Polonya
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
162
163
Anayasa’da var olan cumhurbaşkanının yetkilerinin yeniden düzenlenmesi
yeterli olacaktır. Bu doğrultuda cumhurbaşkanı temelde anayasal düzenin
koruyucusu görevini yerine getirmeli, veto yetkisi Sejm’in vetoyu çoğunluk
oylarıyla aşabileceği şekilde sınırlandırılmalı ve cumhurbaşkanının,
hâkimleri atama yetkisi daraltılmalıdır. Ayrıca, cumhurbaşkanı Ulusal
Meclis tarafından seçilmeli, dolayısıyla halk tarafından seçilmesine dair
düzenleme değiştirilmelidir.
173
21 Kasım 2009’da Başbakan Tusk, 1997 Anayasası’nın değiştirilmesi
konusunda genel bir tartışma başlatmıştır. Tusk, gelecekte
cumhurbaşkanının halk tarafından değil, Sejm ve Senato tarafından
birlikte -Ulusal Meclis- seçilmesini ve cumhurbaşkanının, parlamentodan
geçen kanunları veto etmesi halinde parlamentonun bu vetoyu basit
çoğunlukla aşabilmesini savunmuştur. Her iki Meclisin üye sayısının
azaltılması ve seçim sisteminin değişmesi savunulan diğer başlıklardır.
Tusk, görev başındaki cumhurbaşkanı ve eski cumhurbaşkanlarını da
bu değişikliği görüşmeye davet etmiştir. Tusk ayrıca, dış politikaya dair
tüm yetkilerin hükümette olması gerektiğini de belirtmiştir. Tusk’un bir
devrim değil, siyasi sistemin düzeltilmesi olarak gördüğü açıklamaları
bazı kesimlerce Almanya örneğinde olduğu gibi bir “başbakanlık sistemi”
olarak yorumlanmıştır. 2010 yılında, anayasa değişikliği ile ilgili olarak
bahsedilen önerilerine ek olarak Donald Tusk, özgür ve genel seçimlerle
göreve gelen eski cumhurbaşkanlarının Senatonun doğal üyesi olması ve
milletvekilleri ve senatörlerin sadece özel durumlarda dokunulmazlıktan
yararlanabilmeleri gerektiği yönünde açıklamalarda bulunmuştur.
174
Anayasa gereği bu önerilerin hayata geçirilebilmesi için parlamentoda
üçte iki çoğunluğun sağlanması ve genel olarak iktidar ile muhalefet siyasi
parti gruplarının işbirliği gerekmektedir.
175
2010 yılında Başbakan ile birlikte aynı siyasi partiden gelen
Komorowski’nin Cumhurbaşkanı olmasıyla anayasa tartışmaları
azalmıştır. Öte yandan, Komorowski özellikle AB üyesi olarak Polonya’nın
birlik içindeki faaliyet alanı noktasında cumhurbaşkanının ve hükümetin
173
Zoll, “Die polnische Verfassungsdebatte. Eine nützlich Übung”, s. 3-4.
174
“Chronik: Polen im Jahr 2010”, Bremen Üniversitesi Doğu Avrupa Araştırma Birimi İnternet Sitesi,
http://www.laender-analysen.de/polen/chroniken/Chronik_po_2010_u.html, Erişim: 18.06.2013.
175
Reinhold Vetter, “Halbzeitbilanz der Regierung Tusk”, Bremen Üniversitesi Doğu Avrupa Araştırma
Birimi İnternet Sitesi, http://www.laender-analysen.de/polen/pdf/PolenAnalysen62.pdf,
Erişim: 16.06.2013, s. 3; Dethlefsen, “Politikblockaden und Kompetenzstreitigkeiten”, s. 3; “Tusk will
Staatsoberhaupt Lech Kaczynski entmachen”, Polen Today İnternet Sitesi, http://www.polentoday.
de/content/view/3291/44/, Erişim: 16.06.2013.
Polonya
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
164
165
görev ve yetkilerinin anayasada daha açık hale getirilmesi gerektiğini dile
getirmiştir.
176
2012’de Hukuk ve Adalet Partisi’nden ayrılan bir grup milletvekilin
kurduğu Polonya Dayanışması Partisi lideri Zbigniew Ziobro ve Parti
basın sözcüsü Patryk Jaki, Mayıs 2012’de Anayasa değişikliği teklif
önerileri üzerine açıklamalarda bulunmuşlardır. Partinin önerisi özet
olarak cumhurbaşkanını yürütme erkinde hâkim güç kılmakta -başkanlık
sistemi-, Senatonun feshini, Sejm üye sayısının yarıya indirilmesini ve
milletvekilli dokunulmazlığının kaldırılmasını içermektedir.
177
Ülke siyasetinde 1997 Anayasası sonrasında önemli bir yer edinen
“Dördüncü Cumhuriyet” tartışmalarına kısaca değinmek gerekmektedir.
Çalışmada bahsettiğimiz 1989 sonrası Üçüncü Cumhuriyet’in hukuki
temellerini eleştiren ve Polonya devlet düzeninde esaslı değişikliklere
işaret eden bu siyasi düşünceden ilk kez 1998 yılında siyaset bilimci
ve yazar Rafal Matyja ve 2003 yılında sosyolog ve yazar Pawel Spiewak
tarafından bahsedildiği görülmektedir. 2005 yılında seçim kampanyasında
yukarıda bahsedilen Hukuk ve Adalet Partisi’nin de Anayasayı değiştirme
bağlamında kullandığı bu Dördüncü Cumhuriyet kavramının argümanları
kısaca bağımsızlığın ve Polonya’nın esas çıkarlarının, vatandaşların
mülkiyetlerinin ve siyasi haklarının korunması ve hukuki güvenliğin
garanti altına alınması etrafında toplanmaktadır. Anayasal kurumların,
kamu yönetiminin ve eğitim kurumları gibi birçok alanın sorgulandığı bu
kavram çerçevesinde çeşitli düşünceler ortaya konulmuştur. 2005 sonrası
iktidarı ele geçiren, fakat 2007’den beri ana muhalefet partisi olarak
görev yapan Hukuk ve Adalet Partisi, Dördüncü Cumhuriyet’i temelde
Anayasanın tümden değiştirilmesi -başkanlık sistemini çağrıştıran güçlü
bir cumhurbaşkanlığı ile güçlü bir devlet anlayışı ve yolsuzlukla sıkı
bir mücadele- yolunda bir fırsat olarak görmektedir.
178
Bu fikrin çoğu
taraftarı 1989 sonrası dönemi genel anlamda post-komünist dönem olarak
algılamakta ve yolsuzluklarla bağdaştırmaktadır. Fikrin savunucuları
176
Vetter, “Analyse: Eine innenpolitische Bilanz der Regierung Tusk”.
177
“Chronik: Polen im Jahr 2013”.
178
Zbigniew Wilkiewicz, “Gibt es eine IV. Republik Polen?,” GESW “aktuelle ostinformationen”, Sayı 1
(2007), s. 4-5; Konrad Schuller, “Machtverhältnisse in Polen: Das Warschauer Königsdrama”, Frank-
furter Allgemeine Zeitung
, 09.07.2006, http://www.faz.net/aktuell/politik/ausland/machtverhaelt-
nisse-in-polen-das-warschauer-koenigsdrama-1358171.html, Erişim: 22.06.2013.
Dostları ilə paylaş: |