Aylaklığa Övgü



Yüklə 4,04 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/24
tarix19.08.2023
ölçüsü4,04 Mb.
#120714
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24
bertrand-russell-aylakliga-ovgu

* 1920’da yazılmıştır.


runda değilsiniz. İşte bunun bir sonucu olarak Rus genç­
liği zindedir, ateşli inançlarla doludur.
Hindistan’da en ağırbaşlı gençlerin inancı, İngiltere’ 
nin kötü olduğudur: Descartes’in varoluşu gibi *, bu ön­
cülden yola çıkıp sonuç olarak bütün bir felsefeyi mey­
dana getirmek mümkündür. İngiltere’nin Hıristiyan olu­
şu gerçeğinden hareket edilerek, duruma göre, Hinduiz­
min ya da Müslümanlığın biricik hak dini olduğu sonu­
cu çıkarılabilir. İngiltere’nin kapitalist bir ülke, bir en­
düstri ülkesi olduğu gerçeğinden hareket edilerek, man­
tığı yürütenin meşrebine göre, İngiliz kapitalizm ve en- 
düstrializmiyle savaşabilmek için biricik silah olarak yerli 
endüstriyi, yerli kapitalizmi geliştirmek üzere ya herke­
sin eline bir öreke alıp yün eğirmesi, ya da ağır gümrük 
vergileri konulması gerektiği sonucu çıkarılabilir. İngil­
tere’nin Hindistan’ı fiziksel güce başvurarak elinde tu t­
tuğu gerçeğinden hareket edilerek, beğenilecek biricik 
gücün ahlâk gücü olduğu çıkarılabilir. Hindistan’da milli­
yetçilik hareketlerinin kovuşturmaya uğraması, bu milli­
yetçilik hareketlerinin kahramanlık sayılmasına yetmek­
te, ama ziyan olmuş çabalar sayılmasına yetmemektedir. 
Anglo-İndianlar işte bu şekilde, Hindistan’ın akıllı genç­
lerini kinizm kırgınından korumaktadırlar.
Çin’de İngilizlere duyulan nefret de kendine düşen 
rolü oynamıştır, ama İngiltere bu ülkeyi hiçbir zaman fet­
hetmediği için, Hindistan’dakine oranla çok ufak bir rol 
olarak kalmıştır bu. Çin gençliği yurtseverliği gerçek bir 
Batıcılık hevesiyle, tıpkı bundan elli yıl önce Japonya’
* Russell burada Descartes’ın, «Düşünüyorum, o halde varım.» 
önermesini kastediyor. B. Russell Descartes’ın bu önermesi­
nin, dolayısıyla bu önermeye dayanarak çıkardığı birçok so­
nuçların da yanlış olduğunu iddia etmektedir. Bak. Aynı 
yazarın, «Portraits from Memory» adlı eserinde, «Mind and 
Matter» başlıklı deneme, s. 137-139. (Ç. Notu)


da görüldüğü biçimde birleştirmiştir. Çin gençliği Çin 
halkının aydınlanmasını, özgür ve gönençli olmasını ister; 
bu sonuca ulaşılması için de önlerinde tam onlara göre 
iş vardır. Çin gençliğinin ülküleri, Çin’de henüz eskime­
ye başlamadığı anlaşılan on dokuzuncu yüzyıldan kal­
madır. Çin’de kinizm, İmparatorluk rejimi memurları 
arasmda vardı ve 1911 yılından beri ülkenin akimı başın­
dan alan birbirine düşman militaristler arasında da sür­
dü, ama artık modem entellektüellerin düşüncelerinde ki­
nizmin yeri yoktur.
Japonya’da genç entellektüellerin düşünceleri ile, Av­
rupa Kıtasında 1815-1848 yıllarında geçerli olan düşünce 
arasmda oldukça benzerlik vardır. Liberalizmin parolala­
rı hâlâ güçlüdür; parlamenter hükümet, konu, düşünce 
ve söz özgürlüğü. Geleneksel derebeyliğe ve baskıya kar­
şı yürütülen mücadele, gençleri uğraştırmaya ve hep is­
tim üstünde tutmaya yetmektedir.
Batının ukalâ gençliğine bütün bu gayret, bu ateş bir 
parça kaba gelmektedir. Batı gençliği, her şeyi yansız 
olarak incelemiş, her şeyin aslını esasım iyice anlamış 
ve «gezgin ayın altında dikkate değer hiçbir şey kalmadı­
ğını» görmüş olduğuna kesinlikle inanmıştır. Bunun ne­
denlerinin birçoğunu eskilerin öğretilerinde aramak ge­
rektir. Bu nedenlerin sorunun köküne indiğini sanmıyo­
rum, zira başka koşullarda gençler eskilerin öğretilerine 
tepki göstermekte ve kendilerine özgü bir İncil ortaya 
koymaktadırlar. Eğer zamanımızın Batılı genci sadece ki­
nizmle tepki gösteriyorsa, bunun özel bir nedeni olsa ge­
rektir. Gençler sadece kendilerine söylenene inanama- 
makla kalmıyorlar, aynı zamanda başka bir şeye de ina­
namıyorlar. Bu, üzerinde durulması gereken garip bir du­
rumdur. Önce, eski ülküleri teker teker ele alalım ve ne­
den bu ülkülerin zamanımız gençlerine, eskiden olduğu 
gibi bağlılık ilham etmediğini araştıralım. Bu gibi ülkü­


ler arasında şunlan sayabiliriz: din, yurt, ilerleme, güzel­
lik, gerçek. Gençlerin gözünde bunları kusuru nedir?
DİN — Burada sorun kısmen entellektüel, kısmen de 
toplumsaldır. Entellektüel nedenler dolayısıyla bugün pek 
az yetişkin insanın dinsel inanışında, meselâ St. Thomas 
Aquinas için mümkün olan ifrat derecesini görebiliriz. 
Modern insanların çoğunun tannsı biraz müphemdir ve 
bozularak ya Hayat Gücü, ya da «...doğruluğun yardımcısı 
olan kudret,» halini almak eğilimindedir. Hattâ m ü’min- 
ler bile, dinin, inandıklarını ikrar ettikleri öbür dünya­
daki etkilerinden çok, bu dünyadaki etkileriyle ilgilen­
mektedirler; onlar, bu dünyanın Tanrının izzeti için ya­
ratıldığından da pek o kadar emin değildirler, hatta Tan­
rının bu dünyanın ıslahı için yararlı bir varsayım oldu­
ğu hususundaki inançları daha güçlüdür. Onlar, Tanrıyı 
bu dünyevî hayatın ihtiyaçlarının giderilmesine memur 
ederek, imanlarının gerçekliğine gölge düşürmektedirler. 
Onlar Tanrıya tıpkı Sebt * gibi, adeta insanlar için yara­
tılmış diye düşünmektedirler. Kiliseleri modern ülkücü­
lüğün esası olarak kabul etmemek için, toplumsal neden­
ler de vardır. Kiliseler, topladıkları bağışlarla, ister iste­
mez mülkiyetin savunucuları haline gelmişlerdir. Kilise­
ler ayrıca, gençlerin gözüne tamamiyle zararsız görünen 
birçok zevkleri yasaklayan ve şüphecilerin gözüne gerek­
siz derecede zalimce görünen birçok işkenceleri ceza Ola­
rak veren, ezici törel kurallarla da ilişkilidirler. Mesih’in 
öğretilerini yürekten kabul eden ciddi gençler tanıdım; 
onlar kendilerini resmî Hıristiyanlıkla uyuşmazlık halin­
de ve sanki militan tanrısızlarmışçasına, dinsel kovuştur­
maların, dinsel cezaların kurbanı birer kovulmuş olarak 
bulmuşlardır.
* Sebt 

Yüklə 4,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə