Türk halk edebiyatı prof, pertev naili boratav



Yüklə 4,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə50/75
tarix22.07.2018
ölçüsü4,33 Mb.
#58205
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   75

rin  malı  olan  türkülere  gelince  (örneğin,  Çakırcalı  üze­
rine  yakılmış  türküler)  bunların  da  halk  şiirinin  ortak  hâ­
zinesinden  birtakım  hazır  söz  kalıplarını,  hattâ  kimi  bent­
leri  olduğu  gibi  aldıkları  görülmüştür;  bu  olgu  üzerinde 
aşağıda  duracağız.
Soru  7 7 :  Söylendikleri  yerlere  göre  kümelenen 
türkülerin  özellikleri  nelerdir?
Yukarda  «B»  bölümünün, 
yani  vazifeleri  yönünden 
kümelenmiş  türkülerin  genel  niteliklerini  belirtirken  söy­
lediğimiz  gibi,  iş-türkülerinin  metinlerinde  görülen 
işin 
söz  konusu  edilmesini  beklemek  yersiz  olur. 
İçerik  ba­
kımından  herhangi  türden  ve  çeşitten  olursa  olsun,  her­
hangi  bir  metin  iş-türküsünün  gereci 
olarak  kullanıla­
bilir.  Bu  türkülerin  asıl  özelliği,  onların  söylenmesine  ve­
sile  olan  iş,  bununla  ilişkili  hareketler,  türkünün  bu  işe 
ve  işin  gerektirdiği 
hareketlere 
uyan  ezgisi, 
ahengi. 
ausûl»ü,  türkünün  bağlanmasına  katılan  kelimeler,  ya  da 
söz-kalıplan,  belli  yerlerindeki  ünleniş  ve  bağrışmalardır; 
türküye  çeşit  niteliğini  bu  öğeler  sağlar.
Anadolu  sözlü  geleneğinde  iş-türkülerine  belirgin  ör­
nek  diye  gösterebileceğimiz  metinler  pek  a z d ır:  Doğu - 
Anadolu'da,  çift  sürülürken  söylenen  horovel'lerle  gemici­
lerin  heyamola'ları  gibi...  Ama  toplu  olarak  yapılan  bir­
çok  işlerde  türkü  söylemek  göreneği  yaygındır,  ve  bun­
ların  çoğu  kadm  topluluklarının  geleneklerinde  yer  alır: 
bulgur  çekme,  dibek  dövme,  ekin  biçme,  fındık  toplama 
ve  ayaklama  (Karadeniz  bölgesinde);  Güney-doğu'da  kom­
şuların  bir  arada  ç iğ - köfte 
hazırlamaları... 
gibi.  Bazı 
tek  başına  yapılan  işlere  değgin  türkülere  de  rastlanır; 
teşi  ( =   kirman)  türküsü,  yakın  dövme,  un  eleme  türkü­
leri  gibi.
168


Tören  türkülerinin  birçoğu  da  iş  türkülerinin  niteli­
ğindedir,  yani  içerikleri,  bağlı  oldukları  törenle  herhangi 
bir  ilişki  göstermezler.  Bununla  beraber  düğün  türküle­
rinin  bir  bölüğünde,  örneğin  kına  yakma  töreni  sırasında 
söylenenlerde,  törenle  ilgili  konular 
üzerinde 
durulur; 
türküyü  söyleyen  kadın,  yakınlarının  ağzından  geline  ses­
lenir;  kızın,  evini  bırakıp  gitmesinden  duyulan  acıyı  an­
latır;  kocasının  evindekileri 
memnun  etmek  için 
neler 
yapması  gerektiğini  bildiren  öğütler  verir,  v.b.  —   Ağıt­
larda  da  aynı  söyleyiş  özelliklerine  rastlarız.  Metinde  ağı­
da  konu  olan  kişi  ile  anası,  babası,  yakınları  konuştu­
rulup  duyguları  dile  getirilir;  yani  ağıtların  da,  yukarda 
değindiğimiz  düğün  türküleri  gibi,  bağlı  oldukları  tören­
le  ilgili  belirli  içerikleri  vardır:  ölüm,  geride  kalanlarda 
ölümün  yarattığı  yas,  dünyadan  ayrılmak  zorunda  kafa­
nın  duyduğu  acı...  —   Ağıt  kanlı  bir  ölümden  yakınıyor­
sa,  ya  da  özel  nitelikte  bir  felâketi,  âfeti  anlatıyorsa,  dile 
getirdiği  olaylara  özgü  öğelerle  zenginleşir.
Dinî  törenlere,  mezhep,  tarîkat  kurumlarına  bağlı  ez­
gilere  ve  onlara  koşulan  şiirlere  gelince:  bunlar  — İlâhîler, 
nefesler,  demeler—   hep  adları  belli  halk  ozanlarının  ya­
ratmalarıdır.  Ama,  bu  şiirlerin  birçoğu  zamanla  geniş  öl­
çüde  değişikliklere  uğrayarak  «folklorlaşırlar»;  yukardan 
beri  sözünü  ettiğimiz  halk  türküleri  gibi,  geleneğin  ortak 
malı  olurlar.  İşte  bunun  içindir  ki  kesin  olarak  yaratıcı­
sının  kimliği  bilinemeyen,  ve  bu  yönden  de  öteki  türkü­
lerden  farkı  kalmayan  İlâhîlere  tören  türküleri  arasında 
yer  veriyoruz.  Bu  İlâhîlerin  büyük  bir  bölüğü  dinlik  nite­
liklerini  korumakla  birlikte  düğün,  mektebe  başlama,  koç 
katımı,  yağmur  duası...  gibi  doğrudan  doğruya  dinlik  iş­
lem  ve  görevlerin  dışında  kalan  törenler  süresinde  söy­
lenir.
Bütün  türküler  halk-müziği  ile  halkedebiyatı  ince­
lemelerinin  ortak  konusu  olmak  gerekir;  türkünün  sözleri
169


ezgisinden,  ezgisi  de  sözlerinden  ayrı  düşünülemez;  oyun- 
dans  türküleri  söz  konusu  olunca  bu  ortaklaşmada  bü­
yük  pay  halk-müziğine  düşer; 
oyun  havaları,  söz  olma­
dan  da  işlerini  görebilirler;  nitekim  birçok  hallerde  oyun­
cular  türkü  «söyleme»den 
oynarlar,  çalgı  — ya  da  çal­
gılar—  yeter;  hele  davullu-zurnalı  açık  hava  oyunların­
da  türkünün  çağrılmasına  zaten  imkân  yoktur.  Ama  kimi 
hallerde  oyun  havaları  çalınırken  türküsü  de  çağrılır.  Çal­
gının  bulunmadığı  yerlerde,  insan  sesi  âletin  yerini  tu­
tar;  o  zaman  da  türkü,  sözleri  ile  söylenir.  Davul-zurna 
dışında  müzik  âletleriyle  oynanan  oyunlarda  yer  yer  insan 
sesini-n  çalgıya  eşlik  ettiği  olur.  Kadın  oyunlarında,  çoğu 
kez,  tek  âlet  teftir;  onun  görevi  sadece  oyunun  temposu­
nu  belirlemektir.  Bu  oyunlar  sözleriyle  söylenen  türküler 
olmadan  düşünülemez.
Oyun  türkülerinin  içerikleri  herhangi  bir  özellik  gös­
termezler.  Bunların  sözlerinde  en  çok  rastlanan  konu  sev­
dadır.  Tek  tük  bazı  oyun  türkülerinde,  doğrudan  doğruya 
oyunla  ilgili  sözler  bulunur,  bir  kız  halayındaki:
Sekelim  kızlar,  sekelim!
gibi.
Bazı  oyunlar  törenleri,  ya  da  işleri  temsil  ederler,  bir 
bakıma;  ve  yapılarında  onlara  yaraşan  hareketleri  ve  tem­
poları  saklarlar.  Bu  türkülerin  bazılarının  sözlerinde  tak­
lit  ettikleri  işle,  anıştırdıkları  törenle  ilgili  konulara  de­
ğindikleri  olur.  Aşağıda,  türkülerin  biçimleri  üzerinde  du­
rulurken  onlardan  örnekler  verilecektir.
Soru  7 8 :  Halk  şiirinin  düzenli  ve  düzensiz  bi­
çimleri nelerdir?
Türkiye  halk  şiir  geleneği  ile  Rumefi,  ve  kimi  yön-
170


Yüklə 4,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə