Commitment without borde ers antisemitizmi Önleme ve Holokost Eğitimi Kılavuzu



Yüklə 27,26 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/37
tarix14.05.2018
ölçüsü27,26 Kb.
#43553
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37

81
DEĞERLENDİRME
birinin başlığı şu oldu: “Büyük Tedirginlik: Yahudiler Almanya’daki Gelecek- 
lerini Sorguluyorlar.” Avrupa Hahamlar Birliği yaptığı açıklamada, bu
yaşananın ‘soykırımdan beri Yahudilik inancına yönelik en büyük saldırı’
olduğunu söyledi. Neyse ki Bayan Merkel; Almanya Başbakanı oradan sözü
devraldı, Yahudi ve Müslüman gençlerin sünnet edilmesinin kendisinin temi-
natı altında olduğunu açıkladı. Ve ekledi: “Almanya’nın, dünyada Yahu- 
dilerin ritüellerini gerçekleştiremediği tek ülke olmasını istemiyorum…”
Bir iki tane daha var aslında böyle ülke, çok yalnız kalacaklarını sanmam
ama tabii 6 milyon Yahudi’nin katledilmiş olmasının Nazi Almanyası ile  
epey sıkı bir ilişkisi var. Orada durmak ve bu ilişki üzerine biraz düşün-
mekte ise, işte bu nedenle fayda var. Bu ilişki hakkında şimdiye kadar  
epey okudum, dinledim, düşündüm ama ilk defa “Haus der Wannsee-Konferenz”
(Wannsee Konferansı Evi) denen yerde bunu gözümle görmüş gibi hissettim.
Tüylerim diken diken oldu. Ezildim. İçim burkuldu. Sinirlendim. Orada  
o anda aldığımız müzenin tanıtılmasına ilişkin olan “eğitim” ve müzenin
kapılarının üzerine iliştirilmiş İbranice “İtiniz” ifadesi dahil, her  
şeye sinirlendim. Bilmiyorum sinirlenmek, o anda hissedilmesi “normal”
karşılanacak bir duygu muydu? Ama onca anormalliğin arasında bunun ne  
önemi vardı!
Berlin’in sayfiye yerindeki o müthiş villada; Wannsee Konferansı Evi‘nde,  
[Hitler’in dava] arkadaşlarının “nihai çözüm kararı”nı aldıkları yerdey- 
dik. Bu yer, öyle bizim oralardaki “Örgüt Evine Baskın” konulu haber- 
lerde yer alan evlere hiç benzemiyordu, sinir bozucu şekilde lükstü.  
Yahudilerin çok zengin olduğu için tamamen ortadan kaldırılması gerek- 
tiğine böyle bir zenginliğin içinden karar vermişlerdi demek! Bu  
kararın nasıl alındığı, şu anda villanın eski yemek salonundaki tu- 
tanaklarla sergileniyor.
20 Ocak 1942 tarihli bu tutanaklarda imzası olan Nazi liderlerinin;  
“Yasal yollardan Alman yaşam alanını Yahudilerden temizlemek”  
için saatlerce düşünmüş olan bu toplantıya katılan Alman liderlerinin
“dünya lideri” oldukları belli! Zira tutanaklara yansımış şu minik  
detaydan bu okunabiliyor: “Avrupa’daki Yahudi sorununun kesin çözümü  
çerçevesinde ülkelere göre dağılımları aşağıda verilmiş bulunan  
yaklaşık 11 milyon Yahudinin varlığı göz önünde bulundurulmalıdır.”  
11 milyon Yahudi arasında Türkiye’deki Yahudiler de var ama sahiden  
coğrafi olarak Avrupa’da olanlar var. Zira tutanağın sayıları içeren  
bölümünde şöyle bir parantez açılmış: “Türkiye (Avrupa kısmı): 55.500.”
O dönemde İstanbul’da, Moda’da oturan Yahudilere dokunmayacaklardı herhal-
de. E ne yapalım, Nişantaşılılar da kendi başlarının çaresine bakacak
artık! Her şeyi devletten, büyüklerden beklememek lazım! “Devlet” deyince
aklıma Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarına davet edilen Alman Yahudi
profesörler geldi... O profesörlerden biri hukukçu Ernst Hirsch’dir.


82
DEĞERLENDİRME
Hirsch anılarında, Moda’daki evini uzun uzun anlatmış, Moda burnunun çok
sevdiği bir yer olmasına rağmen üniversiteye uzak olmasından dolayı
çalışma hayatını yavaşlattığından yakınmıştır. Onun çalışma hayatı, çalış-
maları bugün hala Türkiye’deki hukuk fakültelerinde ders notu olarak yer
alır. Fakat kişisel hayatına dair bir hatalı bilgiye de çok sık rastlanır:
Hirsch ve o dönemde üniversite reformu bağlamında gelen diğer Yahudi pro- 
fesörler, sanıldığı gibi toplama kampından kaçıp, Türkiye Cumhuriyeti’ne
sığınmamıştır. İstanbul Üniversitesi, Hirsch’e Ticaret Hukuku kürsüsünde
yer alması için resmi bir davet göndermiş, o da davete icabet etmiş ve  
1933 yılında yani toplama kamplarındaki Yahudilerin toplu olarak öldürül- 
melerine başlanan 40’lı yıllardan önce İstanbul’a gelmiştir. Anılarında
bunu şöyle ifade etmiştir: “Ailemden ve dindaşlarımdan pek çoğunun yaptığı
gibi daha yıllarca Almanya’da kalmam, avukat olarak ya da herhangi bir
başka meslekte çalışmam mümkündü. Ülkemi gönüllü olarak terk ettim. Bir dış
zorlamanın baskısı altında ya da kişisel özgürlüğümü, sağlığımı ve haya- 
tımı korumak mecburiyetiyle terk etmedim.” Yani onun, onların gelişiyle
Osmanlı’nın misafirperverliği arasında mantıklı bir bağlantı kurmak pek müm- 
kün değil. Artık bu bağlantıları doğru kurmak ve acıdan çıkar elde etmenin
karşısında durmak için çabalamanın zamanı gelmedi mi? Mektubunda anlattı- 
ğın Ukranyalı Rivka Yosilevska’nın ve onun gibi milyonlarca insanın ruhları
için, hiç değilse Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü’nde biraz
içten olmamız gerekmez mi?
İçtenlik için, “yüzleşmek” ve “suçu tanımak” gerekli diyorlar. Doğru tabii,
anlıyorum, bunun öneminin farkındayım. Takım elbiseli bir politikacının,
bir devlet başkanının diz çökmesi ve özür dilemesi elbette önemli. Şehrin
orta yerine soykırım kurbanlarını hatırlamak için anıt dikilmiş olması,
devlet tarafından finanse edilen -finans kaynakları arasında Holokost kurban-
larının malları, mülkleri ve altın dişlerinin bulunmadığını umduğum kay- 
naklarla finanse edilen- müzelerde devlet terörüne dair sergilerin açılması
çok önemli. Siyasi açıdan olmasa bile, tarih açısından, emek açısından,
arşiv açısından mutlaka değerli. Umut açısından kıymetli. Ve fakat tüm bun- 
lara, Holokost kurbanı bir Yahudi’nin değer verebilmesi için, “Yeni  
evlilere balayı teklifimiz!” tadında bir “Holokost turizmi” yaratılmamış
olması gerekiyordu.
Ben maalesef bunun yaratıldığını düşünüyorum ve bu yüzden Avrupa’nın soy-
kırımla yüzleşme çabaları arasında takdir ve teşekkür edilecek onlarca  
şey olmasına rağmen minnet duyacak bir şey bulamıyorum. Ailesinin bir kıs- 
mını Holokost’ta kaybetmiş Psikanalist Stephen Grosz, “İncelenen Hayat- 
lar” isimli kitabına başlarken bu minnet duygusuna dair bir alıntı yapmış,
kitabının ilk sayfasında şu yazıyor: “Alırız, yitiririz; minnet duymayı
öğrenmeye, bu minnetle kayıplardan sonra hayatımızda kalanları bütün yü-
reğimizle kucaklamaya mecburuz. Andre Dubus, Broken Vessles”
Bütün yüreğimle kucaklarım,
Rita


Yüklə 27,26 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə