Atatürk üNİversitesi TÜRKİyat araştirmalari enstiTÜSÜ dergiSİ Sayı / Number 57 Güz / Autumn 2016



Yüklə 16,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə41/158
tarix20.08.2018
ölçüsü16,6 Mb.
#63698
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   158

“Dağ”ın Türkülere Mitik Bir Öge Olarak Yansıması         

 

 



 

       


TAED 

57* 1609


 

 

yüceltme,  kutsama  ifadeleri  birçok  türküde  yer  aldığı,  böylece  dağlara  bazen  insani  bazen  de 



tanrısal vasıflar yüklendiği söylenebilir. 

Herkesin bir dağı olması 

Geçmişte  görülen  inanç  öğelerinden  biri  de  herkesin  bir  kutsal  dağının  olmasıdır.  Bu 

olgu  en  açık  ifadesini  Dadaloğlu’nun  Osmanlı  padişahının  fermanı  için  söylediği  mısralarda 

bulur. Bu anlayış birçok türküye doğrudan yansımıştır.  

Hakkımızda devlet vermiş fermanı  

Ferman padişahın dağlar bizimdir. 

Bu  mısralarda  görünen  inanç  ögelerinden  bir  diğeri  de  aşağıda  üzerinde  ayrıca 

durulacak olan dağlara güvenme ve sığınmadır. 

Bulutlar öper yüzünü  

Bizim dağların dağların 

Baharda görsen nazını 

Bizim dağların dağların 

Aşağıdaki dörtlüklerde ise dağları hem sahiplenme, hem de dertleri paylaşan güçlü bir 

varlık olarak görme durumu bulunmaktadır.  

Dağlar dağımdır benim 

Gam ortağımdır benim 

Söyletme çok ağlarım 

Yaman çağımdır benim 

 

Senin yazın kışa benzer 



Bir edalı başa benzer 

Çok içmiş sarhoşa benzer  

Duman eksilmeyen dağlar 

 

 




1610

* TAED


 

57            

 

     


         

 

 



 Cengiz GÖKŞEN – Rukiye GÖKŞEN 

 

Ah dağlar ah ulu dağlar 



Eşinden ayrılan ağlar 

Dağların Ana/Baba Olarak Algılanması 

Türk  kültüründe  dağlarla  ilgili  olan  inançlardan  biri  de  dağların  ana/baba,  ata  olarak 

görülmesidir.  Dağların  doğurganlık  bağlamında  ilk  ata,  ecdat  olarak  şekillenmesi  bazı  bilim 

adamlarına  göre,  dağın  hayat  gücünü  kendinde  barındırması,  enerji  kaynağı  olması  ile 

karakterize edilir. İlk ecdatlık ve soyun koruyucusu olması işlevi, dağın hayat kaynağı, yaşamın 

menşei  olması  ile  ilgilidir  (Bayat,  2007,  s.  231).  Aşağıdaki  ilk  bentte  adı  geçen  kız  dağların,  

dağ anasının kızıdır ve âlem ona hayrandır. 

Dağlar kızı Reyhan Reyhan Reyhan   

Analar kuzusu Reyhan Reyhan   

Âlem sana hayran hayran hayran   

 

Bu dağın maralıyam (turnam turnam dön beri) 



Telleri karalıyam (yitirmişem ben yâri) 

Yârımdan ayırdılar (turnam turnam dön beri) 

Yürekten yaralıyam (yitirmişem ben yâri) 

Dağların Koruyuculuğu ve Besleyiciliği 

Türkülerde  sıkça  rastlanılan  durumlardan  biri  de  dağlara  güvenme  ve  sığınmadır.  Bu 

inanç  ögesini  barındıran  en  meşhur  ifade  yukarıda  belirtildiği  üzere  Dadaloğlu’nun  ünlü 

mısralarıdır.  Dadaloğlu,  padişahla  dağı  karşılaştırıyor  ve  dağlara  padişahtan  daha  fazla 

güveniyor, bir manada dağların padişahtan daha güçlü olduğunu ima ediyor. 

Hakkımızda devlet vermiş fermanı 

Ferman padişahın dağlar bizimdir 

Dağlara  sığınmanın,  güvenmenin,  dağların  besleyiciliğinin,  koruyuculuğunun  en  açık 

yansımaları eşkıya türkülerinde ve hayat hikâyelerinde görülür. Kaçak durumuna düşüp dağlara 

sığınan kişileri dağlar, bağrına basmış, korumuş, kollamış, beslemiş, birçoğu yaşadığı bölgede 

iyi veya kötü nam sahibi hatta kahraman olmuş, üzerlerine türküler, destanlar söylenmiştir. Bu 

tür insanlar büyük şehirlere gidip, şehrin yer altı dehlizlerinde köstebek gibi veya başkalarının 




“Dağ”ın Türkülere Mitik Bir Öge Olarak Yansıması         

 

 



 

       


TAED 

57* 1611


 

 

eline  bakarak  silik,  kimliksiz,  kişiliksiz  sünepe  bir  şekilde  yaşamak  yerine,  dağların 



koruyuculuğuna  sığınıp  ad  ve  nam  sahibi  olmuşlardır.  Bunların  en  meşhurlarında  biri, 

Köroğlu’dur. 

Necip  Fazıl,  Köroğlu  şiirinde,  “Azatlık  ufkunda  rastlanan  dağlar  /  Bu  dağlara  gönül 

verdi  Köroğlu”  mısralarıyla  dağların  Köroğlu  için  özgürlük  alanı  olduğunu,  dağlara  sığınan 

Köroğlu’nun  çilesinin  dağlar  tarafından  alındığını  ve  bunun  üzerine  Köroğlu’nun,  “Ak  saçlı 

anadan geçilse bile /Dağlardan geçilmez” dediğini belirtmektedir. 

Bayat’ın  da  belirttiği  gibi,  dağ,  dış  dünyanın  bütün  tehlikelerinden  kahramanları 

korumaktadır. Dağın ona sığınanları hiçbir zaman ele vermediğine inanç o kadar güçlü olmuştur 

ki  zamanla  bunlar  bazı tarihî  kayıtlara,  mesela  Çin  yıllıklarına  da  geçmiştir.  Bunun  en  büyük 

kanıtı  Ergenekon  mitidir  (Bayat,  2007,  s.  236).  Aşağıdaki  dörtlüklerde  da  dağların 

koruyuculuğuna sığınılmıştır. 

Dayadım sırtımı yamaçlarına 

Gönül sevdalandı dağ başlarına 

Beni götürsünler darağacına 

Derdimin dermanı olsana dağlar 

 

Derdime dermansın 



Gönlümde sevdamsın 

Katlime fermansın 

Sen beni saklarsın dağlar 

Halk  arasında  “dağ  gibi  adam”,  “arkasında  dağ  gibi…  var”,  “güvendiğim  dağlara  kar 

yağdı” gibi deyimler de dağların bu özelliğiyle ilgilidir. 

Türkülerde  dağlarla  ilgili  olarak  işlenen  unsurlardan  biri  de  dağların  besleyiciliğidir. 

Yani dağlar hem koruyan hem besleyen hem de barındıran varlıklardır.  

Yüce dağ başının da bir yanı yoldur (aman aman) (ah) 

Doldur sunam doldur da suyunu doldur 

Bülbül gül dalında feryat ederken 

Bir dilek dilerim yâr senin için 



Yüklə 16,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   158




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə