D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   113

65
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
biteceğine dair umutlarının daha da güçlenmesini 
sağlamıştır.  Cedit  hareketi  içerisinde  yer  alan 
aydınların  bir  yandan  “Kadimci”lerle,  diğer 
yandan  da  Kadimcileri  destekleyerek  kendilerini 
boğmak  isteyen  Çarlık  yönetimi  ile  uğraşmak 
zorunda  kalmaları  ve  en  önemlisi  de  Türkiye  ve 
İran’da  başlatılan  girişimlerin  beklenen  başarıyı 
gösterememesi, Türklüğün geleceği için son derece 
önemli  bir  dönemin,  beklenenleri  veremeden  son 
bulmasına neden olmuştur.
1917’de  gerçekleştirdikleri  Komünist  dev- 
rimle  iktidara  gelen  Bolşevikler,  Çarlık  yöneti-
mine  duydukları  öfke  nedeniyle,  Çarlık  Rus-ya’sı 
döneminde  yürütülen  sömürgeleştirme  politika- 
larını  eleştirmişler,  hatta  Çarlık  Rusya’sı  bünye-
sindeki  sömürge  halkların  (Doğu  Halkları)  kendi 
kendilerini yönetebilmeleri doğrultusunda vaatler- 
de  bulunmuşlardır.
4
  Bolşevikler,  Çarlık  yönetimi-
nin  Batılı  emperyalist  ülkelerle  nasıl  bir  işbirliği 
içinde olduğunu ortaya koyan gizli plan ve anlaşma- 
ları dünya kamuoyuna açıklayarak I. Dünya Savaşı’n- 
dan çekilmişler ve böylece sömürgeci güçlere karşı 
mücadele  eden  Osmanlı  Devleti’nin  geçici  olarak 
rahatlamasına da vesile olmuşlardır. Bolşeviklerin 
bu tutumu, doğal olarak Rus esareti altında yaşayan Türk topluluklarının devrimi 
desteklemelerinde hayli etkili olmuştur kanaatindeyiz. Ayrıca, Müslüman halkların 
Bolşeviklerin yanında yer almalarında, Bolşeviklerle savaşan Menşevik generallerin, 
Kızılları  yani  Bolşevikleri  yendikleri  takdirde  yeniden  Rus  monarşisini  getirmek 
ya  da  en  azından  Rus  şovenizmi  üzerine  kurulan  bir  siyasi  yapı  oluşturmak 
istemelerinin de ciddi anlamda etkisi olmuştur (Andican 2003: 37).
Birkaç yüzyıldır Çarlık Rusya’sı egemenliği altında yaşayan Türk topluluk-
larının  önde  gelen  aydınlarının  bizzat  Bolşevik  Devrimi’ne  katılmış  olmaları
5
  ve 
devrimin başını çeken Rus siyasileriyle seçkinlerinin sömürge halkların desteğine 
muhtaç  bulunmaları,  kısa  bir  dönem  de  olsa  sömürge  halklar  adına  bahar 
havasının esmesini sağlamıştır. Devrimin ilk yıllarında yaşanan ağır iç çatışmalar 
(Bolşevik-Menşevik çatışması, büyük işçi ve köylü isyanları), İngiliz emperyalizmi, 
Bolşeviklerin  başını  İngilizlerin  çektiği  emperyalizm  karşısında  aynı  emperyalist 
güçlere karşı mücadele eden Ankara Hükûmetinin desteğine muhtaç olması, Çarlık 
Rusya’sı döneminde yürütülen sömürgeleştirme politikalarının bir süreliğine askıya 
alınmasını sağlamıştır.
Özellikle de 
Stalin döneminde 
zirveye ulaşan 
Rus şovenizmi, 
İdil-Ural, Kafkas- 
ya ve Türkis-
tan’da yeşeren 
umutların üzerine 
bir buldozer gibi 
gitmeye başla-
mış, devrim, 
Çarlık yönetimine 
karşı kendisiyle 
birlikte mücadele 
eden Doğunun 
mazlum çocukla-
rını yemeye 
başlamıştır. 


66
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
Fakat estirilen yalancı bahar havası, devrimin olgunlaşması ve başını Lenin 
ile Stalin’in çektiği Rus siyasileriyle seçkinlerinin 1920’den itibaren bütün Rusya’da 
mutlak bir otorite sağlamalarıyla birlikte ağır ağır ortadan kalkmaya başlamış, yerini 
soğuk, keskin bir rüzgâra bırakmıştır. Özellikle de Stalin döneminde zirveye ulaşan 
Rus şovenizmi, İdil-Ural, Kafkasya ve Türkistan’da yeşeren umutların üzerine bir 
buldozer gibi gitmeye başlamış, devrim, Çarlık yönetimine karşı kendisiyle birlikte 
mücadele  eden  Doğunun  mazlum  çocuklarını  yemeye  başlamıştır.  Bolşevizmin 
gün  geçtikçe  Rus  şovenizmine  dönüştüğünü,  Sovyet  yönetiminin  Çarlık  Rusya’sı 
döneminde yürütülen politikaları sahiplenmeye başladığını, Kızıl Ordu zulmünün 
doğu üzerine yürüyen Çar ordularına rahmet okuturcasına arttığını
6
 gören dönemin 
Mirseyit Sultangaliyev, Turar Rıskulov, Neriman Nerimanov, Ahmet Baytursun gibi 
Türk aydınları harekete geçmişlerdir.  Fakat çok geçmeden hepsi “karşı devrimci”, 
“halk düşmanı”, “Pan-Türkist”, “Türkiye ajanı”, “Japonya ajanı”, “Almanya ajanı”, 
“İngiliz  işbirlikçisi”,  “burjuva  milliyetçisi”  damgalarını  yiyerek  “repressiya”nın 
(baskı,  zulüm,  sindirme  ve  ortadan  kaldırma  politikalarının)  kurbanı  olmaktan 
kendilerini kurtaramamışlardır.
1918’den  itibaren  başlayan  Rus  komünistlerle  Türk  kökenli  milliyetçi 
komünistler arasındaki kopuş, öncelikle Molla Nur Vahitov, Mirseyit Sultangaliyev, 
Mustafa Suphi, Neriman Nerimanov ve Turar Rıskulov gibi Türkler adına gelecek 
vadeden  isimlerin  hedef  haline  gelmesine  neden  olmuştur.  Molla  Nur  Vahitov, 
Sultangaliyev, Neriman Nerimanov ve Turar Rıskulov gibi isimler, bir yandan içinde 
bulundukları şartlara göre Rus Bolşevikleri ile birlikte hareket ederken, diğer yandan 
da  Sovyetler  Birliği’ne  bağlı  olan  Türk  bölgelerinin  bağımsızlığı  için  gizli  politik 
bir  savaş  vermişlerdir.  Büyük  bir  ekseriyeti  1937-1940  yılları  arasında  katledilen 
ve  Kazan’da  Galiyevciliğin,  Azerbaycan’da  Nerimanovculuğun,  Türkistan’da  da 
Rıskulovculuğun mimarı ve takipçisi olan Türk aydınları ile siyasilerinin düşünce 
yapıları birbirlerinden hemen hemen farksızdır. Ruslar tarafından “Turan Devleti” 
kurmak  amacıyla  gizli  örgütler  kurmakla  suçlanarak  katledilen  bu  milliyetçi 
sosyalistlerin kurdukları örgütlerde yazarlar, şairler, bilim insanları, kısacası Rusya 
Türklerinin 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında yetiştirdiği milli karakterdeki 
bütün  aydınları  yer  almıştır.  Bu  ifadeden  de  anlaşılacağı  üzere,  milliyetçi  Türk 
sosyalistleri arasında örgütsel bağlar da söz konusudur.
7
1918’den itibaren yaşananlar göstermiştir ki, Bolşevik Rusya’da Türk halkları 
için  değişen  pek  bir  şey  olmamıştır.
8
  Ruslar,  Türk  topluluklarının  önderlerini 
İslam  Dünyası’na  komünizmi  yaymaları  amacı  için  kullanmaya  çalışırken,  onlar 
da Rusya’da rejim değişikliğinden yararlanarak Türk halklarının eğitim seviyesini 
arttırmak, kendilerine ait bir ordu kurmak, iktisadi bakımdan güçlenmek ve nihai 
olarak  bağımsız  bir  devlet  kurmak  amacıyla  Sovyet  rejimini  kullanma  yoluna 
gitmişlerdir. Ruslar, bunun farkına çok çabuk varmışlar, fakat bu önderlerin erken 
tasfiye  edilmesinin  Sovyet  rejimi  için  tehlikeler  doğuracağına  inanmışlardır.  Bu 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə