Arı-başkanlık sistemi, gerek terminoloji gerekse ülkelerin sınıflandırılması bakımından



Yüklə 0,56 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə34/92
tarix01.11.2017
ölçüsü0,56 Mb.
#8079
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   92

Fransa
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
90
91
yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu tarihten sonra, yarı-başkanlık sistemi 
benzer nitelikte olan rejimleri nitelemek için bir kategori olarak siyaset 
bilimi  literatürüne  girmiştir.  Öncelikle,  Fransa  hükümet  sistemine 
bakarak tanımladığı yarı –başkanlık sisteminin Duverger’e göre en temel 
özellikleri şunlardır: 
•  Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
•  Cumhurbaşkanı önemli yetkilere sahiptir.
•  Yürütme görevini yerine getiren ve parlamentonun güvenine tabi bir 
başbakan ve kabine bulunmaktadır.
Duverger, yarı-başkanlık sisteminin özelliklerini bu şekilde sıraladıktan 
sonra Fransa, Finlandiya, Avusturya, İrlanda, İzlanda, Portekiz ve 1919-
1933  yılları  arasında  Almanya’yı  bu  kategoriye  sokar.  Sistemin  adını 
koyan ve literatürde ilk defa tanımlayan Duverger, bu hükümet modelinin 
kendi içinde üç alt gruba ayırmaktadır: 
•  Cumhurbaşkanına  sembolik  yetkiler  veren  örnekler:  Avusturya, 
İrlanda ve İzlanda,
•  Cumhurbaşkanı  ile  Hükümetin  dengeli  yetki  paylaşımına  sahip 
olduğu  örnekler:  Finlandiya,  Portekiz  ve  1919  Weimar  Anayasası 
dönemi Almanyası,
•  Cumhurbaşkanına geniş yetkiler sunan örnekler: Fransa. 
Duverger’nin tasnifinde, Fransa’da hükümet modelinin seçilmiş güçlü 
bir cumhurbaşkanına rağmen başkanlık  olarak değil de, yarı-başkanlık 
sistemi olarak adlandırılmasının sebeplerinden birisi, yürütmenin iki başlı 
olmasıdır.  Her  ne  kadar  bazı  başkanlık  sistemlerinde  kabine/bakanlar 
kurulu gibi örnekler bulunsa da Fransa’yı iki başlı yürütme yapısı haline 
getiren  özgün  durum  cumhurbaşkanının  tek  başına  yapacağı  belirtilen 
işlemler  dışındaki  işlemlerde  hükümetin  karşı  imzasının  aranması 
şartıdır. 
Sartori’ye  göre  “Fransız  yarı-başkanlık  rejimi,  esnek  bir  ikili  otorite 
yapısına,  yani  çoğunluk  kompozisyonları  değiştikçe  baş  aktörü  değişen 
(sarkaç  hareketi  gösteren)  çift-başlı  bir  yürütmeye  dayanan  gerçek  bir 
karma rejimdir. Bu rejimde, yürütmenin iki kanadının aynı siyasi eğilimden 
gelmesi durumunda, ‘Cumhurbaşkanı, Başbakan karşısında kesin üstünlük 


Fransa
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
90
91
sağlar ve uygulanan anayasa maddi anayasa olur’. Yürütmenin iki kanadının 
farklı  siyasi  eğilimlerden  gelmesi  durumunda  ise  ‘Başbakan  kesinlik 
üstünlük sağlar ve uygulanan biçimsel anayasa olur.’”
151
1958 yılında kurulan iki başlı yürütme yapısı, 1986 yılına kadar farklı 
siyasi eğilimlerden gelen iki başlı yürütme pratiği ile hiç sınanmamıştır. 
Uzun süre yürütme hem cumhurbaşkanının hem de bakanlar kurulunun 
aynı siyasi eğilimden geldikleri çoğunluklar tarafından oluşturulmuştur. 
Bu  tarihe  kadar  Fransa’da  yarı-başkanlık  sistemi  aslında  Sartori’nin 
öngörüsünü  haklı  çıkaracak  şekilde  bir  süper-başkanlık  sistemi  olarak 
işlemiştir. Bu dönemde cumhurbaşkanları anayasal yetkilerine ek olarak 
kişisel  karizmalarına  dayanarak  hükümetlerin  yetkilerini  de  fiilen 
kullanmışlar,  böylece  hükümetleri  geri  planda  kalmaya  zorlamışlardır. 
Yürütmede  iki  başlılığın  ortaya  çıkmadığı  dönemlerdeki  başbakanı 
Fransız  Anayasa  Hukukçusu  Prof.  Rene  Capitant  “cumhurbaşkanının 
genelkurmay başkanı”
 olarak tanımlamaktadır.
152
Duhamel,  Fransa’daki  sistem  tartışmaları  hakkında  şu  gözlemleri 
yapmıştır:  “Siyasal  olarak  yenilgiye  uğrayanlar,  Beşinci  Cumhuriyet’i 
sevmiyorlar. Zafer kazananlar onunla barışıyorlar. Oysa bir özel bunalım 
durumu  dışında,  ancak  iktidarda  olanlar  Cumhuriyeti  değiştirebilir, 
ama  onlar  da  iktidara  geldikleri  için  kendilerini  oraya  taşıyan  sistemi 
korumaya yöneliyorlar. Bu da bizim kısır-döngümüz.”
153
Duhamel’in  görüşlerine  ilaveten  şunlar  söylenebilir.  Fransa’da 
günümüzde,  1958  öncesi  dönemde  olduğu  kadar  yoğun  ve  şiddetli 
hükümet sistemi tartışmaları yapılmamaktadır. Hatta 1958 Anayasasının 
ilk  döneminde,  sistemin  parlamenter  rejimden  bir  sapma  olduğu 
yönündeki eleştiriler dahi giderek zayıflamıştır. Bunu dört sebebi olduğu 
söylenebilir.  Birincisi,  1958  Anayasasının  getirmiş  olduğu  sistemin 
başarılı  olduğuna  ve  eski  rejimlerde  var  olan  istikrarsızlık  sorununa 
önemli  oranda  kalıcı  çözümler  getirdiğine  ilişkin  genel  kanaattir.
154
 
İkinci  sebep  de,  sisteme  ilişkin  eleştiriler,  Duhamel’in  de  belirttiği  gibi 
151 
Giovanni Sartori, Karşılaştırmalı Anayasa Mühendisliği (Çev. Ergun Özbudun, Ankara: Yetkin 
Yayınları, 1997), s. 165-166.
152
 Maurice Duverger, “New Political System Model Semi-Presidential Government,” European Jour-
nal of Politica1 Research,
 Sayı: 8 (1980), s. 171-172.
153
 Olivier Duhamel, Vie La Vle Republique! (Paris: Le Seuil, 2002), s. 142’den aktaran Eyüboğlu, “Fransa: 
Parlamenter Bir VI. Cumhuriyete Doğru”, s. 186.
154 
Serap Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme (İstanbul: Bilgi 
Üniversitesi Yayınları, 2011), s. 91. 


Fransa
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
92
93
özellikle  muhalefetten  gelmektedir  ve  aynı  aktörler  iktidarda  iken 
eleştiriler azalmaktadır ki bu durum siyasi aktörlerin konumlarına göre 
davranmaları ile açıklanabilir. 
Fransa’da  sisteme  ilişkin  tartışmaların  şiddetini  kaybetmesinin 
üçüncü sebebi olarak da, sistemde köklü bir değişiklik yapmadan zaman 
içinde  aksayan  yönlerinin  düzeltilmesiyle  açıklanabilir.  Mesela,  1971 
yılında  Anayasa  Konseyinin  yetkilerinin  artırılması  ve  Konseye  belli 
sayıda  milletvekilinin  başvurabilmesi  yolunun  açılması;  kohabitasyon 
ihtimallerini  azaltmak  için  2000  yılında  cumhurbaşkanının  görev 
süresinin kısaltılması ve cumhurbaşkanı seçimini takiben Millet Meclisi 
seçiminin yapılacağı düzenlemesinin getirilmesi; parlamentoyu zayıflatan 
birçok  hükmün  yapılan  son  değişikliklerle  değiştirilmesi  gibi  anayasal 
reformlar, sistemin kökten değiştirilmesi yönündeki değişiklik taleplerini 
de azaltmıştır. 
Fransa’da  1958  Anayasası  döneminde  sistemik  tartışmaların, 
1958  öncesi  dönemde  olduğu  kadar  sert  ve  şiddetli  yaşanmamasının 
dördüncü ve belki de en önemli sebebi, siyasi aktörlerin kritik anlarda 
gösterdikleri olgun tavırlardır. Sistemin yumuşak karnı olarak gösterilen 
iki başlı yürütme yapısı, özellikle kohabitasyon dönemlerinde korkulan 
sonucu  doğurmamıştır.  Yaşanan  üç  kohabitasyon  döneminde  iki  farklı 
cumhurbaşkanının  kendisini  geriye  çekmesi  ve  temel  konular  dışında 
başbakanın  icraatlarına  ve  hükümetin  işleyişine  çok  fazla  müdahale 
etmemesi  sistemin  temelden  sorgulanmasının  önünü  kesen  bir  faktör 
olmuştur.  Ancak,  unutulmamalıdır  ki,  şimdiye  kadar  böyle  bir  krizin 
yaşanmamış olması bundan sonra da yaşanmayacağı anlamına gelmez. 
Zira  cumhurbaşkanı,  farklı  bir  siyasal  eğilimden  gelen  bir  hükümetle 
çatışma  ve  zıtlaşma  yolunu  tercih  eder  ve  bunda  ısrarcı  olursa  neler 
olacağına dair 1958 Anayasası’nda bir çözüm bulunmamaktadır. 
7. SONUÇ
Fransa, 1789 Devrimi’nden sonra çok uzun bir süre boyunca sürekli 
bir hükümet sistemi arayışında olmuştur. 15 anayasada neredeyse tüm 
hükümet  sistemlerinin  denendiği  oldukça  zengin  bir  siyasi  geçmişten 
sonra  1958  yılında  olağanüstü  koşullarda  olağanüstü  yetkilerle  göreve 
çağrılan  De  Gaulle’ün  hazırlamış  olduğu  mevcut  anayasa  Fransa’nın 
birçok temel siyasi sorununa çözüm getirme iddiasında olmuştur.  


Yüklə 0,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə