67
yaratılmışsa yaratıldığı şey içindir. Şehvetin hazzı arzusuna kavuşmak; öfkenin hazzı
düşmanından intikam almaktır. Gözün hazzı güzel suretlerde, kulağın hazzı hoşa
giden name ve seslerdedir. Bunun gibi kalbin hazzı da kendi hususiyetindendir ve
onun için yaratmıştır. Bu da işlerin hakikatini bilmek demek olup, insanın kalbine
mahsustur. Fakat şehvet, öfke ve beş duyu organı ile anlaşılanlar hayvanlarda da
vardır.
Bunun içindir ki insan bilmediği şeye karşı yaratılış icabı merak ve ilgi duyar.
O şeyi bilmek ister. Bildiğine sevinir, neşelenir ve onunla övünür. Aşağı işlerde dahi
bu böyledir.
Kalbin hazzı işlerin hakikatini bilmek olduğuna göre; bilmek ne kadar büyük
ve kıymetli şeylerde olursa, o kadar kıymetli olacağı da açıktır. Bilinmesi daha
kıymetli olana ait bilgiler daha kıymetlidir. Dolayısıyla hazları da daha fazladır.
73
Maddi (bayağı) hazlardan manevi hazlara (yüksek hazza/kalbin hazzına/aşka)
giden uzun bir yol vardır. Bu yola Hz. Mevlana (k.s) seyr-i sülûk demiştir.
Farkındalık, bu yolda “kendini bilmek” aşamasının temelidir. Hz. Mevlana
Mesnevi’sinde bizlere şöyle ikaz buyurmaktadır:
Ey Gafil! Sen kendi şehvetine aşk adını koymuşsun,
Şu halinle o namusu ekberi soymuşsun,
Aşkın asıl manasının altını oymuşsun,
Bir bilsen küstahlığa nasıl doymuşsun.
73
Gazâlî, Kimyâ-i Saâdet, ss. 17-23, 27-31, 39, 40, 36, 37.
68
II-ALGISAL KAPASİTENİN GELİŞTİRİLMESİ (FARKINDALIK)
Kendi içlerindeki potansiyelleri ortaya çıkaramayan bireylerin ve toplumların
gelişim süreçlerinde önemli aksama ortaya çıkar. Kendine uzaklaşan birey veya
toplum, giderek kendisine yabancılaşır. Bu sebeple, insanın ne gibi potansiyeller
barındırdığı hakkında bilgi sahibi olması hem psikolojik olarak sağlıklı kalabilmesi
hem de yaşayışına doğru yön vermesi açısından önem taşımaktadır. İnsan kendi
varlığının özünü/kaynağını keşfetmeli ve bu öze uygun yaşamalıdır.
74
Hümanist psikolojinin ortaya çıkmasında katkıları bulunan Abraham Maslow;
ihtiyaçlar hiyerarşisiyle ilgili bir formülasyon sunmakta; insan ihtiyaçlarını, yeme-
içme, barınma, uyku gibi biyolojik-fizyolojik ihtiyaçlar ve emniyet, sevgi, aidiyet,
saygı, özsaygı ve kendini gerçekleştirme gibi üst gereksinimler şeklinde bir ayrıma
tabi tutmaktadır. Maslow, insanın hakikat, güzellik, aşkın olma vs. için duyduğu
ihtiyaçları meta ihtiyaçlar ve Being/Varlık değerleri olarak nitelendirir. Meta/aşkın
ihtiyaçların tatmin edilmemesi durumunda; bunun, insanda duygu ve değer kaybına
yol açacağını; anksiyete (kaygı) ve yabancılaşmaya sebebiyet vereceğini belirtir.
Maslow, insanın transpersonel; diğer bir ifadeyle, bilinen, sınırlı/mahdut benlik
alanının ötesine geçişini, tüm hedeflerin en yücesi kabul eder.
75
Logoterapiyi
76
(anlam terapisi) keşfeden Viktor E. Frankl; insanın
varoluşunun gerçek amacını, kendi varlık sınırları içinde kalarak bulmasının
74
Dökmen, s. 253, 255.
75
Osman Nuri Küçük, Mevlana’ya Göre Manevi Gelişim –Benliğin Dönüşümü ve Miracı- (2. Baskı),
İstanbul: İnsan Yayınları, 2009, s. 74.
76
Logoterapi: Adını Yunanca bir kelime olan “Logos” (Anlam)’tan alan Logoterapi, Viktor Frankl
öncülüğünde kurulmuş yeni bir psikoterapik yaklaşımdır. “Anlam”ı merkez kavram olarak kabul eden
bu ekol, “anlam kazandırma yoluyla terapi”yi metodu olarak benimser.
Logoterapi motive edici bir karaktere sahiptir. Logoterapinin asıl işlevi, insanın hayatına anlam
kazandırabileceği amaç ve hedefler bulmasını sağlamaktır. Bu noktada o, her türlü motivasyona değer
verir ve bunların etkinlik kazanmasında yardımcı olur. Her eylemin ardında yalnızca bir güdünün ya
69
mümkün olmadığını belirtmektedir. İnsanın varoluşu ona göre, kendini aşan bir
süreçte gerçekleşir. Çünkü insanoğlu, kendini aşabilen tek varlıktır.
77
Logoterapide
kişinin, varlığının derinliklerinde gerçekten özlediği şeylerin farkına varmasına
çalışılır.
78
Frankl ayrıca, kendilerine “no future (geleceği olmayan)” adını verdiği,
sadece anlık hazlara yönelen kişilerin varoluşlarını yaşamadıkları görüşündedir. Zira,
sadece anlık hazlarla yetinmek, bu dünyada gerçekten varolmaya bir direnç
sayılabilir.
79
Transpersonel psikolojinin kurucularından
Stanislav Grof; psikoloji ve
psikiyatrinin şu an geçerli temel varsayım ve kavramlarının radikal biçimde gözden
geçirilmesi ve yenilenmesi gerektiğini söyler. Grof, insan psişesiyle ilgili yaygın
görüşü benimseyen psikiyatrinin kartografisine eklenmesi gereken ikinci başlıca
alanın artık “transpersonel” adı altında bilindiğini ve bu terimin “kişilik ötesine
erişmek” ya da “kişiliği aşmak” anlamına geldiğini ifade eder. Grof’a göre, bu
düzeyde meydana gelen deneyimler bizim olağan sınırlarımızın (bedenimiz ve
egomuz) ve dünya algımızı olağan şuur haliyle kısıtlayan üç boyutlu uzay ve
doğrusal zamanın sınırlamalarının aşılmasını içerir.
80
Grof, köklü içsel dönüşüm ve
daha üst bir algı düzeyine yükselmenin gerekliliğini savunur.
da birlikte birçok güdünün rol oynadığını dikkate aldığımızda logoterapinin de güçlü bir motivasyon
değerine sahip olduğu ortaya çıkar. Logoterapik düşüncede ana güdü “Anlam İstemi” dir. Anlam
istemi kendisini “Anlam Arayışı” ile ortaya koyar ve diğer pek çok güdüyü amacına ulaşmada
kullanır.
Logoterapi deki “Anlam” ın bütünlüğü içerisinde yer alan bazı özel kavramlar da söz konusudur.
Bunlar; varlık, varoluş, değerler, tercih, karar, özgürlük, sorumluluk, vicdan, güven ve geçiciliktir. Bu
kavramlar “anlam” kavramı bünyesinde birleşir ve bütünleşir. Anlama yüklediği bu olumlu
muhtevadan ötürü Logoterapi “Anlam Merkezli” liği yanında “Yeniden İnsanileştirici” bir psikoterapi
ekolü olarak tanımlanır. Bkz. Abdülkerim Bahadır, “Psikoterapide Yeni Bir Yaklaşım: Logoterapi ve
Viktor Frankl, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 9, Cilt 9, 2000.
77
Viktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı, Çev.: Selçuk Bahadır, Ankara: Öteki Yayınları, 1992, s.
99'dan Küçük, Mevlana’ya Göre Manevi Gelişim –Benliğin Dönüşümü ve Miracı, s. 75.
78
Frankl, s. 117.
79
Dökmen, ss. 176, 177
80
Stanislav Grof, Geleceğin Psikolojisi, Çev: Sezer Soner, İzmir: Ege Meta yayınları, Dönüşüm
Basım Yayın Tanıtım, 2002, s. 93.
Dostları ilə paylaş: |