AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
138
bir anlamda Ömer Hayyam`la aynı kaderi paylaşacağını belki de bilmiyordu.
Yaşamı süresince canı kadar sevdiği vatanının, hem Azerbaycan, hem Türkiye`nin
fikri,
siyasi ve kültürel anlamda uyanması, gelişmesi ve ittihadı için çalışan Ali Bey
Hüseynzade`ye her iki toplum da hakkettiği değeri verememiş, “Büyük vatanı”
Turan`da yeterince tanıtılmamıştır. Vatanını “Hubb`ul vatan min`el iman” (vatanı
sevmek imandandır) anlayışıyla seven Ali Bey, Refik Zeka Handan`ın söylediği-
gibi Türk dünyasının “unutulmuş dahisi”dir.
“Heyhat unutmuşsa da dövran seni üstad
Bir gün basacak bağrına Turan seni üstad. ”
Faaliyetinin başlıca gayesi Azerbaycan ve aynı zamanda dünya türklüğünün
milli uyanışını sağlamak olan Ali Bey Hüseynzade gerçek edebiyatın toplumsal ol-
ması gerektiğini söylerken, edebiyatın sadece sanata hizmet etmemesi gerktiğini
düşünür, edebiyatı toplumun bilinçlenmesinde önemli araç olarak görüyordu. Ede-
bi
yatın halktan kopuk olamayacağını, halka inmedikçe yükselemeyeceğini soylu-
yordu. (Ali Bey Hüseynzade, 2007, s. 299)
O,
aynı zamanda Azerbaycan edebiyatının hep şark edebiyatına yönelmesini
do
ğru bulmaz. Bu sebepten de Batı edebiyatını tercümeler yoluyla teblığe çalışır.
Ali Bey Hüseynzade`nin edebiyatla ilgili düşüncelerini kaleme aldığı bir
başka makalesi “Zemanemizin Ömer Hayyamı”dır. Edebiyatta hiciv konusunu işle-
diği bu yazıda Ali Bey Hüseynzade hicvin şahısların değil, toplumun kusur ve
eksiklerini hedef alması gerektiğini söyler, “aksi takdirde bunun hiciv değil,
“pamf
let” olacağını, “pamflet”in ise hiçbir edebi değeri olmadığın”ı belirtir. O,
dünya edebiyatından Horatsi, Yuvenal, Ebullula Muerri, Volter, Ömer Hayyam,
Türk ve Azerbaycan edebiyatından ise Nefi ve Molla Penah Vagif gibi klasiklerin
hicivlerini emsal gösterir.
1903 yılında takipler sonucu Azerbaycan`a dönen Ali Bey Hüseynzade,
1910 yılında siyasi faaliyeti sebebiyle basın –yayın hayatına izin verilmeyince, sıkı
takipler sonucu yeniden Türkiye`ye dönmek zorunda kalır Ancaq Azerbaycanda
bulunduğu bu kısa sürede Füyuzat`la Azerbaycan edebiyatında yeni bir sayfa
açmayı başarmış, yeni bir akımı –romantizmi başlatmaya muvaffak olmuşdu.
Ali Bey Hüseynzade`nin edebi faaliyetinde edebi makaleleri ve tercümele-
rinden sonra şiirleri de önemli yer tutar. Kendisi için “ben ne edip, ne de şairim”
diyen mütevazi Ali Bey`in şiirlerinde “sanat için sanat” gayesi güdülmemiştir.
Faaliyetinin
başlıca amacı Azərbaycan ve Anadolu Türklüğünün, bütünlükte ise
tüm Türk Dünyasının uyanması, milli kimliğine, diline, dinine ve “Türk İttihadına”
sahip çıkması, milletinin terakkisi olan Ali Bey Hüseynzade`nin şiirlerine de as-
lında konusundan asılı olmayarak bu fikir hakimdi. Ayrıca yumuşak, halim selim,
mütevazi, oldukça,
hasas ve nüktedan mizacına uyğun olan doğaya, insanlığa karşı
hassaslık ve bu canlı varlıklara zarar veren savaşlar, istibdat dolu yıllara etiraz
onun şiirlerinin ana temini oluşturmaktadır. Dil ve üslup bakımından genellikle Ali
Bey Hüseynzade`nin edebi faaliyetini iki devreye ayırsalar da aslında onun ilk
yazmaya başladığı dönemlerden itibaren sade ve duru Türkçesi dikkat çekmektedir.
Recaizade Ekrem, Muallim Naci, Abdülhak Hamid, Ha
lid Ziya Uşaklıgil
hayranı olan Ali Bey`in dil ve üslup bakımından Servet-i Funun Edebiyatının bu
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
139
güçlü temsilcilerinden etkilenmemesi imkansızsa da, Ali Bey Hüseynzade`inin na-
zım eserlerinde başından beri sadeeleşme taraftarı olduğunu söylemek gerekir.
Aslında Ali Bey Hüseynzade`nin bilinen ilk şiiri Türkçülük düşüncesini çev-
resinde yaydığı tıbbiye yıllarına rastlar. Turancılık düşüncesinin üklüsü olan bu şiir
nitekim “Turan” adlanır. Yazıldığı dönemde yayınlanmayan bu şiir daha sonraları
Ali Bey`in ha
fızasında kalan kısımlarıyla dava arkadaşı Yusuf Akçura tarafından
tespit edilmiştir. (1998, s. 93)
Sizlersiniz ey kavm-i Macar bizlere ihvan
Ecdadımızın
müştereken menşei Turan
Bir dindeyiz biz, hepimiz hakperestan;
Mümkün mü ayırsın bizi İncil ile Kur`an?
Cengizleri titretti şu afakı seraser
Timurları hükmetti şehinşahlara yekser,
Fatihlerine geçti bütün kişver-ı kayser
Ali Bey Hüseynzade`nin en çok bilinen şiiri “Yurt Kaygusu” veya nam-i
diğer “Hal-i Vatan”dır.
“Ucundadır dilimin”
Hakikatin büyüğü (azami);
Ne koydular diyeyim,
Ne ksstiler dilimi!. .
Bilirmisin cahiller
Ne ettiler vatana?!. .
Ne koydular uyusun,
Ne koydular uyuya!. .
Böyle durmak uyuşuk
Revamı bir diriye?!. .
Ne gitmede ileri,
Ne dönmede geriye!. .
Düşman kırar kapuyu
Biz içerde kaygusuz;
Ne evleri ayrır,
Ne bir evli oluruz!. .
Ayıltmadı kalemim
Şu
Türk ile Acemi;
Ne koydular yazayım,
Ne kırdılar kalemi!...
Şiirin ufak tefek farklarla çeşitli gazetelerde (Mısırda çıkan “Türk”, Tercü-
man-
ı Hakikat” ve “Türk Yurdu”) yayınlandığını Ali Bey Hüseynzade`nin şiirin el
yazmasının altına düştüğü nottan anlıyoruz.