Açli s eferleri z amaninda



Yüklə 176,23 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/6
tarix14.05.2018
ölçüsü176,23 Kb.
#43556
1   2   3   4   5   6

                                                                                      HAÇLILAR ÇAĞINDA AVRUPA’DA ANTİSEMİTİZM 

29 


Musevilerin  elde  ettikleri  bu  imtiyazların  kapsamı  ve  alanı  Alman  Hükümdarı  IV. 

Heinrich (1056-1106) zamanında daha da genişletildi ve onların can ve mal varlıkları keyfi 

saldırılara karşı devlet himayesine bağlandı. Buna göre, Yahudiler krallığın her yerinde ser-

bestçe  ticaret  yapabilecekler  ve  onların  bu  hakkı  yasayla  teminat  altına  alınacaktı

29

.  Yine 


aynı kanunla, Yahudilerin zorla Hıristiyanlaştırılmasına karşı da bazı tedbirler getirildi. Mu-

sevi çocukların ebeveynlerinin elinden cebren alınarak vaftiz edilmesi kesinlikle yasaklandı. 

Eğer bir Yahudi kendi rızasıyla vaftiz olmak istediğini beyan etse dahi, onun din değiştirme 

töreninin  yapılması  için  en  az  üç  gün  geçmeliydi. Böylece  söz  konusu  tercihin samimi  bir 

arzu  veya  baskı  ve  zorlama  neticesinde  mi  alınmış  bir  karar  olduğu  anlaşılacaktı

30

.  Ancak 



Musevilere gösterilen bu hoşgörü, herhangi bir merhamet veya iyi niyetin bir tezahürü de-

ğildi.  Yahudileri  gözeten  Avrupalı  din  adamları  ve  hükümdarlar,  belki  kendi  kentlerinin 

kalkınacağı beklentisiyle, Musevilerin sahip oldukları imkânlardan faydalanmak istemişler-

di

31



.  Fakat  Hıristiyan  liderlerin  söz  konusu  kollayıcı  tavırlarının  arkasında  esasında  iki 

önemli  teolojik  neden  vardı.  Birincisi,  Avrupa’daki  Yahudi  toplumları,  İncil’deki  olayların 

yaşayan tarihi tanıklarıydılar. Bizzat Yahudilerin varlığı kutsal kitapların tarihi güvenirlili-

ğinin şahitliğine hizmet etmekteydi. İkinci olarak, bu dinî liderler, ahir zamanda Yahudile-

rin  dinlerinden  dönerek  Hıristiyanlığı  kabul  edeceklerine  inanıyorlardı.  Yani  Museviler, 

Hıristiyanlar tarafından, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelişinin alametleri olarak görülüyor-

lardı  ve  dolayısıyla  böyle  bir  kehanetin  gerçekleşmesi  için,  Yahudilerin  kendi  inançlarını 

muhafaza  ederek,  varlıklarını  sürdürmeleri  gerektiğine  taraflardı.  Hatta  bu  yüzden  kendi 

istekleriyle  bile  olsa,  Yahudilerin  Hıristiyanlık  dinine  geçmemeleri  için  bazı  caydırıcı  ön-

lemler dahi alınmıştı. Mesela, vaftiz olan bir Musevi, sahip olduğu tüm mal varlığını hazine-

ye devretmek zorundaydı

32

. Keza, aynı maksatlarla, 1 Mart 1146’da Papa III. Eugenius (1145-



53)  tarafından  ikinci  haçlı  seferinin  çağrısı  yapılırken,  kilise  yetkilileri  birinci  haçlı  seferi 

sırasında baş gösteren antisemitist saldırıların benzerlerinin yaşanmaması için önleyici ted-

birler almaya çalıştılar. Zira o sırada Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde Yahudileri endişelendi-

recek bazı gelişmeler oluşmaktaydı. Kuzey Fransa’da, Radulf adında mutaassıp ve yobaz bir 

keşiş, yetkisi olmadığı halde verdiği haçlı seferi vaazlarıyla, Hıristiyan toplumu içinde zaten 

var olan, antisemitist duyguları körüklemekteydi. Birinci haçlı seferinde olduğu gibi, Filis-

tin’deki  düşmanlarla  savaşmak  maksadıyla  propaganda  yapılırken,  işe  Yahudileri  de  dâhil 

eden  ve  yakındaki  Musevilerin  katledilmesini  teşvik  eden  bir  vaazın  daha  kolay  ve  etkili 

olduğu kendini göstermişti. Böylece, Radulf’un Yahudileri hedef gösterdiği, “kulağa hoş ge-

len” söylevleri neticesinde Avrupa’da antisemitizm taraftarlarının sayısı hızla yükseldi

33



                                                



29

 Eğer bir Hıristiyan ve bir Yahudi arasında dava olursa, her bir taraf kendi kutsal kitaplarına 

yemin edeceklerdi. Şayet Musevilerin aralarında bir dava söz konusu olursa bu davayı kendi 

mahkemelerinde karara bağlayacaklardı. Bkz. Watt, “Persecution of the Jews”, s.147. 

30

 Watt, “Persecution of the Jews”, s.147-48. 



31

 Cave ve Coulson, Economic History, s.101. 

32

 Watt, “Persecution of the Jews”, s.148; Holt, Jewish Persecution



33

 Sefer Zekhirah, “Sefer Zekhirah, or The Book of Remembrance, of Rabbi Ephraim of Bonn”, 



The Jews and the Crusaders: The Hebrew Chronicles of the First and Second Crusades, İngi-

lizce çev. Shlomo Eidelberg, Madison, 1977, s.121-22; Michaud, The History, s.336. 




EMRULLAH KALELİ 

30 


Fakat  bu  arada  ikinci  haçlı  seferinin  en  önemli  şahsiyeti,  başrahip  Bernard  de 

Clairvaux, kendisi Yahudilere karşı herhangi bir sempati duymamasına rağmen, bizzat dev-

reye girerek, Musevileri hedef alan söz konusu saldırıları önleme görevini üstlendi. Bernard, 

ilk  olarak,  kuzey  Fransa’daki  Hıristiyanlara  hitaben  yazdığı  bir  mektupta  onların  İsa’nın 

öğretilerini takip etmelerini ve katliamdan kaçınmalarını talep ederek, sorunu büyümeden 

önlemeye çalıştı. Ancak onun bu talebi yeterince dikkate alınmadığından, Clairvaux başra-

hibi  bölgeye  bizzat  gitme  ihtiyacı  hissetti

34

.  Bununla  birlikte  Bernard’ın  gelişinden  hemen 



önce, Radulf Fransa’yı terk ettiğinden, antisemitizmle ilgili o an için bir mesele kalmadı.  

Ancak  kısa  bir  süre  sonra  Mainz  piskoposundan  gelen  bir  şikâyet  mektubundan 

Radulf’un  Yahudi  aleyhtarı  faaliyetlerine  devam  ettiği  anlaşıldı.  Bernard’ın  yörüngesinden 

kaçan keşiş Radulf, Ağustos 1146’da Almanya’ya gitmiş ve Köln, Mainz, Worms ve Speyer 

halkını  yine  Musevilere  karşı  kışkırtmaya  yönelik  tahrik  edici  vaazlarına  orada  devam  et-

mişti. Bernard bir kez daha Radulf’u durdurmak için, herkesin önünde okunmak üzere, bir 

kınama mektubu kaleme aldı. Fakat bu pek etkili olmayınca Speyer ve Köln’deki ileri gelen 

gruplara  doğrudan mektup  yazarak  onların  sadece haçlı  seferine  odaklanmaları  için,  kendi 

aralarındaki  hususi  savaşlardan  vazgeçmelerini  ve  Yahudi  katliamlarının  durdurulmasını 

istedi. Onlara Pierre l’Ermite ve onun talihsiz ordusunun akıbetini hatırlatarak ibret alınma-

sı gerektiğine işaret etti. Buna göre, Almanlar yetkisiz vaizleri dinlememeli, düzenli birlikler 

hazır oluncaya kadar yola çıkmamalı ve ordunun gücü ve disiplinini muhafaza edecek tec-

rübeli askerî şahsiyetlerin haricinde kendilerine lider seçmemeliydi. Antisemitizmin önlen-

mesine  yönelik  nasihatleri  ise,  daha  ziyade  teolojik  gerekçelere  dayanıyordu.  Aziz 

Augustinus’un

35

  (354-430)  öğretilerinden  istifade  eden  Bernard’ın  argümanlarına  göre,  Ya-



hudiliğin yaşaması Tanrı’nın isteğiydi ve Museviler sayesinde Hıristiyanlığın gerçekleri bü-

tün uluslara yayılacaktı

36

. Bu nedenle onlar katledilmemeli ve hatta sürgüne dahi gönderil-



memeliydiler. Öte yandan Tanrı onların ahir zamanda Hıristiyanlığa döneceğini bildirmişti. 

Eğer onlar tamamen imha edilirlerse ve dünyanın sonu geldiğinde Hıristiyanlığı kabul ede-

                                                

34

 Bununla birlikte söz konusu yolculukla ilgili olarak, Bernard de Clairvaux’un yegâne hedefi 



Yahudileri kollamak değildi. Bernard aynı zamanda ikinci haçlı seferinin baş vaizi olarak, ku-

zey  Fransa  ve  Flandre’da  haçlı  seferine  katılacak  taraftar  bulma  niyetindeydi.  Bu  bakımdan 

her ne kadar Radulf’un tavrını tasvip etmese de Clairvaux başrahibi ona müteşekkir olmalıy-

dı. Çünkü Radulf’un faaliyetleri neticesinde bölgede dinî bir coşku yükselmiş ve haçlı seferine 

ilgi artmıştı. Bu heyecan ve alakadan istifade eden Bernard, böylece ikinci haçlı seferi için ko-

layca  taraftar  buldu.  Bkz.  Virginia  G.  Berry,  “The  Second  Crusade”,  A  History  of  the 



Crusades,  I,  Madison,  Milwaukee,  London,  1969,  s.472-73.  İkinci  haçlı  seferinde  takerrür 

eden Yahudi karşıtı gelişmelerle ilgili ayrıca bkz. Ebru Altan, İkinci Haçlı Seferi (1147-1148)

Ankara, 2003, s.19.    

35

 Augustinus: Batı’da bugünkü Hıristiyanlık anlayışı ve felsefesinin şekillenmesinde önemli öl-



çüde söz sahibi olan ve Aurelius Augustinus ya da Hippolu Augustinus olarak da bilinen Aziz 

Augustinus, 354-430 yılları arasında yaşamış ünlü bir Hıristiyan düşünürüdür. 

36

 Augustinus’un Yahudiler hakkında düşünceleri için bkz. Robert Chazan, Fashioning Jewish 



Identity  in  Medieval  Western  Christendom,  New  York,  2004,  s.47-66;  Andrew  S.  Jacops, 

Remains  of  the  Jews:  The  Holy  Land  and  Christian  Empire  in  Late  Antiquity

,  Calif


ornia, 

2004, s.57-99. 




Yüklə 176,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə