71
DEĞERLENDİRME
Bu projeden siz neler öğrendiniz?
GÜRSEL
Bu projenin konularıyla ilgili kaynaklar yabancı
dil bilgisi olan birinin internette arayıp bulabileceği şeyler. Bu proje-
de olduğu gibi birebir bu alanda uzman kişilerle oturup, tartışma nok-
talarını ve buralardaki gerilimleri ve incelikleri ise kitaplardan veya
internetten edinmek mümkün değil. Atölye ve çalışma ziyaretlerinde
Alman meslektaşlarla olan tartışmalarımız benim açımdan çok fay-
dalı oldu. Türkiye’de bir çalışma başlatacak olursak hangi adımların
atılması gerektiğini daha iyi biliyorum.
TUĞSAVUL
Emrah’ın söylediklerinin çoğu benim için de ge-
çerli. Meseleyi dinin, tarihin, siyasetin, ekonominin içinden bu farklı
alanları temsil eden kişilerle tartışmak öğretici oldu. Üretilen eğitsel
malzemeleri tanımak ve bizzat çalışmaları yürüten kişilerle konuşmak
iyi bir deneyimdi. Bu meselelerin ele alınışındaki sorunlu alanları, aç-
mazları ya da bu meseleleri kendi başına değil ama mesela İslamofobi
ve diğer nefret biçimleriyle beraber, ülke bağlamlarında tartışmanın
önemli olduğunu gördük.
DEMIREL
Birçok yeni uzmanla tanışma fırsatı buldum, en-
teresan projeler tanıdık. Türkiye‘yi yakından takip etsem de İstan-
bul‘da iyi hazırlanmış yoğun ama keyifli bir haftalık çalışma ziyareti
Türkiye’ye yönelik birikimimin artmasına vesile oldu. Mesela Rıfat
Bali’nin ‚Holokost buranın konusu değil‘ demesi, düşündürücü bir
çıkıştı. Burada resmi devlet politikalarına dem vurarak, Holokost
üzerine eğitimin Ermeni Soykırımı tartışmaları bağlamındaki işlevini
sorgulattı. İstanbul gezisi ve tüm proje aslında çalıştığımız konu-
ların Türkiye‘deki yerini sorgulamamıza neden oldu. Avrupa‘da ve
dünyada, Müslüman karşıtlığı ve ırkçılık üzerinden yeniden dizayn
olan siyasi bir yelpaze var. Bunlar kaygı verici gelişmeler. Bu ek-
sende Nuh Arslantaş‘ın tarihsel bir perspektifle Müslüman-Yahudi
ilişkilerine farklı bir resim sunması katılımcı arkadaşlarımız için
şaşırtıcı oldu. Her şeyden önemlisi iki toplum farklı tarihsel tecrü-
belerden gelerek bu konularla ilişkili oldukları için duyarlılıklar farklı.
Mesela, antisemitizm ve İsrail eleştirisi arasındaki ilişki hususu Al-
manya‘da tartışmalarda çok ön planda tutulan bir şey. Ama Türki-
Rosa: “Türkiye’den gelen grubun Berlin
ziyareti sırasında ise, katılımcıların, bura-
da Nazi geçmişinin ele alınışını yeni bir
milliyetçilik biçimi olarak görmüş olması
dikkatimi çekti. Bununla, iki ülkenin çıkış
koşullarının tamamen farklı olduğunun
tekrar altı çizilmiş oldu.”
ye’de duyarlılık yok denecek kadar azken, İsrail eleştirisi ile antise-
mitizm ilişkisini tartışmak bu ülke açısından öncelik olmaktan çıkı-
yor ister istemez.
GÜRSEL
Burada açık açık antisemitizm yapabiliyorsunuz,
niye saklayasınız? Kamusal alanda bu kimsenin ayıplanmasına ne-
den olan bir şey değil maalesef. O nedenle çok farklı bağlamlardan
bahsediyoruz iki ülkeyle ilgili olarak.
DEMIREL
Türkiye ile yoğun tecrübe paylaşımı, süreci kendi
yaptığımız işlere tekrar bakma, üzerine düşünme fırsatı verdi. Bizi ta-
mamen Almanya‘ya yoğunlaşmış bir tartışmadan çıkarıp, biraz daha
global düşünmeye ve bizi aynaya bakmaya iten bir süreç oldu. Bu
da bizim bilhassa pedagojik çalışmalarımıza olumlu yansıyacaktır.
İki ülkede gençlik alanında çalışmalar bakımından ne gibi fark-
lar var?
TUĞSAVUL
Pedagojik bir fark var bir kere. Türkiye‘deki genç-
lik çalışmalarının tarihiyle Almanya‘dakinin farklı. Kullandığınız me-
totlar benzer olsa bile burada biraz daha “el yordamıyla” ve usta-
çırak ilişkisiyle yürüyen ve henüz bu kadar sistematikleşen bir genç-
lik çalışmasından bahsedemiyoruz. Almanya‘da gördüğümüz belir-
li çerçeveler var ve bunlar pedagojik formasyonla desteklenmiş bir
takım kriterleri ve beklentileri olan bir alanı belirliyorlar.
GÜRSEL
Türkiye‘de bu çalışmalar devlete rağmen yapılır-
ken Almanya‘da ise devlet desteğiyle ve onun açtığı alanlarda ger-
çekleştiriliyor. Almanya‘da 2. Dünya Savaşı sonrası süreçte ve daha
sonra 90larda gelişen antisemitizme karşı devletin attığı adımlar
var. Sivil toplum kuruluşlarıyla devlet iş birliği halinde çalışıyor. Tür-
kiye‘de ise sivil toplum kuruluşları devletin eğitim alanında yaptığı
tahribatı azaltmaya çalışıyor.
DEMIREL
Evet, bence de çok önemli bir vurgu bu. Tabii
beraberinde şöyle bir durumu da getiriyor ki Berlin‘deki ilk tartışma-
larımızda ön plana çıkmıştı bu mesele. Birileri bize sunum yaptığı
zaman Türkiye‘den katılımcı arkadaşlarımız “Bu devletin görüşü mü
yoksa sizin mi?” gibi sorular yöneltiyordu. Tabii ki devlet finansman
sağlarken hangi konuların destekleneceğine dair epey belirleyici.
Ama özünde devletin bize hangi konuyu nasıl işlediğimiz konusunda
hiçbir müdahalesi olmadığını anlatmak biraz zamanımızı aldı.
GÜRSEL
Devlete karşı çok büyük bir güvensizlik var Tür-
kiye‘de.
DEMIREL
Evet evet. Tabi bunu da biz zamanla daha iyi gö-
rebildik. Demokrasilerin farklı düzeylerde oluşu etkili oldu. Örneğin
AGİT gibi dışişleri bakanları düzeyinde yapılan üst düzey resmi top-
lantılarda bile sivil toplum kurumlarının görüşlerinin alınması Batı’-
daki çoğulcu demokrasilerde sivil toplumun önemini ortaya koyuyor.
Türkiye bu noktanın çok uzağında, tam tersi bir gelişme var.
TUĞSAVUL
Tabii şunu da belirtmek lazım, devletin sorun
çözmek istediği bir alanda oyuncuysanız Almanya‘da o zaman des-
tek alabiliyorsunuz. Devleti rahatsız edebilecek bir alan değil antise-
mitizmle mücadele. Şöyle de bir sorun dile getirilmişti Almanya‘da:
Kamu destekli yapılan bazı işler, devletin bazı sorumluluklarını
üzerinden atmasına vesile oluyor ya da sorunu o dönemin birtakım
aktörlerine, örneğin sadece Nazi subaylarına mal ediyor. Bunu bir