Dünya klasikleri DİZİSİ: 76



Yüklə 278,33 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/15
tarix08.09.2018
ölçüsü278,33 Kb.
#67799
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15

Dionysios'un oğlunu seçin: bir tyrannosun oğlu olmakla birlikte, kenti 

kurtarmak istemekte; ve böylece hem kendine, hem soyuna, geçici ve eğri 

bir tyrannosluk yerine ölümsüz bir onur sağlamaktadır. Üçüncü olarak, 

Syrakusa krallığına, kendisinin ve halkın isteğiyle düşman ordusunun 

şimdiki başını, Dionysios'un oğlu Dionysios'u çağırın; ama Dionysios, 

talihinin değişmesinden korkarak, yurduna ve artık kimsenin uğramadığı 

mezar ve tapınaklara acıyıp, tutkusunun da her şeyi barbarların yararına  

tümüyle yok etmesinden çekinerek, krallık yönetim biçimini kendiliğinden 

kabul etmelidir. Bu üç krala isterseniz Lakedaimonya krallarının yönetim 

erkini verin; isterseniz, aranızda anlaşarak bu erki kısın; ama onları 

tahtlarına böyle oturtun. Bunu size daha önce de söylemiştim; şimdi de 

dinleyin. Dionysios'la Hipparinos'un aileleri, ricalarınızı ve 

Sicilya'nın esenliğini gözönünde tutarak, kendilerinin ve soylarının, 

şimdi de, gelecekte de, birçok onurlardan yararlanmaları koşuluyla, 

bugünkü yıkımlara bir son vermeye razı olurlarsa, yukarda da söylediğim 

gibi, temsilciler çağırın; bunlara, bir uzlaşma sağlamaları için, tam 

yetki verilsin; ve bunlar, kralın isteğine ve uygun bulacakları sayıya 

göre, ya Sicilyalılar, ya yabancılar arasından ya da hem Sicilyalılar hem 

yabancılar arasından seçilsin. Temsilciler toplanınca, yasalar yapsınlar 

ve bir yönetim düzeni kursunlar. Bu düzene göre doğru da olacağı gibi, 

krallara, kutsal işlerin; ülkelerine  iyilik etmiş böyle kimselere de 

güvenilecek işlerin yönetimi verilsin. Temsilciler halk ve yaşlılar 

meclisine danışarak, savaşta ve barışta yetki kullanmak üzere otuz beş 

yasa koruyucusu seçmeli; değişik davalara göre değişik mahkemeler olmalı; 

ama ölüm ve sürgün kararlarını ancak Otuz Beşler verebilmelidir. Bunlara, 

bir yıl önceki yargıçlar kurulundan birer tane olmak üzere, en doğru, en 

iyi yargıçlar katılmalı; ertesi yıl, bunlar hep birlikte, yurttaşların 

ölümünü, hapsedilmesini ve sürülmesini gerektiren davalarda yargıçlık 

etmelidirler. Kralın bu tür davalarda yargıçlık etmesi yasaklanmalıdır: 

çünkü o, rahip olmak sıfatıyla öldürme, hapis ve sürgün gibi şeylere 

elini sürmemelidir. 

"İşte, sağken ve şimdi, sizin için gerçekleştirmek istediğim tasarılar; 

sizin de yardımınızla düşmanlarımı alt ettikten sonra, dost kılığına 

girmiş Erinniler (8) engel olmasaydı, tasarladığım yönetim biçimini 

kuracaktım. Bundan sonra olaylar umduğum gibi çıksaydı, bütün Sicilya'yı 

yeniden kuracak; herkesin özgürlüğü için tyrannosluğa karşı savaşmamış 

olan barbarların ele geçirdikleri yerleri ellerinden alacak; Helen 

topraklarının o eski halkını, atalarının o eski yerlerine getirecektim. 

İşte hepinizin bugün ele almanızı istediğim şey. Bunu gerçekleştirmeye 

çalışın; herkesi bu yolda yardıma çağırın; gelmeyecek olanı devletin 

düşmanı sayın. Bu, başarılamayacak bir şey değildir. İki ruhun 

tasarladığı, düşüncenin de en iyi olduğunu kolaylıkla göstereceği bir 

şeyi başarılamaz saymak akıllılık olmaz. Bu iki ruhtan, Dionysios'un oğlu 

Hipparinos'la oğlumun ruhlarını anlıyorum. Bu ikisi aralarında 

anlaşırlarsa, kentlerini düşünen Syrakusalılarla da anlaşabileceklerini 

sanıyorum. Bütün tanrılara, tanrılarla birlikte saymaya değer her varlığa 

saygı ve dualarınızı sunun; sonra, dost, düşman herkesi, aynı 

yumuşaklıkla ama üsteleyerek çağırın; ve uyanık gözlere tanrının 

gönderdiği bir düş gibi olan bu sözlerimiz, tükenmez çabalarınızla, 

parlak ve ak yazılı bir gerçeğe erinceye dek elinizden geleni yapmaktan 

geri kalmayın." 

 

 



 

 

 



DOKUZUNCU MEKTUP  

 



Platon'dan Tarantolu Arkhyas'a.  

 

İyilikler, 



Arkhippos, Philonides ve yanındakiler kendilerine vermiş olduğun 

mektuplarla geldiler; senden haber getirdiler. Kentle olan işlerini 

kolayca gördüler; aslında bu işler öyle pek güç de değildi. Sana gelince; 

devlet işleriyle uğraşmak yükünden kurtulmadığın için sıkılıyormuşsun. 

İnsanın yaşamda kendi işleriyle uğraşması (hele bunlar senin seçtiklerin 

gibi olursa) elbette hoştur; bunu herkes bilir. Ama unutmaman gereken bir 

şey var: biz yalnızca kendimiz için doğmadık; varlığımızın bir parçası 

yurdumuzun; bir parçası ana babamızın; bir başka parçası 

dostlarımızındır; ama büyük bir parçası, yaşamın bizi bağladığı durumlara 

verilmelidir. Yurdumuz, bizi devlet yönetimi işlerine çağırırsa, bunu 

geri çevirmek yakışık alır mı? Hem, aslında böyle bir şey yaparsak, 

yerimizi devlet işlerine girdikleri zaman iyiyi hiç düşünmeyen değersiz 

kimselere bırakmış oluruz. Bu konuda söylediklerim yeter. Ekhekrates'e 

gelince, onunla, şimdi olduğu gibi, senin, babası Phrynion'un ve gencin 

kendi hatırı için, gelecekte de ilgilenmeyi sürdüreceğim. 

 

ONUNCU MEKTUP  



 

Platon'dan Aristodoros'a.  

 

İyilikler, 



Bana söylediklerine göre, her zaman olduğu gibi, şimdi de Dion'un en 

yakın dostlarındanmışsın; huyunda da felsefeye gereken bilgelik varmış. 

Metinlik, bağlılık, açık yüreklilik... işte bence gerçek felsefe budur. 

Başka başka amaçları olan öteki bilimleri, öteki hünerleri, eğlence 

demekle, tam olarak adlandırmış oluyorum. Hoşça kal ve şimdiki gibi 

davranmaktan hiç şaşma. 

 

 

 



ON BİRİNCİ MEKTUP  

 

Platon'dan Laodamas'a. 



  

İyilikler, 

Sana daha önce de yazmıştım; o sözünü ettiğin işler için Atina'ya gelmen 

çok yararlı olacaktır. Ama "Gelemem" dediğine göre, en iyisi gene ya 

benim ya da mektubunda yazdığın gibi Sokrates'in gelmesi olacaktır. Ama 

Sokrates idrar zorluğundan hasta; bana gelince, oraya gelip de göreyim 

diye çağırdığın işi iyi bir sonuca bağlayamazsam, çok küçük düşerim. 

Aslında, bu işin başarılabileceğini de pek ummuyorum. Bak neden? Bunu 

sana uzun uzadıya anlatmam için başka bir mektup, hem de uzun bir mektup 

yazmam gerek. Ben artık yaşlandım; orada, burada dolaşmak, denizde, 

karada, birtakım tehlikelere göğüs germek için gereken beden gücüm de 

kalmadı. Yolculuğun da, bilirsin, binbir tehlikesi var. Bununla birlikte 

sana ve yanındaki yurttaşlara öğüt verebilirim; öğütler benim ağzımda, 

Hesiodos'un söylediği gibi, pek yalın gibi görünürlerse de, bunları 

tasarlamak epey güçtür. Yurttaşların gündelik yaşayışlarını gözetmek; 

kölelerin, özgür kimselerin ölçü ve yiğitlikle davranmalarını sağlamak 

için yönetim gücü ve yeteneği olan bir kimse bulunmazsa, yalnızca 

gelişigüzel yasalar koymakla iyi bir yönetim kurabileceğini sanmak 

yanlıştır. Böyle bir erke değerli bir kimse bulunursa, bu sonuca 

varılabilir. Ama, sizi yetiştirmek için birine gereksinmeniz varsa, 

korkarım, orada ne bir öğretmen, ne de bir öğretmenden ders almış bir 

kimse bulamayacaksınız ve tanrılara başvurmaktan başka bir yolunuz 




kalmayacak. Aslında, eski devletler, aşağı yukarı hep böyle 

kurulmuşlardır; ancak sonra, savaş gibi, başka şeyler gibi büyük 

olayların yardımıyla ortaya büyük gücü olan bir kimse çıkınca iyi 

yönetilmişlerdir. Şimdilik bu söylediklerimi iyi dinleyin; bu 

görevinizdir ve gereklidir. Bütün bu konuyu, söylediğim gibi görün; 

kolayca başarı elde edeceğinizi de sanmayın. Başarılar. 

 

 

 



ON İKİNCİ MEKTUP 

 

Platon'dan Tarentoslu Akhytas'a. (9) 



 

İyilikler, 

Göndermiş olduğun yazıları aldık, çok hoşnut olduk; yazanı büyük bir 

beğeniyle karşıladık. Atalarına uygun olduğu anlaşılıyor; söylendiğine 

göre bunlar Myra'dan geliyorlarmış; Laomedon'un krallığında yurtlarını 

bırakan Troialıların soyundanmışlar; eskilerden duyulagelene göre de, iyi 

kimselermiş. Mektubunda sözünü ettiğin yapıtlarıma gelince, daha 

tamamlayamadım; ama olduğu gibi gönderiyorum. Onları, nasıl korumak 

gerektiğini ikimiz de biliyoruz; onun için bu yolda başka bir şey 

söyleyecek değilim. 

 

 

 



 

ON ÜÇÜNCÜ MEKTUP 

 

Platon'dan Syrakusa tyrannosu Dionysios'a. 



 

İyilikler, 

Mektubuma bu selamla başlayayım da, benden olduğuna bir belirti olsun. 

Bir gün, genç Lokrialıları yemeğe çağırmıştın; sofrada benden biraz 

uzakta oturuyordun. Kalktın, bana doğru geldin ve benim de, yanımda 

oturan güzel gencin de, çok iyi bulduğumuz hoş bir şey söyledin. O zaman 

bu genç sana: "Dionysios," dedi, "Bilgeliği araştırma yolunda Platon'un 

herhalde sana çok yararı olmuştur." Sen de, "Yalnız bu mu ya? Daha birçok 

konuda yararını gördüm; bak, onu buraya getirmekle hemen yararlandım," 

dedin. İşte Dionysios, bu yoldan şaşma da, birbirimizden gördüğümüz 

yararlar artsın. Bana gelince, hep bu amacı güderek, bugün, sana 

Pythagorasçıların yazılarıyla bölümleri ve o zaman anlaştığımız gibi, 

senin de, sarayında olduğuna göre Arkhytas'ın da yararlanabileceğiniz bir 

adam gönderiyorum. Adı Helikon'dur; Kyzikos'da doğmuştur; Eudoksos'un 

öğrencilerindendir ve bütün öğretilerimi tümüyle kavramıştır. Bundan 

başka, Isokrates'in bir öğrencisiyle ve Bryson'un öğrencilerinden 

Polyksenos'la arkadaşlık etmiştir. Üstelik çok geçimlidir ve sert değil, 

yumuşak ve uysal huylu olduğunu sanıyorum. Bunu hiç çekinmeden söylüyorum 

sanma; verdiğim yargı bir insan üzerinedir; insan da, kötü değil ama, 

kimi bakımlardan birkaç kişiyi bir yana bırakırsak, değişik bir 

hayvandır. Korku ve güvensizlik içinde olduğundan, Helikon'u, bir arada 

olduğumuz zaman hep inceledim; sonra kentteşlerinden sordum; hiçbiri ona 

karşı bir şey söylemedi. Onu sen de incele ve dikkatli davran. En iyisi, 

boş zamanın olursa, ondan ders almaktır; ama felsefe yolundaki 

araştırmalarına hiçbir zarar gelmesin. Zamanın yoksa, ona başka birini 

gönder, öğrendiklerini zamanın olduğunda sana da öğretir. Sen de böylece 

daha iyi olursun; ün kazanırsın; ve benden yarar görmekten hiç geri 

kalmazsın. İşte bu kadar. 




Göndermemi yazdığın şeylere gelince: Apollo'nun yontusunu yaptırdım; 

Leptines sana getirecek; yetenekli bir sanatçının, Leokhares'in 

yapıtıdır. Evinde çok güzel bulduğum bir yapıt daha gördüm; satın aldım. 

Bunu, hasta ya da sağlıklıyken, bana, ikimize de uygun  bir tavırla 

bakmış olan karına armağan etmek istiyorum. Uygun bulursan ver. Çocuklar 

için on iki testi şarapla iki testi bal gönderiyorum. Kuru incirlere 

gelince, biz buraya varınca toplama mevsimi geçmişti, ayırtamadım. 

Sakladığımız mersin meyvaları da çürümüş; bir daha sefere daha dikkatli 

davranırız. Bitkilere de gelince, Leptines sana her şeyi anlatır. 

Bu gönderdiğim şeyleri satın almak ve kente vergileri ödemek için gereken 

parayı Leptines'den istedim. Kendisine Leukadia gemisi için harcadığım on 

altı mina kadar bir parayı kendi kesemden verdiğimi söyledim (bunu 

söylemeyi doğru ve uygun bulmuştum). Ondan aldığım parayı da harcadım, bu 

gönderdiğim şeyleri satın aldım. 

Para bakımından Atina'da senin durumun nedir, benim durumum nedir, şimdi 

ona geçelim. Sana önce de söylemiştim; paranı, başka dostlarımınki gibi 

elimden geldiğince az harcayacağım; yalnızca gerekli olan, benim ve 

parayı verenin doğru ve uygun bulduğumuz şeyler için kullanacağım. Benim 

durumum şöyle: verdiğin tacı üstelemelerine karşın kabul etmediğim zaman 

ölen yeğenlerimin dört kızına bakmak zorundaydım. Bunlardan biri, bugün 

evlenme çağındadır; ikincisi sekiz yaşında, üçüncüsü üçten biraz fazla, 

sonuncusu da bir yaşında bile değil. Sağlığımda evlenecek olanlara, 

dostlarımın da yardımıyla, drahoma vermek görevimdir; ötekilerle 

ilgilenmek bana düşmez. Gelecekte, babaları benden daha zengin olacak 

kızlara da drahoma verecek değilim. Ama, bugün en talihlileri benim; 

annelerinin de drahomasını Dion ve başkalarıyla birlikte ben vermiştim. 

Bu kızlardan biri, dayısı Speusippos ile evleniyor; buna otuz minadan çok 

istemez; bunca drahoma bizim için yeter. Annem de ölürse, mezarını 

yaptırmak için on minadan çoğuna gereksinmem olmayacak. Sicilya'ya 

yapacağım yolculukta, kendi harcamalarım ya da devlete verecek ödenti 

olursa, önce söylediğim gibi davranmalıyız: ben bunları elimden 

geldiğince kısmaya çalışacağım; ama harcamalar olanaklarımı aşarsa, aşan 

bölümünü sen ödeyeceksin. 

Şimdi Atina'daki harcamalarına geçiyorum: önce şunu söyleyeyim ki, 

Khoregialık (10) ya da buna benzer başka bir şey için para harcamamı 

istiyorsan, sandığımızın tersine, bana bu parayı verecek hiçbir konuğun 

yoktur. Sonra, parasını, bir adam gönderinceye dek geri bırakmayıp hemen 

vermekte yarar olan bir işin varsa, yalnızca can sıkıcı bir durumla 

karşılaşmayacaksın; küçük de düşeceksin. Bunu ben kendim denedim: 

Erastos'u, bir şeye gereksinmem olursa, başvurmamı söylediğin konuğun 

Aiginalı Andromedes'e yolladım. Sana, o mektubunda istediğin daha pahalı 

şeyleri gönderecektim. Bir insandan beklenecek şu olağan yanıtı verdi: 

babana verdiği paraları geri almak için epey güçlük çekmişti; sana şimdi, 

ödünç olarak az bir para verebilirdi ama, daha çoğunu göze alamıyordu. 

İşte bunun için Leptines'den borç aldım. Leptines de, yalnızca bu parayı 

verdiği için değil, bunu seve seve yaptığı; söz ve davranışlarıyla gerçek 

bir dostun olduğunu gösterdiği için övülmelidir. İyi olsun, kötü olsun, 

sana nasıl davrandıklarını; herkesin, senin için ne gibi niyetler 

beslediğini bildirmem gerekir. Öyleyse, para konusunda düşündüklerimi 

açıkça söyleyeceğim; böyle yapmam doğru olacaktır; aynı zamanda sarayında 

gördüklerime dayanarak konuşacağım. Yaptığın harcamaları sana 

bildirmeleri gereken kimseler, seni kızdırmaktan korkarak, bundan 

çekiniyorlar. Onları, her şeyde olduğu gibi, bunda da açıkça konuşmaya 

alıştır, zorla; her şeyi olabildiğince bilmelisin; her şey üzerinde karar 

verebilmeli, her şeyi öğrenmekten çekinmemelisin. Gücünü arttırmak için 

en iyi çare budur. Harcama yerinde yapılmalı, zamanında ödenmelidir; bu, 

her bakımdan, hele insanların zenginliklerini yönetmeleri bakımından, çok 

önemlidir; sen de böyle söylemiştin, sözünden dönecek değilsin. Senin 




çıkarlarını gözettiklerini söyleyen kimselerin herkesin önünde sana kara 

çalmalarına meydan verme; para işlerinde zorluk çıkaran bir insan olarak 

tanınmak, ünün için ne iyi olur, ne de güzel. 

Şimdi Dion'a geçiyorum: başka şeyler üzerine, o sözünü ettiğin mektubun 

gelmeden önce bir şey söyleyemem. Dion'a bildirmememi istediğin 

tasarıları, bildirmedim; onunla, bunlar üzerinde de konuşmadım. Yalnızca 

bu tasarıları, güçlükle mi, kolaylıkla mı kabul edeceğini anlamak 

istedim; bunlar gerçekleşirse epey üzüleceğini sezdim. Başka bakımlardan, 

Dion, gerek sözlerinde, gerek davranışlarında, çok ölçülü görünüyor. 

Timotheos'un kardeşi dostumuz Kratinos'a, bizim ağır piyadelerin taşıdığı 

o yumuşak zırhlardan bir tane; Kebes'in kızlarına da, yedi kulaçlık üç 

gömlek armağan edeceğiz; hani şu Sicilya'da yapılan keten gömlekler var 

ya, işte ondan; o zengin işlemeli Amorgos gömleklerinden değil. Kebes 

adını sanırım işitmişsindir: şu Sokrates'in konuşmalarında Simmias'ın 

yanında yer alan; ruh üzerine diyalogda Sokrates'le konuşan Kebes. Onu, 

hepimiz candan bir dost sayıyoruz. 

Ciddi olan mektuplarımı ciddi olmayanlardan ayıran işarete gelince, bunu 

unutmamışsındır sanırım. Ama sen gene bir anımsa ve iyice dikkat et. 

Birçok kimse, kendilerine mektup yazmamı istiyorlar; yazamayacağımı 

açıktan açığa söylemek de pek kolay olmuyor. Ciddi mektuplarıma "tanrı"; 

o denli ciddi olmayanlara da "tanrılar" sözcüğüyle başlıyorum. 

Elçiler de sana mektup yazmamı dilediler; bunda da şaşılacak bir şey yok; 

hepsi, hele o zaman elinden rahatsız olan Philagros, ikimizi her yerde 

övüyorlar; bu yolda hiçbir çabadan çekinmiyorlar. Büyük kralın yanından 

dönen Philaides de senden söz etti. Mektubumu uzatmak isteseydim, neler 

söyledi, yazardım; ama sen Leptines'e sor, o sana söylesin. 

Zırhı ve istediğim öteki şeyleri gönderirsen, bunları istediğin kimseye 

emanet et. Kimseyi bulamazsan, Terillos'a ver. O, hep denizlerde dolaşır; 

dostumuzdur. Her şeyi, hele felsefeyi iyi anlar. Ben Sicilya'dan 

ayrılırken kent başlarından olan Teisonos'un damadıdır. 

Hoşçakal; felsefeyle uğraş, gençleri yüreklendir, kendilerini felsefeye 

versinler. Top oyunundaki arkadaşlarına selamlarımı söyle; herkese, hele 

Aristokritos'a buyur, benden bir yapıt ya da mektup gelirse, sana elden 

geldiğince çabuk haber versinler; ve istediğim şeylerle uğraşmayı 

unutursan, anımsatsınlar. Leptines'e borcunu vermeyi unutma; bunu hemen 

yap ki, ona nasıl davrandığını görenler, bize hizmet etmeye daha istekli 

olsunlar. 

Myronides'le birlikte kölelikten kurtardığım Latrokles, sana gönderdiğim 

şeylerle gemiye bindi. Onu hizmetine al, çünkü onun için çok iyi duygular 

besliyorum; hangi işte istersen çalıştır. Mektubumu ya da özetini sakla; 



tutmuş olduğun yoldan da hiç şaşma.  

Yüklə 278,33 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə