296 1980 Sonrası Polonya Tatarlarının Kültürel Eğitim Süreci
aktarılan dini bilgilere sahip olan Tatar imamlar ders verirlerdi. İmamların
bilgi kaynağı genellikle XVIII ve XIX yy yazılmış olan Tatar el yazmalarıydı.
Orada yazılmış olan Tatar gelenekleri ve onların uygulamaları anlatılıyordu.
Kendimden örnek vermem gerekirse, din derslerine (1983 senesinde) 7 yaşın-
dayken başladım. En küçük öğrencilerdendim. Yaş grubumuz 7 den 17ye ka-
dardı. Hafta bir, Pazar günleri öğrencilerin evlerinde toplanıp: duaları, Kuran
okumayı, namaz kılmayı ve ona bağlı bütün uygulamaları öğreniyorduk. Ders
1,5 saat sürmekteydi. Zamanla Polonya’nın politikası değiştikçe azınlıkla-
rın durumu da değişiyordu. Din serbest bırakıldı. 1991 senesinde din dersleri
okulda ders olarak verilmeye başlandı. Tatarlara, belediyeye ait olan bir bina-
da ders din dersi verilmesi teklif edildi. Zaman geçtikçe değişimler daha da
derinleşiyordu. Din dersleri not olarak karneye taşınmaya başladığında Tatar-
ların din dersleri de değişime uğramıştır. Şimdiye kadar ders veren imamlar
ya da Tatar gençleri devletin resmî öğretmeni statüsünde ders vermeye ve
devlet maaşı almaya başladılar. İslam dini derslerini alan çocuklar, bu der-
lerin not olarak değerlendirilmesi hakkını kazandılar. Din dersleri okullarda
hafta sonu ya da hafta içi verilmeye başlandı. Zamanla sadece din derslerinin
konumu değil içeriği de değişime uğramıştır. Din derslerinin programı her za-
man öğretmenler tarafından düzenlenmiştir. İlk olarak imamların verdiği bu
dersler, 90lı yıllarda Arap ülkelerden gelen üniversite öğrencileri tarafından
verilmeye başlandı. Tatarlar, onların İslam konusunda daha bilgili olduğunu
düşündükleri için din öğretiminde onların yardımını kabul ettiler. Fakat za-
man geçtikçe Polonya Tatarlarını Arabize etmek istedikleri anlaşılınca, din
derslerini eskiden olduğu gibi genç Tatarlar vermeye başladılar. Ancak ister
istemez bazı eski geleneksel Tatar din uygulamaları unutuldu. Bugünkü din
derslerinin programı genel olarak sadece dinî pratikler üzerindedir. Tatarların
Polonya’daki tarihi ise sadece genel hatlarıyla ele alınmaktadır.
Tatar dini geleneklerini kaybetmemek için son zamanlarda eski Tatar el
yazmalarına daha fazla önem vermeye başlandı. El yazıları olan Kuran, tefsir,
hamail, kitap, tecvîd ve sufraları da unutmamak gerekir. Polonya Tatarları
için özellikle hamailler ve kitaplar çok büyük önem taşıyordu. Onların içinde
kendi geleneklerini ve tarihlerini muhafaza ediyorlardı. Her insanın hayatında
önemli olan merasimlerin bir anlatısı bulunmaktadır: Yeni doğan bebeğe isim
koyma, evlenme, cenaze ile ilgili Tatar gelenekleri nesilden nesile anlatıl-
maktadır. Bu el yazmaları çok ilginçtir; Arap harfleriyle üç dilde yazılmıştır.
Arapça duaların dışında bu duaların Türkçe ve Lehçe ya da Rusça’ya tercü-
meleri de bulunmaktadır. Ayrıca Arap alfabesiyle yalnız Lehçe geleneklerin
ve dinin ve dinî hikâyelerin anlatımı da mevcuttur. Bulunan en eski hamail
297
Emilia TEMİZKAN
XVI/XVII. yüzyılda yazılmıştır. En sık rastlanan hamail ya da kitaplar XIX
ve XX. yüzyıla aittir. Hiç şüphesiz bu el yazılarını yazabilmek için Tatarların
akıcı bir şekilde Arapça, Türkçe ve Lehçe ya da Rusça bilmesi gerekmektedir.
Ayrıca 1877–1878 Rus-Osmanlı savaşında Ruslara esir düşen Osmanlı asker-
leri Polonya Tatarların yaşadıkları yerlerde yerleştiriliyordu. Onlarla beraber
dini kitaplar da geliyordu. Tatarlar arasında Kazan’da basılmış olan Kur’anlar
büyük rağbet görüyordu.
8
İşte ilk el yazmalarını Kazan ve Kırım’dan getirilen
kitapları örnek alarak yazdıkları bilinmektedir. Arapça ve Türkçe bilen olma-
dığı için evvelce yazılmış olan hamail ve kitaplar sadece istinsah ediliyordu.
XX. Yüzyıldan bu yana neredeyse her Tatar evinde el yazmaları bulunmak-
tadır fakat onları okuyup ve anlayabilecek çok az kişi kalmıştır.
9
O yüzden
bir Tatar organizasyonu olan “Polonya Tatarlarının Birliği” bilinçli gençlerin
yetiştirilmesi adına onların yeniden okunup ve öğretilmesi için çaba göster-
mektedir.
Zamanla Tatarlar milli kimliklerini sadece din dersleriyle koruyamaya-
caklarını anlamışlardır. Polonya devleti azınlıkların faaliyetlerini destekledi-
ği için onlara yeni bir kapı açılmıştır. Böylece millî kimliğin yeniden inşası
başladı. 1999 senesinde Halina Szhaidewicz tarafından Bialystok şehrinde
“Bunczuk”(Tuğ) isimli bir geleneksel dans grubu kuruldu. İlk başta grup Po-
lonya Tatarlarını ve Polonya’yı anlatan şiir ve şarkılar söylerdi. Zamanla im-
kânları arttıkça internet sayesinde mesafeler azaldıkça Halina Szahidewicz,
Kırımda’ki Tatarlarla irtibata geçti ve oradan bir öğretmen davet edildi. Tatar
gençleri, Kırım milli danslarını birkaç aylık kurslarla öğrenmeye başladılar.
Zamanla repertuarı genişletmek için Tataristan’dan başka öğretmenler de ge-
tirtildi. Bugün Bunczuk grubunun koreografı, hocası Polonya’da yaşayan bir
Çeçen’dir. Grubun programında sadece danslar değil Tatarca şiirler ve şarkı-
lar da repertuara girmiştir. Ayrıca her sene yazın tüm Tatar gençlere açık milli
dans kursları düzenlenmektedir ayrıca “Bunczuk-Tatar Gelenek ve Kültürü-
nün Yaşatılması” adıyla bir proje yürütülmektedir. Proje kapsamında dans,
şarkı söyleme ve diksyon dersleri verilmektedir. Ayrıca Tatar büyükleri de
gruba katmaya başlamıştır. Danslarla beraber milli kıyafet bilinci de oluşma-
ya başlamıştır.
Etnik kimliğin korunması açısından en önemli unsurlarından biri dildir.
Tatarlar Polonya’da yerleştikten kısa bir süre sonra kendi dillerini kaybettiler.
Leh kadınlarla evlendikleri ve Lehçe konuşmaya başladıkları için Polonya
8 Age, s. 65.
9 Drozd A, Dziekan MM, Majda T, Pismiennictwo i muhiry Tatarow polsko-litewskich,
Warszawa, 2000, s.12-36.