Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/73
tarix14.07.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#55525
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   73

Kur’an’da müşkil bir mesele: Cehennem azabının ebediliği 
 
53 
bilmektedir ki onlar oraya gireceklerdir.
23
 Buna benzer daha başka Kur’ânî 
kullanımlar da vardır: “Biz dilersek sana vahyettiğimizi gideririz” (İsrâ 
17/86); “O dilerse (ey Peygamber!) senin kalbini mühürler” (Şûrâ 42/24).
24
 
Hz.  Şuayb’in “Bizim ona (sizin dininize) dönmemiz olacak şey değildir, 
Allah dilerse başka” (A’râf 89) sözü de bir başka önemli örnektir. 
Bu açıklamalardan da anlaşılmaktadır ki, bu görüş, âyetlerin hem kendi 
iç örgüleri ve birbirleriyle bağlantıları hem de Kur’an bütünlüğü açısından 
oldukça makul bir yaklaşımdır. Üstelik o, Kur’an’daki ve Arap dilindeki 
kullanıma da uygun düşmektedir. Onun dışında kalan görüşlerin çoğu ise 
tenkit edilebilir niteliktedir.
25
  
b) Nebe’ 78/23 âyeti 
ﱠﻥِﺇ
 
ﻢﻨﻬﺟ
 
ﺖﻧﺎﹶﻛ
 
ﺍﺩﺎﺻﺮِﻣ
 
ﲔِﻏﺎﱠﻄﻠِﻟ
 
ﺎﺑَﺂﻣ
 
ِﺑﺎﹶﻟ
ﲔِﺜ
 
ﺎﻬﻴِﻓ
 
ﺎﺑﺎﹶﻘﺣﹶﺃ
 
                                                 
23
 Mâtürîdî, Te’vîlât, II, 554. 
24
 bk. Ahmet Çelik, Cennet ve Cehennemin Sonsuzluğu, s. 33. 
25
 Yukarıda zikredilenden sonra en fazla savunulan görüş söz konusu istisnaların, 
günahları sebebiyle cehennemlik olmuş müminleri istisna ittiği yönündeki 
görüştür. Buna göre “Rabbinin dilediği başka” sözü, “orada ebedidirler” 
sözündeki “onlar” zamirini kayıtlamaktadır, istisnadaki “mâ” edatı da “men” 
manasındadır. Seleften İbn Abbas, Hasan el-Basrî, Hâlid b. Mihrân, Dahhâk b. 
Müzâhim gibilerin benimsediği bu görüşe göre cehennemlik olan Müslümanlar 
“Berânî” adlı bir vadide azap görecekler, sürelerinin dolmasıyla veya şefaatle 
oradan kurtulacaklardır (İbn Ebû Hâtim, Tefsir, VI, 2087- 2088; Süyûtî, ed-
Dürrü’l-mensûr, IV, 476). Cehennemlik olmuş ehl-i tevhidin cezalarını çektikten 
sonra cennete gireceklerine dair sahih hadisler bulunmaktadır. Bu görüşe göre 
Hûd âyetlerinin manası  şöyle olmaktadır: “(Bedbahtlar) gökler ve yer durdukça 
orada ebedi kalacaklardır, Rabbinin dilediği kimseler (yani günahları yüzünden 
cehennemlik olmuş ehl-i tevhid) hariç (onlar ebedî kalmayacaklardır). Rabbin 
dilediğini yapandır. Mutlu olanlara gelince onlar da cennettedirler, gökler ve yer 
durdukça orada ebedi kalacaklardır, ancak Rabbinin dilediği kimseler 
(cehennemde bir süre azap görecek müminler) hariç (onlar daha sonra cennete 
gireceklerdir). Bu kesintisiz bir lütuftur” (Bu görüş hakkında bk. Taberî, 
Câmi‘u’beyân (Şâkir), XV, 485-489; Mâtürîdî, Tevîlât, II, 555; Fahreddîn er-Razî, 
XVIII, 66). Dünyada mümin olsun kâfir olsun tövbe etmeden ölmüş ehl-i kebâirin 
cehennemde ebedî kalacağını savunan Mutezile, bu görüşü  şiddetle reddeder. 
Onlara göre cehenneme girdikten sonra artık çıkış söz konusu olmayacaktır. İlgili 
âyetlerdeki istisnâlar hakkında ortaya konan diğer görüşler hakkında özellikle şu 
kaynaklara bakılabilir: Fahreddîn er-Râzî, XIII, 192; XVIII, 65-67; İbn Kayyim 
el-Cevziyye,  Hâdi’l-ervâh, s. 335-337; Muhammed b. Ali eş-Şevkânî,  Fethu’l-
kadîr, Beyrut 1983/1403, II, 167; II, 535. 


Mustafa Altundağ 
 
54 
 “21. Cehennem gözetleme yeri olmuştur. 22. Azgınların varacağı yerdir. 
23. Orada çağlar boyu kalacaklardır” (Nebe’ 78/21-23). 
Azâbı kâfirler için ebedî görmeyenlerin öne sürdükleri gerekçelerden biri 
de, Nebe’ sûresinde cehennemliklerin orada “ahkâb” boyu kalacaklarının 
belirtilmiş olmasıdır. “Ahkâb” sözcüğünün tekili olan “hukub” hakkında farklı 
şeyler söylenmiş olmakla birlikte, âlimlerin çoğu onun âhiret yılıyla “seksen 
sene” demek olduğunu söylerler.
26
 Âyette çoğul hâliyle getirilmekle kâfirlerin 
uzun süre cehennemde kalacakları açıklanmış olsa da, neticede gün gelip 
oradan çıkacakları anlaşılır. Çünkü kelime, sınırlı bir zaman süresini belirtir. 
Şu halde, bu âyet cehennem azâbının sonlu olduğunun bir delilidir.
27
 
Onların bu iddialarına karşın, azâbı kâfirler için ebedî görenler âyeti 
farklı anlamışlardır. Hasan el-Basrî’den (ö. 110/728) gelen bilgiye göre 
“devirler/çağlar” diye çevirisi yapılan “ahkâb” kelimesi, sonluluk değil tam 
tersi cehennemde ebediliği ifade eder; ebediliğin dışında belirttiği bir sayı 
yoktur.
28
 Katâde (ö. 118/736) de: “Ahkab, kesintiye uğramayacak çağlar 
demektir; her ne zaman bir çağ geçse ondan sonra bir başka çağ gelir
böylece devam eder gider” demekle Hasan el-Basrî’yi teyit eder.
29
  
İmâm Mâtürîdî’nin de belirttiği gibi ahkâb sözcüğü âyette mutlak olarak 
zikredilmiştir. Kâfirlerin belli bir süre kalacakları belirtilmek istenseydi, o 
zaman, ahkâb’ın yanında o süre de zikredilirdi; on devir, otuz devir, bin 
devir gibi. Nitekim Kur’an’da belli bir sürenin kastedildiği yerlerde bu 
şekilde bir kullanım vardır: “bin yıl süren bir gün” (es-Secde 32/5); “elli 
bin yıl süren bir gün” (el-Meâric 70/4) gibi. Görüldüğü gibi, âyetlerde 
mübhem olarak geçen “bir gün”, bin veya elli bin yıl ile açıklanarak gün’le, 
sınırlı bir zaman diliminin kastedildiği tasrih edilmiştir. Hâlbuki Nebe’ 
                                                 
26
 Hâkim’in İn Mes’ûd’dan rivayetine göre bir hukub 80 senedir. Zehebî de rivayetin 
sahih olduğunu belirtir. (Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrak ‘ales-Sahîhayn (nşr. 
Hamdi Demirdaş Muhammed), Mekke 2000/1420, VI, 1457). Ebû Hüreyre ve 
Said b. Cübeyr gibi âlimlerden de benzer rivayetler nakledilmiştir (Süyûtî, ed-
Dürrü’l-mensûr, VIII, 395). 
27
 Maulana Muhammad AliThe Holy Qur’an (Ohio, USA, 2002, s. I/50-51 (Giriş), 
1171; Muhammed Esed, Kur’an Mesajı (trc. Cahit Koytak-Ahmet Ertürk), 
İstanbul 2002, s. 1226. 
28
 Mâtürîdî, Te’vîlât, V, 368; İbn Atıyye, V, 426. 
29
 Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, VIII, 394. 


Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə