24
tine geri dönmesini gerektirir. Denebilir ki antik felsefe Yeni-Eflatuncuların ve
Patristiklerin dünyayı tinselleştirme girişimleri ile sona eriyordu.
43
B-YENĠ-EFLATUNCULUĞUN KÖKENLERĠ; PLOTĠNUS’UN HAYATI
VE ESERLERĠ
Yeni-Eflatunculuğun en önemli filozofu, Mısır‘da doğan ve anadili Yunanca
olan Plotinustur.
Yeni-eflatunculuk erken Hıristiyan Evrede Platonik ve Aristotelesci
düşünceleri Doğu düşüncesiyle birleştirmeye çalışan filozoflar tarafından geliştirilen
bir felsefedir. Doğuş yeri eski Yunan düşüncesi üzerine dayanan dinlerin oluşması
yönünde bir eğilimi barındıran İskenderiye‘dir. (Yunan ve Yahudi-Hıristiyan
felsefelerinin bağlantı noktası) Yeni-Eflatunculuğun, temel ilkesi olarak Tanrının
aşkınlığı öğretisini kabul eden bu özsel olarak dinsel felsefe, Yeni-Eflatunculuk ve
orta-Platonizmin mantıksal uzantısıydı. Bir felsefe olarak seçmeciydi, Platonizm,
Aristotelescilik, Yeni-Pisagorculuk ve Stoacılığın düşüncelerini birleştiriyor, ama
―Geriye, Platon‘a‖ biçimindeki belgisi tarafından anlatıldığı gibi Platonizmin yönünde
güçlü bir eğilim gösteriyordu.
44
İskenderiye Yeni-Eflatuncu okulunun ünlü kurucusu hiçbir yazı bırakmamış
olan Ammonious Sakkas idi; ama ilk usta dizgeselleştirici (sistemli) olarak okulun
gerçek kurucusu ve başlıca savunucusu öğrencisi Plotinus oluyordu. Plotinus milattan
sonra üçüncü yüzyılda (204-270) yaşadı. Mısır‘da Lykopolis‘te doğdu. Ailesi
43
Sahakian, a.g.e., ss.80-81.;Bkz. Frank Thılly,
Felsefenin Öyküsü Yunan Ve
Ortaçağ Felsefesi, (Çev:İbrahim Şener), 2002, İzdüşüm Yayınları, ss.222-231.
44
Sahakian, a.g.e., s.82.
25
hakkında pek bir şey bilinmemektedir. Çok sade dünya zevklerinden uzak bir hayat
yaşadı. Ömrünü çok özlediği Tanrı‘ya yükselme çabası içinde geçirdi. Plotinus‘un
maddeden uzak kalmak istediği için bir beden içinde barındığından dahi utandığı,
heykelini yaptırmadığı
söylenir
45
.
Yeni-Eflatunculuğun kurucusu olan Plotinus‘un yaşantısı Roma tarihinin en
felaketli dönemlerine rastlar. Doğumundan az önce, ordu kendi gücünden haberli
duruma gelmiş ve imparatorları para karşılığında seçme ve bir süre sonra bunları
yerinden etme görevini benimsemişti. Bu uğraşılar askerleri sınırları koruyamaz ve
kuzeyden Cermenlerin, doğudan Perslerin şiddetli akımlarını önleyemez duruma
getirmiş, savaş ve veba nüfusun üçte birini alıp götürmüş, artan vergiler, azalan
kaynaklar, hiçbir düşman kuvvetin sızmadığı bölgelerde bile mali bir yıkıma yol
açmıştı. Özellikle, kültürü yaşatan kentler, ağır darbe yemiş, asıl yurttaşlar, vergi
toplayıcıdan kurtuluşu kaçmakta bulmuştu. Plotinus‘un ölümüne dek bu durum devam
etmiştir.
46
Plotinus‘un yapıtlarında, bunların hiçbirinden bahsedilmez. O, gerçek
dünyadaki yıkıntı ve yoksulluk
görüntüsünden yüz çevirip, bitimsiz dünyayı başlangıcı
ve sonu olmayan iyilik ve güzellik dünyasını düşünmeye koyulmuştur. Plotinus bunda,
zamanının ciddi bütün kişileriyle uyuşuyordu. Hıristiyan olsun, pagan olsun o kişilerin
hepsi için, pratik işler dünyası umut vermez göründü. Bağlanmaya değen sadece öbür
45
Macit Gökberk,
Felsefe Tarihi, İstanbul 1996, s.132; Vorlander, a.g.e., s.215;
Sahakian, a.g.e., s.82; Russell, a.g.e. s.287; Alfred Weber,
Felsefe Tarihi, (Çev:
H.Vehbi Eralp), İstanbul 1991, Soysal Yayınları, s.110.
46
Russell Bertrand,
Batı Felsefesi Tarihi, (Çev: Muammer Sencer), 1983, s.285.
26
dünyaydı. Hıristiyan için öbür dünya, ölümden sonra nimetlerinden yaralanacağımız
Cennet‘in egemenliğindeydi. Bir Platoncu için o dünya, başlangıcı ve sonu
bulunmayan ideaların dünyasıydı. Aldatıcı görünür dünyaya karşıt olan gerçek
dünyaydı. Hıristiyan tanrıbilimcileri bu görüşleri ve Plotinus felsefesinden çoğunu
Hıristiyanlığa katmıştır.
47
Yeni-Eflatunculuk doğa üstü güçlere odaklanır. Fakat yine de yaşam değil,
bazıları tarafından Yeni-Eflatunculuk somut bir gerçeklik olarak tecrübe edilse de bir
doktrindir. Fakat sadece, yaşayan, kişisel Tanrı ve kurtarıcı cennet mesajını veren
Hıristiyanlıkla beraber dinsel özlem, daha geniş insan toplulukları için tatmin edici bir
yanıt bulabildi. Dördüncü yüz yılda Hıristiyanlık, Roma İmparatorluğunun resmi dini
oldu.
Antik çağ geri çekilmeye, Hıristiyan ortaçağı kendini göstermeye başladı.
48
Ammonius‘un önemli bir başka öğrencisi, Origen Adamantius (185-254),
Yeni-Eflatunculuğu Hıristiyan tanrıbilim için felsefi bir temel olarak uyarlıyordu. Bu
okulun bir başka göze çarpan üyesi Tririan Porfiri idi. İskenderiye okulunun bir ikinci
dalı Koele-Suriye‘de Porfiri‘nin bir öğrencisi olmuş olan Kalkisli İamblikus tarafından
kurulmuştu. Okulun bir üçüncü kanadı Atina‘da Plutark tarafından kuruluyordu. Atina
okulunda Plutark‘ın ardılları öğrencileri olmuş olan Sirianus ve Proklus idiler.
49
47
Russell, a.y.
48
Gilje, Nils-Skirbekk, Gunnar,
Antik Yunan’dan Modern döneme Felsefe Tarihi,
(Çev:Emrah Akbaş-Şule Mutlu), s.136.
49
Sahakian, a.y.