Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə88/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   307

243

Bülent BAYRAM

Sonuç

Şuyın  Hivetiri’nin  destanında  ortaya  koyduğu  kahraman  “Ulıp”,  fiziki 

özellikleri ve toplumu için yaptıklarıyla bir destan kahramanının bütün özel-

liklerini  taşımaktadır.  Doğumundan  ölümüne  kadar  klasik  destanlarda  kar-

şımıza çıkan epizotların neredeyse tamamını destanda görmek mümkündür. 

Zaman zaman bir kahramanlık destanının alpından çok masal kahramanları-

nın ya da mitolojik destanların taşıyabileceği olağanüstü birçok özelliği de 

taşıyan Ulıp’ın bütün hayatını Çuvaşlara vakfetmiş olmasının yanı sıra zaman 

zaman kaderine razı olduğu da görülmektedir. Bu kahraman özellikleri dikka-

te alındığında, şairin yüzyıllar içerisinde siyasi, ekonomik şartların şekillen-

dirdiği Çuvaş toplumunun psikolojisine uygun bir kahraman oluşturduğunu 

da söylemek mümkündür. 



Kaynaklar

BAYRAM  Bülent,  (2012),  Şuyın  Hivetiri’nin  Ulıp  Destanı  (Çuvaş 

Kalevalası Üzerine Bir İnceleme), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., 

Ankara.


HİVETİRİ Şuyın, (1996), Ulıp. Çıvaş Eposi, ÇKİ, Şupaşkar.

KAPLAN Mehmet, (1996), “Oğuz Kağan-Oğuz Han Destanı”, Tip Tah-



lilleri Türk Edebiyatında Tipler, Dergah Yay., İstanbul.

SALMİN Anton,  (2007),  Sistema  Religii  Çuvaşey,  Nauka,  Sant  Peter-

burg.




Eskı̇ Türk Kozmolojı̇sı̇nden Bı̇r Mengüceklı̇  

Kümbetı̇ne Yansıyanlar

           Canan PARLA

1

Kainatın oluşumuna, dolayısıyla yaradılışa yönelik her türlü açıklama koz-

molojinin konusunu teşkil etmekte, en erken tarihli kozmolojik açıklamalar 

toplumların tarih öncesinden gelen efsane ve mitlerinde bulunmaktadır. Eski 

Türkler de diğer toplumlar gibi evrenin oluşumunu ve yaradılışını anlamaya 

ve açıklamaya çalışmış, coğrafi ve kültürel ortamlarına bağlı olarak değişen 

imge ve simgelerle beslenmiş, efsane ve mitler oluşturarak inanç ve düşünce 

sistemleri geliştirmişlerdir. 

Türk kozmolojisine yönelik en eski bilgiler, Altay Türklerinin ve Yakut-

ların komşuları olan Kuzey Çin’de Şang sülalesi zamanında mevcut bulunan 

Gök Tanrı, doğa güçleri ve atalara ibadeti, mekân ve zaman içinde tüm evreni 

kapsayacak biçimde açıklayan ve bir düzene sokan Proto-Türk sayılan Çu-

lardan (MÖ.1059-249) gelmektedir (Esin 2001:19). Araştırmalar, Eski Türk 

toplumlarının ana konularda yakınlaşıp birleşmekle birlikte kozmolojik alan-

da birbirinden farklılık gösteren değişik yaklaşımlarının bulunduğunu (Ögel 

1993-I:431), en eski dinlerinin kainat tasavvurları ve atalar kültünün Şama-

nizm ile biçimlenmesinden doğduğunu (Ocak 1983:34-36); kozmolojik an-

layışlarının temelini “Yukarıda Tanrı, aşağıda insan” olarak özetlenebilecek 

anlayışın oluşturduğunu göstermiştir (Ögel 2002-II:137). 

Bu çalışmada, 1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından Erzincan ve civarında 

Mengücekoğulları ya da Mengücekliler adıyla bilinen devletini kuran, Büyük 

Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın emir ve komutanlarından Mengücek Gazi’ye 

atfedilen Erzincan Mengücek Gazi Kümbeti’ne Eski Türk toplumlarının mi-

tolojik ve kozmolojik içerikli imgelerinin nasıl yansıdığı gösterilmeye çalışıl-

maktadır. Tarihi belgelere dayanılarak 1118 tarihinde ölmüş olabileceği düşü-

nülen (Sümer 1990:3; Sakaoğlu 2005:44), Mengücek Gazi’nin adına yapılan 

kümbetin kesin inşa tarihi bilinmemektedir. 

1 Prof. Dr., Anadolu Üniversitesi




246 Eskı̇ Türk Kozmolojı̇sı̇nden Bı̇r Mengüceklı̇ Kümbetı̇ne Yansıyanlar 

               

  

    


Res.1: Mengücek Gazi Kümbeti ve çevresi           Res.2: Mengücek Gazi Kümbeti

Berham Şah’ın oğlu Selçukşah tarafından yaptırıldığı kabul edilen kümbe-

tin mimari özelliklerine ve günümüze gelemeyen mescit mekânının duvarla-

rına kopya edilen 1191 tarihli bir vakfiyeye dayanılarak 1191 tarihi civarında 

(Bakırer 1981-I: 236), en geç Kemah’ın Anadolu Selçuklular tarafından alın-

dığı 1227 yılı öncesinde Mengücek Gazi ya da onun soyu adına inşa edilmiş 

olabileceği yolunda görüşler bulunmaktadır (Tuncer 1986:109). 

Melik Gazi ve Mengücek Gazi adlarıyla anılan iki katlı kümbet (Ali Ke-

mali 1992: 207, 210; Evliya Çelebi 1314:378), güneyinde bulunan Behram 

Şah Türbesi ile birlikte Fırat Nehri’nin Karasu kolunun batı yamacında yer 

almaktadır.  Kuzeydoğu  cephesindeki  kitabeden  mimarının Taberli  İbrahim 

oğlu Ömer olduğu anlaşılmakta (Sönmez 1989:162), portal lentosunda “Her 

nefis ölümü tadıcıdır” (III/158) ayeti (Önkal 1996:50); mumyalık mekânının 

kapısındaki taşta ise, sonradan kazınmış “Dünya durdukça o, Mengücek Gazi 

tarafından  aydınlanacaktır”  yazısı  bulunmaktadır  (Ali  Kemalî  1992:209). 

Mescit mekânının duvarlarına Arapça ve Farsça yazılmış iki metinden Arap-

ça  olanında,  Berhamşah  oğlu  Selçukşah’ın  adı  kendisine  rahmet  dilenerek 

geçmekte; Farsça olanında “Âlim, âdil, dünyayı koruyan cihangir, Erzurum, 

Erzincan, Kemah ve Diyarbakır Vilayetleri ile kalelerini fetheden, kâfirlerin 

ciğerini yakan, eli kılıç tutan, himayekâr olan padişahın öncü arslanı, ilâhi 

nazarla mahfûz olan Mengücek Gazi, Allah ruhuna ebedi bir istirahat, sükûn 

ve karar versin ve kalbini büyük mağfireti ile nurlara garketsin ve onu cenne-

tinde iskân etsin” denilmektedir (Ali Kemalî 1992:208-209).

Sekizgen prizma gövdeli, piramidal külâhlı kümbet alt katının tonoz ör-

tüsüne kadar taş, üst kısımda tuğla örgülüdür (Resim:2,6). Şemsiye tonozla 

örtülü orta destekli mumyalık mekânı sekizgen, içerisinde temsili sanduka-




Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə