TüRKİye büYÜk millet mecliSİ


Grafik 51.1.2.7. Türkiye’de Aile Kurumunun Ekonomik Yapısı



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə15/54
tarix26.08.2018
ölçüsü3,61 Mb.
#64465
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   54

Grafik 51.1.2.7. Türkiye’de Aile Kurumunun Ekonomik Yapısı


Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Türkiye’de gelirin hanehalkları ve fertler arasındaki dağılımını ortaya koymak, insanların yaşam koşulları, sosyal dışlanma ve yoksulluğu gelir boyutu ile ölçmek ve profilini belirlemek üzere periyodik olarak her yıl uygulanan ve “panel anket” tekniğinin kullanıldığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” uygulanmaya başlanmıştır. Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında uygulanmaya başlanan araştırma ile Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırılabilir gelir dağılımı, gelire göre göreli yoksulluk, yaşam koşulları ve sosyal dışlanma konularında veri üretmek amaçlanmaktadır. Ayrıca araştırmaya her yıl yaşam koşullarına yönelik Eurostat’ın belirlediği konuda modül sorular ilave edilmektedir.

Hanehalkı İşgücü Araştırması ile ekonomik politikayı belirleyenlerin ve ülke ekonomisini değerlendirenlerin kullanımı için nüfusun işgücü açısından durumunu açıklıkla ortaya koymayı, istihdamda olanlara ve işsizlere ilişkin ayrıntılı bilgi derleyip bunları kamuoyuna sunmayı amaçlamaktadır.

Hanehalkı Bütçe Araştırması ile bireylerin ve bunların oluşturduğu hanehalklarının tüketim alışkanlıkları, tüketim harcaması türleri ile, hanehalkının sosyo-ekonomik özellikleri, hanehalkı fertlerinin çalışma durumları, hanehalkının toplam geliri, gelirin elde edildiği kaynaklar, vb. konular hakkında bilgiler derlenmektedir.


  1. Türkiye’de Ailelerin Konut Durumu

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre fertlerin %61,1’i kendilerine ait bir konutta, %22,1’i kirada, %1,6’sı ise lojmanda oturmaktadır. Konuta sahip olmadığı halde (akraba evi vb.) kira ödemeyen fertlerin oranı ise %15,3’dür. Konutların yarısı soba ile ısınmaktadır. Hanelerin %54,1’i sobayı (kömür, gaz, doğalgaz, elektrik vb.), %10,4’ü müşterek veya merkezi ısıtma kalorifer sistemini, %32’si kat kaloriferi veya kombiyi, %3,5’i ise diğer (klima vb.) ısıtma sistemini kullanmaktadır.



Grafik . Türkiye’de Ailelerin Konut Durumu

Konutunda sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemi olan fertlerin oranı %37,2 iken, fertlerin oturduğu konutun %24,7’sinde odalar yeterli gün ışığı almamaktadır. Komşularından veya sokaktan gelen gürültü problemi yaşadığını belirten fertlerin oranı %15,5’dir. Oturduğu çevrede; trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel problemler yaşayan fertlerin oranı %24,4 iken, suç veya şiddet olayları ile yoğun bir şekilde karşılaştığını belirten fertlerin oranı %10,6’dır. Konutun izolasyonundan dolayı ısınma sorunu yaşayan fertlerin oranı %38,7, evinin ısınma masrafını ekonomik nedenler ile karşılayamadığını belirten fertlerin oranı %15,5’dir.





Grafik . Hanehalkı sorumlusunun cinsiyetine göre hanehalkı tipi, 2014, %

Türkiye’deki hanelerin yaklaşık altıda birinin hanehalkı sorumlusu kadınlardır. Haneyi yöneten erkek ve kadınların hane profilinde önemli farklılıklar gözlenmiştir. Hanehalkı sorumlusu14 erkek olan hanelerin %58,1’i çocuklu çiftlerden, %18,3’ü çocuksuz çiftlerden oluşurken, kadın olan hanelerin %48’i tek kişilik hanelerden, %35’i ise tek ebeveynli hanelerden oluşmaktadır. Erkeklerin sorumlu olduğu hanelerin ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,8 iken, kadınların sorumlu olduğu hanelerde bu değer 2,3 olmuştur.



  1. Ailelerin Gelir Dağılımı

Grafik . Ailelerin Gelir Dağılımı

Hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20'lik gruplar itibarıyla yıllık hanehalkı kullanılabilir gelir yüzdesi ilk %20'de 6.5 iken son %20'de 44.7 olarak gerçekleşmiştir. En düşük %20'lik gelir grubunun ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri 10.376 TL medyan geliri 11.002 TL iken son %20'lik dilimin ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri ise 71.530 TL medyanı ise 59.792 TL olmuştur.

Hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı birikimli yüzdelik gruplar ve hanehalkı tipine göre tek kişilik hanelerin ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri 19.501 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu gelir %10 için 6.050 TL %90 için ise 35.699 TL olmuştur. Bağımlı çocuğu olmayan hanelerin ortalama yıllık kullanılabilir geliri 33.786 TL olurken, bağımlı çocuğu olan hanelerin ortalama yıllık kullanılabilir geliri 34.101 TL olarak gerçekleşmiştir.


  1. İşgücü Göstergeleri



Grafik . Bölgelerin toplam istihdamdan aldığı pay, 2014 (%)

2014 yılı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre toplam çalışan sayısı 25 milyon 933 bin kişiye ulaşmıştır. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması Düzey 2’ye göre çalışanların %51’i, 7 bölgede yer almıştır. Türkiye’de toplam istihdamda en büyük payı alan bölgeler %19,7 ile İstanbul, %6,9 ile Ankara ve %5,8 ile İzmir olmuştur.





Grafik . İstihdamın sektörel dağılımı

Sektörlere göre toplam istihdamda en büyük paya %51 ile hizmet sektörü sahip olmuştur. Hizmet sektörünü %27,9 ile sanayi sektörü izlemiştir. Tarım sektörünün toplam istihdamdaki payı ise %21,1 olarak gerçekleşmiştir.

En yüksek işgücüne katılma oranı %53,3 ile Ege Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. Erkeklerde işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu bölge %74 ile İstanbul Bölgesi, kadınlarda ise %38,2 ile Doğu Karadeniz Bölgesi olmuştur.






Grafik . Kurumsal olmayan nüfusun cinsiyete göre işgücü durumu, 2014

İşgücüne dahil olmayanlar incelendiğinde İstanbul’da en yüksek olduğu görülmektedir. Bu sayı erkeklerde 1 425 bin kadınlarda 3 772 bindir. Çalışamaz halde olan fertler ise en çok Ege bölgesindedir. Kadınların 398 bin erkelerin ise 183 bin kişisi çalışamaz haldedir

Mevsimlik tarım işçileri eğitim durumuna göre incelendiğinde, lise altı eğitimlilerden oluştuğu görülmektedir. Lise altı eğitim düzeyinin toplam istihdamdaki payı %76,6’dır. Okuryazar olmayanların payı %17,2’dir. Lise ve üzeri eğitimlilerin payı ise %6,2 gibi oldukça düşük bir seviyededir. Yaş grupları ayrımında incelendiğinde, 35-54 yaş aralığında istihdamın yüksek seviyede (%42,1) olduğu gözlenmektedir. Cinsiyet ayrımında incelendiğinde, istihdam oranının tüm yaş gruplarında farklılık gösterdiği gözlenmekle birlikte, bu farkın en düşük olduğu yaş grubu erkeklerde 55+, kadınlarda 20-24 yaş grupları olduğu görülmektedir.


  1. Türkiye’de İşgücü Durumu



Grafik . Mezun olunan okula göre işsizlik ve istihdam oranı, 2014

2014 yılı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde işsizlik oranı %9,9 iken, mezun olunan okula göre, en yüksek işsizlik oranı %11,9 ile genel lise mezunları, %11,8 ile ilköğretim, ortaokul ve orta dengi meslek okulu mezunlarında gözlenmiştir. İstihdam oranının en yüksek olduğu eğitim düzeyi ise %70,7 ile yüksekokul veya fakülte mezunları, bunu %58,1 ile meslek lisesi mezunları izlemiştir. Eğitim duruma göre işsizlik oranında, okuma-yazma bilmeyenler haricinde önemli bir farklılık gözlenmezken, istihdam oranında farklılık dikkati çekmektedir. Hem işsizlik oranı, hem de istihdam oranı, okuma yazma bilmeyenlerde en düşük düzeydedir. Okuryazar olmayanların işsizlik oranı %6,3, istihdam oranı %17,9 olmuştur. Bu durum temel olarak okur-yazar olmayan kadınların işgücü piyasasında yer almamasından kaynaklanmakta olup, erkeklerde en yüksek işsizlik oranı okur-yazar olmayanlarda gözlenmiştir. Türkiye genelinde yüksekokul veya fakülte mezunlarında istihdam oranı %70,7, işsizlik oranı 10,6 olmuştur.



Grafik . En son mezun olunan okul ve mezun olunan alana göre işgücü durumu, 2014

Yüksekokul veya fakülte mezunlarının mezun oldukları alana göre istihdam ve işsizlik oranları incelendiğinde, istihdam oranının en yüksek olduğu alanlar %83,1 ile “Sağlık”, %83 ile “Veterinerlik” ve %79,4 ile “Güvenlik hizmetleri” dir. İstihdam oranının en düşük olan bölümler ise %50,6 ile “Gazetecilik ve enformasyon”, %61,7 ile “Sanat” ve %62,8 ile “Sosyal ve kişisel hizmetler” alanları olmuştur.

Diğer taraftan, işsizlik oranının en yüksek olduğu mezun olunan alanlar, % 29,1 ile “Gazetecilik ve enformasyon”, %16,6 ile “Bilgisayar”, ve %16,3 ile “Sanat” iken, işsizlik oranının en düşük olduğu alanlar ise %2,5 ile “Güvenlik hizmetleri”, %3,2 ile “Sağlık” ve %7,2 ile “Beşeri bilimler” olmuştur.

Türkiye’de Çalışan Çocuklar

Grafik . Türkiye’de çalışan çocukların yaş gruplarına göre istihdam oranı

Türkiye’de ise, 2012 yılında 6-17 yaş arasındaki 15 milyon 247 bin çocuktan, 893 bini ekonomik bir faaliyette çalışmaktadır. Bu rakam, çocukların %5,9’una karşılık gelmektedir. Çalışan çocukların %32,7’si 6-14 yaş grubunda, %67,3’ü ise 15-17 yaş grubunda yer almaktadır. Okula devam eden 6-17 yaş grubundaki çocukların %3,2’si çalışmaktadır. Çalışan çocukların %49,8’i bir okula devam ederken, %50,2’si okula devam etmemektedir. Okula devam eden çocukların oranı %91,5 iken hem okula devam edip aynı zamanda çalışan çocukların oranı ise %3,2’dir. Okula devam eden çocukların %50,2’si ev işlerinde faaliyet gösterirken, %46,6’sı herhangi bir faaliyette bulunmamaktadır. Çocukların % 49,2’si ev işlerinde ailelerine yardımcı olmaktadır. Ev işlerinde ailesine yardımcı olan çocukların %80,1’ini haftalık çalışma süresi 7 saat ve daha az olanlar oluşturmaktadır. Ev işi türlerine göre; ilk sırayı %29,7 ile “hane için alışveriş yapmak” almaktadır. Diğer faaliyetler, %22,8 ile “ev veya ev eşyalarının temizliği”, %15,2 ile “çamaşır ve bulaşık yıkama”, %14,6 ile “kardeşler veya diğer aile fertlerinin bakımı” olarak sıralanmaktadır.




  1. Hanelerin Harcama Dağılımı

Tablo . Gelire göre sıralı gruplarda tüketim harcamalarının türlerine göre dağılımı, Türkiye, 2013-2014

Hanehalkı bütçe araştırmasının 2014 yılında elde edilen sonuçlarına göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %24,8 oranıyla konut ve kira harcamaları alırken, harcamaların %19,7’si gıda ve alkolsüz içeceklerden oluşmuştur. Hanehalkları toplam harcamalarının %2,1’ini sağlık harcamalarına, %2,4’ünü ise eğitim hizmetleri harcamalarına ayırmıştır.





Grafik . Gelir düzeyine göre eğitime harcanan pay (%), 2014

Türkiye genelinde, en yüksek gelire sahip olan %20’lik kesimin toplam tüketim harcaması içinde eğitime ayırdığı pay %4,2 iken, en düşük gelire sahip %20’lik kesimin eğitime ayırdığı pay %0,6 olmuştur. Bölgelerde ise eğitim harcamasına en düşük payı %1,4 ile Ortadoğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgeleri ayırmıştır. En yüksek ve en düşük gelirli kesimlerin eğitime ayırdığı pay açısından en büyük fark İstanbul'da görülmüştür. İstanbul'da en düşük gelirli kesimin eğitime ayırdığı pay %0,9 iken en yüksek gelirli kesimin payı %5,8 olmuştur.



Tablo . Aile türlerine göre harcama grupları

Türkiye genelinde konuta ayrılan harcama payı %24,8 iken tek yetişkinden oluşan hanelerde bu oran %35,4 ile en yüksek düzeydedir. Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına en fazla payı %23,6 oranıyla ataerkil ve geniş aileler, en düşük payı ise %12,9 ile birarada yaşayan kişilerden oluşan haneler ayırmaktadır. Birarada yaşayan kişilerin oluşturduğu hanelerin ulaştırma %22,1, lokanta ve otel %7,5, eğitim %6,6, giyim-ayakkabı %5,7 ve haberleşme %4,5 harcamasına ayırdığı paylar diğer hanelerden daha yüksektir. Eğitim grubunda en yüksek harcama oranı %6,6 ile bir arada yaşayan kişilere ait iken, en düşük harcama oranı %0,8 ile çocuksuz çiftlerde görülmektedir. Ulaştırma harcaması, bir arada yaşayan hanelerde toplam harcamanın %22,1’ini, tek yetişkinlerde ise %10,3’ünü oluşturmaktadır. Ev eşyalarında ise en yüksek harcama oranı %8,1 ile çocuksuz çiftlere, en düşük harcama oranı da %3,8 ile bir arada yaşayan kişilerden oluşan hanelere aittir.





Grafik . Hane tiplerine göre hanelerin harcamaları

2014 yılı Hanehalkı Bütçe Araştırması sonuçlarına göre; Türkiye’de hanelerin %6,9’unu 7 ve daha fazla kişinin yaşadığı haneler oluştururken, tek kişilik hanelerin oranı %13,8’dir. Toplam hanehalkı harcamalarının %7,3’ünü 7 ve daha fazla kişiden oluşan haneler, %8,7’sini ise tek kişilik haneler yapmıştır.



Türkiye’de haneler içinde en yüksek payı %21,3 ile 4 kişilik haneler alırken, bu haneler toplam tüketim harcamasının %24,6’sını yapmıştır. Dört kişilik hanelerin toplam harcaması içinde en yüksek payı %22,8 ile konut harcamaları alırken, bunu %19,7 ile ulaştırma, %18,6 ile gıda harcamaları izlemiştir. Dört kişilik hanelerin toplam tüketim harcamalarının %6,5’ini mobilya ve ev eşyaları, %6,1’ini ise lokanta ve otel harcamaları oluştururken, toplam harcama içindeki en düşük pay %2,1 ile sağlık harcamalarında görülmüştür.

12 Bölge bazında hanehalkı tüketim harcaması gruplarının dağılımına göre; konut ve kira harcamasına en fazla payı %28,9 ile İstanbul’da yaşayan hanehalkları ayırırken gıda ve alkolsüz içecekler harcamasına en fazla pay (%26) Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki hanehalkları tarafından ayrılmıştır. Ulaştırmada %19,6 oranıyla Batı Anadolu Bölgesi başı çekerken, haberleşme harcamasında Doğu Karadeniz %4,4 ile en fazla harcamanın yapıldığı bölge olmuştur. Sağlık, eğitim, eğlence-kültür ve lokanta-otel harcamaları payı açısından da ilk sırada yer alan İstanbul, gıda harcamasında %16,1 oranıyla son sıradadır. Konut ve kira harcamasına en az payın ayrıldığı bölge Ortadoğu Anadolu olurken, ulaştırmada Doğu Karadeniz, haberleşmede Orta Anadolu, eğitim ve eğlence-kültürde ise Güneydoğu Anadolu en az harcamanın yapıldığı bölgeler olmuştur. Alkollü içecekler, sigara ve tütün harcamasına ayrılan en fazla pay Batı Marmara’da iken, mobilya ve ev aletlerine Batı Karadeniz, diğer bölgelerden daha fazla pay ayırmıştır.

Haneler, gelirlerine göre sıralandığında; en düşük gelir grubu olan birinci %20’de yer alanların toplam tüketim harcamaları içinde konutun payı %32,8 iken en yüksek gelir grubu olan beşinci %20’lik dilimde bu pay %21,6 olmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, 2014 yılında konut harcamalarının %64,6’sını kira harcaması oluşturmaktadır. Bu grup gerçek ve izafi kira15 harcamalarını kapsamaktadır. Konut harcamalarının %12,1’i gaz ve diğer yakıtlar, %9,9’u elektrik, %7,4’ü su ve kanalizasyon hizmetlerine ayrılmıştır. Toplam konut harcamaları içindeki en düşük payı %5,8 ile konutun bakım ve onarım masrafları almıştır.16








Grafik Hane, gelirine göre tüketim harcamaları.

Parasal ve parasal olmayan tüketim harcamalarının dağılımında tüm harcama gruplarında harcamaların büyük bir bölümünün (%83,4) satın alış şeklinde gerçekleştiği görülmektedir. Satın alışlar peşin, taksitli ya da kredi kartı ile olabilmektedir. Bir diğer harcama şekli kendi üretiminden tüketimdir. Çoğunlukla gıda harcamalarında görülen bu durum, hanehalkının bizzat kendisinin ürettiği ürünlerden kendi tüketimine ayırdıklarını kapsamaktadır. 2014 yılında gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının %95,3'ü satın alış %3,6'sı ise kendi üretiminden tüketim şeklindedir. Çalışan fertlerin ayni olarak işyerinden getirdiği ürünlerin toplam harcamaları içindeki payı %4'tür. Ayni gelirlerin lokanta ve otel harcama grubunda (öğle yemeği vb.) ve ulaştırma grubunda (servis vb.) olduğu görülmektedir.

1.2.8. Bazı Dünya İstatistiklerinde Türkiye’nin Durumu

Dünyada ülke karşılaştırmaları yapmak ve ülkelerin bulunduğu konumları görmek amacıyla çeşitli uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan endeks çalışmaları mevcuttur.



Küresel Cinsiyet Uçurum Endeksi

Cinsiyete dayalı ayırımların büyüklüğünü ve kapsamını göstermek ve sürecini izlemek için Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 2015 yılında yayımlanan Küresel Cinsiyet Uçurum Endeksi’nde erkekler ve kadınlar arasındaki cinsiyet ayrımı dört temel kategoride (alt endekste) incelenmiştir. Bu alt endeksler ekonomik katılım ve fırsat, eğitim düzeyi, sağlık ve sağ kalım ve politik güçlenme olarak sıralanır.

Ekonomik katılım ve fırsat alt endeksinde; kadın işgücüne katılım oranının, erkek işgücüne katılım oranına oranı, benzer işte çalışan kadınlar ve erkekler arasında ücret eşitliği, kadının gelirinin erkeğin gelirine oranı, kanun yapıcı ve üst düzey yönetici kadın sayısının erkek sayısına oranı, mesleki ve teknik çalışan kadın sayısının erkek sayısına oranı göstergeleri yer almaktadır.

Eğitim düzeyi alt endeksinde; kadın okuryazarlık oranının erkek okuryazarlık oranına oranı, ilköğretimde kadın net okullaşma oranının erkek net okullaşma oranına oranı, ortaöğretimde kadın net okullaşma oranının erkek net okullaşma oranına oranı, yükseköğretimde kadın net okullaşma oranının erkek net okullaşma oranına oranı göstergeleri bulunmaktadır.

Sağlık ve sağ kalım alt endeksinde ise; doğumda cinsiyet oranı (kadın/erkek değerine dönüştürülen) ve kadınlar için sağlıklı beklenen ömür değerinin, erkekler için sağlıklı beklenen ömür değerine oranı göstergeleri yer almaktadır.

Politik güçlenme alt endeksinde de; parlamentodaki kadın koltuk sayısının erkek koltuk sayısına oranı, Bakanlık düzeyindeki kadın sayısının erkek sayısına oranı, kadınların devlet ya da hükümet başkanı olarak geçirdiği yıl sayısının (son 50 yıl) erkeklerin geçirdiği yıl sayısına oranı göstergeleri kapsanmaktadır.

145 ülkenin kapsandığı 2015 yılı raporunda ilk sırada İzlanda yer alırken, Yemen ise en düşük endeks değerine sahip ülke olmuştur. Türkiye 0,624 endeks değeri ile 145 ülke arasında 130. sırada yer almıştır. Söz konusu endeksin hesaplama yöntemine ilişkin çeşitli eleştiriler bulunmaktadır. Endeks ekonomik, sosyal, politika alanında gelişmişliği yansıtmamakta sadece eşitsizliği ortaya koymaktadır. Dolayısla endekste nominal değerler dikkate alınmamakta olup sadece göstergelere kadın ve erkek arasında fark oranına bakılmaktadır.

Annelerin Endeksi

Çocukları Koruyun (Save the Children) uluslararası kuruluşu tarafından 2015 yılında yayımlanan Annelerin Endeksi çalışmasında ülkelerdeki annelerin koşulları, en iyi durumda olanlar ile büyük zorluklar yaşayanların nerelerde yaşadığı incelenmiştir.

Çocukların yaşamlarının kalitesinin, annelerinin sağlık, güvenlik ve refahına bağlı olduğu görülmüş anne ve çocukların hayatta kalması ve gelişimi için annelerin eğitim, ekonomik ve politik alanda, anne/çocuk sağlığı hizmetlerine erişimde eşit fırsatlara sahip olmasının önemi fark edilmiştir. Bu kapsamda 2000 yılından itibaren kullanıcılara sunulan bu çalışmada anne sağlığı, çocuk sağlığı, eğitim durumu, ekonomik durum ve siyasi duruma ilişkin 5 gösterge için endeks hesaplanmıştır. 2015 yılında yayımlanan raporda Türkiye 179 ülke içerisinde 65. sırada yer almıştır. En iyi durumda olan Norveç'i, Finlandiya ve İzlanda takip etmektedir. 179. sırada bulunan ülke ise Somali'dir.

Sosyal Kurumlar ve Cinsiyet Endeksi

OECD tarafından 2014 yılında yayımlanan Sosyal Kurumlar ve Cinsiyet Endeksi, sosyal kurumları ayırt etmede yasal ve fiili durumları dikkate alarak nitel ve nicel verileri birleştiren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ayırımcı sosyal kurumların kadının yaşamını yoksulluk ve güçsüzlük döngüleri içine nasıl bağladığının tüm aşamalarını kapsar. Çalışma, toplumsal kurumlarda kadınlara karşı ayrımcılığın farklı bir boyutunu temsil eden beş alt gruptan oluşmaktadır.



  1. Ayrımcı Aile Kodu

  • Yasal Evlilik Yaşı

  • Erken Evlilik

  • Ebeveyn Yetkisi

  • Miras

  1. Sınırlandırılmış Fiziksel Bütünlük

  • Kadına Karşı Şiddet

  • Kadın Sünneti

  • Üreme

  1. Erkek Çocuk Önyargısı

  • Kayıp Kadınlar

  • Doğurganlık Tercihleri

  1. Kaynaklara ve Varlıklara Kısıtlı Erişim

  • Arazi Varlıklarına Erişim

  • Arazi Olmayan Varlıklara Güvenli Erişim

  • Finansal Hizmetlere Erişim

  1. Kısıtlı Sivil Özgürlükler

  • Kamusal Alana Erişim

  • Siyasi Katılım

2014 yılında yayımlanan raporda Türkiye 108 ülke arasında sosyal kurumlarda cinsiyet ayrımcılığı düşük seviyelerde olan ülkeler arasında yer almıştır. Yemen, Sudan, Gambiya sosyal kurumlarda cinsiyet ayrımcılığı çok yüksek; İspanya, Slovenya, Fransa, Belçika sosyal kurumlarda cinsiyet ayrımcılığı çok düşük ülkeler olmuştur.

Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə