Commitment without borde ers antisemitizmi Önleme ve Holokost Eğitimi Kılavuzu



Yüklə 27,26 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/37
tarix14.05.2018
ölçüsü27,26 Kb.
#43553
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37

74
DEĞERLENDİRME
Koşer vitrini Yahudi ve İslami yeme kurallarının sunulmasına ve ko- 
şer ve helal kavramlarının açıklanmasına hizmet ediyordu. Ele alınan 
temalar zevk ve feragat, kimlik ve kendini ayrıştırmaydı. Farklı bes- 
lenme düzenleri, beslenebilecek hayvanlar, trajik küresel açlık fela- 
ketleri  ve  çok  farklı  yeme  kültürleri  bu  durağın  diğer  temalarıydı. 
Dinsel temsil ve ritüellerin dünyanın her yerinde insanların beslen-
meyle ilişkisini etkilediği hızlı bir biçimde ortaya çıkıyordu.
6
 
 
Her durakta bir yandan ilgili temaya dair temel bilgiler verilirken, 
öte yandan tartışmak ve düşünüp taşınmak için fırsat sunulur. Ziya-
retçiler sahip oldukları bilgiyi genişletip derinleştirme, aynı zaman- 
da olası yarım bilgilerini tamamlama ve düzeltme şansına sahip olur. 
Turlar hem düşünme ve öğrenme süreçlerini hem de duyguları hare- 
kete geçirir. Yani, ideal durumda sergi gerçekten de düşünceleri hat-
ta belki davranışları etkiler.
 
Toparlamak gerekirse, müze ziyaretlerinin bahsettiğimiz bağ- 
lamlarda her zaman anlamlı olduğunu söyleyebiliriz. Yürüyüş güzer-
gahı, tarihi nesneler ve deneyimli müze rehberleri teati ve yüzleşme 
için emsalsiz bir temel oluştururlar. Basit bir boş zaman aktivitesin-
den fazlası olarak, müzeler özellikle bu tarz siyasal eğitim çalışması 
niteliğindeki projelerde programa bilhassa dahil edilmelidir.

6  Kosher & Co. Über Essen und Religion [Koşer ve Ortakları. Yemek ve Din]. Fried- 
lander, Michal ve Billy Kugelmann. Haz.: Berlin Yahudi Müzesi Vakfı. Berlin. Berlin 
2009
© Jüdisches Museum Berlin


75
DEĞERLENDİRME
İki Mektupta Holokost  
Anmaları ve Hissettirdikleri
METİN 
Mehmet Sinan Birdal ve Rita Ender
“Commitment without Borders” projesi kapsamında 1–8 Kasım 2014  
tarihlerinde Berlin’de anma mekanları ve eğitim kurumlarının ziya-
ret  edildiği  çalışma  ziyaretine  katılan  Mehmet  Sinan  Birdal’ın  ve 
Rita Ender’in ziyaretle ilgili hislerini paylaştıkları iki mektubu payla- 
şıyoruz. Mektuplar 27 Ocak 2015’te Agos Gazetesi’nde yayımlandı. 
Yudit: “Biz Berlin’deyken gördüğümüz ser-
gilerin Yahudilerin 1933 öncesi tarihini ya 
göstermediği ya da çok az ele aldığı dik-
katimi çekti. Kendimize sorduğumuz soru 
şu: Bir toplum böyle bir geçmişle nasıl baş 
eder? Hangi temalar ele alınır, hangileri, 
neden konu dışı bırakılır?” 
© Haus der Wannsee-Konferenz


76
DEĞERLENDİRME
 
İstanbul 23.01.2015
Sevgili Rita,
Bir hafta Berlin’de Holokost’la ilgili anıt, müze, sergi ve eğitim çalış-
malarını gezdikten sonra hala zihnimde en temel soruyla uğraşıyorum:  
neyi nasıl hatırlamalıyız? Kıyımın en sinsi tarafı sanırım inanılmazlığı,
saçmalığı, endüstriyel organizasyonunun akıl almazlığı. Toplama kampın- 
dan kurtulanlardan Dov Paisikowic 30 yıl sonra şöyle hatırlıyor: “Bugün
böyle bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Bence bir rüyaydı. Ancak yine de  
her şeyi bütün detayıyla görüyorum. Sanki bugün olmuş gibi.”
Bazen unutmak için bastırdığımız hatıralar en umulmadık anda zihnimizde
canlanıverirler. Eşcinsel olduğum için çok sıkıntıya girdiğim ve çıkış
yolu bulamadığım bir dönemde, nereden geldiğine şaşırdığım bir anı belirdi
hafızamda. Henüz ilkokulu bitirip, yeni başladığım erkek lisesine bir
sabah “ibneeee” diye bağıran iki sınıf dolusu ergen oğlanın tezahüratı eş- 
liğinde girdiğimi hatırladım. Ne hissettiğimi hiç anımsamıyorum, ama  
avlu boyunca yürüyüp, merdivenlerden çıkıp, tezahüratı yapan güruhun için- 
den geçip sırama oturmuştum. Sonraki 8 seneyi aynı insanlarla o okulda
geçirdim ve hatta dostlar edindim. O vakit beni en çok etkileyen şey, ilk
taşı atanların hep en yakın arkadaşlarım olmasıydı. Bir ibneyle arka- 
daşlık ibnelik bulaştırır, adları çıkar diye korkmuşlardı herhalde.
Yıllar sonra bunları hatırladığımda iki şeye çok şaşırmıştım: Bir, ben
bile ibne olduğumu bilmezken, onlar nasıl anlamışlardı? İki, yıllar sonra
bunları hatırlamak bana kuvvet vermişti. “12 yaşında bununla başa çık- 
tıysam bugün de çıkarım” diye düşünmüştüm. Hafıza bazen unutmak istediği-
miz lanetli bir geçmişi hatırlatarak bizi ayakta tutan, mücadele etme,
kavga etme gücü veren bir kaynak.
Berlin’in merkezindeki Holokost anıtında rehberimiz bizden önce beton
blokların arasında gezinip hissettiklerimizi kaydetmemizi istediğinde
içimde bir sıkıntı hissettim. Anıtın içine doğru derinleşen koridorlara
daldığımda sıkıntı koyulaştı. Beton bloklar arasında dolaşırken hissetme- 
ye çalıştığım şey neydi? Hissetmenin bir ev ödevi olarak verilmesinin
yapaylığı bende duyarlılıktan çok utanç uyandırıyordu. Sanki bir his tu- 
rizmi yapıyordum. Wittgenstein’ın “Kendimi araba tarafından ezilmiş bir
köpek gibi hissediyorum” diye ne kadar hasta olduğunu anlatmaya çalışan
arkadaşına “Hiçbir köpek olarak ezildin mi? Ne hissettiğini nereden
biliyorsun” diye verdiği cevap geldi aklıma.


77
DEĞERLENDİRME
Metaforlar bazen ne kadar yanıltıcı oluyor. Tekrar bir araya geldikten ve
hislerimizi paylaştıktan sonra rehberimiz soyut bir modern sanat eseri
olan anıtı yorumlamamız için gerekli malzemeyi vermeye başladı. Sokrates’- 
in ebelik sanatını uygulayarak sorularla bizi cevaplara götürdü. Böylece
rehberin didaktik değil, bizim kendi fikrimizi oluşturduğumuz, kendi duygu- 
larımızın farkına vardığımız, kendi bireyselliğimizi ve öznelliğimizi
yeniden kurguladığımız bir eğitim -Almanların deyimiyle “Bildung”- veri- 
yordu bize.
19. yüzyılın başında Napoleon’a yenilen Prusya kendini modern bir dev- 
let olarak kurmaya başladığında keşfetmişti Bildung’u. Yenilginin  
dayattığı modernleşme için eğitim şarttı. Ancak modern yurttaşın Fransız
Devrimi’nin radikalizmine değil, toprak sahibi Junkerler’in iktidarı  
olan Prusya’nın mutlak monarşisine sadık olmaları gerekiyordu. Böylece
tüm yurttaşların etik, estetik, tarih, edebiyat alanlarında bütünsel  
bir eğitim almaları öngörüldü. Hegel, Ranke ve Humboldt gibi yıl- 
dızların öncülüğünde Alman Bildung’unun temel yöntemlerinden biriydi
empati (Einfühlung) ve anlamak (Verstehen).
Tarihteki olayları ancak kendimizi tarihsel kişiliklerin ayakkabılarının  
içinde hayal ederek yorumlayabilirdik. Alman eğitim sistemi kuşkusuz 19.
ve erken 20. yüzyılın en güçlü üniversitelerini kurmayı başardı, Almanya’- 
yı modernleştirdi de. Ama Holokost’un gerçekleşmesini engelledi mi?  
1945 yenilgisi sonrası Alman eğitiminin içeriği elbette çok değişmiş an- 
cak eğitim ve empati yoluyla yurttaş yetiştirme yöntemi aynı kalmış.
Romantik sanatın yerini soyut sanat almış ama Holokost’tan sonra yöntemin
de sorgulanması gerekmez miydi? Anıttaki rehber bize Helmut Kohl’ün  
proje aşamasında Holokost’ta ölenlerin isimlerinin bloklara yazılmasını
“fazla duygusal” bulduğu için reddettiğini anlattı. Belli ki Şansölye
denetimli bir empati istemiş kendisi – ve temsil ettiği devlet – adına:
İsimsiz Yahudi’yle empati. Gerçi anıtın altındaki sergide seçilmiş bazı
Yahudi ailelerinin hikayeleri anlatılıyordu ancak anıtların neden duygusal
olarak ölçülü ve soyut bir dille yapıldığı aklımı kemirmeye başlamıştı.
Ne zaman soyut bir dil kullanmaya başlarız? Neyi konuşamıyoruz?
Nazilerin Bolşevizm’in kaynağı oldukları bahanesiyle bir ayda 100 bin
Yahudiyi kurşuna dizdikleri Ukrayna’dan Rivka Yosilevska’nın hikayesini
konuşsak mesela. Ekim 1942’de SS katilleri onu almaya geldiğinde, ça- 
lışmaya gönderileceklerini zannederek 5 yaşındaki kızına en güzel Şabat
giysisini giydirmiş. Kız giymemek için direnmiş. Kamyona bindirilmişler.
İnfaz alanına getirildiklerinde herkesin çırılçıplak soyulup, sıraya
dizilip, dörtlü gruplar halinde bir tepenin üstünde kurşuna dizildiğini
görmüş. Rivka kucağında kendine sıkı sıkı sarılan kızıyla tepeye doğru
ilerlerken kız soyunmayı reddedip, isyan etmiş: “İnsanlar neden duruyor-
lar? Kaçalım!” Etrafları sarılmış olan Rivka cevap verememiş, sadece  
“Nereye kaçacağız?” diyebilmiş. Rivka’nın babası da soyunmayı reddetmiş.


Yüklə 27,26 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə