Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   46

   “OKU” EMRİ İLE BAŞLAYAN KUR’AN’IN İLME VERDİĞİ DEĞER   
93
itikadî, ahlâkî, estetik, ekonomik vb. yönlerden daha yüksek 
seviyelere taşımalıdır. Şu halde davranış ve uygulama planın-
da olumlu sonuçlar doğurmayan veya kötülüklere alet edilen 
bilgi, kıymeti bilinmemiş, şükrü eda edilmemiş bir nimet olup 
ayrıca sorumluluğu gerektirir. Sonuçta zihnini doğru bilgilerle, 
kalbini Allah’a karşı saygı ve sorumluluk şuuruyla ve hayatını 
hayırlı amellerle donatanlar “erdemli bilginler”, sadece dünyevî 
emellere ulaşmayı amaçlayan ve zaman zaman bu amaç uğru-
na bilgisini kötüye kullananlar da “erdemsiz bilginler” adını 
almıştır.
35
 Erdemli bilginlerin yeryüzündeki mevcudiyeti ise 
yıldızların gökteki mevcudiyeti gibidir.
36
35  Dârimî, “Mu
ḳaddime”, 29, 34.
36 
Müsned, III, 157.
CAMİ VE KİTAP.indd   93
29.09.2016   15:34:18


Mescitler, insana ait her kurumda bulunmalıdır. 
Her mescitte hem kitap okumak için bir 
kütüphane hem de ibadet mahalli içinde Kur’an 
raflarının bulunduğu alanlarda tefsir, fıkıh, hadis 
ve çeşitli dinî konularda kitaplar yer almalıdır. 
Çünkü mescit müminin hayat medresesidir.
CAMİ VE KİTAP.indd   94
29.09.2016   15:34:18


95
Yrd. Doç. Dr. Yasin PİŞGİN 
Akdeniz Üniversitesi 
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Cami, Kitap ve Gençlik
I. Giriş
Yüce Allah Kur’an’da, insanı kendisine kulluk etmesi için 
yarattığını bildirmiştir.
1
 Bu yaratılış gayesi; doğumla başlayan 
ve ölümle sonlanan insan yaşamının tamamını kapsar.
2
 Başka 
bir deyişle insanın; âkil ve bâliğ olup dinen mükellef duruma 
geldikten sonra, ömrünün her anını Allah’ın rızasına uygun 
bir şekilde geçirmesi, her davranışını; var oluşunun anlam ve 
amaçları çerçevesinde gerçekleştirmesi gerekir. Allah’ın insana 
biçtiği bu anlam ve amaç, Kur’an’da o derece ön plana çıkarıl-
mıştır ki, yeryüzünün ve gökyüzünün bile insanın bu gayesini 
gerçekleştirmesinin zemini olarak yaratıldığı ifade edilmekte-
dir.
3
 Şu halde kulluk; insanın, her zaman ve her yerde bütün 
davranışlarını bu hedef çerçevesinde icra etmesidir.
İnsanın her an ve her yerde, her davranışını kulluk şuuruy-
la gerçekleştirmesi nihai bir gaye olmakla birlikte, bu durum 
belirli zaman ve mekânlara has birtakım ibadetlerin bulun-
masına engel değildir. Aksine birtakım özel yer ve zamanla-
ra hasredilen bu ibadetler; kulluk şuurunun bütün zaman ve 
zeminlerde egemen “külli bir duygu” hâline gelmesine olanak 

Bkz. Zâriyât, 51/56-58.

Bkz. Mülk, 67/2.

Bkz. Hûd, 11/7.
CAMİ VE KİTAP.indd   95
29.09.2016   15:34:18


  CAMİ VE KİTAP  
96
sağlar. Bu küllî duyguyu en genel anlamda “din(darlık)” olarak 
ifade etmemiz mümkündür. Bu itibarla Hz. Peygamber belirli 
vakitlerde ve özel birtakım rükünlerle ifa edilen namaz iba-
detini, dinin direği saymış ve kendisine “İslam’da hangi şeyin 
(Allah’a) en sevimli olduğu” sorulduğunda; “
Vaktinde kılınan 
namaz” buyurmuştur.
4
Namazın özü; insanın, kendi eksiklik ve zafiyetlerini fark 
etmesi; şükür, övgü, minnet ve takdir duyguları içinde Allah’ı 
insana ait bütün kusur ve hatalardan, başka bir deyişle olumsuz 
karakter özelliklerinden tenzih edip her türlü kemalâtın sahibi 
olan Allah’a yönelerek kendi karakterinde olumlu özellikleri 
inşa etmesidir. Günde beş defa eda edilen bu ibadet sayesinde 
insan, kendini keşfetme ve kendi varlığının bilincinde olma 
imkânını elde eder. İnsan kendini tanıdıkça Allah’ın, nefsine 
doğuştan ilham ettiği ve “takvâ” olarak isimlendirdiği
5
 fıtrî er-
demleri ve en yüksek karakter özelliklerini elde eder.
6
İnsan namaz sayesinde hem Allah’a duyduğu sevgi ve gü-
veni hem de Allah’ın ona duyduğu sevgi ve güveni derinden 
kavrar. Bu ise insanın kendisine ve diğer insanlara duyacağı 
güven ve sevginin temelini oluşturur. Bu özelliklerden mahrum 
olan insan, kendisine ve diğer insanlara karşı küçümseme, aşa-
ğılama, yıkıcı eğilimler ve yabancılaşma gibi olumsuz karakter 
özelliklerine maruz kalır. Günde beş defa insanla Allah arasında 
kurulan canlı ve güncel bir ilişki olan namaz; insanın, bütün 
nimetlerin sahibinin Allah olduğunu fark etmesini; bundan 
dolayı da sahip olduğu şeyler sebebiyle gurur ve kibre kapıl-
maması gerektiğini insana hissettirir. Bu şuur sayesinde insan, 

Beyhakî, Muhammed b. Hüseyin,
 Şuabü’l-îmân, Thk. Abdulhamîd Hâ-
mid, Mektebetü’r-Rüşd li’n-Neşri ve’t-Tevzî’, Riyâd, 1423/2023, IV, 300, 
Hadis No: 2550.

Şems, 91/8.

Ekerim, Esma Sayın, 
Namaz ve Karakter Eğitimi, İnsan Yay., İstanbul 
2009,  s.  66-67.
CAMİ VE KİTAP.indd   96
29.09.2016   15:34:18


   CAMİ, KİTAP VE GENÇLİK   
97
başkalarına verilen nimetlere karşı kin, haset, nefret, haksız 
rekabet ve tatminsizlik gibi duygulardan da korunmuş olur.
 
Namaz; kendini bilme, sevme, kendine güvenme, bağışlanma 
umudu, yenilenme bilinci, yaşam hedeflerine sahip olma ve 
olumlu düşünme gibi özelliklerin temelidir.
7
Bu işleviyle namaz; insana, Yüce Yaratıcısına yakınlaşma-
sı konusunda, başka hiçbir yolla elde edemeyeceği ahlaki er-
demleri kazandırır. Allah’a yakınlaşmanın zirvesi namazdadır. 
Bu zirve secdedir. Hz. Peygamber; secdenin, Allah’a manevi 
yakınlığı tesis edici boyutuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: 
“Kulun, Rabbine en yakın olduğu durum secde hâlidir.”
8
 Secdenin 
bu özelliği Kur’an’da; 
“Secde et ve (Rabbine) yaklaş.”
9
 ayetiyle 
vurgulanır. Namazın ifa edildiği mekân, “mescit” olarak isim-
lendirilmiştir. Mescit; namazın ön plana çıkan rüknü olan sec-
de ile aynı kökten türemiş ve secdenin, dolayısıyla da namaz 
ibadetinin mahalli ve ism-i mekânı olmuştur. Belki de kulun 
Allah’a en fazla yakınlık sağladığı secdeye ev sahipliği yap-
ması sebebiyle Kur’an’da mescitlerin Allah’a ait olduğu ifade 
edilmiş;
10
 Kureyş Suresi’nin 3. ayetinde de Ka’be “beyt” olarak 
isimlendirilmiş ve Allah’ın bu beytin Rabbi, yani “ev sahibi” 
olduğu vurgulanmıştır. Bu itibarla özelde “Mescid-i Harâm”, 
genelde de diğer mescitler için 
هــلل� تــيب
 : “Allah’ın evi” tabiri 
kullanılır. Bu tabir Kur’an’da, 
اــَهيٖف َرــَكْذُيَو َعــَفْرُت ْنَ� ُهــّٰلل� َنِذَ�  ٍتوــُيُب ىــٖف 
ُهُمــ ْس�

“Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin 
verdiği evlerde…”
11
 şeklinde lafza-i celâl ile tamlama yapılmaksı-
zın geçer. Hz. Peygamber ise “beytullah” tabirini kullandığı bir 
hadisinde şöyle buyurur: 
“Mescitler Allah’ın evleridir. Yıldızların 
yeryüzü ahalisini aydınlattıkları gibi mescitler de gök ehli (melek-

Ekerim, a.g.e, s. 70-74.

Müslim, “Salât”, 215; Ebû Dâvûd, “Salât”, 147-148; Nesâî, “Tatbîk”, 78. 

Alak, 96/19.
10  Cin, 72/18.
11  Nûr, 24/36.
CAMİ VE KİTAP.indd   97
29.09.2016   15:34:18


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə