1618
* TAED
57
Cengiz GÖKŞEN – Rukiye GÖKŞEN
Sönmez, S. (2008). Dağ kültü inancının altay, tıva ve şor destanlarındaki yansımaları üzerine
bir araştırma. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Tanyu, H. (1973). Dinler tarihi araştırmaları. Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak.
Yayınları.
TDK, (2005). Türkçe sözlük. Ankara.
Vural, F. G. ve Vural, T. (2012). Niğde kültürünün sesi: Niğde türküleri. Turkish Studies
International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or
Turkic,
8(3), 645-657.
Yakıcı, A. (2007). Halk şiirinde türkü. Ankara: Akçağ Yayınları.
Yardımcı, M. (2002). Başlangıcından günümüze türk halk şiiri. Ankara: Ürün Yayınları.
www.türküler.com/sözler
25.05.2016
A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED]
57, ERZURUM
2016, 1619-1636
KAZAN TATAR MÂNİLERİNDE KADINLARIN TALİHSİZ KADERİ
Çulpan ZARİPOVA ÇETİN
Öz
Mâni söyleme geleneği, geniş bir coğrafyada hayat sürdüren Tatar
Türkleri için asırlarca yaşayan ve en yaygın olan geleneklerden biridir.
Mânilerde ümit, sevgi, dostluk, hoşgörü gibi konuların yanında özlem, kadere
boyun eğme gibi hayatın içinden alınan konular da işlenmiş olup onlara daha
çok kadınların hayatını anlatan mânilerde rastlarız. Hangi coğrafyada
yaşarlarsa yaşasınlar hayatlarını hep aynı uğraş -su kenarında çamaşır
tokaçlama, tandır başında yufka açma, ormanda odun toplama, tarlada ekin
biçme ve harmanlama, kışın uzun akşamlarında ip eğirme- ile geçiren bütün
Türk kadınları gibi Tatar kadınları da içlerine attıkları dertlerini ve hayat
karşısındaki ezilmişliklerini mânilerde dile getirmişlerdir.
Tatar kadınlarının zor kaderini anlatan mânileri konu bakımından
incelediğimizde içtimai ve şahsi sıkıntıları dile getiren mâniler olarak
ayırabiliriz. İçtimai nedenlerden en çok karşılaştığımız, kadınların toplum
içinde kısıtlanan özgürlükleridir. Bu sebep aslında doğrudan onların şahsi
sıkıntılarına da yol açmıştır.
Maddi sıkıntılardan dolayı genç kızlar, aileleri tarafından yaşça büyük
veya sevmedikleri birileriyle evlendirilmekteydiler. Bu durum, ana babaya ve
sılaya hasret ile de örülmekteydi. Fakat mutlu bir evlilik yaptıkları sırada bile
kızları güvey evinde yaşanan ve bazen trajik bir renk alan kaynanayla
anlaşamama, hor görülme sıkıntısı da beklemekteydi.
Ayrıca, kadınların en içten çığlıklarını dile getiren mânilerde yaşanan
yoğun duygularla birlikte Tatar Türklerinin kültürel değerleriyle ilgili kayda
değer birçok bilgi de verilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Kazan Tatarları, folklor, mâni, kadın, talihsizlik,
kader.
TRAGEDY OF WOMAN’S LIFE IN SHORT TATAR SONGS
Abstract
Short songs for the Kazan Tatars - is the most common tradition of living
here for many centuries. In short songs along with themes such as hope, love,
friendship, and a very common theme of fate and submission to it, which can
be stretit often in short songs telling about the female share.
No matter what
geographic region lived Tatar women, their life was the same and like all
Turkic women, they reflected their own personal experiences and suffering in
the short songs.
In the study of short songs, reflecting the difficult fate of Tatar women,
with a thematic point of view, they can be regarded as a song reflecting the
social motives, and songs that reflect the hardships of his personal life. the
most common social theme in kotorkih songs - a restriction of the freedom of
Bu çalışma, 19-22 Aralık 2012 tarihinde Denizli Pamukkale Üniversitesinde gerçekleştirilen V. Uluslararası Dünya
Dili Türkçe Sempozyumu’nda sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
Yrd. Doç. Dr.; Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri,
chulpancetin@gmail.com
.
1620
* TAED
57
Çulpan ZARİPOVA ÇETİN
women in public life. However, this was the reason and cause for their
personal tragedies.
Due to financial problems, parents are often married off the daughter of a
wealthy older man, whom she did not love. However, even with a loved one
to marry, the girl could be waiting in the house of the groom-in-law problem,
which often took on tragic overtones.
In addition to the short songs that reflect the hardships of the female
share, together with women duschevnym anguish can be found and
interesting facts related to the cultural values of the Tatar people.
Keywords: Tatars of Kazan, folklore, short song, woman, tragedy, fate.
Mâni söyleme geleneği, Orta İdil civarlarından Ural dağlarına ve uzak Sibirya’ya kadar
uzanan geniş bir coğrafyada hayat sürdüren Tatar Türkleri için asırlarca yaşayan ve en yaygın
olan geleneklerden biridir. Tatarlarda elli bine yakın halk türküsünün olduğunu düşünürsek,
onun kırk sekiz bini, kıska cırlar olarak adlandırılan mânilerdir. Onları Tatar halkı hem köy
sokaklarında hem şehirlerde hem çalışırken hem oturmaya gittikleri evlerde hem de meclislerde
söylemişlerdir (Nadirov, 1976, s. 7-8).
Kazan Tatar mânileri konu bakımından birkaç kolda incelenmektedir: hayat ve maişetle
ilgili düşünceleri, içtimai ve şahsi sıkıntıları, ümidi ve beklentileri içeren mâniler, yiğitlik ve
beceri gibi sıfatları dile getiren mâniler, gurbette bahtını arayan, sürgünde olan ve madenlerde
çalışanlar hakkında mâniler, asker ve esirlerin ortaya çıkardığı mâniler, sılaya hasret çekenlerin
duygularını dile getiren mâniler, kadınların kaderini anlatan mâniler, medresede eğitim
görenlerin yarattığı mâniler, dostluk, akrabalık ve meclis mânileri, insan ömrü üzerine mâniler,
aşk mânileri, şaka ve hiciv mânileri, mektup mânileri ve içtimai lirik mâniler (Nadirov, 1976, s.
15-27).
Mânilerde ümit, sevgi, dostluk, hoşgörü gibi konuların yanında özlem, kadere boyun
eğme ve hüzün gibi hayatın içinden alınan konular da işlenmiş olup, onlara daha çok kadınların
hayatını anlatan mânilerde rastlarız. Hangi coğrafyada yaşarlarsa yaşasınlar hayatlarını hep aynı
uğraş -su kenarında çamaşır tokaçlama, tandır başında yufka açma, ormanda odun toplama,
çeşmeden su getirme, tarlada ekin biçme ve harmanlama, kışın uzun akşamlarında ip eğirme,
çocuk bakma, gelin vazifelerini yerine getirme- ile geçiren bütün Türk kadınları gibi Tatar
kadınları da içlerine attıkları dertlerini ve hayat karşısındaki ezilmişliklerini mânilerde dile
getirmişlerdir. Bu tür mânilerin merkezinde yer alan kız bala (kız çocuğu), halkın gönlüne kök
salan en güzel karakterlerden birisidir. Bir taraftan o, saf ve pak gönüllü, insaflı ve çekingendir.