gal ediyordu. Ç.E.K. nun elinde ta
Sakarya zamanından, yani 1958 se-
nesindenberi bir tahliye kararı var-
dı, üç senelik tahliye kanun Ç.E.K.
nun Genel Başkanı Refet Aksoyun
-Ordunun eski seçimlerde D.P. mil
letvekili ve Çalışma Bakanı Müste
şarı- hatırına, ancak M.T.T.B. nin
İktidarın işine gelmiyecek şekilde,
hortlayan irticaa karşı hayli cılız
bir sesle ayağa kalkmasından sonra
geldi. Halbuki daha otuz gün önce
Akçal, Hamidiye bina borcunu kar
şılamak üzere Gençlik Bürosundan
6 bin lira temin edeceğini ve geriye
kalan meblağın Ç.E.K. tarafından
M.T.T.B. ye teberru, edileceğini, "Bi
limle beraber olmayan bize karşı
dır" felsefesine bağlı Sadık Ağabey
ile anlaşmaları şartıyla vaadetmiş-
ti. Gene Akçalın söylediklerine ba
kılırsa, 400 lira çoktu, kendisi emir
verecek ve Ç.E.K. nun M.T.T.B. den
50 lira gibi sembolik bir kira bedeli
almasını sağlıyacaktı.
Mahut tahliye günü, M.T.T.B. nin
alt kattaki Terzi Aram Düzelden
paralel aldığı 12684 numaralı tele
fonu çaldı. Ahizeyi kaldıran Hamidi,
Sadık Ağabeyin sesini hiç müşkilât
çekmeden tanıyıverdi. Erdem, müş
fik bir sesle, "Eğer isterseniz binada
kalabilirsiniz" diyordu. "Borçları
nızı tasfiye edebilmeniz için size yar
dım da edilir. Bu iş, vereceğiniz bir
beyanatla hal yoluna girer." Hamidi,
verecekleri beyanatın rakam olarak
karşılığını sorunca, ümitlenen Er
dem, sevinçle "100 bin lira alırsınız"
dedi. Hamidinin ahizeyi yeline koy
madan hiddetle söyledikleri şunlar
dı: "Bizi Samet mi zannettiniz?" Ve
M.T.T.B. geçen hafta içinde böylece
sokağa atıldı.
Önümüzdeki günlerde İstanbulda-
ki Genel Başkanlığa verilen eski E-
minönü Halkevi de geri alınırsa, doğ
rusu hiç kimse şaşmıyacaktır. Eşya
larını Terzi Aram Düzele, bir vatan
daşın Yeni Mahalledeki evine ve bir
avukatın yazıhanesine tevzi eden
M.T.T.B. ciler, halen faaliyetlerine
devam edebilecekleri bir çadır ara
maktadırlar. Orada, bir yardım
kampanyası açarak, gençliğin hay
siyetine yakışır şekilde borçlarını
tasfiye yoluna gidecekler.
İKTİSAT
JİNEKOLOG - OPERATÖR
Dr. NİHAL SİLİER
Kadın Hastalıkları - Doğum
mütehassısı
Hirfanlı Barajı
Firavunların da ehramları vardı.
Enerji
Nurlu istikbal
ktidarın nurlu istikbal edebiyatçı
ları Muhalefet liderini iktisadi ko-
nularda makamlarla konuşmağa da
vet edeliberi, AKİS ekipleri de dur
madılar, C. H. P. ve D. P. İktida
rının elektrik enerjisi sahasında yap
tıklarına, tamamlanmamış barajların
gölgesine sığınarak değil, fakat, ilmi
hesapların ışığı altında baktılar. İş
te netice :
1924 e kadar bütün Türkiyede
İstanbuldan başka elektriğe kavuş
muş şehir yoktu. C. H. P. iktidarının
ilk işlerinden biri de memlekette
elektrik şebekesinin temellerini at
mak oldu. 1924 te Manisadan başla
nan Anadolunun elektriklendirilmesi
işi, daha sonraki yıllarda hemen bü
tün il merkezlerine ve bellibaşlı ka
za ve hattâ nahiye merkezlerine ka
dar götürüldü.
1923 yılında Türkiyede mevcut
santral hatları, sadece İstanbulda ol
mak üzere 32 bin kilovat civarın
daydı. C. H. P. İktidarı devrettiği
1950 yılında bu miktar 408 bin kilo
vata çıkmıştı.
1923 yılında Türkiyede sadece 7
tane yüksek elektrik mühendisi var
dı. C. H P. iktidarı zamanında elek
trik yüksek mühendisi sayısı görül
memiş bir hızla artmıştır:
1925 de 15
1930 da 50
1935 de 80
1940 da 180
1950 de 500
DÜNYA
Seyahat ve Turizm Acentası
emrinizdedir
Tel: 24588 - 27954
AKİS, 27 OCAK 1960
İ
1950 yılından 1959 yılı sonuna
kadar ise Türkiyedeki elektrik ener
jisi kapasitesi 1.232.000 kilovata eriş
miştir. C. H. P. devrinde yıllık artış
hızı yüzde 41 olduğu halde, D. P.
devrinde sâdece yüzde 33 tür. C. H. P.
bu işi beş kuruşluk yabancı yardımı
olmadan yapmıştır. Bu, C. H. P. nin
beceriksizliği değil, fakat Batı dün
yasını kaplayan iktisadi buhranın bir
neticesidir. Üstelik, C.H.P. nin elin
de bu işi yapmak için D. P. zama
nında mevcut mühendislerin çok azı
mevcuttu. C. H. P. devrinde açılan
mekteplerin ve yetiştirilen mühen
dislerin çalışmasıdır ki D. P. zama
nında yeni santraller yapılmasını te
min etmiştir. Gerçekten, 1959 yılın
da Türkiyede bin tane yüksek elek
trik mühendisi mevcuttur. Bu kadar
çok elemana ve muazzam miktarda
ki dış yardıma rağmen, D. P. nin
elektrik sahasındaki kalkınması C.
H. P. devrindekinden daha yavaş ol
muştur. Bunun sebebi, taraf ve en
flasyonun doğurduğu tıkanıklıklar-
Üstelik, D.P. nin enerji saha-
sında yaptığı yatırımlar çok paha-
23
Muayenehane: Samanpazarı
Billur Han, Kat 2, No 32
Tel: 19031
Yenişehir - Ankara
1945 de 280
dır.
pecya
lıya mal olmuştur. Avrupa İktisadi
işbirliği Teşkilatının yetkili servis-
lerinin son zamanlarda yaptığı bir
etüde bakılırsa, Türkiye bütün O.E.
C.E. bölgesinde enerji sahasına en pa
halı yatırım yapan memlekettir. Haki
katen, kilovat/saat başına dolar ola
rak yatırım tutarı 1955 ten 1958 so
nuna kadar yapılan yatırımlarda
şöyledir:
Bu neticelere bakılırsa, Türkiye
sadece zengin ve ileri memleketler
den değil, kendisine benzeyen Porte
kiz ve Yunanistan gibi memleketler
den bile geridedir. Bu pahalılık, eli
mize geçen, kaynakların nasıl har vu
rulup harman savrulduğunun açık
bir delilidir.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi
D. P. devrinde elektrik enerjisi saha
sına yapılan yatırımlar verimsizdir
de... Elektrik enerjisinde verim, 1 ki-
lovatlık takatten bir sene içinde el
de edilen enerji miktarıdır. Bu mik
tar bugünün birbirine bağlı -enter-
konnekte- şebekelerinde 5 bin kwh/
kw civarındadır. Türkiyede enterkon-
nekte şebeke 1953 ten itibaren kurul
mağa başlanmış ve bu şebeke 1956
dan itibaren Kuzey Batı Anadolu
bölgesini kapsamıştır. Şebeke ne ka
dar genişlerse, kaide olarak, santral
lerin veriminin de artması gerekir.
Halbuki, netice bunun tam tersi ol
muştur.
1950 de enterkonnekte şebeke
olmadığı zaman mevcut olan verim
gayet normaldi. 1955 te enterkonnek
te şebeke de başlangıç için normal sa
yılabilirdi. Halbuki, 1959 da verim
yükseleceğine 1950 deki verime yak
laşacak kadar düşmüştür. Aslında,
5000 kwh/kw e doğru gelişmeliydi.
Bu rakamlar bize, Türkiyede lü
zumundan fazla santral kurulduğu
nu gösteriyor. Fazla kapasiteyi 200
bin kw olarak tahmin etmek kabil-
dir. Bu takati tesis için yapılan ya
tırım masrafı takriben 800 milyon li
radır. Bu fazla takatin en çabuk iki
yıl içinde kullanılacağını kabul etsek,
bu fazla tesislerin faiz, amortisman
ve sair masraflarını iki yıl için 200
milyon lira olarak tahmin edebiliriz.
Demek ki -tesislerin inşa müddetini
de hesaba katarsak- en aşağı dört
Bu fazla santralleri yapıp para
kazanan yabancı şirketlerin Türkiye-
deki mühendislerinin bile gözlerini
faltaşına döndüren böylesine bir is-
raf D.P. nin gösteriş meraklılarını
halâ uyaramamıştır. Halbuki, daha
1953 yılında Amerikan İktisadî Mis
yonunun, meşhur iktisatçı, Prof. Che-
nery'ye yaptırttığı bir etüdde Tür-
kiyede barajın ve santralin fazlası
na para harcanacak yerde, meselâ
demir - çelik sanayiinin genişletilme-
si tavsiye ediliyordu. O zaman, bü-
yüklerimin Chenery'ye kızıp, baraj-
ların aynı zamanda sulama maksadı
için kurulduğunu söylüyorlardı. Hal
buki, barajların büyük çoğunluğunun
sulama tesislerine el atılmamıştır bi
le... Bu arada, Beyazıt meydanının
indirilip çıkartılması için milyonlar
heba edilmiş ve demir - çelik işi de
1953 ten beri hala tamamlanama
mıştır.
Bugün Karabük tesislerini tevsi
projesiyle ve Ereğlideki yeni demir -
çelik projesiyle övünenler, aslında hiç
de övünecek durumda değildirler.
AKİS, 27 OCAK 1960
24
İKTİSAT
Yıllar
1950
1955
1959
Müesses Takat
kw
408.000
542.000
1.232.000
İstihsal
kwh
789 milyon
1.580 milyon
2.520 milyon
Verim
kwh/kw
1930
2800
2040
Almanya
Portekiz
İngiltere
Fransa
İtalya
Yunanistan
Türkiye
0,091
0,121
0,127
0,147
0,250
0,316
0,420
yıl müddetçe 2 milyar Türk lirası,
etmeğe hasredilmiş oluyor.
atıl kapasite yaratmağa ve idame
pecya