Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   42

99
ğandışı  bir  özelliği  var:  Uzay-zaman  ancak  on  boyutlu  olduğunda 
-bildiğimiz  dört  boyutluluk  yerine-  tutarlılık  gösteriyor.  On  bo­
yut  oldukça  heyecan  verici  gelebilir,  ama  arabanızı  nereye  park 
ettiğinizi  unuttuğunuzda  başınıza  gerçekten  dert  açabilir.  Eğer 
gerçekten  varlarsa  biz  bu  boyutları  neden  fark  edemiyoruz?  Si­
cim  kuramına  göre  bu  boyutlar  uzay  içinde  çok  çok  küçük  bir 
hacim  içerisinde  bükülmüş  durumdalar.  Bunu  resmedebilmek 
için  iki  boyutlu  bir  düzlem  düşünün.  Bu  düzleme  iki  boyutlu  di­
yoruz,  çünkü  onun  üzerinde  herhangi  bir  noktanın  yerini  belirle­
mek  için  iki  sayıya  ihtiyacımız  var  (örneğin  yatay  ve  dikey  koor­
dinatlar).  Bir  başka  iki  boyutlu  uzay  ise  bir  pipetin  yüzeyidir.  Bu 
uzayda  bir  noktanın  yerini  belirlemek  için  bu  noktanın  pipetin 
hem  uzunluğu  hem  de  eni  (dairesel  boyutu)  üzerinde  nereye  kar­
şılık  geldiğini  bilmeniz  gerekir.  Pipet  çok  inceyse,  onun  dairesel 
boyutunu  göz  ardı  edebilir  ve  pipetin  uzunluğu  boyunca  uzanan 
koordinatı  hesaba  katarak  noktanın  konumunu  oldukça  doğru 
hesaplarsınız.  Pipetin  çapı  bir  inçin  milyonda-milyonda-milyon- 
da-milyonda-milyonda  biri  ise,  herhangi  bir  dairesel  boyutu  asla 
fark  edemezsiniz.  Bu  durum,  sicim  kuramcılarının  fazladan  bo­
yutlar  için  düşündükleriyle  aynıdır;  bu  boyutlar  öylesine  küçük 
bir  ölçeğin  içinde  bükülmüş  veya  kıvrılmışlardır  ki,  onları  göre­
meyiz.  Sicim  kuramındaki  fazladan  boyutların  büküldükleri  ye­
re  iç  uzay  denir  ve  her  gün  deneyimlediğimiz  üç  boyutlu  uzayın 
karşıtıdır.  Bu  iç  uzaylar  yalnızca  halının  altına  süpürülmüş  gizli 
boyutlar değildir, önemli bir fiziksel anlama sahiptirler.
Boyutlar  sorununun  yanı  sıra  Sicim  kuramının  zorlandığı  bir 
başka  tuhaf  konu  ise,  fazladan  boyutların  kıvrılabileceği  milyon­
larca yol ve bunlarla ilgili en az beş ayrı kuram olmasıydı; bu du­
rum Sicim kuramının her şeyin 
eşsiz
 kuramı olduğunu savunan­
lar  için  utanç  kaynağı  olmuştur.  Sonra,  1994  yıllarında  insanlar 
ikilikleri  keşfetmeye  başladılar  -  yani  farklı  sicim  kuramları  ve 
fazladan  boyutların  farklı  kıvrılma  yolları,  yalnızca  dört  boyutlu 
uzayda  gerçekleşen  bir  fenomeni  farklı  yollarla  tanımlamak  gibi 
görünüyordu.  Dahası,  böylece  süperçekim  kuramının  diğer  ku­
ramlarla  da  ilişkili  olduğunu  buldular.  Sicim  kuramcıları  artık, 
beş  ayrı  Sicim  kuramının  ve  süperçekim  kuramının  çok  daha  te­
mel  bir  kuramın  farklı  yaklaşımları  olduğuna  ve  her  birinin  farklı 
bir durum için geçerli olduğuna inanmış durumdalar.
Bu  çok  daha  temel  kuramın  adı  daha  önce  sözünü  ettiğimiz 
M-kuramıdır.  Kimse  M’nin  ne  ifade  ettiğini  bilmiyor  görünüyor; 
“master” (üstat), “miracle” (mucize), “mystery” (gizem) olabi-


100
lir.  Görünen  o  ki,  üçü  birden.  İnsanlar  hâlâ  M-kuramının  doğası­
nı çözmeye çalışıyor, ama bu mümkün olmayabilir. Belki de fizik­
çilerin  tek  bir  doğa  kuramına  ilişkin  beklentileri  asılsızdır  ve  tek 
bir  formülasyon  mevcut  değildir.  Belki  de  evreni  tanımlamak  için 
farklı  durumlarda  farklı  kuramlar  kullanmalıyız.  Her  bir  kuram 
kendi  gerçeklik  yorumuna  sahip  olabilir,  ama  modele  dayalı  ger­
çekçiliğe  göre  bu;  kuramların  üst  üste  geldikleri  -yani  her  iki  ku­
ramın  da  uygulanabildiği-  durumlarda  öngörüleri  de  birbirleriyle 
tutarlılık içindeyse kabul edilebilir.
M-kuramı ister tek bir formülasyon olsun, ister bir kuramlar ağı 
olsun, onun bazı özelliklerini biliyoruz. İlk olarak M-kuramında on 
değil,  on  bir  uzay-zaman  boyutu  var.  Sicim  kuramcıları  on  boyut 
öngörüsünün  düzeltilmesinin  gerekebileceğini  uzun  süredir  tartı­
şıyorlardı  ve  son  çalışmalar  gösterdi  ki,  bir  boyut  gerçekten  göz­
den  kaçırılmış.  Ayrıca  M-kuramı  yalnızca  titreşen  sicimleri  değil, 
nokta  parçacıkları,  iki  boyutlu  zarları,  üç  boyutlu  damlacıkları  ve 
uzayda daha da fazla -dokuza kadar- boyut kaplayan hayal etme­
si güç nesneleri de içerir. Bu nesnelere p-zarları adı verilir (p sıfır­
la dokuz arasında değişir).
Peki,  küçücük  boyutlara  kıvrılmanın  sayısız  yolunun  olması 
ne olacak?  M-kuramında bu fazladan uzay boyutları öyle herhan­
gi  bir  şekilde  kıvrılamıyorlar.  Kuramın  matematiği,  iç  uzayın  bo­
yutlarının  kıvrılma  biçimini  sınırlandırıyor.  İç  uzayın  kesin  biçi­
mi  hem  fiziksel  sabitlerin  değerlerini  (elektronun  yükü  gibi)  hem 
de  temel  parçacıklar  arasındaki  etkileşimin  doğasını  belirliyor. 
Bir  başka  şekilde  söyleyecek  olursak,  bu  kuram  doğanın  görünür 
yasalarını belirliyor. “Görünür” diyoruz, çünkü evrenimizde göz-
Pipetler ve çizgiler 
Pipet iki boyutludur, ancak çapı yeterince küçükse 
-ya da ona uzaktan bakılırsa- bir çizgi gibi tek boyutlu görünür.


101
lemleyebildiğimiz  yasaları  -dört  kuvvet  yasası,  temel  parçacıkları 
karakterize  eden  kütle  ve  yük  gibi  verileri-  kastediyoruz.  Ancak 
M-kuramının çok daha temel yasaları var.
Bu nedenle M-kuramının yasaları, iç uzayın nasıl büküldüğüne 
dayanarak  farklı  yasaları  olan  farklı  evrenlerin  varlığına  izin  ve­
rir.  M-kuramı  pek  çok  farklı  uzayın,  belki  de  10
500
  sayıda  uzayın 
varlığını  onaylayan  çözümlemeler  içerir;  yani  her  biri  kendi  yasa­
larına  sahip  10
500
  farklı  evreni  var  sayar.  Bunun  ne  kadar  ettiği 
konusunda bir fikir sahibi olmanız için şöyle düşünün: Eğer birisi 
her  bir  evrenin  öngördüğü  yasaları  yalnızca  bir  milisaniyede  he- 
saplayabilseydi  ve  bu  hesaplamaya  büyük  patlama  sırasında  baş- 
lasaydı,  şimdiye  kadar  ancak  10
20
  kadarını  hesaplamış  olurdu. 
Tabii arada kahve molası almadan çalışmak koşuluyla.
Yüzyıllar  önce  Newton,  yeryüzü  ve  gökyüzündeki  nesnelerin 
etkileşim  yollarını  matematik  denklemleriyle  çok  doğru  bir  şe­
kilde  tanımlayabildiğimizi  gösterdi.  Bilim  insanları  uygun  bir  ku­
ram  ve  yeterli  hesaplama  gücüne  sahip  olunduğunda  bütün  ev­
renin  geleceğinin  önlerine  serileceğine  inandırıldılar.  Ancak  son­
ra kuantum belirsizliği, eğik uzay, kuarklar, sicimler, fazladan bo­
yutlar,  her  biri  kendi  yasalarına  sahip  10
500
  sayıda  evren  geldi  ve 
onların  içinde  yalnızca  bir  tanesi  bizim  bildiğimiz  evrene  benzi­
yor.  Fizikçiler,  evrenimizin  görünür  yasalarını  birkaç  basit  varsa­
yımın  eşsiz  olası  sonuçları  olarak  açıklayan  tek  bir  kuram  bulma 
umutlarını  terk  etmek  zorunda  kalabilirler.  Bu  bizi  nereye  götü­
rür?  M-kuramı  10
500
  sayıda  görünür  yasanın  varlığına  olanak  ta­
nıyorsa,  biz  nasıl  görünür  yasaları  olan  bu  evrene  düştük?  Peki 
ya diğer olası dünyalar?


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə