Ortaçağ Feodal Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Hukukundaki Toprak …
1
ORTAÇAĞ FEODAL MÜLKİYET ANLAYIŞI VE
OSMANLI HUKUKUNDAKİ TOPRAK SİSTEMİNİN
TÜRK HUKUKUNDAKİ TARIMSAL İŞLETMELERİN
MİRASÇILARA ÖZGÜLENMESİNE ETKİLERİ
Doç. Dr. Murat AYDOĞDU
*
Öz
Roma toprak hukuku sistemi, hukukun diğer dallarında olduğu gibi
bütün Dünya hukuk sistemlerindeki mülkiyet rejimini de etkilemiştir.
Roma’dan sonra Ortaçağdaki toprak sisteminin bilinmesi ve bunun Ülke-
mize etkileri açısından Ortaçağ feodalitesinin de özellikle incelenmesi gerek-
mektedir. Osmanlı toprak sistemi kendinden önceki Roma ve Ortaçağ toprak
sisteminden etkilenmekle birlikte İslam hukukuna özgü unsurlar da içer-
mektedir. Nitekim Osmanlı devletinin kuruluş tarihi olarak kabul edilen
1299 yılında uygulanan toprak sistemi, ağırlıklı olarak İslam hukukuna
dayanmaktaydı. Ancak sınırlı da olsa Devlet başkanlarına tanınan yasama
yetkisi kapsamında çıkarılan Kanunnamelerle toprak sistemi (özellikle miri
arazi rejimi), İslam miras sisteminden biraz daha farklı biçimde evrensel
kurallar ve laik hukuk çerçevesinde oluşturulmuş ve devam edegelmiştir.
Cumhuriyet döneminde her ne kadar Osmanlı toprak sistemi benimsen-
memişse de eski hukuk döneminde bir kimsenin toprak mülkiyetine sahip
olup olmaması, eski hukukumuza göre değerlendirildiğinden, eski hukuku-
muzdaki toprak sisteminin bilinmesi özel önem arz etmektedir.
*
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı (e-posta:
maydogdu1970@gmail.com) (Makale Gönderim T.: 05.01.2016/Kabul T.: 16.02.2016)
D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 17, Sayı: 2, 2015, s. 1-26 (Basım Yılı: Nisan 2016)
Ortaçağ Feodal Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Hukukundaki Toprak …
3
I. ORTAÇAĞ FEODAL MÜLKİYET ANLAYIŞI
Roma’dan
1
sonra Ortaçağdaki toprak sisteminin bilinmesi açısından
feodalitenin özellikle incelenmesi gerekmektedir
2
. Feodalizm veya feodalite
(derebeylik
3
) kavramının türediği “feud” kelimesi, Latince “feodum” veya
“feudum” sözcüğünden gelip, “hizmet karşılığında bağışlanmış mülk” anla-
mına gelir. Çoğunlukla feodalizm Ortaçağ (MS. 476-1453 veya 1517
4
) Batı
Roma’nın yıkılışı ile başlayan süreçle anılmakla birlikte, Ortaçağın sona
ermesinden sonra da varlığını uzun yıllar devam ettirmiş
5
, Avrupa’da
Monarşik yapıların ortaya çıkmasıyla yavaş yavaş etkinliğini kaybetmiş,
bulunduğu ülkelerde bu adlarla anılmamış, kavramı siyasal yapıdan yola
çıkan 18. yüzyıl akademisyenleri ve düşünürleri
6
ortaya atmıştır
7
.
1
Roma hukukundaki toprak sistemi ve bununla ilgili kavramlar hakkında bkz. Berk, s. 4
vd.;
Erdoğmuş, s. 36 vd.;
Kılıçbay, s. 9 vd.;
Tahiroğlu, s. 10 vd.;
Tahiroğlu/
Erdoğmuş, s. 2;
Türkoğlu, s. 273 vd.;
Umur, Roma, s. 37-38;
Umur,
Roma Tarihi, s.
82 vd.; Hausmaninger/Selb, s. 140; Honsell, s. 56 vd.; Kaser, Röm.Recht, s. 1 vd.;
Kaser, Geschichte, s. 74 vd.;
Lee, s. 3 vd.;
Koschaker/Ayiter, s. 115 vd.;
Liebs, s. 148
vd.; Mayer-Maly, s. 60 vd.; Manthe, s. 19 vd.; Plutarkos, s. 1 vd.; Schwind, s. 205
vd.; Söllner, s. 17; Waldstein/Rainer, s. 2. Ayrıca bk. Aydoğdu, s. 1 vd.
2
Bazı yazarlar Feodal üretim tarzının başlangıcını Batı Roma toprak sistemi ile başlat-
maktadır. Bk. Kılıçbay, s. 9 vd., özellikle s. 170. Osmanlı toprak sistemi de aşağıda
değineceğimiz üzere Roma sistemine dayandığından, Roma toprak sistemi yanında
feodalitenin de bilinmesi önemlidir.
3
Bazı yazarlar feodaliteyi derebeylikle eş anlamlı kullanmışlarsa da aslında derebeylik
Osmanlı sisteminde klasik sistemin bozulması sürecinde merkezi otoriteyi takmayan
beylikleri ifade eden farklı bir kavramdır. Oysa feodal güç merkezi kuvvete bağımlı olan
toprak sahiplerini ifade eder. Bkz. Kılıçbay, s. 205.
4
Ortaçağ’ın başlangıcı Batı Roma’nın yıkılışı olan 476 tarihi olarak kabul edilirse de
bitişinin tartışmalı olduğu söylenebilir. Gerçekten de Batılı tarihçiler bitiş tarihi olarak
Rönesansın başladığı tarih olan 1517 tarihini verirken Türk tarihçiler, Doğu Roma’nın
yıkılışı ve aynı zamanda İstanbul’un fethi olan 1453 tarihini vermektedir. Bkz.
http://tr.wikipedia.org/wiki/1453 (e.t.27.03.2014).
5
Örneğin Fransa’da Fransız devrimi (1789) ile
feodalizm şekil değiştirmiş, “neo-
feodalizm” olarak uzun yıllar etkisini sürdüregelmiştir. Bkz. Gümüş, s. 56-57.
Feodalizmin zirveye ulaştığı tarih, 12. yy. ortaları ve 14. yy. başlarıdır. Bkz. Tuna, s.
202.
6
Feodalite kavramını ilk kullananlar Boulainvilliers ve Montesqieu’dür. Asıl adı “Charles
Louis de Secondat Baron de Montesqieu” olan bu ünlü düşünüre göre; feodalite,
merkezi yönetim yetkilerinin yerel birtakım odaklarca paylaşıldığı bir yönetim siste-