Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə31/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   42

114
da  meydana  gelen  eğrilik  o  kadar  büyüktür  ki,  zaman  uzayın  bir 
başka boyutuymuş gibi davranır.
Erken  evrende  -evren  hem  genel  görelilik  hem  de  kuantum 
kuramı  tarafından  yönetilecek  kadar  küçük  olduğunda-  uzayın 
fiilen  dört  boyutu  vardı  ama  zamanın  yoktu.  Yani  evrenin  “baş­
langıcından”  söz  ederken  çok  incelikli  bir  konuya  gelip  dayanıyo­
ruz;  evrenin  başlangıcında  bizim  bildiğimiz  zaman  yoktu!  Uzay  ve 
zamanla  ilgili  bildik  düşüncelerimizin  çok  erken  evrene  uygula­
namayacağını  kabul  etmek  zorundayız.  Bu  bizim  deneyimlerimi­
zin  dışında,  ama  hayal  gücümüzün  veya  matematiğin  dışında  de­
ğil.  Erken  evrende  bu  dört  boyut  uzay  gibi  davranırsa,  zamanın 
başlangıcına ne olur?
Zamanın  uzayın  bir  başka  boyutu  gibi  hareket  edebildiğini  an­
ladığımızda,  başlangıcı  olan  bir  zaman  sorunundan,  tıpkı  kenarı 
olan  Dünya  sorunundan  kurtulduğumuz  gibi  kurtulabiliriz.  Diye­
lim  ki  evrenin  başlangıcı  Dünya’nın  Güney  Kutbu’na  benziyordu 
ve  enlem  dereceleri  zaman  rolünü  üstlenmişti.  Bu  durumda,  biri 
kuzeye  doğru  hareket  ettiğinde  evrenin  büyüklüğünü  temsil  eden 
sabit  enlem  daireleri  genişleyecektir.  Evren  Güney  Kutbu’nda  bir 
nokta olarak başlamıştır ama Güney Kutbu’nun herhangi bir nok­
tadan  farkı  yoktur.  Evrenin  başlangıcından  önce  ne  olduğu  soru­
su anlamsızlaşır, çünkü Güney Kutbu’nun güneyinde bir şey yok­
tur.  Bu  resimde  uzay-zamanın  bir sınırı yoktur,  Güney Kutbu’nda 
geçerli  olan  doğa  yasaları  her  yer  için  geçerlidir.  Benzer  şekilde, 
genel  görelilik  kuramı  ile  kuantum  kuramı  birleştirildiğinde,  ev­
renin başlangıcından önce ne olmuştu sorusu anlamsız hale gelir. 
Geçmişlerin  sınırları  olmayan  kapalı  yüzeyler  olduğu  düşüncesi­
ne sınırsızlık koşulu denir.
Yüzyıllar  boyunca  pek  çok  insan  -Aristoteles  dahil-  evrenin 
nasıl  yaratıldığı  meselesinden  kurtulmak  için  onun  hep  var  ol­
duğuna  inandılar.  Diğerleri  evrenin  bir  başlangıcı  olduğuna 
inandılar  ve  bunu  Tanrı’nın  varlığını  savunmak  için  bir  iddia  ola­
rak  kullandılar.  Zamanın  uzay  gibi  işlediğini  anlamak  yeni  bir 
seçenek  sunar.  Evrenin  bir  başlangıcı  olmasına  yapılan  eskimiş 
itirazları  ortadan  kaldırır  ama  aynı  zamanda  evrenin  başlangıcı­
nın  bir  Tanrı  tarafından  değil  bilimsel  yasalarca  yönetildiğini  de 
gösterir.
Evrenin  başlangıcı  bir  kuantum  olayı  ise,  Feynman’ın  geçmiş­
ler  toplamı  tarafından  doğru  olarak  tanımlanması  gerekir.  An­
cak  kuantum  kuramını  evrenin  -gözlemcinin  gözlemlenen  siste­
min parçası olduğu evrenin- tamamına uygulamak alengirlidir. 4.


115
Çokluevren Kuantum dalgalanmaları küçücük evrenlerin yoktan var olmalarına yol açar.
Bunlardan birkaçı kritik büyüklüğe ulaşır ve sonra şişecek şekilde bir genişlemeyle galaksileri
yıldızları ve -en azından bir defalığına- bizim gibi varlıkları oluşturur.
bölümde  iki  yarıklı  bir  engelden  geçirilen  madde  parçacıklarının, 
arkadaki  ekranda  tıpkı  su  dalgaları  gibi  girişim  örüntüleri  oluş­
turduklarını  görmüştük.  Feynman  bu  durumun,  bir  parçacığın 
tek  bir  geçmişi  olmadığı  için  gerçekleştiğini  gösterdi.  Yani,  bir 
parçacık  başlangıç  noktası  A’dan  bitiş  noktası  B’ye  doğru  gider­
ken  tek  bir  belirli  yol  izlemez;  tersine  iki  noktayı  birbirine  bağla­
yan  bütün  olası  yollardan  aynı  anda  geçer.  Bu  bakış  açısına  göre 
girişim sürpriz değildir, çünkü parçacık aynı anda her iki yarıktan 
da  geçebilir  ve  kendiyle  girişim  oluşturabilir.  Parçacığın  hareketi­
ne  uyguladığımızda,  Feynman’ın  yöntemi  bize  olası  bir  bitiş  nok­
tasını  hesaplayabilmek  için  parçacığın  başlangıç  noktasından  bi­
tiş  noktasına  ulaşıncaya  kadar  izleyebileceği  bütün  olası  geçmiş­
leri  hesaba  katmamız  gerektiğini  söyler.  Feynman  yöntemi  aynı 
zamanda  evren  gözlemlerindeki  kuantum  olasılıklarını  hesapla­
mak için de kullanılabilir. Bu yöntem bir bütün olarak evrene uy­
gulanırsa  bir  A  noktası  olmayacaktır,  bu  yüzden  sınırsızlık  koşu­
luna  uyan  bütün  geçmişleri  toplayacağız  ve  bitiş  noktamız  bugün 
gözlemlediğimiz evren olacak.
Bu  görüşe  göre  evren  kendiliğinden  ortaya  çıkar  ve  her  olası 
yoldan  başlar.  Bu  olası  yolların  çoğu  diğer  evrenlere  karşılık  ge­


116
lir.  Bu  evrenlerin  bazıları  bizim  evrenimize  benzerken,  çoğu  ol­
dukça  farklıdır.  Bunlar  yalnızca  Elvis’in  gerçekten  genç  mi  öldü­
ğü  veya  şalgamın  bir  çöl  yiyeceği  mi  olduğu  gibi  ayrıntılar  bakı­
mından  değil,  kendi  doğa  yasaları  bakımından  da  farklı  evren­
lerdir.  Aslında  pek  çok  farklı  fiziksel  yasaları  olan  pek  çok  ev­
ren  mevcuttur.  Bazı  insanlar  bu  düşünceyle  kimi  zaman  çokluev- 
ren kavramı denen büyük bir gizem yarattılar, ama bunlar yalnız­
ca  Feynman’ın  geçmişler  toplamı  kuramının  farklı  şekillerde  ifa­
de edilmesidir.
Bunu  örneklemek  için  Eddington’ın  balon  benzetmesinin  yeri­
ne  genişleyen  evreni  bir  kabarcığın  yüzeyi  olarak  düşünelim.  Bu 
durumda  bizim  örneğimizdeki  evrenin  kendiliğinden  kuantum 
yaratılışı,  kaynamakta  olan  suyun  yüzeyinde  oluşan  kabarcıklara 
benzetilebilir.  Pek  çok  küçük  kabarcık  oluşur  ve  kaybolur.  Bun­
lar,  henüz  mikroskobik  ölçekte  iken  genişleyen  ve  çöken  mini-ev- 
renleri  temsil  eder.  Bunlar  olası  alternatif  evrenlerdir,  ama  akıl­
lı  yaşam  bir  yana,  galaksileri  ve  yıldızları  yaratmaya  yetecek  ka­
dar  varlıklarını  sürdüremedikleri  için  pek  ilgimizi  çekmezler.  Yi­
ne de bu küçük kabarcıklardan bazıları yeterince büyür ve çök-
Mikrodalga arkaplan radyasyonu 
Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Araştırmasına (WMAP) ait 
yedi yıllık çalışmanın sonunda elde edilen verilerle 2010'da bu gökyüzü haritası yapıldı. Harita 13,7 
milyar yıllık sıcaklık dalgalanmalarını renk farklılıklarıyla gösteriyor. Resimdeki dalgalanmalar
santigrat ölçeğinde bir derecenin binde birinden küçük ısı farklılıklarına denk düşüyor. Yine de 
bunlar büyüyüp galaksi olacak tohumlar. Kaynak: NASA ve WMAP Bilim Takımı.


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə