EvrimTeorisi indd


Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə111/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   107   108   109   110   111   112   113   114   ...   171

Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

343

Teorisi’nin doğruluğuna, yanlışlığına veya bilinemezliğine can-

lılar üzerindeki araştırmalar ile karar vermek doğru olacaktır.

İNSAN ONURU VE MAYMUNUMSULARDAN SOY

Tektanrılı dinlere inananlardan Evrim Teorisi’ni reddeden-

ler en çok, insanın maymunumsu bir canlıdan geldiği iddiası 

yüzünden bu teoriye karşı çıkmışlardır. Bu kitapta, öncelikle 

bu konu paranteze alındı ve Evrim Teorisi’nin Tanrı inancına 

tehdit olup olmadığı gibi daha temel bir konuya odaklanıldı. 

Genelde insan soyunun maymunumsularla ilişkilendirilmesine 

dair iddia dile getirilince, Evrim Teorisi ile ilgili diğer tartışma 

noktaları gölgede kalabilmektedir. Ben, bu yanlıştan kaçınıl-

ması gerektiği; bu teorinin, başta Tanrı inancı ile ilişkisi ol-

mak üzere diğer önemli hususların, ‘insan soyu’ ile ilgili tar-

tışmayla karıştırılmadan ele alınması gerektiği kanaatindeyim. 

Bazıları maymunumsu bir canlıdan yaratılışı, insanın onuruna 

ve olması gerekli ahlaki yapısına yakıştıramadıkları için, ba-

zıları ise Evrim Teorisi’ni Âdem ve Havva’dan yaratılışı tarif 

eden Kutsal Metin ifadelerine uygun bulmadıkları için itiraz-

larını seslendirmişlerdir. Bu iki farklı itirazın da birbirine ka-

rıştırılmaması önemlidir. 

İnsan soyunun maymunumsularla ilişkilendirilmesinin, 

insan onuru ve tektanrılı dinlerin öngördüğü insanın olması 

gerekli ahlaki yapısı açısından bir sorun teşkil etmediği ka-

naatindeyim. Tektanrılı dinlerin yaygın kabulüne göre bütün 

insanların tek bir çiftin çocukları olduklarını, yani tüm in-

sanların akrabalığının tektanrılı dinlerin savunduğu bir husus 

olduğunu hatırlayalım. (Adem’in ilk insanların lideri olduğu, 

Adem ile Havva ile beraber başka insanların da var olduğunu 

ifade edenler de vardır.) Buna karşın bu dinlerin Kutsal Metin-

ler’inde, birçok putperest veya kötü ahlaklı kişi kınanır. Sonuçta 




Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

344

bu metinlerde kınanan Firavun gibi kişiler de insan ile aynı 

soydandır, fakat bu hususu kimse insanın onuruna ve olması 

gerekli ahlaki yapısına zıt bulmamıştır. ‘İnsanın diğer meme-

lilerle veya balıklarla akraba olduğu’na dair bir iddia insanla-

rın Firavun’la akraba olduğu gerçeğinden daha kötü değildir; 

bu iddiaya başka sebeplerden elbette karşı çıkılabilir, ama ‘in-

san onuru’ gibi bir kavrama dayanarak bu iddiaya karşı çık-

mak dinsel mantık açısından yanlıştır. Kur’an’da Allah’a isyan 

eden bazı insanların hayvanlardan daha kötü bir durumda ol-

dukları açıkça söylenir:

Onlar hayvanlar gibidirler, tuttukları yol bakımından hayvan-

lardan da şaşkındırlar.

Kur’an-ı Kerim, Furkan Suresi, 25/44

Tüm hayvanların da insanlar gibi toprak ve sudan yara-

tılmış olmaları, dinlerin zaten ‘ortak bir ata’yı hayvanlar ve 

insanlar için öngördüğünü gösterir. Cansız olan toprak ve su 

‘ortak ata’ olduğunda bir sorun olmuyorsa, tek hücreli bir 

canlının tüm canlıların ‘ortak ata’sı olması da insan onuruna 

aykırı bir husus olarak kabul edilmemelidir. Bilimsel veriler 

vücudumuzdaki hücre sayısından çok bakteriyi bedenimizde 

barındırdığımızı göstermektedir; bedenimiz adeta bir tekhüc-

reliler gezegenidir ve bunu da insan onuruna aykırı bulmayız. 

Ayrıca bedenimiz yediğimiz besinlerin dönüşmesi ile sürekli 

yenilenmektedir; yani ‘bedenimiz’ dediğimiz aslında patate-

sin, pirincin, tavuğun, koyunun yendikten sonra dönüştürül-

müş halidir. Yediğimiz hayvanların, meyve ve sebzelerin be-

denimize sürekli dönüşmesini onurumuza ve ahlaki yapımıza 

aykırı bulmuyorsak; ilk insanın, hayvanların dönüşmüş şekli 

olduğuna dair bir iddiayı da onurumuza ve ahlaki yapımıza 

aykırı görmemeliyiz. Evrim Teorisi’nin onurumuza ve ahlaki 

yapımıza ters olmamasının, bu teorinin doğru olduğu veya 



Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

345

bu teorinin kabul edilmesi gerektiği anlamlarını taşımadığını 

da özellikle vurgulamak istiyorum. Fakat dinler adına bu teo-

riye yapılan bir itirazın, ‘insan onuru’na veya ‘insanın ahlaki 

yapısı’na dayanılarak yapılmaması gerektiğini savunuyorum.

KUTSAL METİNLER 

VE TÜRLERİN YARATILIŞI

 Daha önce de vurgulandığı gibi dinler, aracı sebepler ile 

yaratılan her şeyi Tanrı’nın yaratışının bir parçası görürler. 

Çünkü aracı olarak kullanılanlar da tüm süreç de Tanrı’nın 

eseridir; ilk kiraz ağacı kadar, tüm kiraz ağaçları ve meyve-

leri de Tanrısaldır. Bu yüzden, insan türünü şimdilik paran-

teze alırsak, diğer türlerin birbirlerinden evrimleşmiş olması-

nın, Tanrı inancı ve Kutsal Metinler açısından bir sakıncasının 

gösterilemeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bir anne ve ba-

badan doğan canlı, Kutsal Metinler açısından, türün ilk ya-

ratılmış üyesi kadar Tanrı’nın yaratışının bir eseridir. O za-

man dinler için her canlının ‘bağımsız yaratılışı’nı savunmak 

bir ihtiyaç değildir.

Bir anne ve babadan doğmuş olmak dinler için nasıl aracı 

sebep olup, Tanrı’nın yaratmasına ters düşmüyorsa; bir türün 

diğer bir türden oluşumunu (evrimini), Tanrısal yaratışa aykırı 

görmek için de bir sebep yoktur. Kutsal Metinler’de birçok za-

man aracı sebeplerle oluşan olaylar -yağmurun yağması, bitki-

lerin büyümesi, canlıların rızıklanması gibi- Tanrı’nın yaratış-

ları, Tanrı’nın gerçekleştirdiği süreç ve olaylar olarak sunulur. 

Kutsal Metinler bu tip anlatımlarla doludur, örnek olarak bu 

Metinler’den birkaç pasajı aktarayım:

Hayvanlar için ot ve insan işine yarayan sebze çıkarır, ta ki 

yerden yiyecek.



Eski Ahid, Mezmurlar, 104, 14.


Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   107   108   109   110   111   112   113   114   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə