Dr. Emeran Mayer Beyin-Bağırsak


veya yalama gibi) çok özel etkileşim lerin, bir yenidoğanın genlerini



Yüklə 5,78 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə64/173
tarix11.12.2023
ölçüsü5,78 Mb.
#148344
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   173
Emeran Mayer - Beyin-Bağırsak Bağlantısı - Paloma Yay cs

veya yalama gibi) çok özel etkileşim lerin, bir yenidoğanın genlerini
kimyasal olarak değiştirebildiğini buldular. İhmal edilen sıçan yavru­
larının hücrelerinde, enzim ler DNA’larına m etil grupları adı verilen
kimyasal etiketler takıyordu. Etiketler D N A üzerinde oturduğu için
eski Yunancada “üzerinde” anlamına gelen “
epi
” öneki kullanılarak bu
kalıtım şekline epigenetik adı verilm iştir. Bu, genetik geçiş gösteren
klasik kalıtım şeklinden farklıdır, çünkü etiketlenmiş gen hâlâ aynı bil­
giyi taşımakta ve aynı proteini yapmaktadır. Ancak etiketli olduğunda
bunu yapması oldukça zorlaşır.
Altta yatan biyolojiye başka bir açıdan bakacak olursak: İnsan geno­
mu, yani tüm genlerimizin toplamı, hayat kitabımızı oluşturuyorsa be­
yin hücresi, karaciğer hücresi ve kalp hücresinin her biri kitabın farklı
bölümlerini okur. Epigenetik etiketler, bir beyin hücresine kitabın hangi
bölümünü, bir karaciğer veya kalp hücresine de kitabın başka hangi bö­
lümünü okuyacağını gösteren kitap ayıraçlarıdır.


SAĞLIKSIZ ANILAR 12S
Annenin yavruya yeterince iyi bir bakım sağlayamamış olması, bu ki­
tap ayıraçlarında ve altı çizili yerlerde çok az değişi klik yapmıştır. Ancak 
etiketli genlerden bazıları beyin sinyallerini değiştirmiş, bu da yetişkin 
kız çocuklarını kendi anneleri gibi ilgisiz ve ihmalkâr yapmıştı. Sonuçta 
bu, kendi yavrularının genlerinin de etiketlemesine neden olmakta ve 
döngü böyle devam etmekteydi. Genlerimizin bu şekilde epigenetik 
olarak düzenlenmesinin sadece beynimizin nasıl gelişeceğini belirleyen 
hücreleri ve mekanizmaları değil, aynı zamanda üreme hücrelerimizi veya 
gametlerimizi, yani çocuklarımıza aktarılan genetik bilgiyi de etkiledi­
ğini biliyoruz. Epigenetiğin keşfi, stresle ilgili hastalıkların doğuştan mı 
geldiğine, yoksa yavruya verilen bakımla mı oluştuğuna dair süregelen 
uzun bir tartışmayı da sona erdirdi. Epigenetik, m odern biyologların 
kalıtımla ilgili olarak inandıkları her şeyi alt üst etti.
Jennifer'ın annesinin ve annenannesinindeonun gibi depresyon, kaygı 
ve karın ağrısı yakınmalarından muzdarip olduğunu anımsayın. Çoğu 
doktor bunu söz konusu rahatsızlıklara ilişkin genlerin Jennifer’ın ailesin­
de “geçiş gösterdiğine” dair bir kanıt olarakgörürdü. Ancak Washington 
eyaletindeki Seattle Üniversitesi nden Rona Levy tarafından yaklaşık 
12.000 ikiz kardeşte kalıtımın İBS belirtileri üzerindeki rolünü belir­
lemek için yapılan bir çalışmada, bu denli basit bir açıklamanın yanlış 
olabileceği sorgulandı. Beklenildiği üzere, genetik açıdan özdeş ikizler­
de (tek yumurta ikizlerinde) her iki kardeşin de İBS belirtileri gösterme 
olasılığı, dizigotik (çift yumurta) ikizlere göre daha yüksekti. Bu bulgu
genlerin İBS gelişiminde önemli bir rol oynadığını doğrulamıştır. Bununla 
birlikte, Levy, anne babalarına İBS tanısı konmuş olmasının çocuklarda 
İBS oluşumu için İBS'li bir ikiz kardeşe sahip olmaktan daha güçlü bir 
belirleyici olduğunu da keşfetti. Bu, klinik tanının nesiller arası aktarı­
mında 
genlerden başka
mekanizmaların önemli bir rol oynadığı anlamı­
na gelir. Bu konuya başka yorumlar getirmek de m üm kündür (örneğin 
toplumsal öğrenmenin rolü), ancak İ BS gibi strese duyarlı hastalıkların



Yüklə 5,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   173




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə