Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   42

81
Dalga boyu Mikrodalgalar, radyo dalgaları, kızılötesi ışınlar, X-ışınları ve farklı renkteki ışıklar 
yalnızca dalga boylarındaki farklılıkla birbirlerinden ayrılırlar.
günlük yaşamda hakkında düşünmenizi gerektiren bir durum de­
ğildir. Hız sının işareti saatte 60 mili gösteriyorsa, hızınız yola göre 
ölçülmüş  demektir,  Samanyolu’nun  merkezindeki  bir  kara  deliğe 
göre  değil.  Fakat  günlük  yaşam  içerisinde  bile  referans  çerçeve­
lerini  hesaba  katmamız  gereken  durumlar  olur.  Örneğin,  havada­
ki bir jetin içinde bir fincan çay taşıyorsanız, hızınızın saatte 2 mil 
olduğunu  söyleyebilirsiniz.  Ancak  yerde  duran  biri  hızınızın  saat­
te  572  mil  olduğunu  söyleyecektir.  Bu  gözlemlerden  birinin  haki­
kate daha yakın olduğunu düşünseniz bile, Dünya Güneş’in etra­
fında  döndüğü  için,  bir  gökcisminden  sizi  izleyen  biri  her  iki  göz­
leme de karşı çıkacak ve sizin saniyede 18 mil hızla hareket ettiği­
nizi  söyleyecek,  üstelik  klimalı  uçağınızı  kıskanacaktır.  Bu  anlaş­
mazlıkların  ışığında,  Maxwell,  denklemlerinden  çıkıveren  “ışık  hı­
zını” keşfettiğini öne sürdüğünde doğal olarak sorulacak soru şuy­
du: Denklemlerdeki ışık hızı neye göre ölçülmüştü?
Maxwell’in  denklemlerindeki  hız  parametresinin  Dünya’ya  gö­
re  ölçülmüş  bir  hız  olduğunu  düşünmemiz  için  bir  neden  yok. 
Her  şeyden  önce  onun  denklemleri  bütün  evrene  uygulanabiliyor. 
Üzerinde  bir  süre  durulan  bir  başka  yanıt  ise  ışığın  hızını  tanım­
layan  denklemlerin,  bütün  uzayı  kapladığı  düşünülen  ışık  saçan 
eter,  kısaca  eter  denilen  ortama  göre  hesaplanmasıydı;  Aristote­
les,  yerkürenin  dışındaki  bütün  evreni  doldurduğuna  inandığı  bu


82
maddeye  eter adını  vermişti. Bu varsayımsal eter, tıpkı ses dalga­
larının  hava  aracılığıyla  yayılması  gibi,  elektromanyetik  dalgala­
rın  yayılmasına  aracılık  eden  ortam  olarak  düşünüldü.  Eter  ger­
çek  olsaydı,  hareketsizlik  için  (yani,  etere  göre  hareketsiz  olan 
her  şey  için)  kesin  bir  ölçü  olurdu  ve  böylece  hareketi  de  kesin 
olarak  tanımlamamızı  sağlardı.  Eter,  bütün  evrende  herhangi  bir 
nesnenin  hızını  ölçmek  için  tercih  edilen  bir  referans  çerçevesi 
olurdu. Böylece eter kuramsal düzeyde var sayıldı ve bazı bilimci­
ler  onu  incelemenin,  en  azından  varlığını  doğrulamanın  bir  yolu­
nu bulmak için çalışmaya başladılar; onlardan biri de Maxwell’di.
Havanın  içinden  bir  ses  dalgasına  doğru  koşarsanız,  dalga  si­
ze  daha  hızlı  yaklaşır,  uzağa  koşarsanız  ses  dalgası  size  daha  ya­
vaş  ulaşır.  Aynı  şekilde  eğer  eter  olsaydı,  sizin  etere  göreli  hare­
ketinize  bağlı  olarak  ışığın  hızı  değişiklik  gösterecekti.  Aslında 
eğer  ışık  ses  gibi  işliyor  olsaydı,  sesten  hızlı  bir  jetteki  insanların, 
uçağın  arkasından  yayılan  sesi  hiç  duymamaları  gibi,  eterin  için­
de  yeterince  hızlı  koşabilen  yolcular  bir  ışık  dalgasını  geride  bı­
rakabilirlerdi.  Benzeri  düşüncelerden  yola  çıkan  Maxwell  bir  de­
ney  önerdi.  Eğer  eter  varsa,  Dünya  Güneş’in  etrafında  dönerken 
eterin  içinde  hareket  ediyordu.  Dünya  ocak,  nisan  veya  temmuz­
da farklı yönde hareket ettiğinden -aşağıdaki resimde görüldü-
Eter içinde hareket etmek Eğer eter içinde hareket ediyor olsaydık, mevsimsel değişiklikleri ışık 
hızında gözlemleyerek bu hareketi saptayabilmeliydik.


83
ğü  gibi-  yılın  değişik  zamanlarında ışığın hızında  küçücük de  olsa 
farklılık gözlemlenmesi gerekiyordu.
Maxwell,  düşüncelerini  Proceedings  of  Royal  Society'de  ya­
yımlamak  istedi  ama  deneyin  işe  yarayacağını  düşünmeyen  edi­
törü onu vazgeçirdi. Ancak 1879’da, kırk sekiz yaşında mide kan­
serinden  ıstırap  içinde  ölmeden  hemen  önce  Maxwell  bir  arkada­
şına  konuyla  ilgili  bir  mektup  gönderdi.  Mektup  onun  ölümünden 
sonra 
Nature
  dergisinde  yayınlandı  ve  okuyanlar  arasında  Al­
bert  Michelson  adlı  Amerikalı  bir  fizikçi  de  vardı.  Maxwell’in  dü­
şüncelerinden  ilham  alan  Michelson  ve  Edward  Morley  1887’de, 
Dünya’nın  eter  içinde  hareketini  ölçmek  üzere  tasarlanmış  çok 
hassas  bir  deney  yaptılar.  Amaçları  iki  farklı  dik  açıda  ışık  hızla­
rını  ölçüp  karşılaştırmaktı.  Eğer  ışık  hızı  etere  oranla  sabit  sayıda 
ise, ölçümler ışının yönüne bağlı olarak farklılık gösteren ışık hız­
larını  ortaya  koyacaktı.  Ancak  Michelson  ve  Morley  herhangi  bir 
farklılık gözlemlemediler.
Deneylerinin  sonuçları,  elektromanyetik  dalgaların  eter  içinde 
hareket  ettiği  model  ile  açıkça  çatışıyordu  ve  eter  modelinin  terk 
edilmesini  gerektiriyordu.  Ancak  Michelson’ın  amacı  etere  bağlı 
olarak  Dünya’nın  hızını  ölçmekti,  eter  hipotezini  kanıtlamak  ve­
ya  çürütmek  değildi  ve  bulduğu  şey  onu  eterin  var  olmadığı  so­
nucuna  götürmedi.  Hiç  kimse  bu  sonuca  varmadı.  Hatta  ünlü  fi­
zikçi  Sir  William  Thomson  (Lord  Kelvin)  1884’te  eter  için,  “devi­
nim  konusunda  emin  olduğumuz  tek  maddedir.  Hiç  kuşku  duy­
madığımız  tek  şey,  ışık  saçan  eterin  gerçekliği  ve  cisimselliğidir” 
diyordu.
Michelson-Morley  deneyinin  sonuçlarına  rağmen  eterin  var  ol­
duğuna nasıl inanabiliriz? Bu gibi durumlarda sıklıkla görüldüğü­
nü  söylediğimiz  gibi,  insanlar  zoraki  ve  geçici  eklemelerle  modeli 
kurtarmaya çalıştılar. Kimi Dünya’nın eteri kendisi ile birlikte sü­
rüklediğini  ileri  sürdü,  yani  biz  aslında  etere  göre  hareket  etmi­
yorduk.  HollandalI  fizikçi  Hendrik  Antoon  Lorentz  ve  İrlandalı  fi­
zikçi  George  Francis  FitzGerald,  etere  göre  hareketi  esas  alan  bir 
çerçevede,  muhtemelen  henüz  bilinmeyen  mekanik  etkiler  nede­
niyle,  saatlerin  yavaşlayabileceğim,  mesafelerin  azalabileceğim 
ve  dolayısıyla  ışığın  hızının  aynı  ölçülebileceğini  savundular.  Eter 
kuramını  kurtarmak  için  gösterilen  bu  çabalar  yaklaşık  yirmi  yıl 
daha,  Berne’deki  Patent  Bürosu’nun  genç  ve  tanınmamış  memu­
ru olan Albert. Einstein’a ait olağanüstü bir makale yayımlanınca- 
ya kadar sürdü.
Einstein 1905 yılında “Zur Elektrodynamik bewegter Körper”


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə