Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   43

GÖRÜŞ

eden dolgu alanları yapılmaktadır. Yapılaşmaya 

uygun olmayan zeminlerde, dere yataklarında, 

kıyılarda ve fay hatlarında yapılaşmalar gerçek-

leştirilmektedir.

Gelinen aşamada güvenli ve sağlıklı yapılaşma-

nın güvencesi olan “kamu denetiminin” ortadan 

kaldırıldığı, iktidarın “kentsel dönüşüm” adına sı-

nırsız “yağma özgürlüğü” yetkisi kullandığı, ye-

rel yönetimlerin iktidarın emrinde olduğu veya 

tamamen devre dışı bırakıldığı, toplum katılımı-

nın yok sayıldığı koşullarda; “güvenli ve sağlıklı 

kentleşme” için “toplumsal duyarlılık” en önemli 

güvence haline gelmiştir.

Bizler,  bütün  duyarlı  toplum  kesimlerini,  her 

aşaması ile hem doğal yaşamı tehdit eden hem 

de afet risklerini arttıran iktidarın “rant ve talan” 

kararlarına  karşı  bilinçli,  demokratik  ve  duyarlı 

tepkilerini  ortaya  koymaya  çağırıyoruz.  Ve  17 

Ağustos’un  acı  tecrübelerinden  ders  almayan 

siyasi otoritenin her adımını ülke ve toplum ya-

rarına denetlemeye ve kamuoyunu bilgilendir-

me görev ve sorumluluğu ile hareket etmekte 

kararlı olduğumuzu; hiç bir baskının mesleki ve 

toplumsal  sorumluluklarımızı  yerine  getirme 

azmimizi  engellemeyeceğini  önemle  vurgula-

maktayız. 

“Gezi Parkı” ile simgeleşen toplumsal duyarlılık 

içersinde yer alan, kentlerin sağlıklı gelişimi için 

çaba gösteren Meslek Odaları ve diğer sivil top-

lum örgütlerinin üzerinde oluşturulan baskı ve 

yıldırma  politikası  da  aslında  afete  dönüşmesi 

muhtemel  uygulamaların  üstünü  örtmek,  ka-

muoyunun bilgilenmesini engelleme çabaları-

dır.

Bu  amaçla  da  AKP  Hükümeti  9  Temmuz  tari-



hinde  gece  yarısı  operasyonu  ile  TBMM  gün-

demine  getirilen Torba Yasa  ile  başta TMMOB 

olmak üzere toplum yararına bilimsel kriterleri 

ön plana çıkaran ve meslek etiği ile uygulama-

larının  daha  sağlıklı  ve  rant  amacı  gütmeden 

uygulanmasını  kontrol  eden,  kanunlarca  ko-

runan ve hak edilmiş mesleki yetkilerini alarak 

etkisizleştirmeye  çalışmaktadır.  Kısaca,  siyasi 

iktidar  kentsel  alanları  ranta  açarak,  doğal  ve 

kültürel  değerleri  hiçe  sayan  yaklaşımlarını  or-

taya çıkaran, bunlara karşı duran ve kamuoyu-

nu bilgilendirmeyi kendine görev edinmiş sivil 

toplumu, örgütlü meslek odalarını yok etmeyi 

amaçlamaktadır.

AKP iktidarı altında son bir kaç yılda yapılan uy-

gulama ve ilan edilen projeler doğrudan doğal 

yaşamı,  kaynakları  ve  kentsel  süreklilik  yaklaşı-

mını  hiçe  sayan  gelişmelere  işaret  etmektedir. 

Ancak bu gelişmelerin işaret ettiği daha vahim 

durumlar ise uygulanan veya uygulanması dü-

şünülen projelerin hem doğal yaşamı hem de 

ekolojik dengeyi bütünüyle bozacak olması ya-

nında çeşitli afet risklerini de arttıracak boyutta 

olmasıdır. Biyolojik çeşitliliğin tehdit altında ol-

ması, yeşil alanların yok edilmesi sadece doğal 

yaşam  alanlarını  tahrip  etmekle  kalmayacak 

artık dünya için çok açık bir tehdit olan küresel 

iklim  değişikliği  karşısında  ülkemizi  de  savun-

masız bırakacaktır.

Hükümet  ve  yetkili  kurumları  en  az  deprem 

kadar  yıkıcı  sonuçları  olabileceği  öngörülen 

felaket senaryoları için elle tutulur hiç bir adım 

atmamakta.  Dünya  ülkelerinin  küresel  iklim 

değişikliği  ve  sonuçlarına  kendi  ülkeleri,  kent-

lerini  ve  toplumlarını  hazırlama,  adaptasyon 

çalışmalarını görmezden gelmekte. Bu felaketin 

etkilerini azaltmada en önemli aracımız olacak 

doğal  alanların  kontrolsüz  ve  bilinçsiz  şekilde 

tüketmesi gelecek endişelerinin en üst düzeye 

çıkmasına neden olmaktadır.

Deprem açısından inanılmaz riskler taşıyan uy-

gulamalara devam edilmektedir. Bu kapsamda 

Marmaray Projesi için deniz dibinden kazılarak 

çıkartılan  1  milyon  metreküp  toprak-molozun 

Marmara Depremi için son derece önemli olan 

Çınarcık Çukuru’na dökülerek tehlike yaratılmış-

tır. İstanbul Yenikapı ve Maltepe sahilinde ve di-

ğer kıyı kentlerimizde deniz doldurularak dep-

reme  karşı  güvenli  olmayan  ve  doğayı  tahrip 

12

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




DOSYA

Güney Mimarlık dergisi olarak 

bu sayıdaki dosya temasını 

“Kültür, Sanat ve Mimarlık” 

olarak belirledik; mesleğimizin 

kültür ve sanatla ilgisine vurgu 

yapmak istedik. Uluslararası 

Mimarlar Birliği’nin (UIA) bu yıl 

Dünya Mimarlık Günü temasını 

benzer şekilde “Mimarlık Bir 

Kültürdür” olarak duyurması 

doğrusu tercihimizin isabetliliğini 

göstermiş oldu. Yıllardır sıradan 

bir ruhsat eki belgesi olarak 

işlem görmeye indirgenen 

mimarlık hizmetlerinin öncelikle 

meslektaşlarımız tarafından 

sorgulanması, kültür ve 

sanatın mimarlıkla bağının 

kuvvetlendirilmesi, yapılması 

gerekenlerin irdelenmesi, 

farkındalığın artırılması yönelik 

yaklaşımların sergilenmesi gibi 

hedeflerle katkılar derlemeye 

çalıştık.

KÜLTÜR,


SANAT VE 

MİMARLIK


Fotoğraf: Calatrava, Lizbon Merkez İstasyonu Detay.

GÜNEYMİMARLIK |EYLÜL2013 | SAYI 13 | 



13


DOSYA

Bozkurt GÜVENÇ

Mimar


Prof. Dr.

Hacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi

KÜLTÜR, SANAT 

VE MİMARLIK 

ÜSTÜNE

“Sanatların sanatı mimarlık zor 



zanaattır. Kültür, sanat, mimarlık, 

konuşurken ‘hayatın anlamı’nı 

sorguluyoruz. Tek değil, arayan 

kişiye, zamana mekâna göre 

değişen çeşitli anlamları var. 

Bulmak şart değil, aramayı 

sürdürmeli. Her mimar adayı da 

aramalı. Ben ararken rastladığım 

‘Kültür Tarihi’ne sığındım. Eğrisi 

doğrusuyla yazar oldum bunları. 

Okuyup bağışlayana selam olsun...”

diyor.  Picasso, “Guernica”  tablosunu  öven  Alman 

generaline, “Bu sizin marifetinizdir” demiştir.

“Mimar olmasaydım Beethoven olurdum” övün-

mesiyle ünlü Frank Lloyd Wright, mimarlık mes-

leğini, sanatların ve teknolojinin en yüce katına 

yerleştirir,  dil  bilgisiyle  açıklar:  Architecture’ün 

“Arch”ı kemer değil, çoğu sanat ve teknolojileri 

bağlayan bir köprüdür. Elence kökenli bu söz-

cük,  yapı-çatı  anlamında “göklerin  dokuzuncu 

katı”;  bilim  ve  sanatlara  öncelik  veren,  saygın-

lık  katan  bir  ön  ektir.  Osmanlıca  deyimlerdeki 

anlam  benzerlikleri,  “Arş”  ekinin,  Elence  “Ark” 

ekinden geldiğini düşündürüyor. “Archi-tecture” 

sözcüğünün ikinci yarısındaki “tecture” de, Elen-

ce yapıp etmek (sanatı) anlamındaki “tehne”den 

geliyor. Bu sözcük, Türkçede “tekne” (gemi), Batı 

dillerinde  teknik  bilgisi  (teknoloji)  olmuştur. 

Arch  ile  tecture  birleşik  yazılınca,  architecture 

yapı sanatlarının ve teknolojinin en yücesi olu-

yor, Wright’ın yorumuna göre.

Kavram yüce’dir de, her mimarlık eserinin bu onu-

ra  değer  olduğunu  söylemek  güçtür. “Hekimler, 

hatalarını gömerler, mimarlar inşa ederler!” Wright, 

evrensel  deyimi  şöyle  tamamlar:  Hatalarını  yıka-

madıkları için uzaklara kaçar, yenilerini inşa ederler. 

Bilimsel anlamda “kültür”, insan yapısı her şeyi, 

sanat  ve  mimarlığı  da  içine  alan  bütüncül  bir 

kavramdır. Kimi zaman sanatla birlikte, ara sıra, 

birbirinin  yerine  anıldığı  olur.  Belki  yanlış  de-

ğildir ama yanıltıcı olabilir. Her sanat bir kültür 

ürünüdür ama her kültür ürünü sanat sayılmaz. 

Gerçi Picasso, sanatı soranlara, “Sanat ne değil-

dir ki?” diye düşündürücü bir yanıt vermiş; sana-

tı  tanımlamaktan, “sanat  her  şeydir”  demekten 

kaçınmış; “o”, -her ne ise- her şeyde “o” şeyden 

bir şeyler olduğunu, söylemekle yetinmiştir.

Sanat  denince  akla  önce  güzel  gelir;  oysa,  sa-

natçının işi gücü -güzel ya da çirkin ayrımı yap-

madan- hayatı, hayatın anlamını sorgulamaktır. 

Mimar Mutlu Başakman, İnsan (Man) deneme-

sinde  şöyle  diyor:  “Güzel’deki  çirkinliği  göre-

meyen / Ne bilsin nasıl görsün / Güzel denen 

şeylerdeki  çirkinliği!”  Diyalektik  çelişki  bilim  ve 

felsefede  yankılanmıştır.  Tiyatro  yazarı  Harold 

Pinter, “Her doğruda yanlışlar, her yanlışta doğ-

rular var!” özdeyişiyle 2005’de Nobel Barış ödü-

lünü kazanmıştı.

Mona Lisa, güzelliği ile değil, o gizemli tebessümü 

ile ünlüdür. Sanat eleştirmeni Idemitsu, “güzellik/

çirkinlik  eserde  değil,  insanların  davranışındadır,” 

Frank Lloyd Wright, Guggenheim Müzesi, Newyork 1943, Kolonsuz Bir Kabuki!



14

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə