61
mez veya bir su molekülünü bilmek size bir gölün nasıl davrana
cağını hakkında çok bir şey söylemez. Kuantum etki alanından
Newton yasalarının nasıl çıktığını bulmak için fizikçiler hâlâ ça
lışmakta. Kesin olarak bildiğimiz şey, bütün nesnelerin bileşen
lerinin kuantum fiziği yasalarına uyduğu ve Newton yasalarının,
kuantum bileşenlerinden oluşan çok daha makroskobik nesnele
ri tanımlamak için iyi bir kestirim sunduğudur.
Bu nedenle Newtoncu kuramın öngörüleri, etrafımızdaki dün
yayı deneyimlerken geliştirdiğimiz gerçeklik görüşümüze uygun
dur. Ancak kendi başlarına atomlar ve moleküller, bizim günde
lik deneyimlerimize tamamen aykırı bir davranış sergilerler. Ku
antum fiziği bize evrenin bir resmini sunan yeni model bir ger
çekliktir. Bu resimde, gerçekliği sezgisel olarak algılayışımızın te
meli olan pek çok kavram artık bir anlam taşımıyor.
Çift yarık deneyi ilk kez 1927’de, Bell Laboratuvarı’nda de
neysel fizikçi olarak görev yapan ve -buckytoplarından çok da
ha basit nesneler olan- elektron ışınlarının nikelden yapılma bir
kristal ile etkileşimi üzerinde çalışan, Clinton Davisson ve Les
ter Germer tarafından gerçekleştirildi. Elektron gibi madde par
çacıklarının su dalgaları gibi hareket ediyor olduğu gerçeği, ku
antum fiziğine ilham veren şaşırtıcı sonuçlardan biridir. Bu dav
ranış makroskobik
ölçekte gözlemlenmediğinden,
ne büyüklük-
Young'ın deneyi Buckytoplarının oluşturduğu desene ışığın dalga kuramından aşinayız.
65
"Eğer bu doğruysa, dalga olduğunu
düşündüğümüz her şey
aslında parçacık ve parçacık
olduğunu düşündüğümüz
her şey aslında dalga."
üzerinde kaydedilen çarpışmaları toplarsak, elde ettiğimiz örün-
tünün; Davisson-Germer deneyini elektronları (veya buckytopla-
rını) ekrana birer birer atarak tekrarlasaydık elde edeceğimiz gi
rişim örüntüsüyle aynı olacağını görürüz. Bu durum fizikçiler için
çok şaşırtıcı bir keşifti: Parçacıklar kendileriyle girişim gerçekleş-
tirebiliyorsa, o zaman ışığın dalga özelliği yalnızca bir ışık demeti
nin veya büyük foton topluluklarının değil, bireysel parçacıkların
da özelliğidir.
Kuantum fiziğinin temel ilkelerinden bir diğeri de, Werner He
isenberg tarafından 1926’da formüle edilmiş olan belirsizlik il
kesidir. Belirsizlik ilkesi bize, bir parçacığın konumu ve hızı gi
bi belirli verileri aynı anda ölçme yeteneğimizin sınırlı olduğunu
söyler. Belirsizlik ilkesine göre, parçacığın konumundaki belir
sizliği momentumundaki (parçacığın kütlesi çarpı hızı) belirsizli
ği ile çarptığımızda elde edeceğimiz sonuç asla, değişmez bir ni
celik olan Planck sabitinden* daha küçük olamaz. Biraz tekerle
me gibi olacak, ama işin özünü şöyle anlatabiliriz: Hızı ne kadar
kesin ölçerseniz, konumu o kadar az kesin ölçersiniz veya tam
tersi. Örneğin, konumdaki belirsizliği yarıya indirdiğinizde, hızın
belirsizliğini ikiye katlamış olursunuz.
Gündelik yaşamda kullan-
*
Planck Sabiti, Max Planck tarafından bulunmuştur. Bir parçacığın enerjisinin frekansına olan oranıdır. (ç.n.)