197
bireyselliklerin ortaya koyulabilmesinden kaynaklandığını ileri sürer.
Deontoloji, bir hak teorisi olduğu için adalet ve tarafsızlığı ahlâkın temeline
koyar. Deontolojik karar alma biçimleri; Rawls, Gewirth ve Gauthier’de olduğu gibi
adil ve tarafsız ilkelere ulaştıracak niteliktedir. Hatta daha genel anlamda ahlâk, adalet
ve tarafsızlık aynı anlama gelir. Sonuççuluk ise bir iyilik teorisi olduğu için menfaat
duygusunu ve mutluluğu ahlâkın temeli sayar. Ahlâk, bireylerin uygun bir şekilde
arzularını tatmin etmesi fikrine dayanır. Her bireyin elde edeceği mutluluk, toplam
iyiliği artıracağı için ne kadar çok insan ne kadar yüksek oranda mutlu olursa ahlâkî bir
toplum meydana gelmiş olur. Bu anlamda ahlâkla adalet arasındaki ilişki bir özdeşlik
ilişkisi değil bir içlem-kaplam ilişkisidir. Ahlâk içlem, adalet kaplamdır. Başka ifade ile
ahlâk adaletten daha geniş bir şeydir. Ahlâk amaç, adalet araçtır.
Liberal düşüncedeki bu farklı zihin yapısı, iki farklı ahlâk dilini ortaya
çıkarmıştır: 1. Buyurucu dil 2. Değerlendirici dil. Deontoloji, doğrudan bize ne
yapmamız gerektiğini söyler. –malı, hükmünü doğrudan bir ahlâkî olgudan alır. Bu
anlamda ona tabi olma zorunluluğu, ahlâkî olgunun doğasından kaynaklanır. Her –malı,
bir –dır’a indirgenebilir. Diğer taraftan sonuççu ahlâk dili, –dır ve –malı’yı kesin bir
ş
ekilde ayırır ve birinin diğerine neden yapılamayacağını iddia eder; çünkü ahlâkî
olguların varlığından bahsedilemez; sadece bazı amaçları gerçekleştirmek için olgulara
geçici değer yükleyebiliriz. Bu değerlerin kaynağı da bizim istek ve arzularımızdır.
Ahlâk, olgularla değil bu olguların bizim üzerimizde bırakmış olduğu etkilerle ilgilidir.
Deontolojik ahlâk normatiftir; yani nasıl davranmamız gerektiği ile ilgili bazı
kurallar koyar. Ancak bu kuralları belirleyen şey, her türlü kişisel tecrübe ve
beklentilerden uzak olan saf akıldır. Sonuççu ahlâk da normatiftir; yani nasıl
davranmamız gerektiği ile ilgili bazı kurallar koyar. Bu kuralları belirleyen şey;
tecrübelerimiz, eğilimlerimiz veya arzularımızdır. Ahlâk, duygularımıza sınırlar
koymak için vardır; ancak o, aynı zamanda duygularımızı tatmin etmeyi amaçlar.
Deontolojik ahlâk, sahip olduğu bu temellerden dolayı eşitsizliğin giderilmesi,
gelir dağılımı, adaletin tam tesis edilmesi, vergilendirme gibi konulara ağırlık verir ve
bunları ahlâkî bir sorun olarak görür. O, bu yönleri ile pozitif bir özgürlük düşüncesine
kapı açar. Oysa sonuççuluk, verimliliğin artırılması, vergilerin düşürülmesi, devlet
elinden yardımlaşmaların kaldırılması gibi esaslara ağırlık veren bir zihin durumuna
sahiptir. O daha ziyade negatif özgürlüğe yönelir. ktisadi anlamda deontolojik ahlâkın
amacı bölüşümken sonuççulukta ahlâkın amacı, (bölüşümden ziyade) verimliliği ve
faydayı en yüksek seviyeye çıkarmaktır.
Liberalizm için bir değer teorisi daha güçlü ahlâkî temeller sağlar. Çünkü her
198
ş
eyden önce liberalizm, hem politik hem de ekonomik anlamda bir teveccüh/yönelme
teorisidir. Piyasa sisteminde değeri yönelimler belirlediği gibi politik ve ahlâkî alanda
da değeri yönelimler belirlemektedir. Liberal demokrasinin temelinde de bu düşünce
yatar. Çatışan yönelimlerin birbirini yok etmeyecek şekilde var olmaya devam etmesi
bir değer kabul edilir ve buna çeşitlilik, çok kültürlülük veya hoşgörü gibi terimlerle
karşılık bulunur. Tıpkı piyasadaki malın değerini arz ve talebin belirlemesi gibi ahlâkî
ilkeleri de yine yönelimler ve beklentiler oluşturur. Ancak bir malın veya eşyanın piyasa
değeri ile kullanım değerinin birbirinden ayrı olması gibi ahlâkta da beklentilerin
türüne, şiddetine, zamanına vs. göre değerler oluşur. Onların oluşumunu etkileyen
birçok karmaşık duygusal ilişkiler vardır.
Liberal düşünce, ortaya çıktığı günden beri insanî sorunlara eğilmiş; fakat
çevre sorunlarına aynı hassasiyeti göstermemiştir. Bunda çevre sorunlarının yakın
döneme ait bir sorun olması etkili olmuş olsa da bu, liberal düşüncenin bu konudaki
eksikliğini gidermez. Diğer taraftan geçmişe dönük olarak insanlardan zihin dünyalarını
aşan bir hassasiyet beklemek çok doğru olmaz. Bunlara rağmen liberalizm, insan
merkezli bir ahlâk düşüncesi ortaya koyar; fakat liberal karar alma yöntemlerini çevre
sorunlarına uyarlamak, imkânsız değildir. Nitekim Thomas Scanlon, Tom Regan ve
Paul Taylor, liberal bir çevre ahlâkı oluşturmaya çalışan çağdaş liberal düşünürlerdir.
Liberalizm, kendi tarihi içinde birbiriyle eşzamanlı gelişen iki farklı ahlâk
düşüncesini temel alır: sonuççu temel ve deontolojik temel. Liberal ilkelerin sonuççu bir
ahlâkî temele sahip olması, bu ilkelerin bireyler üzerinde ortak bazı memnuniyet
duyguları meydana getirmesini ifade eder; deontolojik bir temele sahip olması ise
ilkelerin bireylerin ortak zihinlerine dayandığına işaret eder. Haklar temelli veya
tarafsızlık olarak liberalizm ve karşılıklı çıkar olarak liberalizm gibi isimlendirmelere
sahip olan bu iki tür liberalizm dayandıkları temel terimler, kavramsal çerçeveleri ve
ahlâkî karar alma biçimleri birbirinden farklı olmasına rağmen ahlakî bir düşünceden
yoksun değildir.
199
KAYNAKÇA
Agar, Nicholas Life’s Intrinsic Value, Columbia University Press, New York, 2001.
Akarsu, Bedia Çağdaş Felsefe: Kant’tan Günümüze Felsefe Akımları, nkılâp kit., stanbul,
1994.
Alston, William P., “Deontolojical Conception of Epistemic Justification”, Philosophical
Perspectives
, 2, Epistemology, 1988.
Alston, William P., “Dini Tecrübe ve Dini nanç”, Dini Bilginin mkanı, çeviren ve
derleyen: Temel Yeşilyurt, nsan yay., stanbul, 2003.
Alston, William P., Epistemic Justification: Essays in the Theory of Knowledge, Cornell
University Press, New York, 1990.
Alston, William P., The Reliability of Sense Perception, Cornell University Press, Ithaca,
London, 1993.
Anderson,
Elizabeth,
"Practical
Reason
and
Incommensurable
Goods",
Incommensurability, Incomparability, and Practical Reason
, editor: Ruth Chang,
Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts, 1997.
Anderson, Elizabeth, Value in Ethics and Economics, Harvard University Press,
Cambridge, 1995.
Aristoteles, Nikomakhos’a Etik, çev.: Saffet Babür, Ayraç yay., Ankara, 1997.
Armstrong, D. M., Belief, Truth, and Knowledge, Cambridge University Press, New York,
1973.
Arslan, Zühtü “Anayasa Mahkemesinin Siyasal Partiler Politikası: ‘Ve Çağı’nda ‘Ya-Ya
Da’cı Yaklaşımın Anakronizmi Üzerine Bir Deneme”, Liberal Düşünce, sayı 22,
2001.
Audi, Robert, The Structure of Justification, Cambridge University Press, New York, 1993.
Aydın, Mehmet, Tanrı–Ahlâk lişkisi, TDV, Ankara, 1991.
Ayer, Alfred J., Dil Doğruluk Mantık, çev.: Vehbi Hacıkadiroğlu, Metis yay., stanbul,
1984.
Baldwin, Thomas, G. E. Moore, Routledge Press, New York, 1990.
Barry, Norman, Modern Siyaset Teorisi, çev.: Mustafa Erdoğan, Yusuf Şahin, Liberte yay.,
Ankara, 2003.
Başdemir, Hasan Yücel, “ skoç Aydınlanma Etiği: Hutcheson, Hume ve Smith”, Liberal
Düşünce
, sayı 37, Bahar, 2005.
Beauchamp, Tom L., “Editor’s Introduction”, Hume’un An Enquiry Concerning the
Principles of Morals
’ına Giriş, Oxford University Press, Oxford, 1998.
Bentham, Jeremy, An Introduction to Principles of Morals and Legislation, 1781.
Berlin, saiah, “ deal Arayışı Üstüne”, Liberal Düşünce, çev.: Mustafa Erdoğan, sayı 12,
Ankara, 1998.
Blackburn, Simon, "end in itself", The Oxford Dictionary of Philosophy, Oxford
University Press, Oxford, 1996.
Bond, E. J., Ethics and Human Well-Being: An Introduction to Moral Philosophy,
Blackwell Publishers, Massachusetts, 1996.
BonJour, Laurence, “Internalism and Externalism”, The Oxford Handbook of
Epistemology
, Oxford University Press, editör: Matthias Steup, Oxford, 2003.
BonJour, Laurence, The Structure of Empirical Knowledge, Harvard University Press,
Cambridge, 1985.
Chisholm, Roderick M., "The Defeat of Good and Evil," Proceedings and Addresses of the
American Philosophical Association
, sayı 42, 1968.
Dostları ilə paylaş: |