97
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Hemen hemen tüm paslanmaz çelik ve büyük boyutlardaki çoğu çalışmasında
olduğu gibi;
izleyiciler ile yerleştirildiği mekanı bir araya getiren bir özelliktedir. Bu bir araya geliş hem yu-
karıda belirttiğimiz nedenlerle hem de heykelin tüm çevresinin görüntüsünü üzerinde aksettir-
mesidir. Heykel bulunduğu çevrenin görüntülerin izlerini üzerinde taşımaktadır. Bu yolla bir
bütünlük yarattığı söylenebilir. Büyük, parlak ve pürüzsüz yüzeyi izleyende şaşkınlık ve heyecan
uyandırmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle günün her anı yaşayan bir heykel özelliği taşımakta-
dır. Aynı zamanda izleyen kişinin algısına uyarıda bulunmaktadır. Kişinin
kendisi ve çevresiyle
etkileşim ve iletişimine dikkat çekmektedir.
Heykelin yerleştirildiği mekanda o yere anlam katması, orayı işaretlemesi açısından da iyi
bir örnek teşkil etmektedir. Jacoby-Garrett’e göre (2015) bir yerin tanınması ve bir anlam oluş-
turması ünlü bir sanatçı tarafından kamu alanlarına yapılan sanat yapıtları kadar etkili olamaz.
Yerleştirildiği alana ziyaretçi çekmek dışında turizm açısından o alanla ilgili kapsamlı bilgi ver-
me özelliği de taşımaktadırlar. Bulut kapısı bulunduğu parkın sadece ikonu olmakla kalmaz
aynı zamanda Chicago’nun imzasıdır. Bu da yaygın bir turist hareketine neden olmaktadır.
Sanatçının kendisiyle yapılan
bir görüşmede; her yapıtın izleyicisinin, sanatçının kendisi ol-
duğunu ifade etmiştir. “Ben sanatımı kendim için yapıyorum, senin için değil. Benim görüşme-
lerim kendimle ancak sana benzediğimi de biliyorum. Garip bir şekilde kendimle görüşmelerim
aslında seninle olan görüşmelerim. İzleyici ile ilgili deneyimlediğim iki durumu size aktarayım.
İlk yapıldığı günden bugüne Millenium Parkta yer alan Bulut Kapısını 20 milyonu aşkın insan
gördü ve o günden bu yana izleyici için bir odak noktası olmuş durumda.
Bunun sebebini sor-
dum kendime: kolay olduğu için mi, ulaşılabilir olduğu için mi yoksa eğlence amaçlı mı? Bu
büyük izleyici kitlesi bir lütuf mu yoksa lanet miydi? Cevabın; ‘kolay oluşu’ olmasından endi-
Görsel 3-4. Bulut Kapısı, detay
2 https://en.wikipedia.org/wiki/Cloud_Gate#cite_note-67 (Erişim tarihi: Ekim 2015)
98
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
şeleniyordum ancak, uzun süre düşündükten sonra gizemin yapıtın ölçeğinden kaynaklandığı-
nı anladım. Şunu kastediyorum. Bu objenin eklemleri yok, ona belirsiz bir boyut kazandıran
benzersiz bir bütünden oluşmakta. Yanına yaklaştığınızda kocaman bir şey ama birkaç metre
uzaklaştığınızda küçük bir şey olur. Diğer bir deyişle ölçeğin değişmesi onu gizemli kılıyor. Bu
şairane ve şaşırtıcı”
3
.
Anne (Maman) - Louise Bourgeois
927 x 891 x 1024 cm,
paslanmaz çelik, bronz ve mermer. Dünyanın çeşitli yerlerinde, ilk
üretim 1999.
Görsel 5. Anne, Hamburg
Görsel 6. Anne, Ottawa
3 http://anishkapoor.com/1078/who-is-the-audience erişim tarihi: 04.11.2016
21. yüzyılın önde gelen Amerikalı sanatçılarındandır. Sanatçı kendi yapıtları
için sembolik
anlamlar yüklemekte ve bu konuda kendi tanıklığı önem taşımaktadır. Eserleri için ilhamını
çocukluğundan aldığı bilinmektedir. Bourgeois eserlerinde öfke, ihanet ve kıskançlık hislerini
açığa vurmaktadır ama bu alaycı şakacılık şeklinde ifade edilmektedir. Heykelleri için lastik,
tahta, taş, metal, kumaş gibi çok çeşitli malzemeler kullanmıştır. Bazı yapıtları da erotik ve cinsel
içerik taşımaktadır. Dev boyutlardaki “Anne” heykelleri ise dünyanın farklı
bölgelerinde çeşitli
iç ve dış mekanlarda yer almaktadır. Orijinali çeliktir ve sonrasında yapılan altı tanesi bronz
dökümdür. Örümcek kesesinde 29 mermer yumurta taşımaktadır.
99
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Bourgeois örümcekleri annesine benzetir çünkü her ikisi de kırılgandır ve dantel örerler.
Heykelleri çocukluğunun izleriyle harmanlanmış ve birbirinden ayrılmaz hale gelmiştir. Sa-
natçının anılarında, dokuma onarım atölyesi sahibi babasının sanatçıya bakması için tutulan
dadıyla bir ilişki yaşarken, annesinin elinden sadece dantel örmek geldiği yer alır. Burgeois’in
annesini örümceğe benzetmesi annesinin çaresizliğine olan kızgınlığından, on metreye yakın
boyutlarda çalışması da onu güçlü görmek istemesinden kaynaklanıyor olabilir (Huntürk, 2011:
340).
“Örümcek anneme bir ağıt gibidir. Benim en iyi arkadaşımdı. Annem de örümcek gibi bir do-
kumacıydı. Ailem dokuma işiyle ilgili çalışıyordu ve annem atölyenin başındaydı. Annem de
örümcekler gibi zekiydi. Sivrisineklerin hastalık yaydıklarını ve bu
nedenle de istenmediklerini
biliriz. Örümcekler onları yedikleri için bir çeşit yardımcı ve koruyucudurlar bizim için, aynen
annem gibi”
4
“Annem ölçülü, huzur veren, zeki, hasta, mantıklı, ince, zarif, vazgeçilmez, düzenli ve bir örüm-
cek kadar yararlı. Annem kendisini
ve beni aptal, meraklı, can sıkıcı özel sorulara karşı korudu.
Çizmek nasıl bir şeydir? Örümceğin ağındaki ip gibi bir gizemdir”(Manchester: 2009).
Shusterman (2007: 141), Bourgeois’yı “beden yoluyla düşünen” özel sanatçılar kategorisine
sokmaktadır. Sanatçının çalışmalarında beden (hem kendisinin hem de heykellerinin), çok çe-
şitli etkilerin yönetimi ve iletişimiyle; anlamı özel ve benzersiz bir yolla oluşmaktadır. Sanatçı-
nın kendi ifadesiyle “Geçmişin korkuları bedenin işlevleriyle bağlantıya geçtiğinde bu korkular
beden aracılığıyla tekrar görünür hale gelir. Benim için heykel bedendir.
Benim bedenim hey-
kelimdir. Heykellerim korkuyla tekrar yüzleşip, onu tekrar deneyimleyip, ona fiziksel özellik
kazandırıyor ve onu kesip atabiliyorum. Böylece korku yönetilebilir bir gerçeklik halini alıyor”
(Aktaran: Bukdahl, 2014:144).
Görsel 7-8. Anne, detay
4 https://en.wikipedia.org/wiki/Maman_(sculpture) (Erişim tarihi: Ekim 2015)