63
yabani ya da evcil hayvanlara renklerinden, çıkardıkları seslerden, çeşitli uzuvların-
dan veya hareketlerinden yola çıkarak, beslenme şekillerini, yaşadıkları çevreyi ve
zamanı da göz önünde bulundurarak, kendi düşünce dünyalarına ve hayat tarzlarına
göre, dil kuralları doğrultusunda çeşitli anlamlar yüklemişlerdir. Hayvanlarla ilgili
ilginç inançların kökeni çok eski dönemlere dayanmakla beraber, bunların bir kısmı
halk arasında hala varlığını sürdürmektedir (Efe; 2012: 3, 1084).
Hayvansal motifler deyimsel kullanımlar arasında oldukça yaygındır, çünkü
hayvanların ilk çağlardan bu yana insanlarla birlikte yoğun bir etkileşim içinde
yaşamaları onları, tarih boyunca toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getir-
miştir. Bu nedenle hayvan motiflerinin her gelişmiş dilin deyimlerinde, atasözle-
rinde, masallarında, fabllarında ve mitlerinde görülmesi olağandır. Nitekim, hayvan
adlarının dilin kullanım çemberine girmesi, insanın aynı yaşam alanını paylaştığı bu
hayvanların davranış biçimlerini ve özelliklerini gözlemlemesi sonucu kendini gös-
terir. Bu süreçte, dini kaynaklar, mitolojik-tarihsel gelişmeler, milli-kültürel olgular
ve yazınsal eserler gibi toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren konular da önemli
ölçüde etkili olmuştur.
Hayvan imgesi ülkeden ülkeye değişkenlik gösteren benzer veya farklı nite-
likler taşır. Bu durum, her halkın imgesel düşünüş tarzının özgünlüğünden ileri gelir.
Sıkça kullanılan hayvan adları belli başlı imgesel anlam kazanarak, simge biçimine
bürünür. Her millette, diğer kültürlerle benzer veya ortak olan kalıpsal deyimlerin
yanısıra; insanla hayvanlar, bitkiler ve eşyalar arasında özgün bir ‘ortak yaklaşım’
anlayışı bulunur. Bu geleneksel anlayışın karşılaştırılmasındaki örnekler; sağlık,
güzellik ve kızgınlık gibi insanları görünüş veya kişilik açısından betimleyen imgeler
sunar. Örneğin, Rus zihniyetinde aptallığın simgesi koyun (глуп как баран), inatçı-
lığın göstergesi eşek (упрямый как осел) hantallığın betimlenmesi ise ayı (неуклю-
жий как медведь) motifleriyle verilir (Теliya; 1996: 179).
Her milletin belleğinde hayvanlara yönelik algılama biçimleri ve kendine
özgü kültürel kodlar yer alır. Farklı dillerin taşıyıcıları, hayvan imgesini çeşitli ka-
lıplarda algılayabilirler. Bu genellikle halkın milli-kültürel değerleriyle, dini-batıl
inançlarıyla ve değerler dizgesiyle ilgilidir. Örneğin, Tavşan yürekli (заячья душа)
ifadesi, tavşanın zayıflığı ve korkaklığı simgelediği Rus toplumunda kolay anlaşılır
bir motiftir. Tavşanın bu özelliği, toplumun onun davranışını gözlemlemesi sonucu
dile yansımış ve birçok halk tarafından benimsenmiş bir algılama biçimi halini
almıştır. Fakat, değerlendirmeler karşıtlık olgusu da içerebilir. Örneğin ‘Ну, погоди’
(Beklesene) adlı ünlü Rus çizgi filminde ‘tavşan’ akıllı ve sevimli bir kahraman
olarak yansıtılır. Bu değerlendirme değişiminin sebebi çağdaş medya ve görsel
iletişim araçları ile ilişkilendirilebilinir. Bununla beraber Rus folkloründe, anlamsal
içerik olarak ayının ‘‘hantal’’, tilkinin ‘‘kurnaz’’, koyunun ‘‘anlayışı kıt’’ ve aslanın
‘‘korkusuz’’ olduğu şeklinde semantik değerlendirmeler görülür. Dolayısıyla Rusça
deyimlerde, hayvan adlarıyla oluşturulmuş; insanın fiziksel niteliklerini (at gibi
güçlü - сильный как лошадь), dış görünüşünü (
domuz gibi şişman - толстый как
боров), ruhsal yansımalarını (
köpek gibi öfkeli - злой как собака), akıl kullanma
yetisini (kır at gibi aptal - глуп как сивый мерин) ve karakteristik özelliklerini
belirten (tilki gibi kurnaz - хитрый как лиса) ve deyimsel anlam bildiren sözcük
64
öbekleri oldukça fazladır.
Böylece dil ve dilin bir ürünü olan deyimlerin, insanın yaşadığı bölgenin ya-
şam koşullarının etkisi altında geliştiği görülür. Örneğin, varlıklarını karasal iklim-
lerde sürdüren toplumlar, geçimlerini genellikle tarım ve hayvancılıkla sağladıkları
için yaşam tarzlarını, dile yansıtırlar, benzer şekilde deniz kenarında yaşayan top-
lumlar da balıkçılıkla meşgul olduklarından, sözcük dağarcıkları içinde bulunulan
ortama göre şekillenir. Türkler de daha çok tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları için,
dolayısıyla, at, keçi, koyun, inek ve öküz gibi hayvan adları, sözlü anlatılarda
diğerlerine nispeten daha sık kullanılır. Bu bağlamda Türkçe ve Rusça’daki hayvan
adlarıyla yapılmış deyimleri mercek altına aldığımızda ilginç sonuçlarla karşılaşırız
ve her iki kültürde de görülen bazı deyimsel eşdeğerliliklerin, karşılıklı tarihsel
etkileşim sonucu ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Örneğin, her iki dilde de eşdeğerlilik
açısından aynı hayvanla oluşturulmuş ve aynı anlamı veren deyimlerden bazıları
şunlardır: Волк в овечьей шкуре = Koyun postunda kurt; Волосы как конская
грива = At yelesi gibi saçlar; Вольная птица = Kuşlar gibi özgür; Голодный, как
волк = Kurt gibi aç; Голос, как у соловья = Bülbül sesli; Гора родила мышь =
Dağ doğura doğura bir fare doğurdu (Kalyuta; 2011: 3). Жить как кошка с
собакой = Kedi köpek gibi yaşamak; Конский хвост = At kuyruğu gibi (saçlar);
Лить крокодиловы слёзы = Timsah gözyaşları dökmek; Львиная доля = Aslan
payı; Мухи не обидит = Karıncayı bile incitmez; Птичьего молока не хватает
= Bir tek kuş sütü eksik; Черная кошка пробежала, проскочила между кем-л =
Aralarından kara kedi geçmek (girmek) (Aksoy; 1988). Bu tür deyimlerin çevirisi
esnasında pek sorun yaşanmaz, çünkü bu deyimler hem yapısal hem de anlamsal
açıdan birbirleriyle aynı oldukları için tam eşdeğerlilik özelliği taşırlar. Aynı
hayvanlarla üretilen deyimlerin birçoğu için farklı seçenekler de mevcuttur. Örneğin,
kısmi eşdeğerlilik değeri taşıyan ‘Знает кошка, чьё мясо съела’ (Kedi kimin etini
yediğini bilir) deyiminin anlam olarak Türkçedeki ‘Süt dökmüş kediye dönmek’
ifadesini karşıladığını görürüz. Demek ki, bazı deyimlerde, özne aynı hayvan olsa
da gerçekleştirilen eylemin farklı olabileceğini, ancak aktarılan anlam değişmediğini
görüyoruz (Kalyuta; 2011: 4).
Her iki dilde de aynı hayvanlarla üretilmiş deyimlerin yanısıra, birbirinden
farklı hayvanların baş kahraman olduğu deyimler de vardır. Bunlarda verilen anla-
mın çok yakın olduğunu hatta bazen değişmediği görülür. Örnek olarak: Влюблён
(влюблена) как кошка (Kedi gibi aşık olmak) = Köpek gibi aşık olmak; Волком
выть (взвыть, завыть) (Kurt gibi ulumak) = İt gibi pişman olmak; Делать из
мухи слона (Sineği fil yapmak) = Pireyi deve yapmak; Метать бисер перед
свиньями (Domuz karşısında inci saçmak) = Ayıya kaval çalmak; Когда рак на
горе свистнет (Yengeç dağda ıslık çaldığında) = Balık kavağa çıkınca; Куриные
мозги (Tavuk beyinli)= Kuş beyinli, horoz akıllı, kaz kafalı; (Kalyuta; 2011: 4).
Писать как курица лапой (Tavuk ayağı gibi yazmak) = Karınca duası gibi yazmak;
Поймать, ухватить синицу за хвост (Baştankara kuşunu kuyruğundan yakala-
mak) = Şeytanın bacağını kırmak, turnayı gözünden vurmak; С паршивой овцы
хоть шерсти клок (Kötü koyundan bir tüy koparmak) = Domuzdan kıl çekmek;
Смотреть как баран на новые вороты (Koyun gibi yeni avlu kapısına bakmak)