Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə90/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   307

251

 

 

 

 

 

 

 

 

  Canan PARLA

Mengücek Gazi’nin kimliği, mezar yerinin seçiminde ve kurgusunda belir-

leyici olmuş, Eski Türk hükümdarlarının mezarlarının yüksek tepeliklere ve 

nehir kenarlarına yapılışında hakim olan anlayış, Mengüceklilerin başkenti 

Kemah’ta yüksek bir kanyonun ve çoşkun bir nehrin kıyısında inşa edilen bu 

kümbette tekrarlanmıştır. Çu dönemi sonundan itibaren Türkler, insan kade-

rinin Gök Tanrı ve yer-su ruhlarının bahşettiği kuta göre belirlendiğine inan-

mışlardır (Esin 1985:3). Bahaddin Ögel’in belirttiği gibi Kutadgu Bilig’de 

“yağız-yer, yeşil-su” biçimde sık sık dile getirilen yer-su prensibi ve inanı-

şı ise, Göktürklerde vatan toprağı anlamına gelmekte ve çok önemli bir yer 

tutmaktadır (Ögel 1991-VI:474). Eski Türk Devletlerinde ölen hükümdarın 

bayrağının kendi türbesine konularak saklanması geleneği bayrağın, türbenin 

bulunduğu  yerin  fethinin  ve  hakimiyetinin  ifadesi  oluşuna  bağlanmaktadır 

(Kalafat 2011:44). Nitekim, eski Türk toplumlarında çadırların oturduğu top-

rağın adı olan yurt kelimesi, daha sonraları tüm vatan toprağını ifade etmek 

için kullanılmıştır. Mengücek Gazi Kümbeti’nin mumyalık katında bulunan 

bayrak, görüldüğü gibi çok eski bir devlet geleneğine bağlıdır. 

Gök ve yer ikilisine dayanan Çu kozmolojisinde kainat, silindir gövdeli 

kubbeli bir çadıra ya da üstünde çadır veya şemsiye taşıyan tekerleklerinden 

birinin Güneş’i, diğerinin Ay’ı temsil ettiği iki tekerlekli bir arabaya benze-

tilmekteydi (Esin 2001:19). Bu nedenle eski Türklerde kainatın örneği olarak 

gövdesi yeryüzünü, kubbesi gökyüzünü simgeyen kubbeli çadırlar, dört yöne 

dikkat edilerek kapısı doğuya bakacak biçimde yerleştirilir, ölen alpin ruhu-

nun belireceği düşünüldüğünden ölünün evi olarak addedilen mezar yapıları 

astrolojik ve kozmolojik inançlara uygun olarak inşa edilirdi (Esin 1985:3-4). 

Uygurlara (745-1212) ait bir metninde, kainat sembolü çadırın ortasındaki 

dört ana ve dört ara yöne işaret eden sekiz köşeli bir ağaç sütuna benzeyen 

yedi cevherli (madenli) bir desteğin, sular üstünde yüzen dört köşeli bir düz-

lük biçimindeki yeryüzünü desteklediğinin ifade edilmesi (Esin 2001:39-41); 

Mengücek  Gazi  Kümbeti’nin  yeryüzü  simgesi  olarak

4

  sekizgen  bir  tabana 



oturtuluşunu, teknik bir zorunluluk olmaksızın sekiz köşeli desteğin, üstelik 

bezenerek hiç kimsenin göremiyeceği mumyalık mekânının ortasına yerleş-

tirilişinin tesadüfü bir seçim olmadığını açıklamaktadır (Çizim:7). Kümbetin 

her iki katının da kapısının doğuya bakmasında

5

 Türklerin tarihleri boyunca 



4 Emel Esin (2001), a.g.e., s.29-33’de, yer ile ilişkili somutlaşmış simgeler arasında  toprak, 

su,  2,  4,  6,  8,  12  gibi  çift  sayılar,  toprak  tümsekleri,  dağ,  dört  ile  sekiz  köşe,  araba,  yeri 

destekleyen  merkezi  sütun,  ağaç,  koruluk,  orman,  ana  ve  halk  temalarının  bulunduğu 

belirtilmektedir. 

5 Emel Esin (1971), s.161’de; Göktürk çadırlarının doğuya açılan kapılarının güneş ibadetiyle 

ilgili olduğu belirtilmektedir. 




252 Eskı̇ Türk Kozmolojı̇sı̇nden Bı̇r Mengüceklı̇ Kümbetı̇ne Yansıyanlar 

doğu yönünü kutsal kabul edişlerinin (Tuncer 1981:919-914) yanı sıra, döne-

min öne çıkan kozmolojik temelli düşünce akımlarında doğunun cennetin ve 

ışığın yeri olarak kabul edilişinin rolü bulunmaktadır (Parla 2010:279). Her 

iki katta da doğuya bakan kapılardan başka pencere açıklığının bulunmaması, 

hiç bir yanlışlığa meydan vermeyecek biçimde, kümbeti simgesel olarak doğ-

rudan cennetle ilişkiye sokmaktadır. 

Mumyalığın duvarları yeryüzü simgesi olarak kurulmuş sekizgen tabanlı, 

orta destekli bu mekânı sınırlamakta ve orta destekten çıkarak dairesel bir 

genişlemeyle kenarlara doğru açılarak yayılan, gökyüzü ve hükümdarlık sim-

gesi şemsiye

6

 biçimli tonozun eteklerini taşımaktadır. Dıştan sekizgen prizma 



içerisine alınan, kubbe örtülü silindirik bir hacimden oluşan mescit mekânı 

ise Eski Türklerin kainatın sembolü olarak tasavvur ettikleri silindirik gövdeli 

kubbeli çadır (Esin 2001:29-33) biçimini korumaktadır. 

Mumyalık mekânının sonsuzluk imâ eden, başlangıcı ile bitişi birbirine 

kavuşan  sekiz  köşeli  halkalı  tünel  biçimli  yapısıyla  bir  yandan  döngü  içe-

ren ve döngüye zorlayan, diğer yandan zamana ve dördüncü boyuta kuvvetle 

vurgu yapan, hareket ve zaman içeren kurgusunda orta desteğe bilinçli olarak 

yer verildiği, dolayısı ile orta desteğin sadece algıya hitabeden ve imge taşı-

yan  bir  işlevselliğinin  bulunduğu  açıktır.  Nitekim,  mumyalık  mekânındaki 

orta desteğinin, kozmik imgelerden Kutup Yıldızı

7

 ile ilişkisine değinilmiştir 



(Tuncer 1986:361). Mumyalık mekânının gök ve hükümdarlık sembolü olan 

şemsiye tonozu, bir yandan orta desteği çadırların ortasından çıkan destek-

le ve gökle yeri bağladığına inanılan kozmik eksenle özdeşleştirmekte diğer 

yandan, kozmik merkeze vurgu yapmaktadır. İyi ruhların gökyüzünde kötü 

ruhların yeraltında oturduklarına inanan Altay toplumlarının ritüellerinde, ça-

dırların tepesinde bulunan ve gök kapısı olarak adlandırılan açıklık, Gök Tan-

rı ile ilgili olmakta; çadırın ortasında bulunan kayın ağacından yapılmış orta 

desteği kullanan şamanın, gökyüzüne kurban edilmiş bir atın ruhuyla birlikte 

her katta bir tur yaparak bu ağacın etrafında yatay ve düşey spiraller oluştura-

6  Emel Esin (2001), a.g.e., s.29-33’de, gök ile ilişkili somutlaşmış simgeler arasında 1, 3, 7, 

9 gibi tek sayılar, şemsiye, hükümdar çadırı, yemiş veren ağaç, dağ gölü ortasında bulunan 

kubbesel yükseklik ve kubbe temalarının bulunduğu; Emel Esin (1971), s.162’de, çadır ve 

günlüğün (şemsiye) hükümdarlık sembolü oldukları belirtilmektedir.

7    Emel  Esin  (1985),  Türk  Kültür  Tarihi  İç  Asya’daki  Erken  Safhalar, Ankara: Atatürk 

Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi yayını, s. 3-4’de gök kubbenin 

Altay Türklerinin altın, Moğolların demir kazık olarak adlandırdıkları kendisine bağlı Kutup 

Yıldızı etrafında döndüğüne, burçları taşıdığı sanılan büyük çark şeklindeki çığrı/ekliptiğin, 

gök  kubbenin  dönmesine  dik  olarak  bir  diğer  dönüşü  gerçekleştirdiğine;  insan  ruhunun 

semavi, vücudunun toprağa bağlı olduğuna inanıldığı belirtilmektedir. 



Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə