Uluslararasi sempozyumu


Kafkaslar’dan Sürgün Bı̇r Toplumun Bı̇tmeyen Göçü



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə65/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   307

Kafkaslar’dan Sürgün Bı̇r Toplumun Bı̇tmeyen Göçü

Aydın İBRAHİMOV

1

 / Selver ÖZÖZEN KAHRAMAN 

2

Giriş

Ulusal sınır siyasetinin uluslararası siyasete dönüştüğü noktada, gerçek-

leştirilmek istenen etno-siyasi faaliyetler azınlıkta kalan grupları göçe zorla-

maktadır. Özellikle Kafkaslar bölgesinde çok sayıda etnik grubun dar bir ala-

na sıkışmış olması bu bölgedeki egemen devletlerin sınır politikaları kitlesel 

göçlere neden olmuştur.

Toplumlar  göç  ederken  pek  çok  özelliklerini  kaybetseler  de  dil,  din  ve 

geleneklerden izler taşıdıkları görülmektedir. Bu da kimliklerinin tespitinde 

ipuçları vermektedir. Ahıskalılar defalarca sürülen ve parçalanan bir toplum 

olmalarına rağmen, her gittikleri ülkede kültürel kimlikleri ile yerli uluslar-

dan ayrılmışlardır.

Kafkaslar bölgesinde çok sayıda etnik grup

(50 den fazla ulus) nisbi  dar bir 

alana(400 bin km²) sıkışmış ve savaş dönemlerde isterse Rusya’nın  Kafkas-

ya’nın istilası (18-19y.y.), isterse Sovyetler Birliğin Nazilerle savaş (20 y.y. 

1940 yıllarında) dönemlerde, bölgede ki uluslara güvenmemesi nedenleri ile 

onları ya mecburi , yahut zorunlu olarak devlet tarafından  göç ettirilmiştir

II. Dünya Savaşı döneminde “güvenilmeyen uluslar” kavramı ortaya atılmış  



Ahıska Türkleri söz konusu siyasetin ilk kurbanı olmuştur.

Ahıskalılar sürekli göç etmek zorunda kalan bir toplum olmakla birlikte 

genel olarak üç büyük göç yaşamıştır: (i) Meshetya’dan diğer bölgelere göç, 

(ii) Fergana’dan göç,

  (iii)   Türkiye’ye  göç.    Bugün Ahıska Türkleri,  Rusya,  Ukrayna, ABD, 

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a kadar geniş bir coğraf-

yaya dağılmışlardır. 

Günümüzde  Meshetlerin  tahmini  sayısı  250000’dir.  Eski  Sovyet  Birli-

ği’nin sekiz cumhuriyetinde 4264 yerleşim yerinde küçük topluluklar şek-

linde  yaşamlarını  sürdürmektedirler.  Rusya’da    (Krasnodar  ve  Stavropol 

eyaletleri Boronyej ve Orulof illeri Kabarda Balkar ve Çeçenistan Cumhu-

1  Prof. Dr., Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

2  Doç. Dr., Çanakkale 18 Mart Üniversitesi



186 Kafkaslar’dan Sürgün Bı̇r Toplumun Bı̇tmeyen Göçü

riyetleri) Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Moldova ve Ukrayna’da ya-

şarlar (Aslan, 1995). Rusya’da Krasnodar bölgesinde, Ukrayna’da, ABD’de, 

Azerbaycan’da (Bakü, Haçmaz, Nabran, Naftalan, Gebele, Ağcabedi, İmişli, 

Bilesuvar, Sabirabad, Oğuz ve İsmayıllı bölgelerinde) Özbekistan’ın Fergana 

vadisinde,  Kazakistan’da ve Kırgızistan’da yaşarlar (Gurbanov, 1990: 212-

230). Çeşitli kaynaklarda Ahıska Türklerinin sayısı ile ilgili farklı rakamlar 

verilmekle birlikte toplam resmi bir veriye ulaşmak imkânsızdır.

Anavatanları dışında birçok coğrafyada bulunan bu topluma farklı isimler 

verildiği için terminolojik açıdan bir karmaşa söz konusudur. Rusya’da ve 

Sovyet biliminde Ahıskalıların yaşadığı bölgelere Mesheti, Ahıskalılara da 

Mesh adı verilir. Bu nedenle bu bölgede yaşayan Türklere ise Mesheti Türkle-

ri denilirdi. Türkiye’de ise Ahıska Türkü denilmektedir.  Bu isim sadece Tür-

kiye’de kullanılmaktadır.  Bu nedenle çalışmamızda iki isim de kullanılmıştır. 



Ahıska Türklerinde Anavatan ve Kimlik 

Ahıska (Meskhetya-Cevahet=Samsthe-Cavaheti), Gürcistan’ın güneyinde 

6413  km

2’

lik  alan  kaplayan  kültürel  ve  coğrafi  bir  bölgedir.  Burada  6  ilçe 



(Ahıska-Akhaltsikhe, Adigön-Adıgeni, Aspindza, Borcom-Borjomi, Ahilke-

lek-Akhalkalaki  ve  Ninotsminda-Bogdanovka)  ve  250  köy  bulunmaktadır. 

Ahıska bölgesi, Acaristan ile Tiflis arasında, Türkiye-Ermenistan sınırının ku-

zeyinde, Türkiye’nin kuzeydoğusunda dağlık alanda sınıra 15 km mesafede 

yer alır. Gürcistan’da bu alana Meshetya adı verildiğinden buradaki halk da 

Mesheti Türkleri olarak adlandırıldılar (Şekil 1).

Şekil 1. Ahıska bölgesinin coğrafi konumu




187

Aydın İBRAHİMOV / Selver ÖZÖZEN KAHRAMAN 

Marr’a  göre,  Gürcüler  Kura  nehri  havzasının  yukarı  kısmında  yaşayan 

topluma  Meshet,  bu  bölgeye  Mesheti  (Meshetlerin  ülkesi)  adını  verdiler. 

Gürcü  ve  Ermeni  topraklarında  Hıristiyan  kilisesinin  etkisinin  yükselmesi 

ile  Ermeniler  ve  Gürcüler  önce  din,  sonra  dil  ve  etnik  açıdan  arada  kalan 

ülkeleri etkileri altına alarak Meshetleri Gürcüleştirdiler. Daha sonra Meshi 

dili Gürcü diline dönüştü ve Gürcü dilinin bir şivesi haline geldi. Bu şive-

yi konuşan Gürcülere Mesheti denilmeye başladı. Marr’a göre, Ermenilerle 

Meshiler birbirlerini etkilemişlerdir. Hem Ermeni hem de Meshi dillerinde 

bazı ortak kelimeler bulunmaktadır. Gürcü dilinin de Mesheti şivesinde ol-

dukça çok Arapça ve Farsça kelimeler vardı. O bunun açıklamasını Meshetle-

re olan Müslüman kültür etkisinde aramış ve Meshet bölgesini Gürcistan’da 

bir kültürel birim olarak tanımlamıştır (Rafatov, 3-8, 1996). Ancak burada 

özerk siyasi yaşam için her türlü şart vardı. Örneğin 9. ve 10. yüzyıllarda 

Gürcistan’dan farklı olarak Mesheti bölgesinin hukuki kanunları ve orduları 

vardı. Nitekim Avşar ve Tunçalp (1995) de Ahıskalıların Tatar Türklerinin 

Güney Meshetya’da yaşayan bir kolu olduğunu, Kafkaslarda yaşayan hiçbir 

toplumun sonradan Türkleşmediğini ancak 16. yüzyılda Osmanlı egemenli-

ğine geçişle birlikte İslamiyet’i kabul ettiklerini belirtmektedir. Marr’a göre, 

Mesheti’nin Müslümanlığa geçmesi uzun zaman aldı. İslam kültürünün etkisi 

alansal değil, sosyal bir olaydı. Örneğin, önce Mesheti soyluları İslamiyet’i 

kabul ettiler. Meshetler genel olarak o dönemde Kafkasya’da en gelişmiş top-

luluklardan biri idi. Osmanlı devleti 1635’de bölgenin merkezi olan Ahıska 

kentini  aldı  ve  Meshetiye  yöneticileri  Osmanlının  egemenliğini  kabul  etti. 

1744’de özerklik kaldırıldı ve Meshet bölgesi doğrudan Türk yönetimine tabi 

oldu (Rafatov, 1996: 10).

İlerici  Gürcü  aydınlar  için  Mesheti  bölgesi  kapanmayan  bir  yara  iken, 

Gürcüler için Meshetler Gürcistan’ın en ağır dramatik döneminde vatanlarına 

ihanet  eden  topluluk  olarak  algılanıyordu  (Rafatov,  1996:  12-13).  Bu  da 

Meshetlerin kendilerini kapatmasına ve Osmanlıda görülmeyen degürcüleşme 

sürecinin yaşanmasına neden olmuştur. Yani Türkleşme değil, kendilerinde 

kapanma süreci başlamıştır. Marr’ın bu konudaki tespiti “Türkleşme sürecinde 



donan Gürcüleşmiş Meshetler” şeklindedir. Gerçek Gürcüler için Meshetler 

Tatrevi” lerdi  (Yabancı ve Tatar anlamına gelen Tatrevi adı 19. yüzyıl resmi 

Rus kaynaklarında ve Gürcüler arasında Güney Kafkasya’da yaşayan Türkler 

için kullanılırdı. Günümüzde de Gürcüler Azerileri Kafkas Tatarı olarak ad-

landırmaktadır).

Tiflis İlinin Nüfus Tasviri adlı resmi belgede (1870) ve Tiflis’te 1896’da 

basılan  Trans-Kafkasya  bölgesi  nüfus  sayımında  (1886)  Meshetler  Gürcü 




Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə