166
Psİkolojİ
Sintetik uyuşturucu olan ve ekstaz olarak bilinen 3,4-metilen
dioksimetamfetamin
, uyuşturucu kullananlarda refah, sevgi, daha bü-
yük enerji ve bazı durumlarda halüsinasyon hissi yaratmaktadır. Diğer
psiko sitimülanslar ile birlikte kullanıldığında, kötü his, kontrol kaybı,
dehidrasyon, uzun süreli kilo kaybı en ağır vakalarda ise ölüme sebe-
biyet verebilir. Kokain ve amfetaminler karşısındaki tolerans yıldırım
hızıyla gelişir. Apstinensiyon sırasında depresyon belirir. Depresyon o
kadar ağırdır ki bağımlılar uyuşturucuyu alana kadar ısrarlı olmalarına
neden olur.
HALÜSİNOJENLER
Halüsinojenler tıpta ender kullanılır, örneğim ölüm eşiğinde olan
hastalar, ağır ruh hastaları, uyuşturucu veya alkol bağımlılarına veri-
lir. En sık süistimal edilen halüsyonojenler LSD (Lisergi asidi Dietil
amidi)
ve meskalindir. Bu ikincisi Peyote kaktüsünden elde edilir. Bu
uyuşturucular karşısındaki bağımlılık pek hızlı geliştiğine karşın, bu
uyuşturucuların alınması kesildiğinde apstinensiyon semptomları kay-
dedilmez.
Fenisiklidin
(PCP, “melek tozu”, “füze yakıtı”) genelde veteriner-
ler tarafından hayvanların ameliyatı sırasında anestetik olarak kullanı-
lır. Kolay elde edildiği için XX. yüzyılın yetmişli yıllarında çok aranan
bir uyuşturucu oldu. Efektleri diğer halüsyojenlerden farklıdır. Örneğin
LSD gerçekten kopma, eufori, vizyonların artması ve sıklıkla duygula-
rın çapraz duruma gelmesine (renkler işidilir, sesler görülür) neden ol-
maktadır. Buna karşın PCP gerçek dünyadan kopma, ağrı duygusunun
azalmasına neden olur ve şizofreniye çok benzer bir durum üretebilir.
KANABİS
Kanabis sativa adlı bitkiden marihuana ve haşhaş elde edilir. İki
bile uyuşturucu genelde sigara gibi alınır. İkisinin de etkisi benzerdir:
rölaks olma, nabız hızlanması, zamanın yavaşlaması, duyma, tad, do-
kunma ve koku duyusunun artması gözlenir. Ancak alınan mikdar ve
koşullar uyuşturucu neticelerine bir hayli etki edebilir. Marihuana ve
167
sağlık mesleki okullar için
haşhaş her gün büyük mikdarlarda alınmadıkları halde, bağımlılık ya-
ratmazlar. Gençler ve öğrenciler tarafından kullanılması büyük endişe
yaratmaktadır, çünkü çocuklarda okuma ve düşünme sürecine olumsuz
etkilemektedir ve bu tinercilerin psikolojik ve fiziksel gelişimine olum-
suz yansımaktadır. Kanabis halk tıbbında ağrı azaltıcı olarak kullanılır,
ancak günümüzde kullanımı tıp açısından özürlü değildir.
İNHALANTLAR
Bunlar her günlük hayatta uyuşturucu olmayan maddelerdir:
tutkal, seyrelticiler, sprey ve aerosoller veya temizlik malzemeleri. Bu
kimyasalların fazlası inhale edilirerek kullanılır. Bu kimyasalların kü-
çük dozları sinir sisteminde hafif stimülasyona neden olur, ancak daha
büyük dozlar alındığında kontrol kaybı ve bilinç kapanmasına neden
olabilirler. Bu efektler çabuk meydana gelir ve 45 dakka kadar sürerler.
Bundan sonra başağrısı, baş dönmesi ve istifra duygusu gelişir. Bu mad-
delerin inhalasyonu görme bozukluğu, realite değerlendirme bozukluğu
ve kas ile refl eks bozukluğuna sebebiyet verebilir. Uzun sürede alındık-
ları halde ölüme neden olabilirler. Yüksek konsantrasyonlu spreylerin
inhale edilmesi ölümle sonuçlanabilir. Bu maddeler karşısında fiziksel
bağımlılık gelişmediği sanıldığına karşın, bazı maddeler karşısında çok
kısa zamanda tolerans gelişmektedir. Tıpta vazodilatör (izoamilnitrat)
olarak kullanılan maddelerin inhalasyonu tıbbı kaygılandıran bir mese-
ledir (onların afrodizyak oldukları sanılıyor). Bu maddelerin uzun süre
alınması kardiovasküler sistemine zararlar verebilir.
TEDAVİ
Uyuşturucu bağımlılarının tedavisi, opyumlardan bağımlı olan-
lar hariç, genelde bağımlı olarak beliren vakalar için kaygı olarak ger-
çekleşmektedir: aşırı doz alma, uyuşturucu kullanımı sırasında aküt re-
aksiyonlar, malnutrisyon ve steril olmayan iğnelerin kullanımı sırasın-
da beliren problemler. Barbitürat ve amfiteminlerin süistimal edilmesi
detoksikasyon amaçlı kişinin hastaneye kaldırılmasıyla sonuçlanabilir.
168
Psİkolojİ
Hangi maddenin süistimal edildiğini göz önüne almadan, her tedavi
yani programın amacı, uyuşturucu kullanmaktan vazgeçmektir.
Opiyat bağımlılarının ekseriyeti için iki program türü uygulan-
maktadır. Birincisi bağımlının tedavi edilmekte olan bağımlılar grubu-
na dahil edilmesidir. Bağımlı tarafından bağımlılıkla ilgili mesuliyeti
üzerine alması, bu tedavinin baş amacıdır. Bağımlı duygusal açıdan ol-
gunlaşmayan bir kişi olduğu ve büyüyüp olgunlaşması için ikinci bir
fırsatın verilmesi, ana fikirdir. Grup üyesinin nasıl davranacağını göz
önüne alarak, grupun diğer üyeleri tarafından eleştirilmekte veya ödül-
lendirilmektedir. Bazı bağımlılar bu tedaviler aracılığıyla uyuşturucula-
rın zararlı etkilerini görebilmektedirler ve kendilerine yardımcı olmaya
(metaterapi) çalışıyorlar.
Opyum yerine diğer maddelerin kullanılması mesela metadon,
ikinci bir tedavi modelidir. Metadon eroinden daha yavaş etki etmek-
tedir ancak bu da bağımlılık yaratır. Bu tedavi yöntemiyle bağımlının
yavaş yavaş eroinden uzaklaşması ve sokakta uyuşturucu bulmaktan
çekinmesine yardım edilmelidir. Yeni ilaçlar ile çağdaş tedavi, mesela
naltrekson, karaciğer problemi olan bağımlıların tedavi edilmesini sağ-
lamaktadır. Bu ilaçların bağımlılık yaratmaması avantajlıdır.
ALKOLİZM
Alkolizm kronik ve progresif bir hastalıktır. Bize bildik olan alkol-
lu içkiler veya benzeri maddeler şeklindeki etil alkolun aşırı büyük mik-
darlarda alınması ile meydana gelmektedir. Alkolizmin bir çok etkenin
kombinasyonundan kaynaklandığı sanılmaktadır: fizyolojik, psikolo-
jik, sosyal ve genetik. Alkolizm duygusal ve çoğu kez fiziksel bağımlılık
ile ifade edilir. Genelde beyin bozuklukları ve ölüm ile sonuçlanır.
Alkolizma daha çok erkekler arasında yaygındır ama kadın ve
gençler arasındaki alkol bağımlılarının sayısı giderek artmaktadır.
Alkolizm, zaman zaman meydana gelen aşırı sarhoşluktan farklı
olarak, sosyal stres semptomu ya da problemlerin işaretlenmesi sırasın-
da yanlış adaptasyon davranışı olarak gösterilmekteydi. Alkolizm ile il-
gili çağdaş görüşlere gelince: bu kompleksli bir hastalıktır. Alkolizm bir-
çok yıl boyunca gelişir. Hastanın alkole ulaşma gereği en erken belirti
Dostları ilə paylaş: |