"Comet-i" ü ile birlikte Hür Dün-
yanın elinde mevcut mütekamil en
iyi yolcu uçaklarından biri, Fran-
sız yapımı "Caravelle" in, parçaları
üç kilometre kareye yayılan devâsâ
kalıntısını gördüler. Çift tepkili mo
torlu ve değeri 2 milyon dolara yak
laşan 74 kişilik "Caravelle" in peri-
şan kuyruğunda SAS harfleri vardı.
Böylece, Fransızların haklı olarak
iftihar ettikleri ve 1959 un mayısı
nın başında sefere konan "Caravel-
le", ilk kazasını, hem de jet çağı
nın en büyük faciasını kaydederek
yapıyordu. "Caravelle", Sarpbel te
pesinin zirvesinden 500 metre kadar
geride düzlüğe her 3 tekerleği ile
şiddetle vurmuş ve iki sıçrama yap-
mıştı. İki sıçramadan sonra kanat
ları ve alt takımları parçalana par-
çalana takriben 200 metre tatlı bir
meyilde sürüklenmiş ve zirvenin di
ğer tarafındaki uçurumdan aşağıya,
kuru derenin içine yuvarlanmıştı.
İlk patlama "Caravelle" in karaya
bindirmesiyle dışarıdaki ve içerideki
hava basıncının değişik olmasından
duyulmuş, daha sonra da jet yakıtı
depoları seri halinde infilâk ederek et
rafı aleve ve kızıl bir aydınlığa boğ
muştu. Karacaörenliler, başlarını
iki tarafa sallıyarak, "Verilmiş sa
dakamız varmış, Allah bizi korudu"
diyorlardı.
Et, kemik, kan ve parfüm
adise, Londra faciasından sonra,
bütün memlekette derin tepkiler
yarattı ve ürperti ile takip edildi.
Menderes, İnönü ile giriştiği talih
siz söz düellosundanberi yanından
hiç ayırmadığı Burhan Belge ve Se-
bati Ataman ile geceyarısına doğru
Esenboğa Hava Alanına geldi. "0002"
plâka numaralı siyah "Cadillac" ap-
rona girerek Şeref Salonunun önün-
de durdu. Başbakan son derece üz
gündü ve yüz ifadesi karışıktı. Oto-
mobilinden inmedi. Daha önce gelen
Ulaştırma Bakanı Şemi Ergin ile
meşhur İçişleri Bakanı Namık Ge
dik, Esenboğa Hava Alanı Müdürü
nün odasında izahat alıyorlardı. Baş
bakanın geldiğini duyunca, koşar
adımlarla aşağıya indiler. Gedik du
rumu kısaca anlattı ve son derece
hürmetkârane, "Ruhsat verirseniz
kaza yerine gitmek istiyorum, Bey-
fendi" dedi. Yüksek müsaadenin ve
rildiğini belirten bir baş işaretinden
sonra Gedik, Erginle ayrıldı. Mende
res de arkalarından gitti. Feci kaza
mahalline vardığında gene otomobi
linden çıkmadı. Yürekler parçalayı
cı manzarayı gördüğü zaman, acı
hatıraları canlanan bir adamın iç
burkuntusuyla irkildi ve sarardı.
Kabin tazyiki sebebiyle esvapları
paramparça olan cesedler çırılçıp
laktı. Hemen hemen hepsinin başla
rı, kol ve bacakları kopuktu. Ta-
nınmaz haldeydiler. Enkaz hâlâ, bir
AKİS, 27 OCAK 1960
nargile gibi tütüyordu. Et, beyin ve
kemik parçaları kan bulaşığı ça
murlu şömine görünmüştü. Civarı ke-
şif bir pahalı parfüm kokusu kapla-
mıştı. Menderes fazla dayanamadı, 60
saniye kadar kaldıktan sonra hemen
Ankaraya döndü. Hafta sonunda İs-
tanbula giderken ise uçağa binme-
meyi tercih etti ve otomobille kara
yolunu tuttu.
En uğursuz 24 saat
eci kazanın bilançosu 35 yolcu, 7
mürettebat olmak üzere 42 ölü
dür. 42 kurbandan üçü Türktür. Bun
lardan karı-koca 2 Ermeni vatan
daşımız -kuyruk kısmında oturmak
taydılar- bilahere, kaldırıldıkları Nu
mune Hastahanesinde gözlerini ha
yata yummuşlardır. Sigorta, yolcu
ların herbirine 25 bin, mürettebata
da 3 bin dolar tazminat ödiyecektir.
SAS İsveç, Norveç ve Danimarka-
nın malıdır. Sermayesinin yarısı hü
kümetlerce ödenmiştir. Elinizde tut
tuğunuz nüshanın baskıya verildiği
ana kadar, feci kazanın sebebi res
men açıklanmamıştı. İsveç ve Dani
marka Sivil Havacılık Teşkilâtları
müfettişleri, SAS mütehassısları ve
Türklerden müteşekkil 21 kişilik
tahkik heyetinin incelemeleri hayli
uzayacağa benzemektedir. Ancak
tahkik heyeti, feci kazanın Esenboğa
Hava Alanının hatasından veya yer
teçhizatından ileri gelmediğini açık
lamıştır. Ayrıca, Esenboğayı mesu
liyetten kurtarmak gayreti içinde
olan muteber Zaferin ilk gün A.A.
dan alarak alelacele bir solukta be
lirttiği gibi "Caravelle" in havada
alev aldığı da doğru değildir. Netice
de, çoğu zaman olduğu gibi, feci ka
zanın bütün mesuliyetinin müteveffa
başpilota yıkılacağı, bu haftanın
başında muhakkak gibiydi. Zira en
çok, başpilotun Esenboğa Hava A-
lanını gördükten sonra zamansız ve
lüzumundan fazla irtifa düştüğü, va-
ziyeti kavradıktan sonra yükselme
ğe çalışırken karaya bindirdiği ihti
mali üzerinde durulmaktadır.
"Caravelle" in akibetinden tam 18
saat 45 dakika sonra, Adanadaki
NATO'nun mu, Amerikanın mı,
yoksa Türkiyenin mi malı olduğu
halk efkârınca hâlâ meçhul İncirlik
Hava Üssüne inecek bir "T4-M" ti-
pi uçağın düşmesiyle, havacılık tari
himizin en uğursuz 24 saati kayde
diliyordu. Torosların Adanaya 75
kilometre mesafedeki, irtifaı 3.100
metre olan Tumsu tepesine çarpan
Amerikan Deniz Kuvvetlerine bağlı
4 pervaneli nakliye uçağındaki 16
Amerikalının da hiçbiri kurtulama
dı. 1,5 metre kalınlığındaki buz ve
sıfırın altında 16 derecelik hararet,
kara kurtarma ekibinin kaza ma
halline ancak üç gün sonra varabil-
mesine sebep oldu.
Düello hakkında
smet İnönünün harikulade mü
adelesini heyecanla takip ediyo
rum. Burada kendisine hayranlığı
mı ifade etmek isterim. Meselele
ri ortaya koyuş tarzı, ince nükte
leri, cesareti ve açık kalpliliği yal
nız beni değil, bütün yakınlarımı
ve hemen hemen tanıdığım her
kesi teshir etmiş bulunuyor. Böy
le bir evlât yetiştirdiğinden do
layı ne mutlu Türk milletine.
Saip Alagöz - Samsun
ütün hayatımca İnönünün, Ata-
türkün ölümü dolayısıyla ya
yınladığı beyannamenin bir insan
kaleminden çıkıp çıkmadığını me
rak etmişimdir. O kelimelerin na
sıl olup da bu derece ustalıkla
yanyana getirildiğine hep hayret
etmişimdir. Şimdi İnönünün Mu
halefet lideri olarak Adnan Men
deresle yaptığı tartışmayı okuyor
ve o nefis beyannamenin sırrına
ermiş bulunuyorum. Şimdiye ka
dar İnönü memleketimizin yaşayan
en büyük devlet adamı olarak bi
linirdi. Meğer aynı zamanda ya
şıyan en büyük muharriri imiş de..
Hayri Sarokan - Ankara
•
nönü — Menderes düellosunu en,
mükemmel şekilde AKİS okuyu
cuları takip ettiler. Konuşmaların
metinlerini günügününe gazeteler
de okuduk, bunların nasıl hazır
landığının tafsilatını da AKİS'ten
öğrendik. Sizi sadece mükemmel
istihbaratınızdan dolayı değil, ay
nı zamanda batılı gazeteciliğin bü
tün inceliklerine vâkıf olduğunuzu,
meselâ konuşmaların muhtevasını
tekrarlamamak ve okuyucuya hiç
bilinmeyen haberleri vermek sure
tiyle ispat ettiğinizden dolayı da
hararetle tebrik ederim. Bir defa
daha anlaşıldı ki AKİS Türkiye-
nin en mükemmel mecmuasıdır.
Nureddin Tüm - İstanbul
•
V. C. hakkında
azip Sümer adındaki vatandaşla
yaptığınız mülakattan dolayı
sizi tebrik ederim. Radyoda oku
nan listelerdeki vatandaşların hep
si D. P. ye Cazip Sümerin sebep
leri gibi sebepler dolayısiyle ka-
tılıyorlarsa, hakikaten yaşadı D. P.
Sami Safyari - İstanbul
İ
B
İ
C
21
F
H
•
pecya