D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   113

62
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
sım, 2008), Yavuz Akpınar, Bayram Orak ve Nazım Muradov’un “İsmail Gaspıralı: Seçilmiş Eserleri 
1” (Ötüken, 2. Baskı, 2005) kitapları ile Fahri Solak’ın “Doğumunun 150. Yılında Gaspıralı İsmail Bey” 
başlığı ile Müteferrika dergisinde (sayı 20, Güz, 2001, s. 79-104) yayınlanan makalesinden yararlandık. 
4   Alfabe birliğinin doğrudan dil ve düşünce birliğini çok kolaylaştırdığını ilk fark edenler Rus idarecileri 
oldu. Türkiye ile Türk toplulukları arasındaki irtibatı kesmenin en kestirme yolu olarak farklı alfabele-
rin kullanılmasını özendirmek oldu. Bu nedenle, Türkler Arap alfabesini kullanırken Çarlık ve Sovyet 
Rusya’nın resmi tezi bu alfabenin eğitim için uygun olmadığı ve yerine Latin alfabesinin geçirilmesi 
gerektiği idi. Ardından Türkiye Latin alfabesini benimseyince bu defa Türk topluluklarına Kiril alfabe-
si dayatıldı. O kadar ki her Türk topluluğunun sahip olduğu Kiril alfabesi bile farklılık gösteriyordu. 
Rusya’nın alfabe uygulamaları bile başlı başına birer kültürel katliam ve bölme girişimleridir. Bu bö-
lünmüşlük günümüzde hala devam etmektedir.
5   Metni Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine Meryem İsabaeva ile birlikte aktardık. Aslında aynı 
alfabeyi kullanıyor olsaydık şiir çok daha anlaşılır olacaktı. Bu da Gaspıralı’nın alfabe birliği düşüncesi 
konusunda ne denli feraset sahibi olduğunu göstermektedir. Şiirin orjinali şöyle: TIL “Mungli qushim, 
sayrab-sayrab  kel,  anglat/Kimlar  erur  Turk  tilini  sotg‘uchi?/Bulbul  kabi  sayrab  turgan  bu  tilni/ 
Uyalmayin  bu  o‘lkadan  otguchi?/Bolday  totli,  jondan  aziz  Turkchani/Tushunmayin,  xo‘rlab-xo‘rlab 
yotg‘uchi? /Mungli qushim, ularni qo‘y, sen sayra!/Turk tilining dong‘in chiqar ko‘klarga!/Qo‘y ularni, 
ular yo‘ldan ozsinlar, El ichida bo‘sh bo‘g‘uzlik sotsinlar!”
6   O dönemde bugünkü Kazaklara Kırgız, Kırgızlara ise Kara Kırgız denmekteydi (Andican, 2003: 54). 
Ruslar Türk topluluklarına mümkün olduğunca farklı adlar vermeye Çarlık ve Sovyet dönemlerinde 
sistematik olarak devam ettiler. 
Kaynaklar
AKÇURA, Y. (2005), Hatıralarım, Hece Yayınları.
AKÇURA, Y. (2008), Türkçülüğün Tarihi, 3. Basım, Kaynak Yayınları. 
AKPINAR, Y., ORAK, B. ve MURADOV, N. (2005), İsmail Gaspıralı: Seçilmiş Eserleri 1, 2. Baskı, Ötüken 
Yayınları.
ANDİCAN, A. (2003), Cedidizm’den Bağımsızlığa Hariçte Türkistan Mücadelesi, Emre Yayınları.
GÖKALP, Z. (1975), Türkçülüğün Esasları, Kültür Bakanlığı Yayınları.
ÇELEB,İ Haydar (1976), Haydarçelebi Ruznamesi, Tercüman, 1001 Temel Eser.
ÖLÇEKÇİ, H. (2007), Ruslaştırma ve Sovyetleştirmenin Sosyal Tarihi: Kazakistan’da Sovyet İnsanı Oluşturma 
Süreci, Birlik Yayıncılık.
ÖNEN, N. (2003), Turancı Hareketler: Macaristan ve Türkiye (1910-1944), Ankara Üniversitesi, SBE, Doktora 
Tezi. 
SOLAK F. (2001), “Doğumunun 150. Yılında Gaspıralı İsmail Bey” Müteferrikas. 20, Güz, s. 79-104.
TURAN, O. (2000), Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi Tarihi, cilt 1-2, 13. Baskı, Boğaziçi Yayınları. 
ÜLKEN, H. Z. (1992), 
rkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları.


63
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
Sovyetler B
İ
rl
İ
ğ
İ
’nde 
Gal
İ
yevc
İ
l
İ
k
1
Prof. Dr. Mehmet Aça
*
* Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.
19. yüzyılda ortaya çıkan “Cedidizm” ile “usul-i cedit” olarak adlandırılan 
modern  eğitim  sisteminin  önde  gelen  ismi  İsmail  Gaspıralı,  Çarlık  Rusya’sının 
Ruslaştırma ve Hristiyanlaştırma siyasetinin
2
 duayeni N. İ. İlminskiy’in en korkulu 
rüyalarından  birisi  olmuştur.  Gaspıralı,  en  güzel  ifadesini  “Dilde,  Fikirde,  İşte 
Birlik”  cümlesinde  bulan  ve  Rusya  Türklüğünün  geleceği  için  son  derece  önemli 
olan fikirlerini bütün Türkler arasında yayabilmek için Osmanlı Türkçesine yakın bir 
Türkçe ile “Tercüman” adında bir gazete çıkarmıştır. Rus egemenliği altında yaşayan 
Türklerin birliğini amaçlayan Gaspıralı’ya göre, Rusya Müslümanlarının ortak dili, 
Arapça ve Farsçadan arınmakta olan Osmanlı Türkçesi olmalıydı. Müslümanların, 
kültürel  yalnızlıklarının  nedenini  teşkil  eden  Orta  Çağ  psikolojisinden  sıyrılması 
ve  çağdaş  kültürü  kabul  etmesi  gerektiğine  dikkat  çeken  Gaspıralı,  Müslüman 
kadınların özgürleşmesi gerektiğini de savunuyordu.
Bütün  bu  fikirlerinin  yanı  sıra,  Türkler  arasındaki  Müslüman  kültürünün 
korunması ve Müslüman okullarında Osmanlı Türkçesinin okutulması gerektiğini 
savunan  Gaspıralı,  Hz.  Muhammed’in  öğretilerinin  ve  İslam  kültürünün  dili 
olan  Arapçanın  da  öğretilmesi  gerektiğine  dikkat  çekiyordu.  Fakat  Gaspıralı, 
dinî  ve  dünyevî  eğitimin  İstanbul’dan  getirilecek  Osmanlı  Türkçesiyle  yazılmış 
kitaplar vasıtasıyla yapılması gerektiğini savunup, Arapça ve Farsça yazılmış ders 
kitaplarının kullanımdan düşürülmesini istemiştir.


64
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Gaspıralı, düşünceleri ve açtığı okullar nede- 
niyle  Ruslaştırma  ve  Hristiyanlaştırma  girişimle-
rinin  öncülerini  ciddi  anlamda  rahatsız  etmiştir. 
Çarlık  yönetimi,  Gaspıralı’nın  bütün  Türkleri 
çağdaşlaştırmak  ve  birleştirmek  anlamına  gelen 
girişimlerinden dolayı, başta İlminskiy olmak üzere,  
çeşitli misyoner devlet memurları tarafından uyarıl-
mış  ve  böylece  idarî  birimlerin  çeşitli  önlemler 
alması sağlanmıştır.
Çarlık 
Rusya’sının 
Ruslaştırma 
ve 
Hristiyanlaştırma  politikalarını  tehdit  eden 
girişimler, sadece İsmail Gaspıralı’nın başını çektiği 
Kırım  ve  Kazan  merkezli  olmamış,  özellikle  de 
Çarlık Rusya’sının 1904’te Japonya karşısında aldığı 
yenilgi  ile  1905  Devrimi  sonrasında  Azerbaycan 
başta olmak üzere, çeşitli Türk bölgelerinde, Türk ve 
İslam birliği düşüncelerinin yeniden alevlenmesine 
neden olmuştur.
Başını  Kırım  ve  Kazanlı  Türk  aydınların 
çektiği  “Cedit  Hareketi”
3
,  Rusya’nın  Japonya 
karşısında aldığı yenilgi ve 1905 Devrimi sonrasın-
da  Özbek,  Kazak  ve  Azeri  Türkleri  arasında 
da  yayılmış;  kültürel  ve  siyasal  anlamda  ciddi 
girişimlerin  doğmasına  vesile  olmuştur.  Münevver  Kari,  Behbudi,  Ubeydullah 
Hoca gibi Türkistanlı aydınların başını çektiği Türkistan merkezli Cedit hareketleri, 
pek  çok  Cedit  okulunun  açılması  ve  Türk  toplulukları  arasındaki  bağların  daha 
da  güçlendirilmesi  adına  önemli  adımların  atılmasını  sağlamıştır.  Kurulan 
“Kömek” (Yardım) adındaki bir kültür derneği vasıtasıyla Özbek, Tatar ve Osmanlı 
sahasına  ait  kitaplar  Türkistan’ın  önde  gelen  merkezlerine  dağıtılmış,  tıpkı, 
Bahçesaray örneğinde olduğu gibi, Bakü ve Buhara’da da ortak yazı dilinin yeniden 
canlandırılması doğrultusunda girişimlerde bulunulmuştur.
Bu  dönemde  pek  çok  şair  ve  yazar  Osmanlı  Türkçesi  ile  eserler  vermiştir. 
Azeri  ve  Özbek  Türklerinin  yetiştirdiği  aydınlardan  bazılarının  (Münevver  Kari, 
vd.)  girişimiyle,  bazı  gençler,  öğrenim  görmek  amacıyla  İstanbul’a  gönderilmiş, 
Türk Dünyası’nın geleceği adına uğraş vermeleri sağlanmıştır.
1905’te  başlayan  bu  hareketlilik,  Türk  Dünyası’nın  tarihinde  görülmemiş 
bir yakınlaşmaya neden olmuştur. 1906’da İran’da, 1908’de ise Türkiye’de başlayan 
ve geniş Türk kitlelerinin katıldığı meşrutiyet hareketleri, iktidardaki İttihatçıların 
İslam  ve  Türk  birliğini  ana  hedefleri  hâline  getirmeleri  Azeri,  Özbek,  Tatar  ve 
Kazak  Türkü  aydınların  yönünü  yeniden  İstanbul’a  çevirmiş,  Çarlık  zulmünün 
Başını Kırım ve 
Kazanlı Türk ay-
dınların çektiği 
“Cedit Hareketi”, 
Rusya’nın Japon-
ya karşısında al- 
dığı yenilgi ve 
1905 Devrimi 
sonrasında 
Özbek, Kazak 
ve Azeri Türkleri 
arasında da 
yayılmış; kültü- 
rel ve siyasal an- 
lamda ciddi giri- 
şimlerin doğma-
sına vesile 
olmuş-tur.


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə