Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42


İçindekiler
1- Varoluşun gizemi............................................................. 9
2- Yasaların üstünlüğü...................................................... 17
3- Gerçeklik nedir?.............................................................35
4- Alternatif geçmişler........................................................ 55
5- Her şeyin kuramı........................................................... 75
6- Evrenimizi seçmek....................................................... 103
7- Görünür mucize........................................................... 123
8- Büyük tasarım.............................................................. 139
Sözlük...........................................................................151
Teşekkür....................................................................... 155
Dizin............................................................................. 157



Varoluşun gizemi
1


H
er  birimiz  ancak  kısa  bir  süre  için  var  oluruz  ve  bu  sü­
re  içinde  evrenin  küçük  bir  parçasını  keşfederiz.  Ama  in­
sanoğlu meraklı bir türdür. Yanıtları merak eder, peşine düşeriz. 
Onlara  bazen  sevecen  bazen  de  zalimce  davranan  bu  uçsuz  bu­
caksız  dünyada  yaşayıp  üzerindeki  hudutsuz  gökyüzünden  gözle­
rini alamayan insanlar, her zaman yığınla soru sormuşlardır: Ken­
dimizi  içinde  bulduğumuz  bu  dünyayı  nasıl  anlayabiliriz?  Evren 
nasıl  devinir?  Gerçeğin  doğası  nedir?  Bütün  bunlar  nereden  gel­
di?  Evrenin  bir  yaratıcıya  ihtiyacı  var  mı?  Çoğumuz  zamanımızın 
tümünü  bu  soruları  düşünerek  geçirmeyiz,  ama  hemen  hepimiz 
zaman zaman bu soruları düşünürüz.
Geleneksel  olarak  bunlar  felsefeye  ait  sorulardır  ama  felsefe 
ölüdür.  Felsefe,  bilimdeki  özellikle  fizikteki  çağdaş  gelişmelere 
ayak  uyduramamıştır.  Bilgi  arayışımızda  keşiflerin  meşalesi  artık 
bilim insanlarının elindedir. Bu kitabın amacı, son keşifler ve ku­
ramsal  ilerlemelerin  ortaya  çıkardığı  yanıtları  gözden  geçirmek­
tir.  Bu  yanıtlar  bize  evrenin  yeni  bir  resmini  gösteriyor  ve  bu  re­
sim,  henüz  on  ya  da  yirmi  yıl  önce  çizdiğimiz  resimden  bile  fark­
lı.  Yine  de  bu  yeni  anlayışın  ilk  izlerini  neredeyse  bir yüzyıl  önce­
sine kadar takip edebiliriz.
Geleneksel  evren  anlayışına  göre,  nesneler  iyi  tanımlanmış 
yollar  izler  ve  geçmişleri  bellidir.  Onların  kesin  yerlerini  zamanın 
her  anında  belirleyebiliriz.  Bu  hesaplama  gündelik  amaçlar  için 
yeterince  başarılı  olmakla  birlikte  1920’lerde  bu  “klasik”  resmin, 
varoluşun  atom  ve  atomaltı  düzeylerinde  gözlemlenen  tuhaf  dav­
ranışları  açıklayamadığı  ortaya  çıktı.  Böylelikle,  adına  kuantum 
fiziği  denilen  yeni  bir  çerçevenin  kabul  edilmesi  gerekti.  Kuan­
tum kuramlarının bu ölçeklerdeki olayları olağanüstü doğruluk-


12
.. işte benim felsefem."
ta  kestirebildiği  gibi,  gündelik  hayatın  makroskopik  (çıplak  göz­
le görülen)  dünyasına uygulandıklarında eski klasik kuramın kes- 
tirimlerini  de  tekrarlayabildiği  ortaya  çıktı.  Ancak  kuantum  fizi­
ği  ve  klasik  fizik,  fiziksel  gerçekliğin  çok  farklı  tanımlarını  temel 
alır.
Kuantum  kuramları  pek  çok  farklı  biçimde  formüle  edile­
bilir,  ancak  belki  de  en  sezgisel  tanım,  California  Teknoloji 
Enstitüsü’nde  çalışıp  striptiz  yapılan  bir  gece  kulübünde  bongo 
çalacak  kadar  renkli  bir  kişiliği  olan  Richard  (Dick)  Feynman  ta­
rafından  yapılmıştır.  Feynman’a  göre  bir  sistemin  tek  bir  geçmi­
şi  yoktur,  bir  sistem  bütün  olası  geçmişlere  sahiptir.  Yanıtlarımızı 
ararken  Feynman’ın  yaklaşımını  ayrıntılı  olarak  açıklayacağız  ve 
evrenin  tek  bir  geçmişi  olmadığı,  hatta  bağımsız  bir  varlığı  olma­
dığı  görüşünü  incelerken  onun  yaklaşımını  kullanacağız.  Bu,  pek 
çok  fizikçi  için  bile  radikal  bir  düşünce  olabilir.  Aslında  günümüz 
bilimindeki  birçok  kavram  gibi  sağduyuya  karşı  görünüyor.  An­
cak  sağduyu  gündelik  deneyimlere  dayanır,  atomun  derinlikleri­
ne  veya  evrenin  erken  dönemlerine  göz  atmamızı  sağlayan  tek­
nolojilerin mucizeleri aracılığıyla kendini gösteren evrene değil.
Çağdaş  fizik  ortaya  çıkıncaya  kadar,  genelde  dünya  hakkın­
da  bilgilere  doğrudan  gözlemle  ulaşabileceğimizi;  şeylerin  duyu­
larımız aracılığıyla algıladığımız şekilde, göründükleri gibi oldu-


13
ğunu düşünüyorduk. Ancak Feynman’ınki gibi gündelik deneyim­
lerle  uyuşmayan  görüşlere  dayanan  çağdaş  fiziğin  muazzam  ba­
şarısı,  durumun  böyle  olmadığını  gösterdi.  Bu  nedenle  naif  ger­
çeklik  anlayışı  çağdaş  fizikle  bağdaşmaz.  Böylesi  paradokslarla 
başa  çıkabilmek  için  modele  bağlı  gerçeklik  dediğimiz  bir  yakla­
şım  benimseyeceğiz.  Bu  yaklaşım,  beynimizin  duyu  organlarımız­
dan  gelen  verileri  bir  dünya  modeli  oluşturarak  yorumladığı  dü­
şüncesine  dayanır.  Böyle  bir  model  olayları  açıklamakta  başarı­
lıysa,  onu  oluşturan  unsurları  ve  kavramları  gerçekliğin  niteliği 
veya  mutlak  hakikat  olarak  kabul  etme  eğiliminde  oluruz.  Ancak 
aynı  fiziksel  durumu  değişik  temel  unsurlar  ve  kavramlar  kulla­
narak  modellemenin  farklı  yolları  olabilir.  İki  farklı  fizik  kuramı 
veya  model,  aynı  olayları  doğru  olarak  öngörebiliyorsa,  birinin 
diğerinden  daha  doğru  olduğu  söylenemez;  daha  çok,  bize  en  uy­
gun modeli kullanmakta özgür oluruz.
Bilim  tarihinde  Platon’dan  Newton’ın  klasik  kuramına,  çağdaş 
kuantum  kuramlarına  kadar;  giderek  daha  da  iyi  kuramlar  veya 
modeller keşfettik. Doğal olarak şunu sorabiliriz: Bu kuramlar di­
zisi,  yapabildiğimiz  bütün  gözlemleri  öngören  ve  bütün  güçleri 
kapsayan  evrenin  nihai  kuramıyla  son  bulacak  mı?  Veya  sonsuza 
kadar  daha  iyi  kuramlar  bulmaya  devam  edeceğiz  ama  daha  öte­
si  olmayan  bir  kuramı  asla  bulamayacak  mıyız?  Henüz  kesin  bir 
yanıtımız  yok,  ama  şimdi  her  şeyin  nihai  kuramı  için  (gerçekten 
böyle bir kuram varsa) bir adayımız var: M-kuramı. M-kuramı, ni­
hai  kuramda  olması  gerektiğini  düşündüğünüz  bütün  özelliklere 
sahip  olan  tek  model  ve  bundan  sonraki  tartışmalarımızın  çoğu 
bu kuramı temel alacak.
M-kuramı  alışılmış  kuramlardan  değil.  Farklı  kuramlardan 
oluşan  bir  aile;  içindeki  her  bir  kuram,  yalnızca  belli  alanlarda­
ki  fiziksel  durumların  gözlemlerini  tanımlıyor.  Bir  haritaya  ben­
ziyor  biraz.  Dünyanın  bütün  yüzeyini  tek  bir  haritada  gösterme­
nin  mümkün  olmadığını  herkes  bilir.  Merkator  Projeksiyonu* 
kullanılan  dünya  haritalarında  en  kuzey  ve  en  güneydeki  bölge­
ler  çok  daha  büyük  görünür  ve  kutuplar  görünmez.  Bütün  yer­
yüzünü  haritalandırabilmek  için,  her  biri  sınırlı  bir  bölgeyi  göste­
ren  bir  dizi  harita  kullanmamız  gerekir.  Haritaların  birbirleri  ile 
örtüştüğü  yerler  aynı  bölgeleri  gösterir.  M-kuramı  da  buna  ben­
zer.  M-kuramı  ailesindeki  kuramlar  birbirlerinden  çok  farklı  gö­
rünebilir,  ama  her  biri  temelde  yatan  tek  bir  kuramın  farklı  yön­
leri olarak kabul edilebilir. Bunlar, M-kuramının yalnızca sınır-
* Dünya üzerindeki bütün enlemlerin ekvator ile aynı uzunlukta olduğu dünya haritası türü. (ç.n.)


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə