78
çıkış süreci ve sonrası, yazarları, sayıları, tasnif türleri, otoriteleri vb. özellikleri
hakkında bilgi vermek gerekmektedir.
Upanishadlar’ın ilk olarak hangi tarihte ortaya çıktığı kesin olarak
bilinmemektedir. Söz konusu metinler içerisinde en eski ve en otoriter olarak kabul
edilenlerden çoğunun Budizm öncesine, çok az kısmının da Budizm sonrasına ait
olduğu ifade edilir. Bu durum en erken Upanishadlar’ın Veda ilahileri dönemi ile
Budizm’in doğuşu arasında tamamlandığını göstermektedir. Bu itibarla ilk
Upanishadlar için kabul edilen tarih M.Ö. 1000 ile 300 arası dönemdir.
179
Brhadaranyaka ve Chandogya’nın en eski iki Upanishad olduğu kabul edilir.
Her biri yaklaşık yüz sayfadan müteşekkil olan bu iki metnin büyük bir olasılıkla
Budist öncesi döneme yani M.Ö yedinci veya altıncı yüzyıla ait olduğu ileri sürülür.
İlk üç nesir Upanishad olarak kabul gören Taittiriya, Aitareya ve Kauşitaki’nin de
M.Ö altıncı ve beşinci yüzyıla ait olabileceği ifade edilir.
180
Farklı zaman dilimlerinin dini ve ilmi eserleri olarak telakki edilen
Upanishadlar’ın kaç adet olduğu kesin olarak bilinmemektedir. 10 civarında olduğu
varsayılan temel Upanishadlar’ın sayısı zamanla artmıştır. Hatta bazı Upanishad
metinlerinin ancak M.S. 15. yy’da kompoze edildiği belirtilir. Halen 112 civarında
Upanishad’ın Sanskritçe baskısı mevcuttur. Sonradan teşekkül eden bu metinlerin
daha önceki Upanishadlar’ın birçok düşüncesini yinelediği ve bu fikirleri özel bir
düşünce ekolü veya dini eğitim için kullandığı ileri sürülür.
181
Bazı kaynaklara göre 108 Upanishad korunmuş durumdadır. Sayıları oldukça
fazla olan bu külliyatın bazıları nesir bazıları nazım tarzındadır. Upanishadlar’da
179
Radhakrishnan, Indian Philosophy, I/12; Mascaro, The Upanishads, s. 7.
180
Patrick Olivelle, Upanisads, s. 20-21; Mascaro, age, s. 7.
181
Swami Prabhavananda and Prederick Manchester, The Wisdom of the Hindu Mystich The
Upanishds, s. IX; Mascaro, age, s. 7.
79
bazen basit ve somut anlatım bazen de karışık ve soyut bir izah kendini gösterir.
Somut ve soyut düşünceler genellikle bir diyalog içerisinde ifade edilir.
182
Upanishadlar’ın anlatım tarzı çok inişli çıkışlıdır. Bazen oldukça ciddi bir anlatım
bazen de basit mizah kendini gösterir. Bu iki farklı anlatım tarzının bir arada
bulunması Upanishadlar’ın kendine has bir özelliğidir.
Brihadaranyaka, Chandokya, Aitareya, Taittiriya, Kausitaki ve Kena’nın bir
kısmı nesir tarzındadır. Bunlar herhangi bir mezhep veya tarikat ile ilgili değildirler.
Kena Upanishad’ın “1-13” arası ve Brihadaranyaka’ın “8-21” arası şiir tarzında
olduğundan bunlar manzum Upanishadlar’a geçiş şeklinde değerlendirilir. Bu yüzden
bu bölümler sonraki gelenek arasına da konulabilir.
183
Bu doğrultuda Kena, nazım
Upanishadlar’ın en eskisi olarak değerlendirilir. Söz konusu Upanishad, hem yaratıcı
hem de insanların kurtuluşunda etkin olan tek tanrının aranması gibi temaları içinde
barındırır. Kena’dan sonra gelen dört nazım Upanishad’dan en eskisi Katha’dır.
Katha Upanishad içerisinde Samkhya ve Yoga sisteminin öğeleri açıkça görülür.
Aynı zamanda bu metin diğer Upanishadlar’ı ve Bhavagatgita’yı iktibas eder. Isa,
Svetasvatara ve Mundaka ise Katha’yı takip eden diğer nazım tarzı Upanishadlar’dır.
Bunların hepsi de tanrıcılıkla ilgili güçlü ifadeler içermektedir. Bu anlamda bu
metinlerin tanrıcılıkla ilgili geleneklerin ilk edebi ürünleri oldukları kabul edilir.
184
Bunlardan başka temel kabul edilen Prasna ve Mundakya adında iki
Upanishad daha vardır. Nesir tarzındaki bu Upanishadlar’ın ortaya çıkış tarihlerinin
miladın başlangıcından daha gerilere gitmediği tahmin edilmektedir. Mandukya’nın,
182
Swami Prabhavananda and Prederick Manchester, The Wisdom of the Hindu Mystich The
Upanishds, s. IX.
183
ER, XV/151; Radhakrishnan, Indian Philosoğhy, I/142.
184
Patrick Olivelle, Upanisads, s. 21.
80
tarikatlar (okullar) öncesine dayanan en son Upanishad olduğu ifade edilir.
185
Diğerleri hakkında kısaca bilgi verecek olursak, Maitrayani Upanishad,
Samhkya ve Yoga sistemlerinin her ikisinin de öğelerini içerir. İçerdiği
düşüncelerden hareketle Svestasvarata’nın, farklı felsefi kuramların ortaya çıkmaya
başladığı dönemde oluşturulmuş olabileceği varsayılır. Yine söz konunu
Upanishad’ın birçok pasajında ortalama görüşü yansıtan sistemlerden ve onların
belirgin doktrinlerinden söz eden teknik terimler yer alır. Genel olarak önceki ve
sonraki dönem Upanishadlar karşılaştırıldığında sonraki Upanishadlar’da ibadetle
ilgili bilgi ve dua varken, nesir tarzındaki ilk Upanishadlar’da daha ziyade soyut
kuram yer alır.
İlk Upanishadlar’ın ardından oldukça fazla sayıda Upanishad metinlerinin
türemesi, bir takım mezhep ve ekollerin ortaya çıkışına bağlanır. Buna göre kadim
Upanishadlar kendilerinden sonra gün yüzüne çıkan bir takım ekol ve düşünce
akımlarına kaynaklık etmişse de her zaman onların tutarsızlıklarına doğrudan
doğruya dayanak noktası teşkil etmemiştir. Bu yüzden mezhep yanlısı
Tanrıbilimciler sık sık hermenotik stratejiyi tercih etmişlerdir. Bu doğrultuda sözü
edilen stratejistler yandaşı oldukları mezhebi görüşün doktrinlerine dayanak
oluşturması için ilk Upanishadlar’ın anlamlarını farklı açılardan açıklama yoluna
gitmişlerdir.
Mezhep yanlısı Tanrıbilimciler, bununla birlikte zaman zaman yeni
Upanishadlar da kompoze etmişlerdir. Veda külliyatı kanonu nihai şekline kavuşmuş
ve kabul edilmiş olmasına rağmen mezhepler içinde yeni yeni metinler kompoze
edilmiştir. Bu yeni metinler diğer Vedik kitaplar gibi kendi mezhep savunucularınca
185
Radhakrishnana, Indian Philosophy, I/142.
Dostları ilə paylaş: |