ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRKİYESİ SANAT ORTAMINDA "KADIN SANATÇI"
KAVRAMI VE MİHRİ MÜŞFİK’İN KONUMU
Yrd. Doç. Dr. Gökçen Şahmaran CAN
Yrd. Doç. Dr. Tahir ÇELİKBAĞ
Özet: "Kadın sanatçı" kavramı bildiride irdelendiği gibi, cinsiyet ayırımcılığının uygulandığı ataerkil
toplumlarda kadının sanatçı olabilme ve sanatçı olarak kabul görme koşullarının sosyal, ekonomik ve
kültürel/ideolojik temellere dayandığını kabul eder. Modernleşme projesi içinde kadınlara verilen rol ve
yüklenen anlamlar, batılılaşmaya rağmen kültürel kimliğin korunması için stratejik bir araçtır. Batılılaşma
süreci ile birlikte öngörülmemiş bir şekilde kültürel dönüşüme uğrayan Osmanlı'nın son dönemi ve
cumhuriyet, uluslaşma sürecinde yeni milli değerler ve gelenekler yaratmaya, bunları yüceltme ve dayatma
politikalarıyla kendi kültürünü tanımlamaya girişmiştir. Bu bağlamda, Mihri Müşfik'in "kadın sanatçı"
kimliği, tarihsel dönemin bileşenleriyle yapılanan kendi dünya görüşü ve düşünce yapısının belirlediği
"kadın" kimliğini somut yaşam biçimine dönüştürmesiyle hayat bulan bir kimliktir. Henüz "kadın sanatçı" ve
"kadın sanatı" meselelerinin gündeme gelmediği dönemde onunun "kadın sanatçı" kimliği, Cumhuriyet
döneminde "kadın meselesi" olarak içselleştirdiği ütopyayı temsil etmesiyle anlam kazanır. Mihri Müşfik'in
sanatçılığı, bir var oluş idealini gerçekleştirmek üzerine kurulmuşçasına, sanatçının yaşamının bir dönemine
onun biricik tutkusu olarak hakim olmuştur. Cumhuriyet'in ilanı ve Kemalist devrimlerle uygar, batılı ve laik
bir "Yeni Türkiye" idealinin temellerinin atıldığı bir dönemde, "Cumhuriyet kadını" ideolojisine gönülden
"kadın benliğini" adamış olan Müşfik'in toplumsal konumu, aynı zamanda, dönem ideolojisinin kadın
meselesine yaklaşımının somut bir örneğidir. Ayrıca, kadının sınıfsal konumu, Osmanlı Aydınlanması gibi
daha geniş perspektiflerden bakabilmeyi de mümkün kılıyor. Mihri Müşfik'in olgunluk çağına geldiğinde
Cumhuriyet'in ilk kadın ressamı olarak sanat tarihi yazımında yer alması bu çözümlemenin varış noktasını
oluşturuyor.
Anahtar Kelimeler: Sanat Sosyolojisi, Sanat Tarihi, Feminizm, Toplumsal Cinsiyet, Kadın Kimliği, Kadın
Sanatçı
Early Republican Period Art Environment "Female Artist" Concept and The Turkey of Mihri
Müşfik's Location
Abstract:
"Women artists" as the concept discussed in the article, gender discrimination of women in a
patriarchal society where artists can be applied and social conditions of acceptance as an artist, economic and
cultural / ideological agrees that based on the fundamental. role given to women in the modernization project
and loaded meanings, despite its discontents is a strategic tool for the preservation of cultural
identity.Westernization process with unforeseen somehow culturally last period of the Ottoman subjected to
conversion and the republic, to create a new national values and traditions in the nation-building process has
attempted to identify their own culture with them glorify and impose policy.In this context, Mihran Müşfik
the "woman artist" ID, which is structured with the historical period of the components that determine their
own worldview and mindset of "woman" identity is an identity that come to life with the conversion to
concrete life. Yet "woman artist" and "women's art" at the time when its agenda the issue of the "woman
artist" identity, the Republican era "women's issue" meaningful representation of the utopia as internalize.
Mihran Müşfik the artistry of kurulmuşça to realize the ideal of an existence on a period of the artist's life has
been dominated in his only passion. The proclamation of the Republic and civilized by the Kemalist
revolution, a western and secular "New Turkey" the foundations of the ideal in the period that the
"Republican woman" ideology wholeheartedly "female ego" dedicated to the Compassionate social position,
but also the concrete of the term ideology of the approach to women's issues It is an example. In addition, the
class status of women, it also makes it possible to be able to look at the broader perspective, such as the
Ottoman Enlightenment. Mihran when it comes to the maturity period Compassionate take place in the
Republic's first female writing the history of art as a painter creates the destination of this analysis.
Keywords: Sociology of Art, Art History, Feminism, Gender, Identity of Women, Women Artists
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, gokcensahmaran@hotmail.com
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, tahircelikbag73@hotmail.com
98
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Giriş
Feminizmin evrildiği uzun tarihsel süreç sonucu topluma kazandırdığı bilinç, kadın duyarlılığını
geri dönülmez bir biçimde uyandırmış ve tüm dünya ülkelerine yayılmasına neden olmuştur.
19. yüzyılda batı Aydınlanması'nın ve Fransız Devrimi'nin etkisi, hızlı bir değişim süreci
yaşamakta olan Osmanlı'da Genç Osmanlılar, Genç Türkler gibi hareketlerde kendisini göstermeye
başladığında, kadınların da cinsiyet ayrımcılığının farkına varıp bunu dile getirdiklerini gözlemliyoruz.
Batılılaşma süreci ile birlikte öngörülmemiş bir şekilde kültürel dönüşüme uğrayan Osmanlı'nın
son dönemi ve Cumhuriyet, uluslaşma sürecinde yeni milli değerler ve gelenekler yaratmaya, bunları
yüceltme ve dayatma politikalarıyla kendi kültürünü tanımlamaya girişmiştir. Kadınlar, bu dönüşüm
süreci içerisinde toplumdaki konumları resmi/eril söylem tarafından yeniden tanımlanan bireyler olarak,
kendi cinsleri adına ataerkil sisteme karşı söz alma girişimleri ile milliyetçi söylem içerisinde yer alma
arasında sürekli bir gelgit yaşadılar. Osmanlı/Türk kadını tüm zorluklara rağmen II. Meşrutiyet'ten
itibaren, batıya nazaran daha ılımlı da olsa, muhalif tavrını koymayı ve günümüze dek ulaşan bir birikim,
bir gelenek olarak kadın hareketini oluşturmayı ve yaşatmayı başardı.
"Osmanlı toplumunda kadın sorunu, dinsel hükümlerin ağır bastığı, hatta bazen fanatizmin hüküm
sürdüğü kentsel çevrelerde bir baskı hedefi olarak ele alına gelmişti. Oysa Anadolu geleneklerinde
kadının toplumsal güç ve yerinin büyük ve etkin olduğu bir geçmişe sahip olduğu bilinir. Bu gelenekler
bazı kırsal yöreler, bazı tarikat çevreleri ve giderek çağdaş uygarlaşmaya adım atılan üst toplum
tabakalarında süregelmiş ya da canlandırılmıştı.
Osmanlı kent toplumunda kadın sanatsal yeteneklerini süslemeci el işçiliği alanında
yoğunlaştırmış, 19. yüzyıl içinde kızlarının birer Batılı hanımefendi gibi yetişmesini isteyen yüksek
tabaka, bu amaçla levanten, azınlık ya da ecnebi çevrelerle ilişki kurmuş, kızları için özel eğiticiler tutan
zengin aileler, kızlarının Avrupa'ya gidebilmesini bile sağlamışlardı."(Tansuğ: 1996, s.135-136)19.
yüzyılda kız okullarının erkek okulları kadar geniş olanaklara sahip olduğu söylenemez. Bu nedenle
kızlara verilen eğitimin sınırlı olduğu düşünülebilir. Bu sınır, Amerikan koleji ya da herbiri Katolik
kilisesinin organizasyonuna bağlı olan Fransız kız okulları gibi kurumlarla aşılmıştı. Diğer yandan
okumuş, eğitim almak isteyen Türk kızlarının yeni uyanan milli akımlar çevresi içine girdikleri, toplumsal
yaşamda kendilerine yer edinmek istemeleri dikkati çeker. Müzikte ve özellikle resim alanında yer almak
isteyen ve bu yönde ailelerince de teşvik edilen Türk kızları, kendilerinin de sanat eğitimi almaları
gerektiği konusunda bilinçlenmişlerdi.
Bu bağlamda, modernleşme sürecinde Türkiye'de Cumhuriyet'le birlikte inşa edilen kadın
kimliğiyle kadın sanatçı kimliğinin bir tutulduğunu gözlemliyoruz. Türk resim tarihinin ancak 20.
yüzyılın başında müslüman Türk kadınlarının bazı etkinliklerinden söz edebileceğimiz başlangıçları
vardır. Oysa 19. yüzyılın sonlarında İstanbul salonları sergilerinde, azınlık yabancı kadınların yapıtları
sergilenmiş ve övgü almıştır. Örneğin, bir Türk kızı olarak genç yaşta ölen ilk kadın resim öğretmeni
Müfide Kadri Hanım'ın eserleri, babası tarafından sergilendiğinde ancak farkedilmiştir (Tansuğ: 1996, s.
136-137).
Kızların henüz Sanayii Nefise Mektebi'ne kabul edilmedikleri bir dönemde, ilgili resmi makamlara
başvurarak yoğun girişimlerde bulunan ve 1914'de bu isteklerini karşılamak üzere kurulan İnas (Kız)
Sanayii Nefise Mektebi'nin müdüreliğine atanan Mihri Müşfik (ya da Mihri Besim) Hanım, 20.yüzyıl
Türk resim tarihinin, önemli isimlerinden biridir.
1. Mihri Müşfik'in Yaşam Öyküsü ve Sanatının Mevcut Sanat Ortamına Dahil Olması
Mihri Müşfik Hanım, Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını ilk başlatan kadın ressamdır. Özellikle
tanınmış kişilerin portrelerini yapmasıyla tanınmıştır. Portresini yaptığı kişiler arasında Mustafa Kemal
Atatürk (Resim 1.) ve Papa XV. Benedict de vardır. Kız öğrencilerin devam ettiği, Güzel Sanatlar
Akademisi olan İnas Sanayii Nefise Mektebi'nin ilk kadın yöneticisi olup; pek çok kadın ressamın
yetişmesine emeği geçmiştir.
Elde bulunan pek az resminden Mihri Müşfik hanımın sağlam bir deseni
olduğu ve portre ustalığına yöneldiği anlaşılmıştır.
Resme olan tutkusu nedeniyle aristokrat yaşamını terk
edip, bohem ve yoksul bir yaşam sürmüştür. Ressam Hale Asaf'ın teyzesidir. 1886 yılında
İstanbul'da, Kadıköy'ün Bahariye semtindeki Dr. Rasimpaşa Konağı'nda dünyaya gelmiştir. Babası,
Askeri Tıbbiye'de ders veren ve "Tıbbiye Nazırı" veya "Tıbbiye Reisi" olarak da bilinen Dr. Çerkez
Ahmet Rasim Paşa'dır. Avrupaî bir eğitim görmüş, edebiyat, müzik ve resimle ilgilenmiştir. Fakat resme
olan ilgisi diğerlerine göre hep daha ağır basmıştır. Yaptığı bir resmi Sultan II. Abdülhamit'e takdim
edince (İleri: 2010) saray ressamı Zonaro'nun öğrencisi olmuş; kendisinden Beşiktaş'taki atölyesinde