Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   42

72
antum  parçacıklarının  kaynaktan  ekrana  giderken  kesin  bir  yol 
izledikleri  söylenemez.  Gözlem  yaparak  bir  buckytopunun  yeri­
ni  saptayabiliriz,  ancak  gözlemlerimizin  arasında  parçacık  bütün 
yolları  birden  kullanır.  Kuantum  fiziğine  göre  şimdinin  gözlemi 
ne  kadar  mükemmel  olursa  olsun,  (gözlemlenmeyen)  geçmiş,  tıp­
kı  gelecek  gibi,  belirsizdir  ve  yalnızca  olasılıklar  yelpazesi  olarak 
mevcuttur.  Kuantum  fiziğine  göre  evrenin  tek  bir  tarihi  veya  geç­
mişi yoktur.
Geçmişin  belirli  bir  biçimi  yoktur  derken,  bir  sistem  üzerinde 
şimdiki  zamanda  yaptığınız  gözlemin,  onun  geçmişini  etkilediği­
ni  söylemekteyiz.  Bu  durum,  fizikçi  John  Wheeler’ın  gerçekleştir­
diği  bir  deneyle  -  gecikmiş  seçilim  deneyi  -  oldukça  dramatik  bir 
şekilde  gösterilmiştir.  Şematik  olarak,  gecikmiş  seçilim  deneyi 
daha  önce  gördüğümüz  gibi  parçacığın  yolunu  gözlemleme  seçe­
neğinin  olduğu  çift-yarık  deneyine  benzer;  farkı  ise,  gecikmiş  se­
çilim  deneyinde  bu  yolu  gözlemleyip  gözlemlemeyeceğinize  da­
ir  kararı  parçacığın  ekrana  çarpma  anının  hemen  öncesine  kadar 
ertelemenizdir.
Gecikmiş  seçilim  deneyinin  sonuçları,  hangi-yol  bilgisini  elde 
etmek  için  yarıkları  gözlemlemeyi  (ya  da  gözlemlememeyi)  seçti­
ğimiz  deneyin  verileriyle  aynıdır.  Ancak  bu  durumda  her  parçacı­
ğın  geçtiği  yol  -yani  geçmişi-  parçacık  yarıklardan  geçtikten  çok 
sonra  kararlaştırılıyor;  sadece  bir  yarıktan  geçip  girişim  oluştur­
maması  veya  her  iki  yarıktan  geçip  girişim  oluşturması,  parçacık 
geçişini yaptıktan sonra “kararlaştırılmış” oluyor.
Hatta  Wheeler  bu  deneyin  kozmik  uyarlamasını  da  düşünmüş­
tür.  Bu  uyarlamadaki  parçacıklar,  milyarlarca  ışık  yılı  uzaklıktaki 
güçlü  bir  kuasardan  gelen  fotonlardır.  Böyle  bir  ışık  araya  giren 
bir  galaksinin  çekim  gücü  yüzünden  ikiye  ayrılıp,  yeniden  dün­
yaya  odaklanabilir.  Şimdiki  teknoloji  ile  bu  deneyi  gerçekleştir­
mek  mümkün  olmasa  bile,  bu  ışıktan  yeterince  foton  toplayabi­
lirsek  bir  girişim  deseni  oluşturacaklardır.  Ancak  ortaya  çıkma­
dan  hemen  önce  hangi-yol  bilgisini  ölçmek  için  bir  araç  yerleşti­
rirsek desen yok olacaktır. Bu durumda bir ya da her iki yolun se­
çilme  kararı  milyarlarca  yıl  önce,  Dünyamız  ve  hatta  Güneşimiz 
henüz  oluşmamışken  verilmiş  olsa  bile,  laboratuvarda  yaptığımız 
gözlem önceden verilmiş olan bu kararı etkileyecektir.
Bu bölümde çift-yarık deneyini kullanarak kuantum fiziğini an­
lattık.  Sonraki  bölümde  Feynman’ın  kuantum  mekaniği  formülas- 
yonunu  bir  bütün  olarak  evrene  uygulayacağız.  Tıpkı  bir  parçacık 
gibi,  evrenin  de  tek  bir  geçmişi  olmadığını,  her  biri  kendi  olabilir­


73
liğini  taşıyan  her  olası  geçmişe  sahip  olduğunu  ve  tıpkı  çift-yarık 
deneyindeki  gözlemlerin  parçacığın  geçmişini  etkilemesi  gibi,  ev­
renin  şimdiki  durumuyla  ilgili  gözlemlerimizin  onun  geçmişini 
değiştirdiğini  ve  farklı  geçmişler  belirlediğini  göreceğiz.  Bu  ana­
liz,  evrenimizdeki  doğa  yasalarının  büyük  patlamadan  nasıl  doğ­
duğunu  gösterecek.  Ama  yasaların  nasıl  doğduğunu  incelemeden 
önce,  bu  yasaların  ne  olduklarından  ve  neden  oldukları  bazı  gi­
zemlerden söz edeceğiz biraz.



Her şeyin kuramı
5


Evren hakkında anlaşılması en zor şey
anlaşılabilir olmasıdır.
Albert Einstein
E
vren  anlaşılabilirdir,  çünkü  bilimsel  yasalar  tarafından  yö­
netilir;  yani,  davranışı  modellenebilir.  Peki,  bu  yasalar  ve­
ya modeller nelerdir? Matematiksel dilde tanımlanan ilk yasa çe­
kim kuvvetidir. Newton’ın 1687’de yayınlanan çekim kuvveti der 
ki,  evrendeki  her  nesne  kütlesine  oranlı  bir  kuvvetle  bütün  di­
ğer  nesneleri  kendine  çeker.  Bu  düşünce  kendi  çağının  entelek­
tüel  hayatı  üzerinde  büyük  bir  etki  yaratmıştır,  çünkü  ilk  kez  ev­
renin  en  azından  bir  özelliğinin  doğru  olarak  modellenebileceği- 
ni  göstermiş  ve  bunun  için  matematiksel  bir  mekanizma  sağla­
mıştır.  Doğanın  yasaları  olduğu  düşüncesi,  yaklaşık  elli  yıl  önce 
Galilei’nin  sapkınlıkla  suçlandığı  konuların  benzerlerini  günde­
me  getirmiştir.  Örneğin  Eski  Ahit’te,  Kenan  ülkesinde  Amoriler- 
le savaşan Yeşu’nun hikâyesi anlatılır; Ay’ın ve Güneş’in yörünge­
leri  üzerinde  durması  için  dua  eder  ki  savaşı  gün  ışığında  bitire­
bilsin.  Yeşu  kitabına  göre,  Güneş  bir  gün  boyunca  kıpırdamadan 
durur. Günümüzde bunun Dünya’nın kendi ekseni etrafında dön­
meyi  bırakması  anlamına  geldiğini  biliyoruz.  Newton  yasalarına 
göre  eğer  Dünya  durursa,  bulunduğu  yere  bağlı  olmayan  her  şey 
Dünya’nın  kendi  hızında  (ekvatorda  saatte  1.100  mil)  hareket  et­
meye  devam  edecektir  ki  gecikmiş  bir  günbatımı  için  büyük  bir 
bedel  olur.  Bütün  bunlar  Newton’ın  canını  hiç  sıkmamıştır,  çün­
kü  daha  önce  söylediğimiz  gibi  Newton  Tanrı’nın  evrenin  işleyişi­
ne karışabileceğine ve de karıştığına inanıyordu.
Evrenin  yasa  veya  model  olarak  keşfedilen  sonraki  özellikle­
ri  elektrik  ve  manyetik  kuvvetler  oldu.  Bunlar  da  çekim  gücü  gi­
bi  davranırlar  ama  büyük  bir  farkla;  aynı  türde  iki  mıknatıs  ve­
ya  elektrik  yükü  birbirini  iterken,  aynı  türde  olmayan  mıknatıslar 
veya  yükler  birbirlerini  çekerler.  Elektrik  ve  manyetik  kuvvetler


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə