Dr. Emeran Mayer Beyin-Bağırsak



Yüklə 5,78 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/173
tarix11.12.2023
ölçüsü5,78 Mb.
#148344
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   173
Emeran Mayer - Beyin-Bağırsak Bağlantısı - Paloma Yay cs

üzerinde etki yaparlar.
Bağırsak serotonin sistem inin öncü araştırmacılarından biri olan
M ike G ershon, bağırsak serotonin sistem iyle bağlantılı bağırsak du­
yularının farkına vardığınız tek ânın durumun kötü olduğu ya da bazı
vakalarda —benim Yeni D elhi’ye giderken cehennem azabı çektiğim


BAĞIRSAKLARINIZ BEYNİNİZLE NASIL KONUŞUR? 77
otobüs yolculuğu gibi—çok kötü olduğu an olduğunu söyler. Ancakbu 
gerçekten böyle midir? Bakteriyel veya viral bir enfeksiyon, yoğun bir 
serotonin salgısını tetiklediğinde veya bağırsak serotonin sistemindeki 
bir değişikliğin İBS belirtileri veya ishale neden olduğunda ortaya çıkan 
dramatik olayları bir an için kenara bırakalım. Bağırsaklarda bulunan ve 
doğrudan beyindeki duygulanım kontrol merkezlerine bağlanan vagus 
sinir yollarına yakın yerleşimli muazzam serotonin depoları göz önüne 
alındığında, beynimizin duygusal merkezlerine sürekli olarak seroto­
nin ile ilişkili düşük seviyeli bir bağırsak sinyal iletisinin gönderilmesi 
mantıklı görünmektedir. Bu iletiler bağırsak içeriklerinin serotoninle 
dolu hücrelere sürtünmesine karşı oluşan tepkiyle veya bağırsaklardaki 
mikrobiyal metabolitlere yanıt olarak gönderilirler. Bu serotonin kodlu 
sinyallerin bilinçli olarak farkına varmasak bile, bu düşük seviyeli sero­
tonin salınımı, arka plandaki duygularımızı ve o an neler hissettiğimizi 
etkileyerek ruh hâlimiz üzerinde olumlu bir “ton” ortaya çıkarabilir; bu 
da çok sayıda insanın keyifli bir yemeği midesine indirirken neden müt­
hiş bir mutluluk ve hoşnutluk yaşadığını açıklayabilir.
Bir Bilgi Kaynağı Olarak Gıdalar
Tüm bunlar önemli bir soruyu gündeme getirir; Pek çoğumuz bağır 
sak duyularımızın büyük çoğunluğunu çok fazla yemek yedikten sonra 
midenin iki katı genişlemesini ya da bağırsaklarımız boşken ilerleyen 
motor kompleksin yaptığı fındık kıracağına benzer kasılmaları bile bi­
linçli olarak algılamıyorsa o hâlde bağırsaklar neden uzmanlaşmış duysal 
alıcılara gerek duyar?
Bu sorunun basit ve bilimsel yanıtı, bu algılama mekanizmalarının 
midenin boşalması, gıdaların bağırsaklardan geçişi, asit ve sindirim en­
zimlerinin salgılanması gibi temel bağırsak fonksiyonlarının düzgün ve


78 BEYİN BAĞIRSAK BAĞLANTISI
eşgüdümlü çalışması; yiyecek alımı ile ilgili iştah ve doyma gibi bedensel 
işlevler ve kan şekerinin kontrol edilmesi gibi temel metabolizmamız için 
gerekli olduğudur. Bağırsak duyularının bu işlevleri muhtemelen, ilkel, 
minik deniz hayvanlarının bazı besin maddelerini metabolize etmele­
rine yardımcı olan mikroorganizmalar tarafından “kolonize” edildiği 
milyonlarca yıl öncesine dek geri gitmektedir.
Bu bağırsak duyusal sisteminin neden var olduğuna dair soruya veri­
len daha kışkırtıcı bir diğer yanıt da bağırsaklarımızdan beynimize doğru 
olan muazzam bilgi akışıyla ilgilidir. Bu bilgiler bağırsak işlevlerimize ve 
metabolik ihtiyaçlarımıza doğrudan bağlı olmayıp, radarımıza girmeyen 
iletilerdir. Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikrobun mesaj bom­
bardımanını da içeren bu devasa bilgi, bağırsak-beyin eksenine genel sağ­
lığımızı, esenliğimizi, duygularımızı ve hatta 5. Bölüm'de göreceğimiz gibi 
aldığımız kararları belirlemede benzersiz ve beklenmedik bir görev verir.
Çeşitli bağırsak algılayıcılarının ve vagus sinirinin bilimsel karmaşıklıkları 
ile birlikte bunların sindirim sürecindeki işlevlerini de göz önüne aldığımız­
da ve bunları bağırsak duyularına ilişkin genel bağlam içine yerleştirdiği­
mizde, ortaya yeme alışkanlığımızla ilgili çığır açan bir tablo ortaya çıkıyor: 
Sindirim sistemimiz, sadece yemeklerle aldığımız besin maddelerinin ve 
kalorilerin çoğunu emebilen (bağırsaklarımızdaki mikropların vücudun 
sindiremediği kalan gıdaların hakkından geldiklerini unutmayalım) bir 
kanal olmakla kalmaz, bağırsakların sofistike gözetleme sistemi aslında 
yediklerimizin besin içeriğini analiz ederek bunların en uygun şekilde 
sindirilmesi için gerekli olan bilgileri de ortaya çıkarır. Diğer bir deyişle, 
yemek, en iyi biçimde nasıl sindirileceği konusunda kendi kullanım kıla­
vuzu ile birlikte gelir. Hatta bu kullanım kılavuzu, yakın zamana kadar 
bilmediğimiz ve hâlâ ne anlama geldiğini anlamaya çalıştığımız çok de 
taylı bilgiler de içerir. Siz bir vegan da olsanız, balık dışında et yemeyen bir 
peskateryen, hem etçil hem otçul biri, et yemekleri konusunda bir uzman,


BAĞIRSAKLARINIZ BEYNİNİZLE NASIL KONUŞUR? 79
bir abur cubur düşkünü, bir diyetten diğerine atlayan veya aklına esince 
oruç tutan biri, hatta kısa bir süre önce Meksika seyahatinde bağırsak en­
feksiyonuna yakalanmış şanssız bir gezgin de olsanız bu durum geçerlidir. 
En önemlisi, bağırsakların karmaşık duyusal sistemi, yiyeceği ağzımıza 
aldığımız ve kalın bağırsaklarımıza kadar gitmek üzere sindirim kanalı­
mıza gönderdiğimiz saniyede bu bilgiyi özümsemeye başlar. Dilimizdeki 
tat reseptörleri ile yemek borumuzda bulunan enterik sinirler, sindirmek­
te olduğumuz şey hakkında bilgi iletmeye başlar ve bu işlem, yemeğimiz 
bitinceye kadar devam eder. Tüm bunları günlük işlerimize herhangi bir 
şekilde müdahale etmeden gerçekleşir.
Bağırsağın duyusal alıcılarının bağırsak duvarımızın üzerinde kapladık 
ları alanın genişliği ve gösterdikleri yoğun dağılımı göz önüne aldığımızda, 
bağırsağımızın her an, hem sindirime ilişkin karmaşık süreçlerden, hem de 
burada gevezelik yapan 100 trilyona yakın mikroptan kaynaklanan büyük 
miktarda bilgiyi beyne ilettiği açıktır. Başka bir deyişle, muazzam miktarda 
bilginin toplanması, depolanması, analiz edilmesi ve bunlara yanıt verilmesi 
söz konusu olduğunda, bağırsak-beyin ekseni bir zamanlar sanıldığı gibi han­
tal bir buharlı sindirim makinesinden ziyade gerçek bir süperbilgisayardır.
Bu anlayış, bağırsakların makro ve mikro boyutlardaki besin mad 
deleri, metabolizma ve kalorilerin ayrıntılarıyla meşgul olmaktansa, 
kendine ait sinir sistemi ve mikrobiyal sakinleri ile aslında hücre sayısı 
bakımından beynimizi fazlasıyla aşan ve beynin yeteneklerinden bazıla 
rina rakip olan şaşırtıcı bir bilgi işleme makinesi olduğuna dair modern 
bir yaklaşımın bir parçasıdır. Dışarıdan aldığımız gıdalar aracılığı ile bu 
sistem bizi çevremizdeki dünyayla yakından ilişkilendirerek yiyecek­
lerimizin nasıl yetiştirildiğine, toprağımıza koyduklarımıza ve süper­
markette almadan önce hangi kimyasalların eklendiğine dair yaşamsal 
bilgileri toplar. Bir sonraki bölümde daha ayrıntılı olarak öğreneceğimiz 
gibi, bağırsak mikropları ne yediğimizle nasıl hissettiğimiz arasındaki 
bu bağlantıda belirgin bir rol oynamaktadır.


4
MİKROP SOHBETİ: BAĞIRSAK-BEYİN 
DİYALOĞUNUN TEMEL BİLEŞENİ

Yüklə 5,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   173




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə