121
(Hz.İsa’nın çarmıha gerilmesine sebep oldukları için – İsa katili
/Christ-killer – deicide charge)
Yahudi düşmanlığına dayanmakla
beraber, uzun bir tarihî geçmişe sahip olan İslam aleyhtarlığına yani
Anti-İslamizm’e de dayanmaktadır. Yahudilerin kitle halinde
sürülmesi ya da zorla Hıristiyanlaştırılması gibi olaylar
9
Batı’da
yaygınca görülmüş fakat buna karşılık Sünnî İslam dünyasında
Yahudilere
yönelik
kitle
katliamları,
sürgünler,
zorla
Müslümanlaştırma olayları
10
görülmemiştir. İşte bu çerçevede, bazı
Yahudi ve Hıristiyan araştırmacılara
11
göre, İslam’ın 7. y.y.’da
doğuşundan itibaren, Yahudi-Hıristiyan ilişkileri tarihi, bizzat
Hıristiyan-Müslüman ilişkileri tarihinden bağımsız olarak ele
alınamaz. Avrupa Ortaçağının XI.-XIV. y.y.’ları arasında anti-
Semitizmin artmasında belki tek değil ama başlıca faktör, Hıristiyan
Ortaçağ Avrupa’sındaki ‘anti-Müslimizm’ yani Müslüman düşmanlığı
olmuştur ki, bunun etkileri hala sürmektedir. Bu tarihçilere göre, XII.
y.y.’dan itibaren pek çok olay göstermiştir ki, Ortaçağ Avrupası’nda
Hıristiyanlar arasında yaygın bir kanaat olarak, Alan Cutler’ın
ifadesiyle,
zorlanmıyacakları bir sosyolojik fenomen olmalıdır. Bu konunun teolojik
boyutu ayrıca ele alınmalıdır.
9
D. Boyarin (1994) A Radical Jew: Paul and Politics of Identity, London:
University of California Press, s.246; R. Ruether (1974) Faith and
Fratricide: The Theological Roots of Anti-Semitism, New York: The
Seabury Press, s. 200-201; Y. Caourbage & P. Fargues (1998) Christians
and Jews Under Islam, London: I.B. Tauris, s.25.
10
G.D. Newby (1988) A History of the Jews of Arabia, Columbia:
University of South Carolina Press, s.84-96; T.W. Arnold (1935)
Preaching of Islam, London: Luzac, s.234; M. Shokeid, ‘Jewish Existence
in A Berber Environment’, University Press of America, s.107; H. Z.
Hirschberg (1974) A History of the Jews in North Africa, Leiden:
E.J.Brill, s.127; M.G. S. Hodgson (1974) The Venture of Islam, London:
The University of Chicago Press, s.538; A. S. Tritton (1970) The Caliphs
and the Their Non-Muslim Subjects, London: Oxford University Press,
s.231; Steven M. Wasserstrom (1995) Between Muslim and Jew: The
Problem of Symbiosis under Early Islam, Princeton: Princeton University
Press, s.227.
11
Edward A. Synan (1965) The Popes and the Jews in the Middle Ages,
New York: Macmillan.; Bernhard Blumenkranz (1966) Le Juif Medieval
au Miroir de l’Art Chretien, Paris: Etudes Augustiniennes; Joshua
Trachtenberg (1961) The Devil and the Jews: The Medieval Conception
of the Jew and Its Relation to Modern Antisemitism, Philadelphia: World
Jewish Publication Society of America, s.101-102.
122
“İki ‘gayr-i Hıristiyan’ topluluğun, yani Yahudilerle
Müslümanların, kendi aralarında ittifak kurduklarına ve Yahudilerin
Hıristiyan beldelerinde İslam’ın beşinci kolu (fifth columnists) olarak
hareket ettiklerine inanılmaktaydı.”
12
Alan Cutler, Rosemary Ruether, Ignaz Maybaum, Barbara
Tuchman, Bernhard Blumenkranz ve daha pek çok tarihçi buna
değişik örnekler vermektedirler. Anti-Semitizm, özellikle 11. yy.
Avrupası’nda artış göstermişti. Hıristiyan tarihçilere göre,
ortaçağlarda (1000-1500) Hıristiyanların Mesîh beklentileri yanında
daha o zamanlarda Yahudilerin faizli borç verme işiyle meşgul
olmaları da Hıristiyanların Yahudilerden nefret etmelerine yol açmıştı.
Bu çağlarda, Haçlı saldırıları süresince Hıristiyanlar, Müslüman
Türklerin ve ‘Serazen-Saracen’
13
lerin şeytanî güçler olduklarına ve
Yahudilerin bu güçlerle işbirliği içinde olduğuna inanıyorlardı.
14
Hıristiyan-Yahudi ilişkileri tarihi konusunda otorite kabul edilen
tarihçilerden Katolik Edward A. Synan’a göre, bu inanış pek çok
örnekle desteklenebilecek kadar yaygındı.
15
Bu yaygın inanışın
oluşmasında, İslam’ın doğuşundan öncesine de uzanan bir tarihi
süreçte, Batı Roma dünyasında yazarların ve Kilise babalarının
eserlerinde Araplardan ve Yahudiler’den sapkın-aşağı bir ırk olarak
12
A. & H. Cutler (1986) a.g.e., s.2.
13
Ortaçağlarda, Batı Hıristiyanları müslümanlara birbirinden ayırmaksızın
Serazen (Saracen) derlerdi. Klasik coğrafyada Sîna yarımadasında
yaşayanlar için kullanılmışsa da, Yunanlılar ve Romalılar Suriye ve
civarındaki müslümanlara Serazen demişler; bu kelime, önce Sicilya’ya ve
güney İtalya’ya yerleşmiş olan Araplar ve zamanla da tüm müslümanlar
için kullanılır olmuştur. Richard W. Southern’a göre, Orta Çağ
Avrupa’sının Serazenler yani Müslümanlarla ilgili algılayışı cehalet ve
önyargıya dayanır. Çok meşhur ve nesillerden nesillere okunarak
aktarılmış olan Song of Roland’da olduğu gibi popüler şiir ve kültürde
Serazenler istisnasız hep putperest olarak tanımlanmışlardır. Halbuki biraz
çaba İslam’ın tavizsiz bir Tevhid inancına dayalı olduğunu öğrenmelerine
yetmiş olurdu. (Richard W. Southern, 2000-çev., Orta Çağ Avrupasında
İslâm Algısı, (İng. baskı 1962), İstanbul: Yöneliş, s. 39)
14
Norman C. Cohn (1962) a.g.e., London: Mercury Books, s.58-74.
15
Edward A. Synan (1965) The Popes and the Jews in the Middle Ages,
New York and London: Macmillan, s.52.