GÖRÜŞ
Torba yasa içindeki imar kanunu 8. maddesinde
yapılan bu değişiklik ile, tamamen intikamcı bir
mantığın eseri olarak, TMMOB’ye bağlı birimle-
rin mesleki denetim yapması yetkisi ellerinden
alınmış, mimari projeler fikir ve sanat eserleri
kapsamından çıkarılmış, yerinden yönetim ku-
rumları olan belediyelerin ve TMMOB’nin ana-
yasal hak, yetki ve görevleri gasp edilmiştir.
Bu kanunla yapılmak istenen, birçok rant ve
talan projesinin hayata geçmesini önleyen ve
buna muhalefet eden TMMOB’nin kamusal
alandan tasfiye edilmesidir. Bu kanunla yapıl-
mak istenen, mesleki denetim yetkisi elinden
alınarak TMMOB’nin etkisizleştirilmeye, söz
ve eylem gücünün kırılmaya çalışılmasıdır.
Bunlarla beraber bu kanun mesleğin uygu-
lanmasında standartların uygulanmasının
denetimini devre dışı bırakarak niteliksiz üre-
timin gelişmesine, denetimsiz yapılaşma ve
denetimsiz alanlar oluşturma sonucunun or-
taya çıkmasına, böylece sağlıksız, niteliksiz ve
güvenliksiz yapılaşmanın gelişmesine neden
olacaktır. Aynı zamanda mimar, mühendis ve
şehir plancılarının mesleki denetimlerinin ya-
pılmasının önüne geçerek sahte mühendis,
mimar ve şehir plancılarının çoğalmasına yol
açacaktır. Teknik müşavirlik firmalarının hayata
geçirilmesiyle birlikte meslektaşlarımızın işle-
rini kaybedeceği, imzacı konumuna düşeceği
bir köleleştirme ve emeği değersizleştirme sü-
recinin de önünü açacaktır.
Anayasa’nın 135. maddesine göre hizmet bakı-
mından yerinden yönetim kuruluşu olan kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının özerk-
liğinin anlamı; “meslek topluluğunun kendilerini
yöneten kuralları bizzat saptayabilmeleri; Anayasa
ve yasaların çizdiği sınırlar içinde hareket edebil-
me özgürlüğü ve yetkisidir”. Meslek odalarının
üyeleri ile ilişkisi ve faaliyetlerini ilgilendiren bir
düzenlemenin, meslek topluluğunun görüşüne
dahi başvurmadan apar topar yasalaştırılması,
yerinden yönetim anlayışıyla bağdaşmadığı gibi
meslek odalarının, mesleğin yürütülmesine ilişkin
kuralları koyma yetkisi ve meslektaşları üzerindeki
denetim yetkisi Anayasa’nın 135. maddesine aykırı
ve 6235 sayılı kuruluş yasası göz ardı edilerek elle-
rinden alınmaya çalışılması demokrasi anlayışıyla
da bağdaşmamaktadır.
Yine 3194 sayılı imar Kanunu’nun 8. maddesine
eklenen (i) ve (j) bentleriyle de 5846 sayılı Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu, 4117 sayılı Edebiyat
ve Sanat Eserlerinin Korunmasına Dair Bern
Sözleşmesi’nin Kabulüne Dair Kanun ile Ana-
yasaya aykırı olarak; mimarların İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi’nden de kaynaklanan en
doğal ve evrensel hakkı olan, eser sahipliği hak-
kı ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
Sanatsal bir faaliyet olan mimari tasarımın, süb-
jektif değerlendirmelerde bulunabilecek bir ko-
misyonun estetik anlayışlarına bağlı olarak vere-
cekleri kararla eser niteliği kazanacak olması fikri
hakların korunmasının özüne aykırıdır. Belirlilik
ve öngörülebilirlik özellikleri taşımayan, hukuki
güvenlik sağlamayan bu kurallar Anayasanın 2.
maddesi ile bağdaşmamaktadır. Bu değişiklikler
fikri mülkiyet haklarını, bilim ve sanat eserlerini
korumayı amaçlayan, Türkiye’nin de imzaladığı
uluslararası sözleşmelere, Avrupa Birliği normla-
rına ve Anayasa’ya aykırıdır.
Meslek Odalarının yetkilerini ve mimarların,
mühendislerin haklarını gasp eden bu düzen-
lemelerin; kentsel dönüşüm - kentsel yenileme
adı altında ülke sathında sürdürülen, kentsel,
kültürel, doğal talanın engelsiz bir şekilde sür-
dürülmesi amacıyla yapıldığı açıktır.
ı) Harita, plan, etüt ve projeler; idare ve ilgili kanun-
larında açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında
meslek odaları dâhil başka bir kurum veya kurulu-
şun vize veya onayına tabi tutulamaz, tutulması
istenemez. Vize veya onay yaptırılmaması ve ben-
zeri nedenlerle müellifler veya bunlara ait kuru-
luşların büro tescilleri iptal edilemez veya yenilen-
mesi hiçbir şekilde geciktirilemez. Müelliflerden bu
hükmü ortadan kaldıracak şekilde taahhütname
talep edilemez.
i) İdarelerce onaylanmış; mevcut durumu gös-
teren halihazır haritalar, parselasyon planları ile
teknik ve idari düzenlemeleri içeren bu Kanun kap-
samındaki planların değişiklik ve revizyonlarında
ilk müellifin görüşü veya izni aranmaz.
j) İlgili idareler, Bakanlıkça belirlenen esaslara göre
mimari estetik komisyonu kurar. Komisyon, yapı-
ların ve onaylı mimari projelerinin özgün fikir ifade
edip etmediğine karar vermeye yetkilidir. Özgün fi-
kir ifade etmeyenlerde yapılacak değişikliklerde ilk
müellifin görüşü aranmaz. Özgün fikir ifade eden
mimarlık eser ve projelerinde; eser sözleşmesinde
işleme izni verilenler ile eserin bütünlüğünü boz-
madığına, estetik görünümünü değiştirmediğine,
teknik, yönetsel amaçlar ve kullanım amacı nede-
niyle zorunlu olduğuna karar verilen değişiklikler
müellifinin izni alınmaksızın yapılabilir. Bu durum-
da ilk müellif tarafından talep edilebilecek telif üc-
reti; ilgili meslek odasınca belirlenen mimari proje
asgari hizmet bedelinin, tamamlanan yapılarda
yüzde yirmisini, inşaatı süren yapılarda yüzde on
beşini geçemez.”
Bu yasa maddesini önerenler, oylayanlar, kabul
edenler, yayımlayanlar bilsinler ki; mimarlık, mü-
hendislik, şehir plancılığı mesleği; bu mesleği
yapan mimar, mühendis, şehir plancıları ve onla-
rın Anayasa’nın 135. maddesine dayanarak 6235
Sayılı Yasa ile kurulmuş örgütü TMMOB; bu yasa
maddesi ile yapılandırılmaya çalışılmaktadır.
“TMMOB’nin hak ve yetkilerini kısıtladık” diyen-
ler, “TMMOB’den rövanşı aldık” diyenler, biliniz
ki; bu meslek ve bu örgüt, bu ülkenin mimarla-
rı, mühendisleri, şehir plancıları sizin torbanıza
sığmaz.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. Maddesine
eklenen (ı) bendi; kamu tüzel kişiliğine sahip
meslek odalarının; Anayasamızın 135. mad-
desi kapsamında, kuruluş kanunu olan 6235
sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Kanunu’nun 2. maddesinde belirlenen amaç-
ları sağlamak üzere, “kamu yararını gözetmek”
temel ilkesiyle yürüttüğü çalışmalarının bir
parçası olan denetim yetkilerini ortadan kal-
dırmaya yöneliktir. Bu değişiklik ile mesleğin,
meslektaşın ve bu yolla kamusal denetimin
ortadan kalkacak olması, kamu düzenini de
bozucu sonuçlar doğuracaktır.
4
| GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13