1638
* TAED
57
Gülçin TANRIBUYURDU
Giriş
Osmanlı edebiyatında bir şehrin güzelliklerini ve oradaki güzelleri anlatan eserlere
Farsça “şehir karıştıran” anlamında
şehr-engîz
adı verilmiştir. Agâh Sırrı Levend şehrengizleri,
“bir şehrin güzellerini tasvir maksadıyla kaleme alınmış eserler”
1
olarak tanımlarken M. Zeki
Pakalın “ortalığa velvele salacak ve dedikoduya sebep olacak şeyler hakkında yazılan şiirlere
verilen ad”
2
olarak değerlendirmektedir.
Şehrengizler genel itibarıyla yazıldığı şehrin güzellerini, doğal ve tarihî güzellikleriyle
sanat ve meslek dallarında ün yapmış kişileri ve onların sosyal durumlarını anlatan eserlerdir.
3
Klasik Türk edebiyatı bünyesinde vücuda getirilen türler arasında önemli bir yere sahip olan ve
çoğunlukla mahallî unsurların hâkim olduğu bu tür “çarşının şiire yansıması”
4
şeklinde de ifade
edilmiştir.
15. asır sonlarında tek örneği Mesîhî’nin
Edirne Şehrengizi
ile temsil edilen şehrengiz
türü, 16. asırda Zâtî, Hayretî, Lâmiî, Usûlî gibi usta şairlerin eserleriyle gelişimini sürdürmüştür.
Zâtî’nin Edirne, Hayretî’nin Belgrad ve Yenice, Lâmiî Çelebi’nin Bursa ve Usûlî’nin Yenice
övgüsünde kaleme aldıkları şehrengizler edebiyatımızda bu türün en başarılı örnekleri arasında
gösterilmektedir.
5
16. asırda şehrengîz türünde eser vermiş şairlerden biri de Sinoplu Beyânî’dir ve O’nun
Şehrengîz-i Sinob
adlı eseri bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir.
Beyânî (Sinoplu)
Kaynaklarda Sinoplu Beyânî hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Sadece dönemin
tarihçisi ve aynı zamanda tezkire yazarlarından olan Gelibolulu Âlî, Künhü’l-Ahbâr’ın tezkire
kısmında, tezkire sahibi Beyânî hakkında bilgi verdikten sonra Yanbolu ve Edirne’den gelen
Beyânî adlı şairleri sıralar ve ardından “hattâ bir Beyânî-i heccâv dahi Sultân Murâd Han-ı sâlis
devrinde Sinob nâm kasabadan vücûd bulmuş idi” diyerek Sinoplu Beyânî’den söz eder.
6
Sultan
III. Murad devri şairlerinden olarak kaydedilen Beyânî ile ilgili olarak Âlî’nin verdiği bilgiden
1
Agâh Sırrı Levend,
Türk Edebiyatında Şehr-Engizler ve Şehr-Engizlerde İstanbul
, İstanbul Enstitüsü Yayınları,
İstanbul 1958,
s.
13.
2
M. Zeki Pakalın,
Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü,
MEB Yayınları, Ankara 1983,
s.
327.
3
Bayram Ali Kaya, “Şehrengiz”,
DİA
, C 38, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2010,
s.
461.
4
Mustafa İsen
vd
.,
Eski Türk Edebiyatı El Kitabı
, Grafiker Yayınları, İstanbul 2003,
s.
258.
5
Şehrengîz türü ile ilgili olarak daha önce yapılmış çalışmaların çoğu bu türe ilişkin bir bibliyografya da
içerdiklerinden bu çalışmada bibliyografya verilmeyecektir. (Ayrıntılı bilgi için
bk.
Fatih Tığlı, “Klasik Türk
Edebiyatında Şehrengiz Çalışmaları Hakkında Bibliyografya Denemesi”,
Turkish Studies,
2/4, 2007,
s.
763-770.
6
Gelibolulu Mustafa Âlî,
Künhü'l-Ahbâr'ın Tezkire Kısmı
, haz. Mustafa İsen, AKMB Yayınları, Ankara 1994,
s.
201.
Beyânî’nin Sinop Şehrengizi
TAED
57* 1639
yola çıkan Sadeddin Nüzhet Ergun, şairin 982-1003 (M. 1574-1594) yılları arasında yaşamış
olabileceğini söyler.
7
Âlî’nin tezkiresinde Beyânî’ye ait herhangi bir eserin varlığından söz
edilmese de Agâh Sırrı Levend’in de işaret ettiği üzere burada söz konusu edilen
Sinop
Şehrengizi
ve şehrengiz metninin içerisinde bulunduğu mecmuada yer alan
Şâh u Dervîş
adlı
mesnevî bugün için şaire ait eserler olarak bilinmektedir.
8
Sinop Şehrengizi
1. Nüsha Tavsifi
Te’lîf ve istihsâh tarihi ile ilgili olarak herhangi bir kayıt bulunmayan ve İzmir Milli
Kütüphane 2020/2 numarada kayıtlı eser
9
, şairin
Şâh u Dervîş
adlı eserinin de içerisinde
bulunduğu bir mecmuada yer almaktadır. 210X145 mm ebatlarındaki nüshanın cildi
yıpranmıştır. Sayfalar aharsız ve tezhipsizdir. Nüshanın diğer bölümleri çift, şehrengiz metninin
bulunduğu 35a-37b varakları arası ise dört sütun olarak düzenlenmiştir. Eser, tâlik hatla
yazılmıştır ve muhtelif satırlıdır. Şehrengiz;
İlāhį Ķādir ü Ĥayy-i tüvānā
ǾAlįm ü ǾĀlim ü Dānā vü Bįnā [b.1]
beytiyle başlayıp,
Efendüm bilürem gerçi bilinmez ķullaruŋ çoķdur
BEYĀNĪdür velį Ǿuşşāķuŋ içre gün gibi meşhūr [ g./b.5]
beyti ile sonlanmaktadır.
2. Şekil ve Muhteva Özellikleri
Şehrengiz metni aruzun mefâǾîlün / mefâǾîlün / feǾûlün kalıbıyla ve mesnevi nazım
şekliyle yazılmış iki yüz yirmi yedi beyitten oluşmakta, sonda ise mefâǾîlün / mefâǾîlün /
mefâǾîlün / mefâǾîlün kalıbıyla yazılmış beş beyitlik bir gazel yer almaktadır.
Eserin otuz altı beyitten oluşan ve
Münâcât
başlığını taşıyan ilk bölümü genel itibarıyla
bir Tevhid özelliği taşımaktadır. Şair bu bölümde Allah’ın sıfatlarını anarak
Raĥįm ü Rāĥim ü Raĥmān sensin
Kerįm ü Ġāfir ü Ġufrān sensin [b.2]
7
Sadeddin Nüzhet Ergun,
Türk Şâirleri
, C 2, Suhulet Matbaası, İstanbul 1946,
s.
836.
8
Agâh Sırrı Levend,
age., s.
48.
9
http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=105786
(ET. 20.07.2014).