D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə29/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   113

67
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
önderlerin erken tasfiyesinin, dünyaya ve özellikle 
de  İslam  toplumlarına  kötü  bir  örnek  teşkil 
edeceğine kanaat getirmişlerdir.
Ceditçilik,  Türkçülük,  İslam  ve  komünizm-
den  beslenen  ve  Türk  bölgelerinin  Moskova’dan 
bağımsız bir şekilde yaşamasını amaçlayan “Galiyev- 
ciliği” anlayabilmek ve çok daha sağlıklı sonuçlara 
ulaşabilmek  için  öncelikle  Mirseyid  Sultangaliyev 
ismi  üzerinde  durmak,  ardında  da  Galiyevciliğin 
Kafkasya, Kırım, İdil-Ural bölgesi ve Türkistan’daki 
yansımaları hakkında fikir sahibi olabilmek adına 
Neriman  Nerimanov,  Turar  Rıskulov,  Münevver 
Kari,  Feyzullah  Hoca,  Bekir  Sıtkı  Çobanzade, 
Ahmet  Baytursun,  Mağcan  Cumabayoğlu  gibi 
isimler üzerinde durmak gerekir.
Mirseyid Sultangaliyev
“Emperyalizme  karşı  millet  bir  olsun, 
milletler  eşit  olsun”  ilkesini  benimseyen  Mirseyid 
Sultangaliyev,  1917  Ekim  Devrimi  ortamında 
Türk  toplulukları  içerisinden  çıkan  ilk  komünist 
liderlerdendir.  Onu  önemli  kılan  yönü,  sadece 
komünist  olması  değil,  dünya  devrimine  getirdiği  özgün  yaklaşımıdır.  Galiyev, 
Rus  devriminin  tahlilinde,  kurtuluşu  Batılı  işçi  sınıfından  bekleyen  çağdaşlarının 
tersine,  devrimin  1918’den  itibaren  tıkandığını  ve  çıkış  yolunun  başta  doğu 
halkları olmak üzere, “Sömürgeler Enternasyonali”ne bağlı olduğunu vurgulayan 
ilk  liderdir.  İktidara  gelse  bile,  Batı  işçi  sınıfının  elindekilerden  “dünya  devrimi” 
adına  vazgeçmeyeceğini,  aynı  şekilde  Batı  proletaryasından  umut  bekleyen  Rus 
komünistlerin umutlarını yitirdikleri anda, tıpkı Batıdaki “yoldaşlar”ı gibi Çarlık 
Rusya’sının esir halklarına sırtını döneceğini, “ayakta kalmak” adına yapılacak her 
uygulamanın,  Doğu  halklarına  baskı  ve  sömürgelerin  anti-emperyalist  savaşına 
ihanet  olarak  sonuçlanacağını  ısrarla  vurgulayan  da  odur.  O,  ezilen  ulusların 
ayrı,  özerk,  farklı  bir  yoldan  bağımsızlıklarını  koruyarak,  emperyalizme  karşı 
birleşmelerinin önemini vurguluyor, ancak bu şekilde Doğu uluslarının sosyalizme 
yaklaşacağını,  doğal  kaynaklarını  emperyalist  talana  kapatarak  Batı  emekçilerini 
devrime zorlayabileceğini görüyordu.
9
O, bu öngörülerinde, dünya doğal kaynaklarının % 65’i üzerinde oturan –dil, 
kültür, tarih ve coğrafya birliği olan- Türk-Müslüman dünyasının “Dünya Devrimi” 
açısından stratejik öneminin farkındaydı. Çin, Hindistan, Afganistan, Ukrayna ve 
Balkanlar,  Rus  Çarlığı’nın,  İngiliz,  Fransız  emperyalizminin  doğrudan  hedefleri 
olarak, tek başlarına bağımsızlıklarını elde etmekten uzaktılar.
10
Galiyev, Rus dev-
riminin tahlilinde, 
kurtuluşu Batılı 
işçi sınıfından 
bekleyen çağdaş- 
larının tersine, 
devrimin 1918’-
den itibaren tı-
kandığını ve çıkış 
yolunun başta 
doğu halkları ol- 
mak üzere, “Sö- 
mürgeler Enter-
nasyonali”ne 
bağlı olduğunu 
vurgulayan ilk 
liderdir.


68
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Başkurt Bolşeviklere yazdığı bir mektubunda “Merkezi hükûmeti iyice bildiğim 
için sizi katiyetle temin ederim ki, bu hükümetin Rus olmayan milletlere karşı yürüttüğü 
politika,  Rusların  eski  emperyalist  siyasetinden  katiyetle  farklı  değildir.  1917’de  verilen 
vaatler gerçekleşmemiştir. Buna göre biz, yakın gelecekteki kongrelerde müşterek bir cephe 
kurmak  ve  kendi  millî  çıkarlarımızı  savunmak  için  Kazaklar  ve  Türkistanlılarla 
birleşmeliyiz” (Kaymak 1993: 193) diyen Galiyev, devrimin itici gücünün Doğuda 
olduğunu haykırmış, görüşlerinin ve millet sevgisinin bedelini hayatıyla ödemiştir.
11
 
Sultangaliyev,  1923’te  partiden  çıkarılmasından  beş  yıl  önce  Stalin’le 
anlaşmazlığa düşmüştür. Çevresindeki komünistlerin çoğunun proleter kökenden 
gelmemesi,  hatta  burjuva  sınıfından,  eski  din  adamlarından  ve  özellikle  de 
“Ceditçi”lerden  oluşması,  Stalin’in  asla  kabul  edemeyeceği  bir  durum  olmuştur. 
Stalin, bu devrimcilerle geçici olarak anlaşılabileceğine inanmış ve bundan dolayı 
da proleter Müslüman devrimciler yetişene kadar sömürgelerdeki yönetimin Rus 
kökenli devrimcilerin ellerine teslim edilmesini istemiştir. Sultangaliyev ise Stalin’in 
bu  fikirlerini  hiçbir  zaman  kabul  etmemiş,  Müslüman  bölgelerdeki  devrimcilerin 
kökenlerine bakılmaksızın yönetime gelmeleri gerektiğine inanmıştır (Coşkunarslan 
1999:  57).  Sovyet  hükûmeti,  kurulduğu  ilk  günden  beri  yerli  komünistlere 
güvenmemiştir.  Nitekim  Rubinstein’in  şu  görüşleri,  Moskova’nın  Müslüman 
komünistlere bakış açısını açık bir şekilde ortaya koymaktadır: “Sultan Galiyev ve 
benzerleri için Ekim Devrimi, Tatar reformizminden başka bir şey değildi. Partinin çalışmaları 
içinde yeni bir yön göremiyorlar ve sadece ‘Cedid’ler tarafından getirilmiş olan reformları 
genişleterek derinleştireceğine inandıkları için Komünist Partisi’ne bağlılık gösteriyorlardı.” 
(Benningsen-Quelquejay 1981: 76) 
Sultangaliyev’i  Sovyet  yönetimi  nezdinde  bağışlanamaz  kılan  en  önemli 
özelliklerinden  birisi,  “proletarya”  kavramını,  bir  millet  içindeki  ezilen  işçi  sınıfı 
anlamının  dışında,  Doğunun  mazlum  milletlerini  de  içine  alabilecek  bir  şekilde 
yeniden  tanımlayarak  “proleter  milletler”  kavramını  ön  plana  çıkarması  ve 
sosyalizmin  millî  sorunu
12
  çözmedeki  başarısızlığına  sürekli  vurgu  yapmasıdır 
(Benningsen-Wimbush  1995:  58).  Sultangaliyev  ve  yoldaşlarına  göre,  dünya 
“ezenler”  ve  “ezilenler”,  ya  da  “ezen  milletler”,  “ezilen  milletler”  diye  ikiye 
bölünmüştür.  Lenin’in  Doğu  halklarında  işçi  sınıfının  oluşmadığı  ve  bundan 
dolayı işçi sınıfı oluşana kadar, Doğu halkları arasında yönetimin Rus kökenlilere 
bırakılması  gerektiği  görüşüne
13
  ciddi  anlamda  bir  itiraz  olan  bu  yaklaşım, 
Sovyetler Birliği’nin Çarlık döneminden miras olarak devraldığı Doğu halklarına 
yönelik Rus merkezli ve tahakküm karakterli bakış açısına yönelik en büyük itiraz 
olmuş, yerli komünistlerin Türklerin geleceği adına hızla harekete geçmelerini ve 
örgütlenmelerini zaruri kılmıştır.
14


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə