113
Bu fikirlerle donanmış halde evrenin başlangıcı konusuna dö
nelim. Düşük hızı ve zayıf kuvveti ilgilendiren durumlarda zama
nı ve uzayı ayrı ayrı ele alabiliriz. Oysa, genelde zaman ve uzay
birbirine geçmiştir ve bunların genişlemesi veya sıkışması bel
li oranda birbirine karışmayı içerir. Bu karışma erken evrende
önemlidir ve zamanın başlangıcını anlamamızda kilit bir önem
taşımaktadır.
Zamanın başlangıcı konusu biraz Dünya’nın kenarı konusu
na benzer. İnsanlar Dünya’nın düz olduğunu düşündükleri za
manlarda, denizlerin Dünya’nın kenarından dökülüp dökülmedi-
ğini de merak etmiş olabilirler. Bu deneysel olarak sulanmıştır:
Dünya’nın etrafı dolaşılabilir ve aşağı düşülmez. Dünya’nın kena
rından düşme sorunu, Dünya’nın düz değil eğik bir yüzeye sahip
olduğu keşfedildikten sonra ortadan kalkmıştır. Ancak zaman bir
oyuncak tren hattına benzer. Eğer bir başlangıcı varsa, trenin ha
reket etmesini sağlayan biri (örneğin Tanrı) olmak zorundadır.
Einstein’ın genel görelilik kuramı zamanı ve uzayı uzay-zaman
olarak birleştirip onları belli oranda harmanlamış olsa da, zaman
yine de uzaydan farklıydı; ya bir başlangıç ve sona sahipti ya da
sonsuza kadar devam ediyordu. Ancak kuantum kuramının etki
lerini genel görelilik kuranıma eklediğimizde,
ekstrem durumlar-
Uzay-zaman bükülmesi Madde ve enerji zamanı
büker ve zaman boyutunun
uzay boyutlarıyla "karışmasına" neden olur.