen faaliyetlerin kronolojisi olmak üzere iki alt başlık altında düzenlenmiştir.



      1. Kronolojik Olarak Darbe Girişimi

Darbeye Hazırlık276

Önceki bölümlerde anlatıldığı üzere, FETÖ’nün Türkiye üzerinde hem toplumum farklı kesimlerine hem de doğrudan devlete ve hükümete yönelik müdahale çabalarının sonuç vermemesiyle birlikte 1 Kasım 2015 seçimlerini müteakip darbe planlarını somut bir şekilde oluşturmaya ve hayata geçirmek için gerekli gördüğü adımları atmaya başlamıştır. Tamamı avukatlar huzurunda alınan tanık ve sanık beyanlarıyla delillere dayanarak hazırlanmış olan savcılık iddianameleri bu hazırlık sürecini ayrıntılarıyla ortaya koymaktadır. Özellikle, darbe girişiminin ana üssü konumunda olan Akıncılar Üssündeki faaliyetlere yönelik olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 2016/103583 soruşturma sayılı Dava İddianamesi (kamuoyunda bilinen adıyla Akıncılar İddianamesi) darbe girişimi ile FETÖ arasında bağı açıklıkla ortaya koymaktadır. Bu yüzden bahsi geçen İddianamenin ilgili kısımları buraya özetlenerek alıntılanacaktır:



1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin hemen sonrasında, FETÖ/PDY terör örgütü kurucusu ve yöneticileri tarafından darbeye teşebbüs faaliyetini organize edecek kişilerin belirlendiği, bu kapsamda; Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş’in darbeye hazırlık faaliyetlerini Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış örgüt elemanlarıyla irtibat kurmak suretiyle yürütmekle görevlendirildikleri anlaşılmıştır.

Darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında FETÖ/PDY Terör Örgütü'nün Hava Kuvvetleri İmamı olduğu değerlendirilen Adil Öksüz'ün Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarından anlaşılacağı gibi; kullandığı 34 SIR 49 plakalı araç ile 27/12/2015, 09/01/2016, 16/01/2016, 30/01/2016, 20/02/2016, 29/02/2016,14/03/2016, 30/03/2016, 05/05/2016, 27/05/2016, 04/06/2016, 15/06/2016 tarihlerinde Ankara'ya geldiği, Ankara'da darbeye hazırlık toplantıları yaptığı bahse konu toplantılara örgüte bağlı rütbeli askerlerin de katıldığı, toplantılarda darbe faaliyetinin planlamasını yaptıkları, Ankara'daki her önemli toplantıdan sonra, Adil Öksüz'ün yurt dışına giderek yurt dışında da değerlendirme toplantıları yaptığı Yurtdışı Giriş Çıkış Analiz raporundan tespit edilmiştir.

Bu kapsamda; Adil Öksüz'ün Ankara'da darbeye hazırlık toplantılarına 27/12/2015 tarihinde başladığı, bahse konu toplantıdan sonra 31/12/2015 tarihinde İngiltere ülkesine gittiği ve aynı dönemde Şüpheli Kemal Batmaz'ın da İngiltere ülkesinde bulunduğu,

Şüpheli Adil Öksüz'ün 14/03/2016 tarihinde Ankara'ya gelerek yaptığı toplantı sonrasında 17/03/2016 tarihinde ABD ülkesine gittiği ve 21/03/2016 tarihinde ABD ülkesinden Türkiye'ye dönüş yaptığı, aynı dönemde yani 17/03/2016-21/03/2016 zaman aralığında Şüphelilerden Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç'un da ABD ülkesinde olduğu ve aynı dönemde asker Şüphelilerden Tümgeneraller İdris Aksoy ve Kubilay Selçuk'un İngiltere ülkesine çıkış yaptığı, Şüpheli Akın Öztürk'ün damadı yarbay Hakan Karakuş’un da aynı dönemde ABD ülkesinde bulunduğu, bu dönemde örgüt lideri Fetullah Gülen ile ABD ülkesinde darbenin nasıl ve ne zaman yapılacağına ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı ve 21/03/2016 tarihinde örgüt lideri Fetullah Gülen'in yeşil cübbe giyerek www.herkul.org isimli internet sitesi üzerinden örgüt mensuplarına dolaylı mesajlar verdiği,

Şüpheliler Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç'un yukarıda açıklanan asker Şüphelilerle birlikte 17/03/2016-21/03/2016 zaman aralığında ABD ülkesinde örgüt lideri Fetullah Gülen ile gerekli istişareleri yaptıktan sonra Türkiye'ye döndükleri ve darbeye hazırlık çalışmalarına devam ettikleri, Adil Öksüz'ün 05/05/2016, 27/05/2016 ve 04/06/2016 tarihlerinde Ankara'da darbeye hazırlık toplantıları yaptığı,

Yine Haziran ayında Adil Öksüz'ün 15/06/2016 tarihinde darbeye hazırlık toplantısı yapmak üzere Ankara'ya geldiği, Ankara'daki toplantıdan sonra İstanbul'a döndüğü ve 20/06/2016 tarihinde Şüpheli Nurettin Oruç ile birlikte ABD ülkesine gittiği ve 25/06/2016 tarihinde Şüpheli Hakan Çiçek ile aynı gün Türkiye'ye döndüğü, 20/06/2016-25/06/2016 zaman aralığında Adil Öksüz ve Nurettin Oruç ile birlikte Hakan Çiçek ve Kemal Batmaz'ın da ABD ülkesinde oldukları, FETÖ/PDY terör örgütü tarafından darbeye hazırlık faaliyetlerini yürütmekle görevlendirilen Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç'un aynı anda ABD ülkesinde bulundukları ve örgüt lideri Fetullah Gülen ile durum değerlendirmesi yaptıkları,

Şüpheli Adil Öksüz'ün 25/06/2016 tarihinde ABD ülkesinden döndükten sonra darbeye hazırlık faaliyetlerine Türkiye'de devam ettiği, bu tarihten sonra Ankara'ya geldiğinde 34 SIR 49 plakalı aracını kullanmadığı, ayrıca yukarıda anlatılan seyahatleri gerçekleştirirken Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç'un farklı günlerde ülkeden çıkmaya, aynı gün çıktıklarında da farklı uçakla gitmeye, bazen Avrupa ülkeleri üzerinden ABD ülkesine gitmeye tedbir kuralları gereği özen gösterdikleri,

Şüpheli Adil Öksüz'ün, Şüpheliler Ahmet Sürmen, Fatih Baştürk, Serkan Aydın ve Murat Bayrakçeken tarafından kiralanan evlerde darbeye hazırlık toplantılarını yaptığı, detayları Gizli tanıklar ŞAPKA ve KUZGUN'un ifadelerinde anlatıldığı gibi; 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihinde Ankara Konutkent'teki villada son hazırlık ve değerlendirme toplantısı yaptığı, toplantıya; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin farklı birimlerinde görev yapan örgüt mensubu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızan darbeci askerlerden de katılanlar olduğu, kurmay yarbay Turgay Sökmen, kurmay albay Bilal Akyüz, kurmay yarbay Mustafa Barışavıalan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk Harmancık, Kurmay albay Murat Koçyiğit'in de toplantıya katılanlar arasında olduğu, toplantıyı Adil Öksüz'ün yönettiği, toplantıya katılanlara namaz kıldırdığı, namazdan sonra "arkadaşlar 15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden bir tanesinin görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak olduğunu" söylediği, toplantı sırasında zaman zaman yan odaya geçerek ABD ülkesinde yaşayan örgüt lideri Fetullah Gülen ile durum değerlendirmesi yapmak amacıyla telefon görüşmeleri yaptığı, bu görüşmelerden sonra toplantı odasına geldiğinde; toplantıya katılanlara “arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (örgüt lideri Fetullah Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurtdışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim” dediğini, silahlı darbe girişiminin Başarı ile sonuçlanamayacağı görüşü belirtildiğinde ise orada bulunan herkese “ bu tür olumsuz düşüncelerle Şeytanı içimize karıştırmayalım. Allah'ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır.” dediği,

09/07/2016 tarihinde Ankara'da Konutkent'teki villada son değerlendirme toplantısı tamamlandıktan sonra Gizli tanık ŞAPKA'nın ifadesinden, uçak biletlerinden ve dosya kapsamında mevcut Atatürk Havalimanı kamera kayıtlarından anlaşılacağı gibi; Şüpheli Adil Öksüz'ün Şüpheli Kemal Batmaz ile birlikte 11/07/2016 tarihinde aynı uçakla ABD ülkesine gittikleri, örgüt lideri Fetullah Gülen'e darbeye hazırlık faaliyetleri ile son bilgileri verdikleri, darbe planını örgüt lideri Fetullah Gülen'e onaylattıkları ve örgüt liderinden son talimatları alarak; 13/07/2016 tarihinde aynı uçakla Atatürk Havalimanı'na Türkiye'ye geldikleri,

09/07/2016 tarihinde Ankara Konutkent'te Adil Öksüz Başkanlığında yapılan toplantılar bittikten sonra bahse konu toplantılara katılan Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda Tuğgeneral rütbesiyle MUHAYM Başkanı olarak görev yapan Gökhan Şahin Sönmezateş'in 10/07/2016 tarihinde Şüpheli Ali Pehlivan'ı MUHAYM Başkanlığı’na çağırdığı, Şüpheliye Hz. Musa ile Hz. Hızır'ın hikayesini anlattıktan sonra; duyduklarını kimseyle paylaşmayacağına ilişkin yemin ettirdiği, daha sonra Gökhan Şahin Sönmezateş’in Şüpheli Ali Pehlivan'a Coğrafi Analiz Sistemi (CAS) programını açtırdığı ve bilgisayarın başına geçerek bahse konu programdan; MİT Müsteşarlığı, Polis Özel Harekatın eğitim alanı, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık, Gölbaşı ilçesinde bulunan Özel Harekat Daire Başkanlığı, Dikmen Vadisi'nde bulunan bir blok, Ahlatlıbel'deki TİB binası, Ümitköy'deki Türk Telekom'a ait bina, Gölbaşı ilçesinde bulunan TÜRKSAT binası, İstanbul'da bulunan Kalender Orduevi, İstanbul'da bulunan Kalender Orduevi'nin karşısındaki Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Fenerbahçe Orduevi, İstanbul Samandıra'da bulunan askeri kışlanın ekran resimlerini çıkarttırdığı ve şüpheli Ali Pehlivan'dan bahse konu resimlerin bulunduğu yerin koordinatlarını, enlem ve boylamlarını tespit ederek ve fotoğrafların üzerine işlemesini istediği, Gökhan Şahin Sönmezateş'in 11/07/2016 tarihinde MUHAYM Başkanlığı’ndaki makamına Şüpheliler Ali Pehlivan ve Veli Bilgin'i çağırdığı, yukarıda açıklanan hedeflerin görüntülerini CAS (Coğrafi Analiz Sistemi) programından A-3 kağıdı ebadında renkli olarak hazırlamalarını istediği,

Şüpheliler Veli Bilgin ve Ali Pehlivan'ın hedef olarak belirlenen yerlerin fotoğraflarını A-3 boyutunda koordinatlarıyla birlikte hazırladıkları ve zarf içerisinde Şüpheli Gökhan Şahin Sönmezateş'e 11/07/2016 tarihinde teslim ettikleri,

12/07/2016 tarihinde; Diyarbakır'daki 8. Ana Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin pilotlar yüzbaşı Ceyhan Karakurt ve yarbay Ahmet Özdemir ile birlikte aylık uçuş planlamasında olmamasına rağmen Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı'nda Tümgeneral rütbesiyle Kurmay Başkanı olarak görev yapan Şüpheli Suat Murat Semiz'den onay almak suretiyle 2 adet F-16 uçağıyla Dalaman Havalimanı'na uçuş gerçekleştirdikleri, ancak Dalaman Havalimanı'na inmeden önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otel ve civarında uçuş yaparak fotoğraflama işlemi yaptıkları,

13/07/2016 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda Tuğgeneral rütbesiyle MUHAYM Başkanı olarak görev yapan, Adil Öksüz tarafından düzenlenen toplantılara katılan ve Sayın Cumhurbaşkanı’na suikast eylemini koordine eden Şüpheli Gökhan Şahin Sönmezateş’in aylık uçuş planlamasında Ankara'dan İzmir'e, İzmir'den Ankara'ya dönüşlü 2 adet F-16 uçuşunu Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nde görevli Şüpheli Tuğgeneral Recep Ünal'a onaylatmak suretiyle bahse konu uçuşa, Dalaman Havalimanı'ndan yakıt alma bahanesiyle, Dalaman güzergahını eklettiği, bahse konu uçuş sırasında da Sayın Cumhurbaşkanı’nın Marmaris'te kaldığı otel ve civarında, Şüpheli Gökhan Şahin Sönmezateş’in fotoğraflatma işlemi yaptırarak Cumhurbaşkanı’na suikast suçunun hazırlıklarını yaptırdığı,

13/07/2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ile pilot yüzbaşı Ahmet Tosun'un F-16 uçağı ile Diyarbakır'a gittikleri, F-16 uçağına, tespit edilen hedefleri hatasız vurmayı sağlayan gelişmiş hedefleme podu olan sniper cihazı taktırdıkları, ayrıca Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ile Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin Diyarbakır'da buluştukları, darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında, Diyarbakır'dan darbeye katılacak F-16 uçaklarının planlamasını yaptıkları,

14/07/2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda pilot olarak görev yapan Şüpheliler Ahmet Pala ile İlker Hazinedar'ın F-16 uçağı ile Bandırma Üssü'ne gittikleri, F-16 uçağına, tespit edilen hedefleri hatasız vurmayı sağlayan gelişmiş hedefleme podu olan sniper cihazı taktırdıkları,

14/07/2016 tarihinde akşam saatlerinde Şüpheli binbaşı Mehmet Fatih Çavur'un; Şüpheliler Adem Kırcı, Mehmet Çetin Kaplan ve Müslim Macit'i evine çağırdığı, şüphelilerle darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında Akıncı Üssü'nde yapılacak faaliyetlerle ilgili hazırlık toplantısı yaptığı ,

14/07/2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in saat 19:30'da Ersin Eryiğit'i makamına çağırdığı, önce üzerinde cep telefonu olup olmadığını sorduğu, cep telefonunun olmadığını anlayınca, Ersin Eryiğit'e toplam 27 adet F-16 uçağına Mustafa Azimetli tarafından söylenecek mühimmatların yüklenmesi talimatını verdiği, 15/07/2016 tarihinde saat 21:00 sıralarında, toplam 25 F-16 uçağına mühimmat yükleme işleminin tamamlandığı,

Darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında 15/07/2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda havanın sıcak olması bahane edilerek bayrak töreninin saat 14:00'da yapıldığı, mesainin erken bitirildiği, darbeye teşebbüs faaliyetine katılması uygun görülmeyen personelin evlerine gönderildiği, darbeye teşebbüs faaliyetine katılması gereken rütbeli askerlerin mesajla geri çağrıldığı, Akıncı Üssü nizamiyelerine darbe yanlısı askerlerin yerleştirildiği, Akıncı Üssü'ne girebilecekler listesinde ismi bulunmayan ve "Yurtta Sulh " parolasını bilmeyen askerlerin Akıncı Üssü'ne alınmadıkları ve Akıncı Üssü'nde saat 15:00'dan sonra darbeye hazırlık toplantılarının yapıldığı,

Darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında 15/07/2016 tarihinde Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'ndan yerden alınan koordinatları havadan izleyerek kontrol edebilme, BHHM'ye rapor edebilme ve savaş uçaklarına gerekli koordinatları verebilme yeteneğine sahip C-160 tipi 69-040 kuyruk numaralı ve C-160 tipi 023 kuyruk numaralı 2 adet GÖREN uçağının; Şüpheliler Mehmet Teoman Kalmaz, Mehmet Kaya, Ahmet Ufuk Yener, Adem Emiroğlu, Mesut Bayar, Harun Eraslan, İbrahim Mesut Yılmaz, Ferhat Akbulut, Ferdi Dal ve Ahmet Gökten vasıtasıyla aylık uçuş planlamasında bulunmamasına rağmen, darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında, koordinat ve hedef belirleme çalışmasında kullanılmak üzere; Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ndeki darbecilerin yönlendirmesiyle ve Şüpheliler Cemal Akyıldız ve Erhan Baltacıoğlu'nun talimatıyla, saat 16:00 sıralarında Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı'ndan kalktığı ve saat 17:00 sıralarında uçakların Akıncı Üssü'ne iniş yaptığı belirlenmiştir.”

Yüklə 5,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə